bildirgec.org

kaza hakkında tüm yazılar

AŞK; TEN VE BEDENDEN İBARET DEĞİLDİR

keremx | 20 October 2008 09:48

AŞK; TEN VE BEDENDEN İBARET DEĞİLDİR

Diyelim ki çok seviyorsunuz. Âşıksınız. Nişanlandınız. Sıra geldi düğüne…Evleneceksiniz. Derken eş adayınız bir kaza geçirdi. Felç oldu. Veya sakat kaldı. Elini ayağını kaybetti. Burnu kulağı koptu mesela.

Tabiî ki Allah korusun. Hiç kimse için böyle bir şey istemeyiz. Ancak böyle bir durumun olduğunu var sayalım. Ne yaparsınız? Ben onun her şeyini seviyorum deyip, onu olduğu gibi kabul edip, yine de evlenir misiniz onunla?

Siz cevabınızı düşünün bakın ben sizle yaşanmış bir olayı paylaşacağım: İngiliz asker Martyn Compton iki yıl önce bir saldırıda ağır yaralanmış. Gövdesinin yüzde 70’i saldırı sırasında yanmış. Üç ay komada yatmış. Komadan uyandığında acı gerçeği öğrenmiş. Güzel yüzü ve gövdesi yüzde 70 oranında yanık. Göz kapakları da yanık ve içeriye doğru çökük… Kulakları, burnu ve saçları yok.

Independenta

puella | 13 October 2008 07:48

15 Kasım 1979 tarihinde, sabaha karşı saat 05:20 sularında, İstanbullular korkunç bir patlama sesi ile uyandılar. Patlamanın şiddeti ile, şehrin boğaza yakın sahil kesiminde yer alan pek çok bina hasar gördü, evlerin camları kırıldı. Alevlerin etkisi ile gökyüzü kızıla boyandı. Ardından gelen duman bulutu, günlerce İstanbul’un üzerinde asılı kaldı.

Romen tankeri Independenta, Haydarpaşa Mendireği’nin yaklaşık 4 mil açığında, Yunan şilebi Evrialy ile çarpışmıştı.

Independenta, 1 yaşında yeni bir gemiydi. 283 metre boyunda, 46 metre genişliğinde ve üst yapıları hariç 22 metre derinliğindeydi. Libya’dan Köstence’ye yol alıyordu ve yükü 94.600 ton ham petroldü. Romen bayrağı taşıyordu. İstanbul Boğazı’na girmek için yoluna devam ederken, İstanbul Boğazı’ndan çıkış yapmakta olan ve Zhdanov Limanı’ndan yüklediği 7.400 ton çeliği Akdeniz’e götürmekte olan Yunan şilebi Evrialy ile çarpıştı.

allahın sopası

mansonilized | 23 September 2008 16:37

http://www.gazetesok.com/haber.jsp?cid=46204&haberadi=Muze_soymaya_gitti__poposuna_demir_girdi.html

Dyatlov Geçidi’nin Esrarı – 2

Xas | 17 August 2008 10:39

Bir önceki yazının sizleri meraklandırdığını biliyorum, ancak emin olun Rus polisi de son dört cesetten sonra en az sizler kadar meraklanmıştı. Hastalığından dolayı geride kalan grubun 10. üyesi Yury Yudin şöyle diyordu; “Eğer Tanrı’ya tek bir soru sorma şansım olsaydı bu ‘O gece arkadaşlarıma ne oldu?’ olurdu.”

Yury Yudin
Yury Yudin

Araştırma kapsamında ilk keşifte bulunan günlükler ve amatör video kayıtları incelendiğinde (Blair Witch? Cloverfield? REC? Noroi?) ortaya çıkar ki, grup 31 Ocak günü dağlık araziye varmış ve tırmanışa hazırlanmıştır. Dönüş için yiyecek ve ekipmanları için ormanlık alanda bir stok çadırı kurduktan sonra 1 Şubat‘ta tırmanışlarına başlarlar. Hesaplarına göre 1 günde tırmanışı bitirip ertesi gece kampı öteki tarafta kuracaklardır. Ne var ki giderek sertleşen hava, kar fırtınaları ve azalan görüş mesafesi bir şekilde onları hedefleri olan Otorten Dağı yerine Mansi dilinde “Ölüm Dağı” anlamına gelen Kholat Syakhl’a götürür. Dağın ismi hariç buraya kadar yaşananlarda pek olağandışı bir durum yok. Kampta bulunanlar buradan sonra ne yaşadıklarına dair bir ipucu vermiyor.

Dyatlov Geçidi’nin Esrarı – 1

Xas | 10 August 2008 13:00

Şimdiden uyarmak lazım, yazı biraz ürkütücü. Korku filmlerinde işlenen “vahşi doğanın kucağında bilinmeyen varlıklarla mücadele eden gençler” temasının gerçek yaşamdaki bir örneğine tanık olacağız. Bir grup kayakçı, Ural Dağları‘nda geziye çıkarlar ancak esrarengiz bir dizi olay onları deliliğin sınırlarına ve ölüme sürükler. Gerilim filmi konusu gibi duruyor değil mi? Ama bir zamanlar Rusya’yı çalkalayan ve sonradan unutulan bu olay gerçek.

Igor Dyatlov,  Zinaida Kolmogorova,  Lyudmila Dubinina,  Alexander Kolevatov,  Rustem Slobodin,  Georgyi Krivonischenko,  Yuri Doroshenko,  Nicolas Thibeaux-Brignollel,  Alexander Zolotarev. Yolculuktan önce.
Igor Dyatlov, Zinaida Kolmogorova, Lyudmila Dubinina, Alexander Kolevatov, Rustem Slobodin, Georgyi Krivonischenko, Yuri Doroshenko, Nicolas Thibeaux-Brignollel, Alexander Zolotarev. Yolculuktan önce.

27 Ocak 1959 günü Sovyet Rusya’da dokuz genç kayakçı Ural Dağları’nın uçsuz bucaksız eteklerinde 2 haftalık bir tırmanış ve kayak gezisi için yola çıktılar. Aslında 10 kişiydiler ancak bir tanesi sağlık problemleri yüzünden son anda geride kalınca yola 2 kadın 7 erkek çıktılar.

Yanağını Uzatanın, Dudağına Kondururum!!!…

BAYEMRE | 07 August 2008 09:45

Yanak yanağa öpüşme rezaletim. Arkadaşlarla başka bir arkadaşın evine gittik ben ilk kez gidiyordum o nedenle eve gittiğimde tanıştırıldım çok samimi ve içten bir insandı ve tokalaşmanın ardından yanak yanağa öpüşmek için bana doğru yöneldi. Ben yapı olarak soğuk muyumdur neyim bilmiyorum ama erkek arkadaşlarımla yanak yanağa hiç öpüşmemiştim. Yeni arkadaşın bu hareketi ile bir an irkildim onu bozmakta istemediğimden eh kendi gelen zemzem suyu misali öpeyim bari dedim ama yönleri tutturamadığımdan (acemiyim ya) dudak teması yaşadık.
Olay bir kazaydı ama şahit çoktu. Gülüşmeler falan derken:
“Abi ben öptüm mü adam gibi öperim, yok istemem der gibi başımı sağa sola çevirmem. Bir öptüğümü de ikinci kez öpmem ”
Diyerek bombayı patlattım.Sevmiyorum şu tokalaşma ve öpüşme işlerini ben sadece sevgilimi öpmek, koklamak istiyorum ama yok illa kendilerini bana öptürecekler.
Neden hep beni bulur böyle arıza durumlar?