bildirgec.org

iblis hakkında tüm yazılar

Apaçık bir düşman

zarifce | 22 December 2010 23:45

Allahü Teala ayeti kerimesinde mealen’Biz bu insanın aslı olan Adem’i suya karışmış ve nice yıllar geçmiş ve kurumuş balçıktan yarattık’ buyurmaktadır.(Hicr 26)
Allah Adem i yarattığında Meleklere ve iblise ‘Adem’e secde ve tevazu edin’ demiştir.Melekler secde etmiş ancak iblis kendisini Adem (a.s) den üstün görüp secde etmemiş ve Allah’ın emrine itaat etmediği için kafirlerden olmuştur.

Yapıştım eteğine..

haytaazrail | 29 December 2009 10:37

Gel, ey güzeller güzeli, gel artık dünyama, yetererince çirkinleştik gel..
Başkalarına baktığın gözle “ben”i nasıl görebilirsin, nasıl bulabilirsin? Beni tertemiz gözyaşlarınla yıkamadıkça korkuyorum,ürküyorum..

seni aradım, menzilimin özlemimim son noktası hüzne boğma beni gel.. sen emr olundun, çamurdan ibaret hayatımı, hidayete erdirmek üzere ihsan olundun hadi beni tahtıma oturt artık, seyret beni..

Biliyorum sancılısın berbat haldesin, o zaman bırakma beni yapış eteğime..

yapıştım..

vakti gelsin, söylediğin sözlerin hepsinden vazgeçeksin.. ben senin serseri ruhun sevdim de geldim.. ne sözde mana kalacak ne manada söz.. bak göreceksin hepsi uçup gidecek.. sirke kokan ağzın helal kokacak..

“Şeytanlarımızı göremiyoruz!”

koza86 | 20 May 2009 15:51

” şeytanlarımızı göremiyoruz; Zira biz kendimizi göremiyoruz “
Böyle demiş, Villeneuve.
Mistik hayal gücü,insanlığın her döneminde,türlü adlarla kötülük yapmakla görevli bir varlığa inanmıştır.
Şeytan bütün kitaplı sami dinlerde ve özellikle müslümanlıkta kibirli,kendine güvenen asi bir melektir..

Bu itibarla cennetten kovulma hadisesinden sonra,tanrıya yakararak kendisine mühlet verilmesini zekice savlar öne sürerek dilemiş,bu dileği de tanrı tarafından kabul görmüştür..Bu konularda kutsal kitapların hemen hepsinde türlü açıklamalar vardır..Bunlara değinmiyorum, isteyen araştırır..
Simgesel olarak kötü olarak adlandırılan şeytanın, bir özgürlük meleği olduğunu kabul edenler de vardır; Dante,”cehennem’inde” konuşturduğu şeytana ” Benim mantıkçı olduğumu bilmiyordun, değil mi?” dedirtmekte , Baudelaire de ” şeytanın en yüce hilesi, bizi, kendinin var olmadığına inandırmaktır” de . Gerçekten de şeytan mantıklı ve türlü kılıklara girebilen, zekası parlak bir yaratıktır..
Aslına bakarsanız, şeytana günah işleten, onu insanları baştan çıkartmakla görevlendiren tanrının ta kendisi değil midir?
O zaman akla gelen en basit soru; Şeytanın bu donanımına izin veren tanrı ise, ona uymuş olanlarla cehennemini dolduracağını ihtar etmesi adalet karinesine uyar mı?
Bu sorulara sünni kelamcı anlayış elbette kimimiz için doyurucu yanıtlar verirler.. Bana kalırsa en doğrusu, şeytanı bir tanrı yaratığı saymaktansa onu erdem dışı tutkularımızın bir simgesi gibi telakki etmek, daha akla uygun bir gerçektir..Kaldı ki, goethe bile ” yeşil yılan” adlı eserinde şeytanı simgesel olarak yılana benzetir; Hayatın yüksek sırlarını bilen bir yaratık gibi kutsallaştırır..
Bir görüşe göre de Hz.Muhammed,karşılaşacağı engelleri azaltmak adına, kendi ülküsünü yaymak için batıl inançlara desteklik eden bazı imgelerle terimleri kullanmaktan çekinmemiştir..Bu zorunluluk onun, ” Halka, akıllarının seviyesine göre söyleyin şeklinde ifade ettiği propaganda ilkesine de uygundur..

Erkeklerin şeytanla imtihanı

nebilim | 06 December 2008 15:15

Birçok gazete ve tv haberine de konu olmuştur; ateşle oynayan çocuk evi yaktı, samanlığı yaktı vs.
Kendi çocukluğumu hatırlıyorum; bir zaman evdeki çekyatın arkasında gizli gizli kibriti yakıp seyrederken çekyatın arkasındaki bezin bir ucunun tutuştuğunu ve bez tamamen yanana kadar zor söndürdüğümü hatırlarım. Annem temizlik yaparken farketmiş bir şekilde kapanmıştı olay. Yine çocukluğumda yaz tatilinde köyde derede balık tutarken ne için yaktığımızı hatırlamıyorum bir tarlayı tutuşturmuştuk da elbiselerimizi ıslatıp alevleri döverek ancak söndürebilmiştik. Ta köyden bile yanık tarla belli oluyordu tabi o olaydan da bir şekilde yırttık kalmadı üzerimize. Sonrasında sokakta bulduğumuz kağıtları, kaldırım kenarlarında biriken kavak pamukçuklarını ne bulursak yakıyorduk. Şehrin ortasında, bakkalın deposundan meyve kasalarını yürütür, sokak ortasında yakarak üzerinden atlardık.

yasak bahçe

TeMoR | 25 November 2007 19:01

sen mutluluğa içiyorsun
bense senin mutluluğuna
ikimizde aynı bahçedeyiz
elimizde kadehler
yasak meyvenin başında

sen ışıksız dünyaya içiyorsunben kaybolmuş ruhuma içiyorum

muTLuLuktuN
we düşLerde yaşıyordun
düşLenmesi mutluluk veren yaŞamLarda
waRLığını hiSSedeRKeN
yokLuğunu yaşıYorduM
we yaşanılası hisLerimi tutuştuRmaya zoRLuyoRduNateşe tutSaktıNkurtuluş fısıldıyorduN yaŞam ziNciRlerine,açmıŞ göğsünü ibLiseseWgi diLeniyoRduN…

jack nicholson

asymptot | 31 January 2007 16:58

jack nicholson bu pozu san antonio spurs ve lakers maçından önce vermiş. kevork djansezian adlı -muhtemelen bir ermeni- biri de fotoğraflamış assciated press 28 ocakta bu fotoğrafı dağıtmış. latimesın blogların buldum bu fotoğrafı.

burda boston’da setteyken set içinde celtics reklamını tamamen yasakladığı söyleniyor. set işöçilerinde bile celtics froması görse seti kapatmakla tehdit etmiş. kimse de bunu şaka olarak algılamamış. insan böyle biriyle konuşurken ne gerçek ne oyun nasıl ayırdedebilir acaba?

iblisim

spqpcz | 13 December 2006 00:29

_bedelsizce veriyorum ruhumu şeytan sana
gelde süsle bedenimi en acı kederlerle
ne daha fazla isterim atan bir kalp
nede paketlenmiş kahkahalar.