bildirgec.org

hükümet hakkında tüm yazılar

haydi referanduma gidiyoruz

taha3045 | 26 August 2010 13:00

Kılıçdaroğlu Gandi Kemal’miş, herkesin yediği haltları biliyormuş, havuzu şöyleymiş, onun gibi şöyle olmayan havuzlar kakaymış.

Yeni yeni diziler başlıyormuş , çok ses getirecekmiş.(her dönem kaç tane dizinin bir kaç bölümden sonra geri dönüşüm kutusuna atıldığını kimse bilmiyormuş )

Bir varmış bir yokmuş Niran Ünsal adlı şarkıcı sandıktan evet oyu çıkarsa kafama sıkar giderim demiş. kaşıklayamayacağın bokun önüne oturmasaymış. Herkesin evet ya da hayır deme hakkı var ama kimse böyle salak demeçler vermemeliymiş.

romanlar gününüz kutlu olsun

taha3045 | 08 April 2010 11:07

Dünyada kutlanan 8 Nisan Dünya Romanlar günübu yıl ilk kez organize şekilde kutlanacak.Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme Derneği’nin düzenlediği organizasyon ile Balat Sahili’nde düzenlenecek kutlama programına Fatih Belediyesi katkıda bulundu.( program)

Dünya Romanlar Günü Festivali’ne pek çok sanatçı ve Roman dernekleri davet edildi.Festivalin sunucusu Romanların modacısı olarak bilinen Kobra Murat.

YALANCININ MUMU

A D A L I | 25 February 2010 17:55

ABD’DE RİSKLİ MORTGAGE kredilerini şişiren Wall Street yöntemlerinin yeni marifetleri ortaya çıktı. Anlaşılan, Yunanistan’ı sarsan mali krizin derinlemesi de, Avrupalı hükümetlerin büyüyen borçlarını saklayarak Euro’yu zor durumda bırakması da buna benzer yöntemlerin eseri.
Yunanistan’la ilgili kaygılar dünya piyasalarını sarsa dursun, belgeler ve röportajlar şu gerçeği ortaya çıkardı: Yunanistan, Wall Street’in de yardımıyla, on yıldır Avrupa’nın borç sınırlarını yok saymış.
Goldman Sachs‘ın aracı olduğu bir anlaşma, milyarlık borçları Brüksel’deki denetçilerden saklamış.
Kriz en dip noktasına yaklaşırken bile bankalar Yunanistan’ın borçlarını gizlemenin yollarını arıyorlardı. Kasım başında Goldman Sachs’tan bir ekip, üç ay sonra küresel mali kaygıların merkez üssü haline gelecek olan Atina’ya gitti. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi iki kişinin aktrdığına göre,

faturalarını ödemeye çalışan hükümete yepyeni bir önerileri vardı.
Goldman’ın Başkanı Gary D.Cohn’nun talimatıyla gelen bankacılar, Yunanistan’ın sağlık sisteminden doğan borçlarını uzak bir geleceğe öteleyecek mali bir kontrat teklif ettiler.
Daha önce bu tip oyunlar işe yaramıştı. Yunanistan’ın Euro Bölgesi’ne kabul edildiği 2001’in hemen sonrasında Goldman, hükümetin milyarlarca Euro borçlanmasına sessizce yardım etmişti. O zamanki anlaşma, milyarlarca doların borç yerine döviz alışverişi olarak kaydedilmesine ve Atina’nın, Avrupa’nın bütçe açığı kurallarına uymuş gibi yapıp gücü yetmediği halde bol keseden harcama yapabilmesine yol açmıştı.
Atina, Goldman’ın son teklifini kabul etmedi. Fakat zengin komşularının yardım sözü verdiği hükümet borç yükü altında inleye dursun, son on yılda yapılan benzer anlaşmalar Wall Street’in mevcut küresel ekonomik krizdeki rolü hakkında soru işaretleri doğuruyor.
Avrupalı yetkililer, Yunanistan’ın artan borcunu gizlemek için hangi karmaşık mali araçların kullanırdığı hakkında bu hafta açıklama istedi.
Yunanlıların borcunun birikmesinde mali türevler önemli bir rol oynadı. Goldman Sachs, JPMorgan

Chase ve birçok başka bankanın geliştirdiği finansal enstrümanların yardımıyla Yunanistan, İtalya ve belki de diğer ülkelerden siyasetçiler ek borçlanmalarını gizleyebildiler.
Bankalar, ileride ödeme koşuluyla hükümetlere peşin para sağladı ama bu işlemler kayıtlara geçmedi.
Yunanistan’ın dış borcu 300 milyar dolar. Ve bu borcun çoğu, büyük bankalar vasıtasıyla geldi. Yunanlı yetkililer acil para ihtiyacı karşısında ülkenin havaalanı ve otoyollarını fiilen ipotek ettirdi.
Sonuç olarak Wall Street oyunları Avrupa’yı da batırdı.

Demokratik Açılım ve Terör konusunda Hükümet ve Muhalefet nerede duruyor?

arago | 12 December 2009 12:43

Ülkemizin huzuru adına iyi niyetle atılmış bir adım, hatalı bir ifadeyle yapılan başlangıç ve sonradan düzeltilen bir tanımla başladı demokratik açılım. Muhalefetin blok halinde, içeriği ne olduğu bilinmeden açılıma karşı sert bir duruş sergilemeleri anlaşılır gibi değildi. Kamuoyu yoklamalarında halkın %75’i açılımı destekler görünüyordu. Ancak açılımın ilk adımları ile başlayan PKK terörü halkın bir kısmında kafa karışıklığına neden oldu. Bunların arasında AKP’ye oy veren insanlar da bulunuyor.

24black mamba24 | 24 November 2009 11:18

Çıkmış kürsüye üç beş kişi,
Kim dinleyecek onları şimdi,
Herkesin var işi,

Güyya hükümetmiş Hükümetlik onun neyine,
O moruk almış bastonu eline,
Yürüyecek hali kalmamış,

Şuracıkta bayılacak düşüp yere,
Korumaları koşuşturuyor önünde,
Ekmek parası yoksa kim koşar onun peşinde,

Güvenen kalmadı ona memlekette,
Onun kadar bacersiksizin rastlanmamış eşine,
Şu koca ülkede.

(Bu şiir başka taraflara çekilmesin lütfen)

Teraneler 4 – Diplomalı İşsizler

Yuzeysel Fikirler | 02 November 2009 17:48

Benim için çok konuşuyor, boş konuşuyor demişler. Eğer birilerini konuşturmak için yapmam gereken buysa evet aynen dediğiniz gibidir halimiz ey okur.

Diplomalı işsizler her yerde… Ailenizde, çevrenizde belki de aynadaki aksinizde. Diplomalı işsizler hayatlarından o kadar şikayetçi değil belki de, sadece boşa geçmiş senelere, onları bu seneleri boşa geçirmeye iten sebeplere kırgınlar sadece…

Diplomalı işsizleri yaratanlar diplomalı çakallardı belki de, kendi diplomalarını işletebilmek adına, diploma dağıtmayı sürdüren bir akademik kapitalizm bu seferki teranemizin konusu ve akademik kapitalistlerin öyküsüdür bu kısaca üzerinde duracağımız diplomalı işsizler olgusu.

KÜRT AÇILIMI VE HİTLER

antiemperyal | 23 October 2009 09:47

C.Eren ÇELİK

Açılım dendi, saçılım dendi işte bugün gelinen noktada 34 tane PKK’lı geldi, bu PKK’lı grup serbest kaldı, 2 gün boyunca mitingler düzenlendi, gövde gösterisi yapıldı.

İşin en ama en garip ve acı yanı şu ki; İçişleri Bakanı bu teröristlerin Türkiye’ye girişlerinin hukuki zemininin “etkin pişmanlık yasası” olduğunu ifade ediyor ancak gelen teröristlerden (yoksa barış elçisi (!) mi demeliydim ?) hiç birisi “etkin pişmanlık yasasından” yararlanmak istemiyor. Sebep olarak da pişmanlık duyacakları bir şey yapmadıklarını ifade ediyorlar.

DEMOKRATİK AÇILIM SAFİYE İLE FAİK’İ VURDU !

antiemperyal | 06 October 2009 10:21

C.Eren ÇELİK

Son günlerin Türkiye için en çok konuşulan, hiç şüphesiz en kritik konusu “Demokratik Açılım” yahut “Kürt Açılımı” olarak adlandırılan süreç.Ancak bu süreç gerek AKP’nin basiretsiz polikası, gerekse muhalefetin baştan koyduğu tavır ile birlikte toplumu giderek germeye daha da kötüsü yavaş yavaş bir kamplaşmaya doğru götürmeye başladı. Sürece korku ile bakan, bütünlüklerini tehlikede hisseden ve bütünlüklerini tehlikeye atanları da doğal olarak Kürtler olarak gören Türk unsurlar Kürtlere karşı açıktan tepki göstermeye başladılar.İşte size çarpıcı bir örnek…

BRIC ve IMF

algy | 19 June 2009 08:57

Hükümet, IMF ile anlaşamıyor, anlaşmamalı diyordum enteresan gelişmeler oldu. IMF 1. Başkan Yardımcısı Limpsky, Babacan ile görüşmeye geldi. Ve bu gün İMKB 2. seansın sonlarına doğru ” Hükümet IMF ile anlaşmaya vardı, 16 milyar Dolarlık kredi geliyor” fısıldamasıyla bir anda hızlı bir yükselişe geçti. Vadeli İşlemler Borsasında hareket daha sert gerçekleşti. İMKB 30 endeksine dayalı vadeli işlem sözleşmesi teorik fiyatının %1 üstünde kapandı. Dolar/TL paritesinde de bir miktar gerileme yaşandı (kapanış değerini göremedim)…
İyi, güzel de Limpsky neden geldi ve neden bunca zamandır sonuçlanamayan görüşmeler bir günde nihayete erdi? Bu soruya kendimce cevaplar vereceğim ama bu sefer kaynak göstermeye de çalışacağım.
Bence birinci ve en önemli sebep BRIC toplantısı. Toplantıda, Doların rezerv para birimi olarak güvenirliğinin yitip gittiği ve alternatifler üzerine konuşulacaktı. Dolara karşı Euro tek alternatif değildi, Rusların (belki şimdilik ütopik) uluslar üstü bir para birimi fikride görüşüldü. Nasıl G7 ülkeleri toplanıp bir sonuca varamadan ortak bir açıklama yapıyorsa, BRIC ülkeleride başarılı bir toplantı yapamadı. Ama bu ülkelerin bir araya gelmesi dahi batılı gelişmiş ülkelerin canını sıkmıştır. Bu ülkeler ellerinde tuttukları Doları satarsa Doların hali nice olur? Doların değer kaybının önüne geçmenin bir yolu Dolara olan talebi canlı tutmaktır. Bunun için şimdi ve gelecekte Dolara ihtiyaç duyacak ülkelere ihtiyaç vardır. Şimdi Türkiyenin Dolara ihtiyacı varsa faiziyle geri ödemek için ilerde daha fazlasına gerek duyacaktır. Tabi sadece Türkiye değil IMF’den kredi alan diğer ülkeler içinde durum aynıdır.
İkinci bir sebep ise biraz daha enteresan. IMF gelişmekte olan ülkelere kredi verebilmek için tahvil ihraç eder. Bu tahvillerin alıcıları gelişmiş ülkeler ve çok uluslu şirketlerdir. İlk kez bu ekonomik kriz döneminde BRIC ülkeleri IMF’nin tahvillerine talip olmuşlardır. Bunun sebebi Dolara endeksli ABD tahvillerinin artık daha riskli olmasıdır. Öte taraftan IMF’ye rakip olamayız ama bizimkilerinde bir takım girişimleri yok değil. IMF’ninki tahvilde bizimki değil mi? Çinin Türkiyeden bu denli büyük meblağ için isteyeceği faiz oranını tahmin etmeme olanak yok ama IMF’nin vereceği kredinin faizinden düşük olsa gerek diye düşünüyorum. Keza IMF’den yardım alan bir ülkenin ihraç edeceği tahvilin faizi ile IMF’den yardım almamış bir ülkenin tahvil faizi aynı olabilir mi?