Birçok gazete ve tv haberine de konu olmuştur; ateşle oynayan çocuk evi yaktı, samanlığı yaktı vs.Kendi çocukluğumu hatırlıyorum; bir zaman evdeki çekyatın arkasında gizli gizli kibriti yakıp seyrederken çekyatın arkasındaki bezin bir ucunun tutuştuğunu ve bez tamamen yanana kadar zor söndürdüğümü hatırlarım. Annem temizlik yaparken farketmiş bir şekilde kapanmıştı olay. Yine çocukluğumda yaz tatilinde köyde derede balık tutarken ne için yaktığımızı hatırlamıyorum bir tarlayı tutuşturmuştuk da elbiselerimizi ıslatıp alevleri döverek ancak söndürebilmiştik. Ta köyden bile yanık tarla belli oluyordu tabi o olaydan da bir şekilde yırttık kalmadı üzerimize. Sonrasında sokakta bulduğumuz kağıtları, kaldırım kenarlarında biriken kavak pamukçuklarını ne bulursak yakıyorduk. Şehrin ortasında, bakkalın deposundan meyve kasalarını yürütür, sokak ortasında yakarak üzerinden atlardık.Erkek olup da çocukluğunda ateşle oynamayan veya bir yeri tutuşturmayan pek yoktur sanıyorum.Varsa da bence o erkek değildir. Şaka bir yana ciddi ciddi erkek kısmısının çocukluğunda baş gösteren bu ateşle oynama sevdasını seciyesindeki yok etme tutkusuna bağlıyorum.Çocuk psikologları; erkek çocuklardaki bu ateşe yatkınlığı psikopatolojik bir hastalık olarak tanımlıyor. Demek ki bütün erkekler olarak, kafadan dünyaya ruh hastası olarak geliyoruz.  Bilim, hastalık deyip çıkıyor işin içinden ama bence o kadar basit değil başka bir unsur var bu ateş işinde.Düşünüyorum, ateş deyince aklıma ilk gelen şeytan oluyor. Dumansız ateşten yaratıldığı bilinir. (Kur’an-ı Kerim,Sâd 76) Bu ne demeye geliyor? Ben bu durumda şeytanın, akıl çelme konusunda erkekler üzerinde kadınlara göre daha etkili olduğunu düşünüyorum. Çocukluktan başlayan bu zayıf seciye insanın kendini ve şeytanı kavrayabilmesiyle yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Fakat nefsini törpüleyemeyen insanın içindeki bu ateş tutkusu ilerleyen yaşlarda daha da etkili şekilde baş gösteriyor.Erkek, şeytandan kendini korumakta acizlik, irade zayıflığı gösterdiği ve diğer erkeklerdeki bu zayıflığı da bildiğinden dolayı ailesindeki hanım kısmısını diğer erkeklerden sürekli saklamak ihtiyacı hissediyor ve sonuçta yüzlerce yıldır üst üste binen bu zayıflığı örtme çabaları hatun kısmısı üzerinde bir baskıya dönüşüyor. Bu baskı özellikle hatun kısmısı üzerinde olmasına rağmen başka şekillerde erkeğin gizli baskı sebebi olarak baş gösteriyor.Sonuç olarak erkek kısmısı, kendi iradesine sahip olamadığı, dizginleyemediği için sürekli onu tahrik edecek unsurları göz önünden ötelemek, saklamak, ihtiyacı gösteriyor. Bu dediğim elbette ki iradesinin zayıflığının farkına varıp onunla savaşamayan ama tahrik unsuru gördüğü şeyleri göz önünden kaldırmaya yönelik eğilim gösteren bir tip. Bir de başka bir tip var ki bu da bu zayıflığın farkında olmayan ve sürgit aileyi, toplumu, milleti, insanlığı, dünyayı şeytanla kolkola perişan edecek zulmü fiilen ortaya tiptir.Erkeklerin ateşle imtihanı; aileden tutun da insanlık varlığının üzerindeki karabasandır. Bu imtihandan başarıyla çıkmak ise bir insanın nefse, şeytana yenik düşmeyip merhameti, iyiliği, hoşgörüyü, tevazuyu, kanaatkarlığı kısacası güzel ahlakı

Erkeklerin ateşle imtihanı Görsel: http://www.stihi.ru/

ortaya koymasıyla mümkün olabilir kanımca.