bildirgec.org

kadın hakkında tüm yazılar

Çevreci Seks

kopanisti | 08 March 2007 11:09

Artık hepimiz biliyoruz ki küresel ısınmaya karşı bazı önlemler almaz isek, bazı ülkeler Kyoto protokolünü imzalamaz ise, başımıza önümüzdeki yıllarda çok büyük dertler açılacak. Birçok ülke sular altında kalacak. Kıtalar yok olacak. Arabalar, evler, marketler, alışveriş merkezleri, futbol stadyumları bizden sonra oluşacak medeniyetlere hakkımızda ışık tutan tarihi eserler haline gelecek.

Ben önlemimi aldım. Evimi, arabamı satarak bir yelkenli tekne aldım, üstüne artan parayı da şu anda yüzde yüz türk malı olan bir bankaya yatırdım. Çalışıyorum da, hep olduğu gibi bundan sonra da kimseye muhtaç olmadan yaşayabilirim. Kendimce boyumu aşmadan çaresiz durumdakilerle elimdekileri paylaşmak da beni mutlu ediyor. Hayatıma anlam katıyor.

KADIN OLMAK

guddicini | 07 March 2007 23:30

Bugün kadınlar günü.Ama hangi kadınlarımızın günü.Tarlada ırgatlık yapan,sırtında sopası karnında sıpası eksik olmayan,yoksa sofrasındaki yeri öküzümüzden sonra gelen veya bir elinde ayna bir elinde cımbız şaiirlerimize şiir yazdıran,yada kumar oynayabilmek için kıbrısa uçan,yoksa gazinolarda tabak kırıp stres atan. Daha bunun gibi bir çokları.Hepside bizim kadınlarımız,daha sı kadın olmak zor zanaat.Hak eden kadınlarımızın kadınlar günü kutlu olsun

Mesela fareleri ikiye ayırıyorum

aydindil | 07 March 2007 18:32

Herhangi şeyi herhangi bakımdan herhangi bölüme ayırabiliriz.

Mesela insanları ikiye ayırıyorum. Yaşayanlar ve doldur-boşalt yaparak ölümü bekleyenler. Yaşamak için yaşamayı bilmek ya da üstün vasıflarla donatılmış olmak gerekmez. Birçok şekilde bunu yapabilir insan, sömürerek ya da değer katarak. Hiçbirini yapmıyor/yapamıyorsa vay onun haline.

Mesela fareleri ikiye ayırıyorum. Tarla fareleri ve diğerleri. Tarla fareleri eşine en sadık canlılardır. Tek eşli yaşarlar, eşlerini kaybettiklerinde, yokluklarına dayanamayıp intihar dahi edebilirler. Diğerlerimi bahsetmeye gerek yok.

kıskançlığın kökeni ve doğu

znosurprises | 06 March 2007 19:57

Bimbir Gece Masalları, kadın ve erkek arasında aşka ait tüm ilişkileri ve duygu hallerini anlatır. Kıskançlık,ahlak,bastırılmış cinsellik,intikam,baştan çıkartma ve fantezi. Bu masallarda kadın hep baştan çıkarıcı ve güvenilmez bir karakter çizer. Kadınlar, şehirler şahı Şehriyar’a da sadakat göstermez, onun küçük kardeşi ve başka bir ülkenin hükümdarı, zamanlar şahı Şahmanaz’a da.Ve doğunun erkekleri kıskançlık krizleri içinde ölüm ve intikam saçarlar kadınlara.
Bu masalda, hükümdar Şehriyar, her ava gittiğinde, haremdeki kadınların, saraydaki köleleriyle gizli bir aşk şölenine katıldıklarını öğrenir. Gördüklerinin hepsini kılıçtan geçirmesi benliğini yakan kıskançlığı dindirmeye yetmez. Her gece bir bakireyle evlenir ve her sabah o bakireyi öldürür. Neredeyse ülkesinde evlenecek bir bakire kalmayıncaya kadar.

bir kadın bir tesettür…

znosurprises | 05 March 2007 21:58

Oryantalizm, Batı’nın hayalindeki Doğudur. Doğu ise Batı’nın hayalindeki kadındır. Peçesinin altında arzuyla yanmakta olan güzel kadın. Doğu haremdir, hamamdaki kadındır, Sahra çadırındaki kadındır, kumadır, çarşafa hapsedilmiş kadındır.

19. yy. Avrupa ressamlarının göbek taşına çırılçıplak uzanmış kaçamak bakışlı kadınlarından yeşil gözlü Afganlı kıza kadar, Doğulu kadın, Doğulu erkeğin elinden kurtulması gereken bedendir. Doğu, kadın bedenidir. Batı erkeği bu bedeni kurtarmak için bütün kudretiyle, bilimi ve ordusuyla seferler düzenler Doğuya. Doğu erkeği çirken, barbar, kadınlara kaba, hatta zalimce davranır. Doğu’da aşk yoktur. Doğu’nun kadını aşka açtır. Aşkın, güzelliğin ve bedensel arzunun en benzersiz anlatımı Binbir Gece Masalları bile Oryantalist Batı tarafından bilerek eksik, çarpıtılmış, değiştirilmiş bir şekilde çevrilmiştir kendi dillerine. Hayallerindeki Doğulu kadını korumak için Doğunun masallarındaki kadın saklanmıştır.

Kıvılcımın Haltettiği

Ahmet Meliksah | 04 March 2007 20:20

Birkaç gün önce, bilmiyorum, belki de bir haftayı geçmiştir; odamdaki küçük masada oturmuş, sanırım bir şeyler okuyordum. O sırada oda arkadaşlarımdan birisi olan İlyas geldi. Akşam saatleriydi. Karanlık artık tamamıyla aydınlığı boğmuştu ve alem gecenin hükümranlığına hazırlanıyordu.

İyiydim. Birkaç gündür harika bir performansla on saatin üzerinde çalışabiliyordum. Bu, neşemin genelde yerinde olmasını sağlıyordu. O akşam da neşeliydim. Öyle ki, en iyi arkadaşlarımdan birisi olan İlyas ile, daha önceki tecrübelerimden onunla tartışmanın her zaman tatsız bir şekilde sona erdiğini ve en iyi ihtimalle işi şakaya vurarak konuyu kapatabilme şansımız olduğunu bildiğim halde, kadınlar üzerine bir tartışmaya girme hatasında bulundum.

Seçimler ve Tesadüfler

pilli pati | 04 March 2007 08:39

pencere
pencere

Uzun öğledensonralarının başta kuş cıvıltıları ve doğanın diğer seslerine fırsat bırakan sessizliğine henüz uyum sağlayabiliyorum. Şimdi, açık duran pencereden, esen ılık meltemin arada sırada dalları harekete geçirdiğini izliyorum.

Ve nedense aklıma geliyor;

Hani hatırlıyor musun; o uzak deniz ülkesine gitmeye ilk karar verdiğin ve hiç tükenmeyeceğine benim bile artık inanmak zorunda kaldığım bir tutku ve sesindeki o müthiş heyecanla, bana yolculuk fikrini açtığın günü?
Hepsinin kocaman bir şaka olduğunu duymayı ne çok isterdim.

kadın cinselliği ve aşşağılık kompleksi…

| 02 March 2007 19:56

iki cinsteki özellik ve düzensizliklerin köklerinde biseksüel eğilimlerin yattığı fikrinden hareketle…

Özet olarak erkekteki psişik sıkıntıların kaynağı onun dişil niteliklerinin bastırılmasından gelir. Küçük kızın yaşam seyrinde ki en önemli şey hadım edilme duygusunda saklıdır.Ve bir penise sahip olma noktasında çok sıkı bir arzuya kapılma şeklinde tepki gösterir ve onun hala kendisinde de büyüyebileceği ilişkin umut taşır.Bu eksikliğin artık geri gelmez tamir edilemez bir eksiklik olduğunu anlamaya başlamasıyla bu isteğini erkek çocuğa sahip olma arzusuyla yer değiştirir.Kökeninde bir penise sahip olma fikri narsist bir fenomendir.

Kadın “güzel” olmalı…

koza 68 | 02 March 2007 12:26

Fenerbahçe , Antalya’da üç puan bıraktı…Üstüme keder yağıyor sanki…Güzelliği ve çekiciliği, olan hiçbir şey kalmadı artık…Pazar, nasıl geçecek?…Birisi, dalga geçer gibi yüzüme bakıyor…Hayatın gerçek anlamını görememekle suçluyor beni.Sahip olduğum şeylerin farkında değilmişim…Bir futbol maçının sonucunu ,drama çevirmem çok çocukçaymış…O, ne söylerse söylesin ben duyumsamazlık yerine eylemi seçip, şöyle siyasetten ve de bilmsellikten uzaklaşarak, erkeklerin , kadın seçme konusuna daha radikal bir boyut getiren düşüncelerimi aktarmayı düşündüm…
Yenilgiyi, Fenerbahçe’yi şimdilik unutmak !…
Ortak sorun, ortak hareket argümanından yola çıkarak, karmaşık bir dünyayı harekete geçirecek öneriler zincirini erkek dünyasına sunuyorum…