bildirgec.org

hıyar hakkında tüm yazılar

cacıkkolik

nazokiraze | 04 September 2009 10:56

Sözüm meclisten dışarı dostlar
bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum
hani dilim dilim doğrasalar beni
marmara Ege, Karadeniz ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum

Barış Manço

Salatalıklar tarafından hücuma uğrayan yoğurdun en lezzetli hali cacıktır. Kimisi kocaman salatalık dilimleriyle sever, kimisi rendelenmiş veya minicik çintilmiş varla yok arası salatalıkla , ama içine giren sarmısak ,nane ve zeytinyagı (bazısı sirke de koyar) onu en üst seviyeye çıkarır.(Cacık Alman usulü)

YO LABA KHI YAR

| 01 April 2009 11:01

Sarhoşluğumdan ya da sabahın körü olmasından olsa gerek uzunca bir dönem düşündürdün beni. Tersten okudum olmadı, düzden okuyunca zaten bir şeye benzetemiyordum. Sitenin önüne park etmesi bir yana, olur olmaz zamanlarda caddelerde de karşılaşmaya başlamıştım. Lada marka otomobilin arka camına kocaman yazmış adam. Ben de çözmeye çalışıyorum her sabah ve her akşam. Bazen de öğle aralarında denk gelirse. Henüz kendime gelmediğim saatler sabah saatleri diye kendimi avutsam da öğle araları ve akşam saatlerinde de çözemedim uzunca bir dönem.

Sonunda en işlek caddede önümden geçerken çözdüm yazıyı. Koştum arkasından otomobilin. Allah yardım etti , park edecekmiş adam ve etti. Yaklaştım camına,

Dedim ki;

– YOLA BAK HIYAR

yazı salatası…salata yazısı

nazokiraze | 15 January 2009 17:38

Öğle ve akşam öğünlerinde sevilen, sevilmeyen, agır, hafif, çok,az,etli, sebzeli, kalabalık, yalnız, güzel, çirkin ne yenirse yensin hepsinin tek bir ortak noktası vardır salata.

Kimsenin hayır demeyeceği, zevke göre hazırlanan insanın içinden geldiği gibi çeşitlendirebilecegi bir yiyecek salata. Ben de her insan gibi salata düşkünüyüm, sofrada salata yoksa en azından birkaç parça yeşillik alır yanıma öyle otururum, ille salatamsı birşeyler olacak cacık, yogurt asla yerini tutmaz salatanın mutlaka salata…

Salata yapımında herkesin kendine göre yaptıgı çeşitler vardır kimisi mevsim salatası sever kimisi çoban kimisi sirkeli yer kimisi limonlu benim için farketmez salata olsun çamurdan olsun. Herkesin özel salatası muhakkak vardır ailemizde hala salatası denen salata vardır kayınvalidem ailenin tek halası 6 abisi dolayısıyla bir sürü yegeni var o yüzden herkesin halası ailede:) kayınvalidemin yaptıgı salatanın adı yıllardır salata yaparken çok kocaman kestigi parçalardan dolayı öyle kaldı şimdi herkes nerde iri taneli koca yapraklı salata görse hala salatası der. Benim salatalarım övünmek gibi olmazsa güzeldir içine bazen peynir rendelerim bazen zeytin koyarım karnıbahar haşlar koyarım dereotu eklerim yaparımda yaparım tadından yenmez.

yediklerimiz…..

nazokiraze | 02 January 2009 15:59

Sevdiğimiz ya da yemek zorunda oldugumuz yiyecekleri yerken faydalarını yada zararlarını göz alarak yeriz. Tansiyonu olanlar, kalp hastaları yememeleri gereken şeylerde ısrarcı olabilirler veya kemik erimesi olan bir bayan yogurt yemekten nefret ediyor olabilir.(8 Yiyeceğin Yarar ve Zararları) Faydalarından çok başka özellikler hakkında yazacagım.

Yedigimiz her şeyin faydalı ve zararlı veya değişik özellikleri var. Mesela kurufasülyenin gaz yaptıgını tüm dünya bilir ve bu yaşanarak tecrübe edilir çogu zaman. Aslınada hububat türlerinde genel olarak varolan gaz yapma özelligi kurufasülyede neden en ön plandadır bilemem belkide en sevilen yemeklerden biri oldugu için en çok gaz yapan olarak sadece o bilinir. Süt, soğan, patates, mısır, şehriye de aşırı gaz yapan besinlerdir her ne kadar fazla bilinmesede.

Her derde deva olan adaçayı idrar söktürme özelliginden dolayı duruma göre dikkatli içilmelidir çok sık idrara çıkmak bazen sıkıntı yaratabilir.Ayrıca hamilelere kesinlikle önerilmez. İçerdigi nikotin yüzünden doğada insan dışında hiçbir canlı tarafından tüketilmeyen patlıcan ise insanlarca da pek çok kötü hastalıga sebeb oldugu sanılarak yetiştirilmiyordu.

Hıyar Tarlası..

pillibebekkuyuda | 28 November 2008 12:10

Çuvallar karışmış, hıyar çuvalına düşmüştüm, diğerleri farklı, ben farklıydım, onlar sap gibi büyüdükçe ben serpilip, değişik büyüklükte açan, renkli bir çiçek, oldum..

Ben, onları hıyar ken sevdim, onlar beni, çok güzel kokular verdiğim, renkli bir çiçekken sevmediler..Hıyar tarlasının en çirkin hıyarı oldum ve o yaz açmaktan vazgeçtim..Şimdi herkes memnundu..Acaba sert bir fırtınada, köklerimi topraktan çekip, farklı bir yere konabilir miydim..Beklenen o büyük fırtına ne zaman gelecekti.. Bütün hıyarlar uykudayken, usulca çektim köklerimi..Gitmeye hazırdım artık..

Devr-i Ambalaj

kiirpii | 17 September 2008 09:57

İşim gereği Ankaranın en lüks semtlerinden birinden otobüse binip daha mütavazi ve emeklilerin oturduğu bir semte yolculuk ediyorum.

O kadar yorgun oluyorum ki göz kapaklarım Ağırlaşıyor çoğu zaman ağzımdan salyalar dökülerek uyakalıyorum.

Otobüsün yolu üzerinde Ankara’nın en şık en gösterişli ve kazık mağzalarının bulunduğu Tunalı hilmi caddesinden de geçiyoruz. Kafa abajur, son derece seksi ve şık giyinen(!) teyzelerde otobuse binip onlara yer vermem için dibimde dikilip duruyorlar.

Ellerinde Pahalı mağazaların kağıt poşetlerinden bir demetle kahve içmeye iniyorlar. Yer vermediğim içinde dik dik bana bakıyorlar ya da bana öyle geliyor bilmiyorum.

çöplükte kahvaltı

aylakadamveben | 09 August 2008 13:38

ne bulmayı umuyo ki..hayır şu giyinişine bakılınca;güneş gözlüğü,beyaz yazlık ayakkabılar,zorlasan pekala şık denebilecek pantolon gömlek,hatta saçlarında röfle mi meç mi..hani yakıştıramıyosun.önce kaşar.hep öyle başlıyorum.eski kaşarın tadı daha iyi.yüzde doksanı yağ onun diyo.düşün 2-3 ay öncesine kadar şu ağzıma götürdüğümün en az 5-6 katı büyüklüğünde parçalar yiyodum her seferinde.kendini tutmanın erdemi.serin ol.bi yandan geliştiğine dair bir kanaat geliştirmene de yol açmaz mı.toplumun.çöpü bile para eder olmak.bi naylon torba aldı.kaç bin yıl diyodu;doğanın,toprağın onu hazmetme süresi.bu çok amatör bi ruhla yaklaşıyo ama.belki de yürüyüşlerini bi amaçla süslemek derdi.ovv,ne kadar da derin düşüncelisin.bıraksak seni daha ne anlamlar yüklersin kimbilir.sen ve edebi zırvalamaların.çöp karıştırıyor yahu kadın.senin hastalıklı ruhunun ve onun yarattığı asosyal kişiliğinin yaşama tutunma çabalarının ürünü olan küçük oyunlardı onlar.saatlerce yürüyüp,ulaşmak istediğin son noktaya gelince bi gazete alırdın.oraya kadar yürümenin amacı o olurdu kendince.evden beş dakka uzakta aynı gazetenin bulunması saçmalıkla temas etmene neden olurdu..ikili olsun diyen sesi bilirsin.tamam mı diye bakıyorum tahta,desenli tepsiye.-çocuklar herkes otobüse bindiğinde birlikte otudukları arkadaşı yanında mı bi baksın..reçelin kankası peynirdir,süt ürünleri diyelim;kaşar peyniri,beyaz peynir,minci..-benim yanımdaki arkadaş yok.zeytine kulak verelim.en alt bölümden hıyar,şu sütü kenara çekelim,incelerinden bi domates ve yoğurt kabının içinde biber.niyeyse iki renkler;açık yeşil,koyu yeşil..koyu renkli olanların acı olduğuna dair yanlış bilinçlenme.yeni yeni yeniyorum.önce ikiye,sonra bölünen parçaları dörde.domates hazır.hıyar en fazla beş,bilemedin altı parça olmalı.bi seferde yiyebileceğin kadar fazla yemek için.hay senin kalori manyaklığına.genellikle o,iterek götürdükleri tekerlekli araçlarla dolaşıyolar.ama kamyonetle yanaşanını da gördüm.kartonları falan alıyolar.diyorum böyle dolaşacağına çöp arabalarının boşaltıldığı yere git direk.oralarda değerli eşyalar bulunduğuna dair söylenceler..bi parça peynir,reçele bandır çatalı,çıkar,çatala bulaştığı kadar reçel ağıza.üffrrp..bi zeytin,domat,hıyar,biber.üffrrp.asla karıştırmam bu sırayı.niye mi.bilmiyorum..ben söyliyim.hastasın oolum sen..şundan olabilir;zeytin-reçel asla biraraya gelmez.o yüzden eşleşme yapıldığında böyle bi düzen oluşuyo..komşu kadınlardan biri elinde çöp dolu poşetle çöp tenekesine yaklaşırken,ali efe pencerenin pervazı üzerinde ayakta duruyor,ben de ordan düşmesin diye arkasından onu tutuyorum.ali efe iki buçuk yaşında.ilgi alanımız kediler.biri atlayıp çöp tenekesinin içine giriyor.o da payına düşeni almak istiyor.yaklaşan ilginç ana dair ali efeyi uyarıyorum.kadın çöp tenekesine bi iki adım kala duruyor.elindeki poşeti yükseğe doğru fırlatacak pozisyonu hazırlamak için önce geriye doğru götürüyor kolunu.sonra olanca kuvvetiyle fırlatıyor.ayyyy..kadın çöpten üzerine doğru atlayan kediyi görünce bi çığlık koparıp,geriye doğru atmaya çalışıyor kendini,bi yandan da kollarını yüzüne siper ederek.hahaha…bunlar da ali efenin evi çınlatan kahkahaları..üffrrp.son yudumu da içiyorum.yumuşak içimli diyodu.yine de süt katmadan içemiyorum.yadırganacak bi durum yok.bi renge isim bile olmuş.sütlükahverengi.

Saksafonya’nın hıyarı

kopanisti | 27 August 2007 13:19

Aşağı Saksafonya’da yaşayanlar bilirler, hoş yaşamayanlar da bilirler ama olsun buranın hıyarı çok meşhurdur. Sebebi de buranın toprakalitesinin üstün yetiştiricilik normlarının üzerinde olmasıdır. Tabi bu da yetmez. Yetiştiriciler yetiştirecekleri hıyar tohumlarını özenle seçip önce bir güzel sikertirler. Sikertme işlemi çok özel makinalar ile el değmeden yapılır, tek tek tohumlar üzerinde özenle uygulanır, uzun ve meşekkatli bir işlemdir ve kimseye söylenmeyen bir formüle sahiptir ki bu formulü bulanlar bugün hayatta değillerdir, toprakları bol osun, Allah gani gani rahmet eylesin. Maliyeti ve süresi göz önüne alındığında pek rantabıl sayılmayabilir ama hıyarlar hele bir büyüyüp te çarşılara, pazarlara, Grossmarketlere, aldilere, şilekerlere, yurt dışına, yurt içine gönderilince bu zahmete değer olduğu görülür. Tohumlar toprağa özenle tek tek ekilir, bol su verilir, vitaminleri eksik edilmez. Tohumları ekmek ilen görevli elemanlar da özenle seçilir, özel okullarda eğitim alırlar, hepsi özenle tohum ekilecek tarlalara dağıtılırlar. Dağıtılmadan önce 80 faktör domaldrajin koruyucu ile her tarafarlarına sürülür ki mazallah başlarına güneş geçmesin, açıkta kalan hassas tarafları mafolmasın. Ancak domaldırajin fısfıslamayı unutanlar da tohum ekmek için eğildiğinde canları çok yanar da bi daha fısfıslamayı asla unutmazlar, iş işten geçer gibidir ama bi kereden de bişey olunmaz. Buraya kadar anlatılanları şöyle bir özetlersek İyi hıyar yetiştirmenin birkaç altın kuralı olduğunu görürüz. Bunları tekrar hatırlamak gerekirse, bir hıyara dönüştürülecek tohum, iki sikertme işlemi, üç ekme-sulama-vitaminleme işlemi. Bu hıyarlar parlak yeşil renkte olup, hemen hepsinin boyları ve enleri aynıdır, tek tek kağıtlara sarılıp, ayrıca kutulara yerleştirilip ihraç edilirler. Onların anlattığımız hıyarlar olduğunu anlamak çok kolaydır sarılı oldukları düz siyah kağıtlardan hemen anlayabilirsiniz onları.