bildirgec.org

kara delik hakkında tüm yazılar

Solucan Deliği(Wormhole)

cilo6 | 18 December 2010 13:02

Fizikçiler, her geçen gün yeni terimler ve yeni bilgilerle karşımıza çıkıyor. Uzayın derinliklerinde olup biten ilginç olayları teorik olarak bizlere sunarlar, evrenin derinliklerinde insan aklının alamayacağı bazı olayları açıklamaya çalışırlar.
Bu ilginç olaylardan bir tanesi de Wormhole-Solucan Deliği oluşumudur. Solucan Delikleri madde veya enerji haline dönüşen maddeyi bir evrenden bir başka evrene ulaştıran enerji delikleridir. Bir portakal düşünün ve bu portakalın üzerinde bulunan akıllı karınca, portakalın diğer tarafına geçmek için meyvenin yüzeyini yürüyerek geçmek zorundadır. Biz portakalı karşıdan karşıya delsek, akıllı karınca artık yüzeyi değil, açılan deliği kullanarak en kısa yoldan meyvenin diğer yüzüne geçer. Zamanı en iyi şekilde kullanarak amacına ulaşır. Uzayda da böyle Solucan Delikleri olduğu varsayımı var fakat bu henüz ispatlanmamış bir teori olarak yer almaktadır, ayrıca Kara Deliklerin(Black Hole) varlığından söz edilir.Kara Deliklerin varlığı ispatlanmıştır. Bu müthiş çekim alanları çevresinde ne varsa çeker, hatta ışık bile kaçamaz, adeta dipsiz bir kuyu gibi ne varsa yutar. Fakat yutulan madde, ışık veya enerjinin akıbeti belli değildir. Henüz Fizikçiler yutulan bu medde ve enerjinin nereye gittiği konusunda kesin birşey söyleyemiyorlar.
Kara Deliklerin nasıl oluştuğuna dair kısa bir bilgi vermek gerekirse bu dipsiz kuyuların ne olduğu hakkında fikir sahibi olabiliriz. Daha önce Güneş gibi fakat Güneşten 100 kat 1000 kat büyük olan yıldızlar, enerjilerini tamamen tüketip ömürlerini tamamladıkları zaman yıldızın kendi içinde oluşan yüksek çekimden dolayı önce bir daralma ve sonra akabinde büyük bir çöküşle dev yıldız Ay’dan daha küçük bir kütleye kadar sıkışır. Bu oluşan yeni kütlede öyle güçlü bir çekim oluşur ki artık atomlar birbirinin içine geçereler, yıldızı oluşturan atomlar arasında en küçük bir atomik mesafe kalmaz nerdeyse. Yüksek çekim gücünden dolayı Kara Delikler herhangi bir ışıma yapmazlar, varlıkları çevresindeki koyu karanlık alandan ve çevresindeki x-ışını salınımıyla anlaşılır. Eğer Kara Delik çevresinde aykırı bir oluşum varsa, bu da Kara Deliğin varlığını gösterir.
Fizikçiler çalışmalarına her geçen gün yeni bilgiler eklemektedir, bir gün bildiğimiz Fizik yasaları değişirse hiç şaşmayın.

Bilimin Sınırları

cilo6 | 17 December 2010 14:06

Hergün yeniliklerle, buluşlarla karşılaşıyoruz. Bazıları bize fenomen gibi geliyor, bazıları gerçeğe çok yakın. Ama bilinen bir gerçek var ki bilimin sınırlarının olmadığı. Bilimsel çalışmalar yapılırken önce düşünce olarak ortaya atılır, bir teori olarak tasarlanır, sonra çalışmalara başlanır. Kimi zaman teorilerde yanılgılar olabilir, bazı yanlışlık ve hatalar olabilir. Doğruları bulabilmenin yolu hatalardan geçer.
Newton yer çekimi yasalarını bulmadan önce bazı gözlemler yapmış ve hatta söylendiğine göre kafasına elma düşünce aklı başına gelmiş. Her ne şekilde olursa olsun bilim, deneme ve yanılgılar aracılığı ile sağlam temeller üzerine oturmuştur.
Son dönem Fizikçileri yani çağımız Fizikçileri yeni teorileri ispatlamak için büyük bir çalışma içerisindeler.Çözülmek istenen konular insan beynini karıştıran karmaşık konular. Kara delikler,solucan delikleri, zaman içerisinde yolculuk, anti-madde, negatif enerji ve bu konularla ilintili paradokslar. Bizim bildiğimiz Fizik kanunlarına göre dört boyutlu bir uzayda yaşıyoruz, cisimlerin boyutları (üç boyut) ve zaman dördüncü boyut.
Zamanın olmadığı yerde mekan yoktur,zamanın olduğu yerde hareket, enerji ve dönüşümler vardır.
Eğer bilinen Fizik kavramları ile Kuantum Fiziği yasaları bağdaştırılabilirse bilinen gerçeklerin bir kısmı değişecektir.
Klasik Fizik, bir atom altı taneciğin konumunu belirli bir zaman arlığında tanımlayabilir fakat Kuantum Mekaniğine göre bir atom altı taneciğin konumu kesin olarak belirlenemez, her yerde olabilir.
Bu tür düşünce ve teorilere bakılırsa bilimin geleceği hakkında söylenecek çok şeyler var demektir.

Samanyolunda mahsun bir karadelik

quex | 26 November 2010 17:59

Şu son 2 haftadır “Kara Delik” lere çok taktım. Mevzuya aslında Morgan Freeman ın anlatıcılığını yaptığı “Through the Wormhole” dizisi ile başladım. Parçaçık fiziği, uzay-zaman teorileri, görecelik kavramı, spring teorileri, karanlık madde, ondanda ilginci karanlık enerji, stephen havking derken iş kara deliklere geldi dayandı lakin bu delikler bütün bu teorilerin bittiği yerler.
Sonra parçacıktan uzay fiziğine geçiş kaçınılmaz oldu ve gezegenler sistemler galaksiler derken. Kendimi akşamları gökyüzüne bakakala buldum.
Şunu hep merak etmiştim. Bizim galaksimizin (samanyolu- ya da MilkyWay) gerkezinde ne olup bitiyor. Belgesellerde hep dünyadan dış uzaya doğru bir serüven izleniyordu.
Ama 15 senedir samanyolunun merkezini inceleyen bir bilimadamlarının sonuç almaya başlaması sonrası galaksimizin merkezinde neler döndüğünü ufaktan anlamaya başlamışız.
Neler döndüğünü diyorum çünkü hakikaten yıldızlar, görünemeyen bir nesnenin etrafında müthiş bir artan-azalan ivmeli hızda dönmekte. Bu nesne görünmüyor çünkü bu bir Kara Delik. Ve yıldızları bu hızda döndürebilen bu deliğin büyüklüğü güneşimizin 4 milyon katı.
Artık her galaksinin merkezinde böylesine kara deliklerin bulunduğu biliniyor. belkide birden fazla. Mesela komşu galaksimiz, Andromedada iki tane gözlemlenmiştir. Bu içten içe kaynayan iki galakside yaklaşık 2 milyar yıl sonra birbirine geçecek. Ne kadar kozmik. Ne kadar güzel.
Demek yıllar önce çocukken annemin aldığı Andromeda adlı kitaptaki uzaylı oradan gelmiş. 2 milyar yıl sonra hep birlikte buhar olacağız he.

ilk yapay kara delik yapıldı

hoodly | 19 June 2009 14:15

Bundan 35 yıl önce Stephen Hawking ortaya attığı teorisinde kara deliklerin bir çeşit elektromanyetik radyasyon yaydıklarını belirtmiş ve daha sonra bu radyasyona da Hawking radyasyonu adı verilmiş.

Fakat günümüze kadar bu fenomeni gözlemleyebilen hiç kimse olmamış. Ama şimdi israil’den bilim adamları kendi hawking radyasyonlarını oluşturmak için yapay bir kara delik yapma üzerinde çalışmalar yürütmeye başlamışlar.

Yeni Başlayanlar İçin Evrenin Büyüklüğü

mabl | 14 March 2009 11:18

Evrenden bir manzara..
Evrenden bir manzara..

Astroloji konusunda adeta guru mertebesine ulaşmış halkımızın, Astronomi konusunda bir o kadar derin cehalet içerisinde olduğunu dehşetle müşahede etmekteyim uzun zamandır. Mesela hanımkızımız Merkür Gerilemesi‘nin insana şöyle de böyle sıkıntılar getireceğini ahkamlıyor, ama Merkür nedir, nerde gezer, ne yer ne içer hiçbir fikri yok. Ya da çok sevdiğimiz üniversite mezunu babamızın, yıldız kaymasını lise mezunu komşuya, yıldızların gerçekten de kayması şeklinde izah ettiğine şahit olabiliyoruz.

Halk arasında yıldız kayması olarak bilinen doğa olayı
Halk arasında yıldız kayması olarak bilinen doğa olayı

Tabii ki sevgili annelerimizin, babaannelerimizin celestial mechanics tahsil etmesini bekleyemeyiz bu yaştan sonra, ama en azından evrenin en temel birkaç hususu hakkında basit birkaç bilgi sahibi olmak herkesin ufkunu genişletir kanaatindeyim.

The Black Hole ( Kara Delik)

osmanxx | 05 December 2008 14:25

Virgin Media Shorts 2008 festivalinde büyük ödülü kazanan ve sanal alemde seyirci rekorları kıran ilginç bir kısa film. Filmde şans eseri bir kara delik keşfeden ofis çalışanın yaşadıkları anlatılıyor. İnsanların ne kadar aç gözlü olduğunu, tatminkarsız ve ders çıkarılması gereken bir kısa film olmuş. Hollywood yapımcıları bu kısa filmin uzun metrajını çekmek isteyeceklerdir.

Phil&Oily’nin senaryosunu yazıp yönettiği filmi izlemek için;

Virgin Media Shorts tıklayın…

Cern mola verdi

JaAaa | 24 September 2008 12:07

CERN’deki büyük deney hadron çarpıştırıcısının onarımı ve bakımı için bahara kadar kapalı kalacakmış. Onarımdan sonra çarpıştırıcının yeniden soğutulması gerekiyormuş, CERN sözcüsü James Gillies bu soğutma işleminin 1-2 ay süreceğini belirtti.
Cern hakkında önceden ucandaire’de yayınlanan haber için buraya bakabilirsiniz.
Kaynak

Dünyanın Yok Olmasına 9 Gün Kaldı!!!

leaderhasan | 02 September 2008 13:50

Evrenin oluşum sırlarını ortaya çıkaracak olan deney için geri sayım başladı. Artık, son 9 gün. İsviçre’nin CERN laboratuarında gerçekleşecek olan deneye, Avrupa ve dünyadan birçok bilimadamı katılacak. Ve bu deneyin maliyeti yaklaşık, 9 milyar dolar. Deney, Fransa-İsviçre sınırındaki bir bölgede, yerin 150 metre altında, 27 km uzunluğundaki bir tünelde gerçekleşecek. Bu deneyde, her maddenin yapı taşı kullanılacak ve bu maddeler ışık hızına yakın bir hız ile çarpıştırılacak. Ve deneyde evrenin oluşumuna neden olan BIG BANG’deki ortama yakın bir ortam oluşturulmaya çalışılacak. Bilim adamları, böylece çarpışmalar sonucunda yeni parçacıkların oluşmasını ve evrenin oluşumundaki sırları çözmeyi amaçlıyorlar. Buraya kadar herşey normal. Bu çarpışmalar sonucu ortaya çıkabilecek enerjinin büyüklüğü ise, dünya bilimadamlarını zıt kutuplara itmiş durumda. Viyana Üniversitesi’nden Markus Goritschnig, deney sonucunda mini kara deliklerin oluşabileceğini ve bu kara deliklerin 4 yıl içerisinde dünyayı yutabileceğini belirtti. Ortaya çıkacak enerji ise, gerçekten korkutucu boyutlarda. Örneklemek gerekirse: Deney sırasında bir toz parçacığının milyarda bir boyutlarındaki bir alanda, güneşin 100 bin katı değerinde bir sıcaklık oluşacak.

Atlas projesi evrenin sırlarını çözebilecek mi?

kursatt | 30 June 2008 09:01

İnsanoğlunun yaklaşık 1 milyon yıldır yeryüzünde olduğu tahmin ediliyor. Yeryüzündeki bu uzun ömrümüze rağmen maddenin tam olarak ne olduğu keşfedilemedi. Atom denilen parçacıkların varlığının bulunması maddenin üzerindeki esrarı bir parça kaldırdıysa da atomu oluşturan parçacıkların ne olduğu, atom içerisindeki hareketleri, momentumları problemler çözüm bekliyor. Bu problemlere çözüm bulmak için 20. yüzyılda yeni yeni gelişen bir bilim olan parçacık fiziği, maddenin yapısını oluşturan bu tanecikler arasındaki ilişkiyi konu alır.
Günümüzde parçacık fiziğinin en önemli deney parçası hızlandırıcılardır. Maddenin yapısının derinlerine inmek için hızlandırıcı adı verilen deney düzenekleri kurulmasının en iyi yol olduğu Ernest Lawrance’ın kiklotronu icadından sonra anlaşıldı.

Ernest Lawrance
Ernest Lawrance

Ancak hızlandırıcılar öylesine büyük ve pahalıydı ki Avrupa’nın bu düzenekleri tek başına kurması ve bu teknolojiyi elde etmesi ancak 20. yüzyılın 2. yarısında gerçekleşti. Avrupalı fizikçiler 1954’te İsviçre Cenova’da merkezi bir laboratuar kurmaya karar verdiler ve böylece CERN (Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire) kurulmuş oldu. Bu tarihten sonra CERN yüksek enerji fiziğindeki teknik ve bilimsel gelişmelerde başrolü oynamaya başladı. CERN ‘in kurulmasından sonra parçacık fiziği bilgilerimiz hızla gelişti ve pek çok atomaltı denilen parçacık keşfedildi.

CERN logosu
CERN logosu

Hızlandırıcılarda parçacıklar elektromıknatıslarla hızlandırılıyor ve bir engele çarptırılıyorlardı. Çarpmışmadan sonra etrafa saçılan parçacıkların momentumlerı ölçülerek veriler toparlanıyor ve inceleniyordu. Büyük hızlandırıcılar macerasının başlamasından hemen sonra fizikçiler fark ettiler ki hızlandırılmış bir parçacık demeti sabit bir hedefe çarptığında, enerjinin çoğu hedefin geri tepmesinde harcanıyor ve asıl amaç olan parçacık çalışmaları ve parçacıkların etkileşim araştırmaları için geriye sadece küçük bir yüzde kalıyor, bu da gerçekçi sonuçlar vermeyebiliyordu. Bunun yerine eğer iki parçacık demeti birbiriyle kafa kafaya çarpıştırılırsa geri tepme için hiç enerji harcanmayacak, tüm enerji deneye kalacaktı. Bu düşünce ile çarpıştırıcı denilen deney düzenekleri kullanılmaya başlandı ve çarpıştırıcılar, atom hakkındaki bilgilerimizi sınırların çok ötesine taşıdı.

LHC'deki mıknatıslar....
LHC’deki mıknatıslar….

Diğer laboratuarlar elektronları çarpıştırmaya yoğunlaşırlarken, CERN protonlar üstünde çalışıyordu. Bu elektron çarpıştırmaya göre daha zor ve yüksek teknoloji isteyen bir işti. Ancak CERN fizikçileri pek çok teknolojik zorluğun da üstesinden gelerek ilk proton-proton kafa kafaya çarpışmasını 1971 yılında gerçekleştirdiler.
Dünya parçacık fiziği tarihinde çok önemli bir yerde bulunan CERN’in bu gün 20 asil ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 8 gözlemci üyesi vardır.
CERN’de yüzlerce bina, 3000 kişilik destek personeli ve nöbetleşe kısa süreler için çalışan 2500 kadar fizikçi vardır. Bunlardan 100 kadarı teorik fizikçilerdir. Diğerleri ise, teorisyenlerin fikirlerinin tecrübe edildiği deney düzeneklerinin (mekanizmalarının) projelerini hazırlayan, yapımını sağlayan ve deneyleri yürüten tatbikatçılardır.
CERN, parçacık fiziği alanında olduğu gibi günlük hayatın daha çok içinde yer alan bazı buluşlarda da etkili olmuştur. Örneğin; web kavramı, CERN’de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners Lee’nin HTML adlı bilgisayar dilini bulup geliştirmesiyle oluşmuştur.

çarpışma sonrası parçacıkların hızını ölçecek dedektör
çarpışma sonrası parçacıkların hızını ölçecek dedektör