Aşağı Saksafonya’da yaşayanlar bilirler, hoş yaşamayanlar da bilirler ama olsun buranın hıyarı çok meşhurdur. Sebebi de buranın toprakalitesinin üstün yetiştiricilik normlarının üzerinde olmasıdır. Tabi bu da yetmez. Yetiştiriciler yetiştirecekleri hıyar tohumlarını özenle seçip önce bir güzel sikertirler. Sikertme işlemi çok özel makinalar ile el değmeden yapılır, tek tek tohumlar üzerinde özenle uygulanır, uzun ve meşekkatli bir işlemdir ve kimseye söylenmeyen bir formüle sahiptir ki bu formulü bulanlar bugün hayatta değillerdir, toprakları bol osun, Allah gani gani rahmet eylesin. Maliyeti ve süresi göz önüne alındığında pek rantabıl sayılmayabilir ama hıyarlar hele bir büyüyüp te çarşılara, pazarlara, Grossmarketlere, aldilere, şilekerlere, yurt dışına, yurt içine gönderilince bu zahmete değer olduğu görülür. Tohumlar toprağa özenle tek tek ekilir, bol su verilir, vitaminleri eksik edilmez. Tohumları ekmek ilen görevli elemanlar da özenle seçilir, özel okullarda eğitim alırlar, hepsi özenle tohum ekilecek tarlalara dağıtılırlar. Dağıtılmadan önce 80 faktör domaldrajin koruyucu ile her tarafarlarına sürülür ki mazallah başlarına güneş geçmesin, açıkta kalan hassas tarafları mafolmasın. Ancak domaldırajin fısfıslamayı unutanlar da tohum ekmek için eğildiğinde canları çok yanar da bi daha fısfıslamayı asla unutmazlar, iş işten geçer gibidir ama bi kereden de bişey olunmaz. Buraya kadar anlatılanları şöyle bir özetlersek İyi hıyar yetiştirmenin birkaç altın kuralı olduğunu görürüz. Bunları tekrar hatırlamak gerekirse, bir hıyara dönüştürülecek tohum, iki sikertme işlemi, üç ekme-sulama-vitaminleme işlemi. Bu hıyarlar parlak yeşil renkte olup, hemen hepsinin boyları ve enleri aynıdır, tek tek kağıtlara sarılıp, ayrıca kutulara yerleştirilip ihraç edilirler. Onların anlattığımız hıyarlar olduğunu anlamak çok kolaydır sarılı oldukları düz siyah kağıtlardan hemen anlayabilirsiniz onları.
yorumlar
ne hıyarmış be
şimdilerde yerli malı yeni bir buzdolabı çıktı, reklamında görmüşsünüzdür. ol hıyarı gerekli bölmeye koyanda, kendini bostanda zanneder imiş. pek hoş, pek latif :)ancak hıyar dalından koparılır iken, sapının dibine basmamak lazım gelir. aksi taktirde hıyar acı olur, yenmez. dikkat etmek lazım.
tadları nasıldır acaba?
kop;nilay dorsa nerede bu yazıda? (etiketlerde var da!)
o da hıyar severmiş makaleci, heralde kopanisti ondan içerdi etiketlerde 🙂
:))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))
peki…
o reklamda az gelişmiş beyinli kahraman dıyorki..eline hıyarı alıp hadı ya bunlar bu mavi ışık olayına ınanıyormu ? tam hıyarmış bunlar ya …o buzdolabını alanlaramı hıyar diyor yoksa dolaba girecek hıyarlara mı..bu kısmı anlayamamak ne feci..
mak, istihbarat mekanizmalarından aldığım istihbaratlara göre nilay dorsa bodrum’da tanga ile denize giriyomuş, kopanisti de perşembeden itibaren bodrum’da
kop;nilay dorsa ve romeo’ lu haberperşembe’ den önce bunu oku:)
makaleci izmir sosyalleşmesini yaşayalım. ben herkesi toplayıp antalyaya da getiricem. biç parkta denize giricez. sen bikinini, güneş kremini çantaya koy şimdiden.
mak, o işi çözmüştük ya burada, geride kalmışın
cafee,öncelikle cevap verdiğin için sağol…e kolay değil bu kadar yoğunluk oldu bir anda:)beach park berbat artık..çok kalabalık…neyse bence deniz bikini falan olayı değil, sağlam bir rakı sofrası kuralım, balık-meze…yosun kokulu Antalya kıyılarında..ama unutulmasın bu sözler, Antalya’ yı atlamak yok:)
a pardon, ama okumamıştım ben onu, neyse…:)
yaaaa, hadi bakiimm
börülceyi ne zaman yazacaksın kopp:))
deniz börülcesini öyle bir yazacağım ki Linet, 200.000 ahkam yapacak, 95.000 kişi tutacak, hafif sörvırları çökecek, bekle hele
bekliyorum:))
sen dur hele, 32 kısım tekmili birden deniz börülcesi
linet
efendim sahinden???:)))))))))))))))))))))
hiç
ben anladım seni:))
kopanisti, Süper yazdığını her zaman söylemişindir yineliyorum.Ellerine sağlık.
beni mahçup ediyorsunuz, yapmayınız rica ederim,
bu hıyarları tekrar piyasaya sürmüşler, çarşı, pazar, market, kantin bunnarla kaynıyo…
Ört gitsin…
sevgililer günü türkiye’ye nasıl geldi ?kim getirdi ?kim öncülük etti?cevabı burada ….
Bay bay hepinis…burda müslüm denen bi hıyar varmış…
mutluluk veren hıyar…
hain köftekaçtı tren
karanfilli yarim agambizim mahallekakobinnazdana
Patlıcan ve kabakları uzunlamasına dilimledim. Yıkayıp hazırladığımız bu patlıcanların kağıt havluyla suyunu iyice aldım. Nerdeyse yarım rulo kağıt havlu bitirim. Dolmalık biberi dilimleyip çekirdeklerini temizledim Orta ateşte közleyip kabuklarını soydum. Kabak ve patlıcan dilimlerini fırçayla yağlayıp 10-15 dakika ızgarada pişdim. soğumaya bıraktım. Yufkalardan birinin üzerine fırçayla zeytinyağı sürüp yağladım. ve diğerlerini de onun üzerine yerleştirdim. Patlıcan ve kabak dilimlerinin yarısını yufkanın ortasına gelecek şekilde yerleştirdim. Üzerine biber, ıspanak ve ufalanmış peyniri ekledim. Yufkaları rulo şeklinde sardım. üzerine kalan zeytinyağını sürüp önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında 35 dakika pişireceğim
Garnitür için brüksel lahanası ve brokoliyi haşladım. Fırın kabını folyo ile kapladım. Palamutu temizleyip karın bölgesini bıçakla açrım. Arpacık soğan, domates ve limonu halka halka doğrayıp balığın içine bi güzel doldurdum. Pul biber de serptim hatta. Fırın kabına yerleştirip üzerine zeytinyağını gezdirdim. Defne yapraklarını da üzerine koyup tuzunu muzunu ayarladım. Folyoyu gayet güzel bi şekilde kapattım. börekten sonra önceden ısıtılmış 190 derecedeki fırını 180 derececeye düşürüp 20-25 dakika pişireceğim. pişme işlemi bittikten sonra balığı servis tabağına alacağım . Haşlanmış sebzelerle birlikte servis yapacağım. Afiyetle…….
Biberli tavuk sote tarifi çaldımGöğüs etlerini küçük kuşbaşı şeklinde doğrayıp, teflon tavaya al.Orta ateşte etler suyunu bırakıp çekinceye kadar kavurup, tuz serp.İnce kıyılmış soğan, sarımsak ve zeytinyağını ekleyip sote et.Biberleri ince şeritler halinde, domatesleri küçük küçük doğrayıp tavaya ilave et.Tuz, karabiber ve kekik ekleyip karıştır.Kapağı kapalı olarak ara sıra karıştırarak 15 dakika orta ateşte pişir.Sıcak olarak servis yap kop.
Sonunda buna benzemezse yaptıklarını kontrol et
hımm, deneyek madem, bakalım becerebilecek miyim