bildirgec.org

kişisel gelişim hakkında tüm yazılar

İpler Sizin Elinizde

tekin61 | 06 November 2008 10:59

Ivan Pavlov
Ivan Pavlov

Günlük hayatımızda, iş hayatımızda, yaşadığımız her an karşılaştığımız durumlara, olaylara karşı tepkiler veririz. Olaylar bizi uyarır biz de kendimizi korumak ya da olaylardan en kârlı biçimde çıkmak için tepkiler veririz. Bir müddet sonra olayların gerçekleşme ihtimali olduğunda da biz aynı tepkileri veririz.

Psikoloji okuyanlar bilirler, işte bu uyarıcı-tepki bağına klasik koşullanma denir. Rus bilim adamı Ivan Pavlov tarafından bulunmuş bu yöntem hayatın her alanında görülmektedir. Doğumdan ölüme kadar, dil gelişiminde, kişilik gelişiminde, ahlak gelişiminde, öğrenmenin gerçekleştirilmesinde görülmektedir.

Cem Uzan Hangi Kişisel Gelişim Kitabını Okusun?

gooz | 15 September 2008 10:13

Başbakan’a hakaretten dolayı Cem Uzan’a verilen 5 tane kişisel gelişim kitabı okuma “cezası”, Uzan’ın hangi kitabı okuması gerektiği tartışmasını da beraberinde getirdi. Türkiye’nin ilk kişisel gelişim sitesi olan kigem.com 80.000 üyesine “Cem Uzan’a hangi kişisel gelişim kitabını tavsiye edersiniz?” diye sorarak bir anket başlattı. 11 Eylül’de başlayan ankette, ziyaretçiler 10 aday kitap içerisinden 5 kitap seçebiliyor. Ayrıntılar için: kigem.com

Zihinsel Tuzaklar : Varsayımda bulunmak 2

| 08 September 2008 11:45

Kişinin nasıl varsayımda bulunduğunu, buna nasıl inandığını ve çevresini inandırdığını, kendisinin ve başkalarının hayatlarını nasıl varsayımda bulunarak zehir ettiğini ve varsayımda bulunmaktan nasıl kurtulacağını yazının ikinci bölümünde anlatmak istiyorum.

Yazının ilk bölümünün son cümlesi ile başlamak bu bölümdeki içeriğin öğrenilmesi açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum

Varsayımda bulunma, genel olarak zihnimizden ya da başkasının zihninden geçen düşüncelerin her hangi bir somut delile dayanmaksızın doğru olduğunu kabul etmek ve ona göre davranmak demektir. Bu açıdan bakıldığında varsayımda bulunulduğunda düşüncelerin olumsuz olma şartı yoktur. Olumlu varsayımların da aslında zaman zaman zarar verici olduğunu söylemek istiyorum. İlerleyen satırlarda vereceğim örneklerle ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Zihinsel Tuzaklar : Varsayımda bulunmak 1

| 06 September 2008 19:14

zihninizi izleyin
zihninizi izleyin

Zaman zaman hafif ortamında kişisel gelişim yönünde yazılar yazdığımı bilirsiniz. Bu tip yazılarımın özünde, zihinsel tuzaklar ile hayatımızı nasıl zehir ettiğimizi gözler önüne sermek yatıyor. Zihinsel tuzak deyince aklınıza bir çok şey geliyor olabilir belki de hiçbir şey gelmiyordur. Aklınıza gelenlerin bazılarının zihinsel tuzak olup olmadığını bilebilmeniz için, zihninizi gerçekten izleyebilmeniz gerekir. Eğer zihninizi izleyemiyorsanız zihninizi izleyen her hangi birinin,bir fikrin bir ideolojinin bir inancın kurbanı olursunuz da haberiniz olmaz. Bu ne anlama geliyor? Bunun ne anlama geldiğini öğrenmeniz için yazının devamını okumanızda fayda vardır.

Zihinsel tuzakların en başında varsayımda bulunmak yatar. İnsanların neredeyse tamamı bu zihinsel tuzağın esiri altındadır. Esiri altında olduğunu bilmediğinden başarısız bir hayat, tartışmalardan zaferle ayrıldığını düşünüp kendi kendini kandırdığı bir hayat ve yine bu tartışmalardan dolayı kalbini kırdığı, küstüğü ve düşman olduğu insanlarla problem yaşadığı bir hayat kendini bekler. Başarısız toplumlar ve başarısız insanların özünde saçma sapan ideolojilere ve inançlara körü körüne bağlılık yatar. Bunun da tek bir sebebi vardır. Varsayımda bulunmak.

Kavgaların özü: varsayımda bulunmak
Kavgaların özü: varsayımda bulunmak

Varsayımda bulunmanın ne gibi bir zararı olabilir? Örneklere geçmeden önce bunun kısa bir açıklamasını yapalım. Varsayımda bulunmanın en büyük zararı bir yalana inanmak ve başkalarını da bu yalana inandırmaya çalışmaktır. Varsayımda bulunan insanın en büyük zaafı inandığı şeylerin şeksiz şüphesiz doğru olduğunu kabul etmesidir. Bu kör inanç öylesine gözünü köreltmiştir ki aksi durumdaki belgeler ve somut deliler bile bu saçma inancı kurbanın kafasından atmaya yetmez.

usta bir tasarımcı olmanın kuralları #5

admin | 08 August 2008 14:00

kural 5: derinlik
kural 5: derinlik

Bu yazıyı okumadan önce usta bir tasarımcı olmanın birinci, ikinci, üçüncüve dördüncükurallarını okumak isteyebilirsiniz.

Derinlik. Tamam, burada pop-up kitaplardan veya hologramlardan bahsetmiyoruz. İki boyutlu tasarımlarınızda veya illüstrasyonlarınızda derinliği simule etmekten bahsediyoruz. Yazı dizisindeki ilk dört kural, benim temel olarak gördüğüm kurallardı. Derinlik ise benim eğlenceli kısma giriş yaptığını düşündüğüm bir kuraldır. Temel olarak, derinlikle bir şeyi çok güzel gösterebilirsiniz. Sanatınıza derinlik katmak, sayfadan çıkmaya yardımcı olacak veya tam tersi, izleyiciyi içine çekecektir.

İkinci el kelepir Ferrari kapatmanın yolları

hmttgrlkr | 04 August 2008 16:13

Aslında Ferrari almak o kadar zor değil. Bir örnek vereyim Ferrarisi olan ve hayattan tat almayan insanları etkileyerek Ferrarilerini satmalarını sağlayıp daha sonra onları ucuza alabilirsiniz. Anlatacağım diğer kısımlar size büyük ihtimalle Ferrari aldırmaz ama kişisel gelişim kitaplarına vereceğiniz para ile hayal gücünüzü geliştiren, gündemi takip etmenizi sağlayan, kelime hazinenizi geliştirecek kitapları almanızı sağlayabilir.

Son zamanlarda raflarda ve en fazla satan kitaplar listesinde hep kişisel gelişim kitapları bulmakta, artık güzel bir roman kitabı bulamıyorum. Sayısının bu denli artmasının sebebi ya kendileri dışında kalan insanların kişisel gelişimlerine inanmadıkları için ya da yazması en kolay kitap çeşidi olduğunun etkisi büyük.

usta bir tasarımcı olmanın kuralları #4

MisterMadDog | 04 August 2008 13:21

Bu yazıyı okumadan önce usta bir tasarımcı olmanın birinci, ikincive üçüncükuralını okumak isteyebilirsiniz.

Bu ders, sayfa planı (layout) ve boşluk bırakma (spacing) ilgili. Genç tasarımcıların sık sık yaptığını gördüğüm hatalardan biri de her şeyi birbirine çok sıkışık yerleştirmeleri. Çok kıstılı bir alana çok fazla içerik yerleştirmek istiyorlar. Boşluk sizin dostunuzdur! Boşluk, sizin için bir sürü şey yapabilir. Metninizin daha kolay okunmasını sağlayabilir. Boşluk, izleyicinin bitmiş kompozisoynunuzu daha kolay anlamasını sağlayabilir. Ve boşluk aynı zamanda tasarımınızı zarif gösterir. İzleyiciye şunu söylersiniz: “o kadar zenginiz ki bu koca posteri, bu tek küçük mesaj için kullanabiliyoruz.”

usta bir tasarımcı olmanın kuralları #3

MisterMadDog | 31 July 2008 09:05

Bu yazıyı okumadan önce usta bir tasarımcı olmanın birincive ikincikuralını okumak isteyebilirsiniz.
Tasarımınızdaki kontrastın iyi olması, renk seçimlerinizle doğrudan orantılıdır. Kontrast, tasarımınızdaki renklerin değerlerindeki farklılıklardır. Değer ise bir rengin ne kadar aydınlık veya ne kadar karanlık olduğudur. Hiç beyaz bir çalışma alanı üzerine birinin şöyle bir espri yaptığını duydunuz mu: “Hey, bu kar fırtınasındaki beyaz bir inek!”? Bu, sıfır kontrasta örnektir. Beyaz üzerinde beyaz sıfır kontrasttır. Hiçbir şey göremezsiniz.

Çok basit değil mi? Yani demek istediğim ne kadar aptalca bir yazı bu? Tasarladığım şeyin görünebilir olması gerektiğini açıklıyorum? Bu bir ders için çok gerizekalı bir konu değil mi?