bildirgec.org

ızdırap hakkında tüm yazılar

Beyaz Kuğu…

belesh | 03 September 2009 10:56

Siyah, siyah, siyah...
Siyah, siyah, siyah…

Her geçen gün benliğimi ele geçiyordu. Ne kadar kaçmaya çalışsam, ne kadar ondan uzaklaşsam sanki daha yakınıma geliyordu. Acaba kurtuldum mu diye her arkama baktığımda, benimle birlikte yanımda olduğunu görüyordum. Ayakları olmayan, havada süzülerek yanımda bana eşlik eden bir ölüm meleği edasında.

Gülümsüyor musun bana yoksa? Halime mi gülüyorsun yoksa adi şerefsiz? Bırak artık peşimi, korkuyorum işte senden.

Sevilene Not…

darjeeling | 22 January 2009 08:53

Simsiyah bir elbisenin altına pespembe bir çorap giyecek kadar cesur olamadım ben hiç. Ama bu şehirde tek başıma ayakta kalacak kadar da cesurdum bir o kadar. Niye bir olumsuz bir olumlu verdim? Niye kendimle başladım konu sen iken? Çünkü sen de öylesin, ben gibisin,her insan gibisin. Hem iyilerin var ,hem kötülerin. Asla büyümeyen çocuklukların var. Hala çizgi film izleyen sen bir o kadar da kocaman adamsın aslında. Dönüşü olmayan yollara girmekten korkan sen, aslında her yolun bile dönüşü olabileceğini göremiyorsun çoğu kez. Neden bu hayatı yaşamıyorsun? Neden uçurum manzarası sana o kadar korkunç geliyor, kenarında seninle durup elini tutmama rağmen…?
Yorgun kalkıyorum bazen uykularımdan rüyamda seni gördüysem. Ya aldatıyor, ya kaçıyor, ya reddediyorsun, ya ölüyorsun, ya da öldürüyorsun. Nerde ilk kadehi kaldırışımızdaki aşk dolu gözlere sahip adam?
Sen iyisin, iyi olmasan sevmezdim seni, ama bırak bencilliklerini, bırak arkanda kalsınlar, ikimizi düşünecek kadar cesur ol, ‘biz’ de!
Yalnız kalmak istediğin anları savunurken bile kırma kimseyi, hele beni.. Hele beni hiç kırma, çünkü ben doydum, yer kalmadı midemde…

Sevilene….

Sana değer

nebilim | 13 October 2008 09:18

aksa da gözümden kanlı yaşlar
uğrunda ağlayıp yanmaya değer
mısralara gömdüğüm sevdamı
okuyup da her an aşıklar
yandıkça bir daha yanmaya değer
sen bakmaya tenezzül etmesen de
hayalini kurup sımsıkıca
deliler gibi yokluğunu
sarmaya değer
ne bir mektup ne sararmış resimler
olmasa da kucağımda
divane gibi adını çığırıp
başımı taşlara vurmaya değer

Söyle Ne Yapacağım?

GRAFTONCUN | 13 August 2008 12:35

Gözümden taşıp, kirpiğime tırmandın
Ucuna geldin düşeceksin diye avucumu açtım
Avucumda kayıp parmaklarımın arasından süzüldün
Hemen öteki avucumla yardıma geldim
Tutamadım, tutamadım seni Anne!…
Gözümden, ellerimden kayışını, gidişini
İzledim hem gözüm hem yüreğimle
Ellerimi bırakmana hazır değildim
Hiç hazır olmazdım da…
Soğuk bedenine sarılmak bile
Öyle ısıttı ki beni
Ama ya gidişin Anne!…

Patronunuzun Izdırabı Kürdanlık

sevittopcu | 03 September 2007 17:56

Bütün gün patronunuzdan fırça yedikten sonra eve döndüğünüzde hırsınızı çıkaracak bir şey bulamayıp yakınlarınıza bağırıp çağırıyorsanız. Onların size alabileceği (6,95$) en güzel hediye bu voodoo bebeği, yemekten sonra kürdan seçmek (özellikle beğenmediğiniz kürdanı geri koymak) veya işten gelir gelmez kürdanları kürdanlığa (voodoo bebeğimiz oluyor) dizmek sizi müthiş rahatlatacaktır. (İnanışa göre Voodoo Bebeklerine yapılan herşey gerçek boyutlarda hedef alınan insanın başına gelecektir yani batırdığınız her kürdan patronunuzun ızdırabı olacak)

ayaklar ve ellere dair bir mektup

almosthuman | 24 February 2007 23:13

Çok uzun… okumaya üşenirsin belki de.. ama bunu bir daha yazarsam eğer, “dün gece” ya da “bu sabah”… dinle..

Bunları şimdi yazmak istemiyorum…

Bir daha bakmak istiyorum çünkü.. daha sonra.. bilmiyorum ne kadar sonra .. ama sonra işte uzatma..

Aklıma gelen her şeyi – ne kadarsa artık; az ya da çok – bir kez olsun saklamak istiyorum… aklım buluşunca başımla, temizlenince, ayılınca – sarhoşsam eğer – bir daha bakmak istiyorum.. klavyeye değil.. kağıda kaleme bakmak, kağıda kaleme dokunmak, kendi kalbime dokunmak belki de – istiyorum işte…

organ mafyası

cebrailiye | 08 April 2006 04:04

son günlerde yaşadığımız bölgede olanlar beni dehşete düşürüyor. aslında bütün endişem 15 yaşında olup , lise 1. sınıfa giden kızımla ilgili. organ mafyası yaşadığımız yerde hızını arttırdı. geçen hafta 13 yaşında bir kız öğrencinin ,arkadaşının evine ders çalışmaya gidip (ailesinin izniyle ve gündüz vakti), en son babasını arayarak eve döneceğini bildirmesi ve dönmemesi ve birkaç gün sonra cesedinin çöp bidonunda bulunmasıyla , durumun farkına varıldı.basın , haberi çeşitli şekillerde verdi ama gerçek şuydu ki ; kızcağızın organları alındıktan sonra, valize tıkılmaya çalışılmış,sığmayınca bazı yerlerinden kesilerek bavula yerleştirilip, yakılarak bir çöp bidonuna atılmış.şu anda 2 genç kız daha kayıp. ailelerinin ne hâlde olduklarını düşündükçe kahrolmamak elde değil.. kızım, kendisine bir şey olmayacağından çok emin. işte asıl canımı sıkan da bu. acaba çöp bidonunda cesedi bulunan kızcağızın aklına gelir miydi böyle bir şey ? gel de bunu anlat, hayattaki tek dikili ağacıma. acaba o yavrunun annesi benden daha mı ihmâlkârdı ? hiç sanmam. ne kadar kahrolsam da , o annenin acısını ne kadar duyumsayabilirim, ya babasının ..
uykularım kaçıyor ; insanoğlunun vahşiliği karşısında çâresiz kalıyorum ya bir de , işte buna dayanamıyorum.
bu insanlara ne oldu böyle ?
nereye gidiyoruz ?
daha neler görüp, duyacağız , kimbilir ..