bildirgec.org

kendinde değil hakkında tüm yazılar

bolesi hic olmadi

e_inman | 06 January 2004 15:27

ya bi akil verin kardesler asik oldugum insandan biraz uzak durmaya calisiyorum ama yapamiyorum cildircam ya. en fazla 10 dakika uzak durabiliyorum. offf.offf

aci cekerek ask

e_inman | 03 January 2004 17:15

aci cekerek asik olmak istiyorum
Nerdeyim, kiminleyim, nasilim, n’apiyorum bilmiyorum ama tek bildigim bir sey varsa oda mutsuzum.yillar oncesinde sorarlardi cocuga buyudugun zaman ne olmak istersin diye cevap hic degismez ve doktor olmak isterdim der…neden boyle bir sey istersin dediklerinde ben buyudugumde insanlarin acilarini biraz olsun dindirmek istiyorum derdi. aradan yillar gecti. İnsanlarin acisini dindirmek isteyen cocuk ne bilirdi caresi olmayan ve acisiyla bile ayri bir tat verecek bir seylerin oldugunu. ask’in oldugunu. O cocuk buyudu aci cekti, kendi (insanların acilarini dindirme) hayellerini kendisinin kiracagini nasil bilirdi.butun asklari hep mutlu baslamisti cocugun ama sonu hep husran. hata kimde belli olmaz zaten hatali da aranmaz ya! simdi ise o kadar mutlu baslayan asklar geride birtek sey birakiyordu.aci. ve cocuk dusundu buna bir son vermek istiyordu. Yasadigi her olayin arkasinda bir iz kalmasindan huzursuz ve mutsuz olmak istemiyordu. Cozumu ise cok uzaklarda ariyor ve sbahlara kadar aci cekerek asik olmak istiyorum diye haykiriyordu. Basini yastiga her koyusunda su sozler dokuluyordu dudaklarindan. Seni dusunmekten korkuyorum hayaline bile zarar vermemek icin, seni ozlemekten korkuyorum bir gun sensiz olurum diye.bu sozlerin ardindan birakiyor kendini uykunun kollarina hic bir kaygi, sikinti, uzuntu, dert olmasin diye, dua ediyor hic bir zaman uyanmasam diye. gecenin bitiminde kalktiginda buda bir ise yaramadi diyor. ruya dahi olsa burada da mutsuzluklar oldugunu anliyor ve yine basliyor tanriya isyan etmeye. aci cekerek asik olmak istiyorum, aci cekerek asik olmak istiyorum, aci cekerek asik olmak istiyorum…soranlara ise su cevabi veriyor ben yasadigim her aska mutlu basladim aciyla bitirdim belki buna aci cekerek baslarsam mutlu son olur. simdi ise bunu yapiyor aci cekerek ask yasiyor ve akli hep su cumleye takiliyor “karsiliksiz ask yanmis bir evin cepte kalan anahtari gibidir” ne guzel soylemis bunu soyleyen deyip atiyor kendini hayatin acimasiz kollarina yorgun bedeninin kil koklerinde bile aci oldugunu bilmesede bildigi bir sey var ki o bu zama kadar mutsuzdu bundan sonrada mutsuz olacak. ve her gunun bitisini su siirle kapatiyor kucuk bir koltukta.

işte bu!

refuj | 31 December 2003 20:04

valla ne yazacam bilmiyomyom.burayı gerçekten günlük değilde tapınak gibi veya ulan ciddi şeyler yazın diyen abilerime de sormadan kullanacağım. kendi günlüğüme bu yeni yıla girereken bişeyler yazayım dedim… herneyse biz yapamıyorsak. lan burası günlük doğru düzgün şeyler yazın diyen arkadaşlar umarım doğru düzgün bişeyler yazarlar.bi yıl daha boktan.salla gitsin hem bugünün diğer günlerden farkı ne.ama işte eğlence olsun insanlar biraz kendini rahatlatsın diye isanın dogum günü olmuş yeni yıl ve insanlarda rahatladığını ve deşarj olduğunu zannediyor bugünde.rahatlama dünya, yalandan insanları mutlu etme çünkü yıllar geçtikçe çirkefleşiyon yıllar geçtikçe insanların kendilerini sömürmesini sağlıyon.ve sonra seni yaradan bişey varsa ona isyanların başlıyor ona sövmelerin.insan olmak lazım ve bundan dolayı isyan ediyosam adam gibi etmeli ve ona karşı iii sövmeliyim.büğün benim gibi inançsızlara yine gebe.bügün hayatımda yapmak istediğim bişeyi yapcam.içki içmeyecem.diğerlerinin sarhoş ve agzı salyalı haliyle bende böyle muhabbet kuracam.ve o agızlarla bu dünyaya bize ait acı sevinci kahpelikleri ve rezillikleri sonuna kadar paylaşacam… ANKARAYI ÖZLEDİM.hem bügün annem hindi pişirmiş.herneyse annem hindi felan pişirmeyi bilmez ama ben büğün hindi pişirecem.ben büğün biraz daha faazla kendimi sömürecem vede tüketecem…. son olarak yeni yıl kutlu olmasın.çünkü yıllar geçtikçe kafam beynim o kadar hantallaşıyor ki.çok çalışmam lazım büyümem lazım.her neyse …ama ben daha büyümek istemiyorum…

bir ben var benden içeru

lizardKing | 29 December 2003 01:41

dün gazetede bi yazı okuduktan sonra aklıma geldi; acaba türkiye’de (hatta belki bu alanı dünya olarak da belirtebiliriz) tamamen kendi olan bir insan var mı? ilk başta tabii ki vardır diye düşünülüyor ama insan hiç mi kendi düşünce tarzına uymayan bişeyi yapmaz, hiç mi birilerinin kontrolü altında kalıp yapmak istemediği bişeyi yapmak zorunda kalmaz? çoğu kişilik toplum ve aile baskısı altında ezilip kalmıyor mu? kaç kişi sevdiği işi yapıyor merak ediyorum.

bunlar olayı geniş düşündüğümüzde ortaya çıkan şeyler; daha basit örneklere inersek; anlık olaylara bakarsak herkesin oynadığını görebiliriz sanırım. bu durumdan çıkardığım sonuç bana çok korkunç geliyor. sanırım herkes çift kişilikli. hatta daha çok kişilikli belki de… her duruma her ortama bu kadar kolay nasıl uyum gösterebiliyoruz yoksa değil mi?

MR Günlüğü

llus | 26 December 2003 11:05

gece yarısı saat 01:00… Kocaman demir kapısı vardı. Mavi koltuğa oturdum. Elimde bir paket hindistan cevizli gofret dişlerimin arasında erirken vücudumun yanan her yeri titriyordu. Demir kapıda ki “manyetik alan” yazısı gözlerimin içine yerleşti.Kocaman demir kapı açıldı içerden beyaz gömlekli bir adam çıkıp “hazır mısınız” dedi… Bilmiyordum hayır aslında hazır değildim ve hiç bir zamanda hazır olmak istemiyordum. Hazırım dedim ve beyaz odaya girdim. Buz gibi bir hava yüzüme yerleşti. Ayakkabılarınızı çıkarın ve rahatlayıp kafanızı şuraya dayayın dedi beyaz gömlekli adam.Uzandım uzun mavi mindere. Kafamı yukara kaldırdığımda ucu olmayan bir tünele benziyordu. Birazdan oraya girecek ve 45 dakika beynimin içindekileri manyetik seslere ve dalgalara teslim edecektim. Mavi minderli yatak hareket etti önce yukarı çıktı bedenimle sonra kafama maske gibi birşey yerleşti, mavi minderli yatak tünele doğru ilerlemeye başladı gözlerimi ne açabiliyordum ne de kapatabiliyordum, sanki bir tabuta girmiştim. İlerledi ve bir ışığın altında durdu…

Hayaller

gelmeyin üstüme | 20 December 2003 08:58

Hayal kurmaya devam ettim. Gerçekler beni çok fazla düş kırıklığına uğratıyordu. Xxxxx’ten sonra gelen her kız beni bir adım aşağıya düşürüyor, boğazıma bir düğüm daha atıyordu. İyi yaşadığını iddia eden adam bile, idare ettirecek kadar doldurmuyordu hayatını. Her gün başka bir şey oluyor sanıyorsunuz ama elinizde sürekli aynı malzeme varken, nasıl yeni bir gün yaşayabilirsiniz? Bir şehir dolusu, bir ülke dolusu birbirinin aynı kadınlar. Aynı şeyleri söylüyor, aynı şeylere kanıyorlar. Sonunda elinize geçen de aynı malzemenin çeşitlemesi işte. Sonuç olarak, umudumu yitirmiştim işte. Kara gözlüklerimi taktım ve sokağa çıktım… Bir bira alıp parktaki banka oturdum. Başka hayal dünyalarında neler olduğuna bakmak için, kitabımı açıp okumaya başladım. O sırada kızın biri parkta bir uçtan bir uca sürekli gidip geliyordu. “Hey ne aranıyorsun?” diye seslendim. “Eroin!” diye yanıtladı. “Bu saatte bulamazsın” dedim. “Sen öyle san” dedi. “Peki” dedim, “bulursan bana da al bi şişe, beraber içeriz.” O sırada, seyyar eroin kamyonu geçti oradan. Kız önüne atladı ve hamile taklidi yapmaya başladı. Hayır, daha da iyisi, yolun ortasında doğuran kadın taklidi yapıyordu. Kamyonun şöförü indiğinde, kızın doğurduğu çocuk arabanın altından geçip arka taraftan eroin kasalarını arakladı. Şimdiki çocuklar gerçekten de çok çabuk büyüyorlar. O sırada, kız adama teşekkür etti ve çocuğa onun adını vereceğini söyledi. Adam tam arabaya binmek üzereydi ki, çocuğun eroinleri çaldığını farketti. Hemen bağırarak peşinden koşmaya başladı; “gel buraya piç kurusu”. Ama kendi adını kullanarak küfretmek gücüne gitti tabi. Ne de olsa çocuğun vaftiz babası sayılırdı. Durdu ve kamyonuna döndü. Ağır ağır gözden kayboldu.

sali 13.45 besiktas-kadikoy

pled | 18 December 2003 01:35

bilirsin bosluk,arada sirada doldururum seni istersem ve yine bilirsin her zaman bekleten benim seni ve seni doldurmayi, iyi ya da kotu bi sekilde bilirim , bilirsin..ve yine bilirsin ancak sen bosken benim dolu ve ben bosken senin dolu olabilecegini.bilirsin savaslarimizi ve seni sadece kazandigin anlarda farkedebildigimi ve yine bilirsinki ellerim tuslarda gozlerim dolu ve beynim yine durmadan dolduruyor seni ve bosaliyorum boylece.sen bosken ben dolu.ben bosken sen..yine bilirsin icimdeki o yazmayi seven seffaf cocugu ,hep biri icin yazip hep birinin okumasindan utanan cocugu..iste yine bosaldi kafam bak..sen suskunsun ve ben bos..vapurun penceresinden disari bakan bugunku kizin o suskun mavi gozleri gibi..disari baktiginda ben doluyken bana baktiginda ben disardaydim masmavi doldugumu bildigim haldeve bilirsin senin bana yazmayi istedigini bildigim halde..yine iyi geceler seni seviyorum

panik atak

valium | 17 December 2003 06:49

nefes aaal…nefes veeer…nefes aaal.. nefes veeer.. rahat dur kalbim…sakin olun kaslarım…nefes aaal… nefes veeer…

allahım aklımı kaçırmamam için bana yardım et.. nefes aaaal…. veeeer…

Sensizlik

PulchMalle | 14 December 2003 15:56

Akşamın sonlarındayım Yine elimde kalem Yastığımda defterim. Her akşam olduğu gibi Yine sensizim… Ve sensizliğimi yazıyorum Satır satır, sayfa sayfa Sensizliğime ağlıyorum usulca..

Her sayfada damla damla gözyaşı izleri Her gözyaşının yanında hep aynı kelime Hep aynı hıçkırık ! Her damla bir “sen”le birleşmiş, Her “sen” gözümden bir damla eksiltmiş. Her akşamın sonunda Bu defteri her açtığımda Aklıma yanlız sen gelirsin… Hayır ! Yalan Söyledim ! Sen aslında hiç aklımdan gitmessin.

İçimdeki hasret öyle büyük ki Seni bana bir an bile unutturmuyor. Geleceksin diye yolunu bekliyor yüreğim… Bir kuş gibi kanatlanıp uçuyor kalbim. Uçuyor, uçuyor, ama kavuşamıyor. Daha fazla bekletme Kuşun ömrü bitiyor !

Dakka bir gol bir

shadowhook | 12 December 2003 14:41

Ey Günlük; ya şimdi ne yapıcaz bilmiyorum. Vizeler finaller derken dönemi yarıladık. Yılbaşı geldi çattı. Bu da benim yusuf yusuf etme zamanımın geldiğini gösterir. Yılbaşında muhtemelen üç ilâ beş arasında farklı insan/insan grupları tarafından davet edileceğim. Bunların bir çoğu da ya birbirini tanımıyor, tanıyanlar da birbirine uyuz oluyor. Bakalım ya evde oturup yalnız başıma içicem, ya arada mekik dokuyarak yılbaşının içine edicem ya da birkaç kişinin kalbini kırmak zorunda kalacağım. Aslında gönlümden geçen bir insan ewladı var ama o da mümkün değil maalesef.