bildirgec.org

hikaye hakkında tüm yazılar

harry neden öldü?

| 18 September 2007 10:47

harry neden öldü? . yalnızca “hey! bir bira daha” diye kükremişti . danny de ona bir bira vermişti . peki harry ne zaman öldü? . marry bara girdiğinde, harry gülümsemişti . pervaneler tavanda dönerken sinekler oturmuş onları seyrediyordu .

. montgomery’nin birası civarında bir sümüklüböcek büyük bir aşkla yol almaktaydı . elindeki floş royale bakıp bakıp sırıtan john’un küçük kızı henrietta’nın çişi gelmiş barın etrafında koşturuyordu . bu küçük kız, gelecekte rahim kanseri olacağından, kanserin metastaz yapacağından ardından da 31 yaşında ölüp, dünyada bıraktığı kanser hücrelerinin, explorer 17 uzay aracıyla uzaya fırlatılacağından bihaber,,, dönüp duruyordu .

İnişli Çıkışlı Bir İlişki

| 18 September 2007 10:20

Bir restaurantta yemek yedikten ve tatlı bi sohbetten sonra eve gitmeye karar verdik. Restauranttan çıkarken “İstersen bende kal” dedi. Ben de “Olur” dedim. Lakin ne kadar restauranta gitmiş olsak, yemek yesek de ben hala açtım. Bu gerçeği ondan saklamayı düşündüm ama saklayamadım. “Mervecim, şurdan bi döner ekmek alayım da, öyle gidelim” dedim. Önce şöyle beni bi süzdü, sonra yadırgadı. Sanırım o an benden tiksinmişti. Tüm bunlara rağmen gittim aldım döner ekmeği. Bi banka oturduk. Ben döner ekmeğimi yerken, o da beni izliyordu. Sanırım o anda birkez daha tiksindi benden. Tavır yaptı. Baktım bu böyle olmayacak “Mervecim neyin var, niye suratın asık?” diye sordum. Cevap vermedi. Bir daha sordum, yine cevap vermedi. Sonra “İyi madem, hadi gidelim” dedim. Kalktık arabaya bindik, doğruca merve’nin evine yola çıktık.

Alafortanfonik hikaye

kopanisti | 12 September 2007 13:35

Aşağıda okuyacağınız alafortanfonik hikaye, ostrogotlar ve vizigotlar çağındaki kısa bir zaman dilimdeki küçük bir köy hayatını anlatmaktadır. Olayda verilen yer ve kişi adları tesadüften ibaret olup bugünkü yer ve kişilerle uzaktan yakından bir alakası yoktur.
Bermuda şeytan üçgeni mevkiinde, lip lip arazisininin derin ormanlarında sıvasız duvarlı bir evde yaşayan şakire dudu yatılı okulun mahseninde ikiyüzelli gramlık şahane bir tarantula beslerdi
Hatce ise bahçesindeki dipsiz kuyudan dudu için mütemadiyen istiridye toplar, onları kadifelere sarar sonra kutusuna koyar ve kurt ininden geçerek çatlak yoldan ilerlerleyerek yoluna devam ederdi.
Kayısı kutusunu kuruması için ağzı aşağı gelecek şekilde fare kapanının yanına koyan mamiş’in mukadderatında ise beliren obur kuş, yosunlu böcek deliğindeki üçgen çiçeği oyuktan çıkarırken kara delikte gördüğü lahanayı paketleyip mobilyanın önündeki elmas kutusuna pıtıklamayı da ihmal etmezdi.
Bu esnada olaydan habersiz olan gubarcık da derin bacakarasından kukulampiyi süzerdi. Kuku ise, cici hazinesini hüp deliğinden atlatıp, aman ortada kuyu var yandan geç hesabı pamuklar gibi olan çilikini faraşıyla süpürüp gömüsüne katardı.
Artık ambardaki saatli pırla ile ilgilenmenin zamanı gelmişti. Küçük kurnanın başında bekleyen kukuriku, mamuşunun yaprak gibi dıncığıyla vızzık yönünde ilerlerken, miş yerinin ukuku bölgesindeki gömü de gözünden kaçmamıştı.
Kukaraça ise bu esnada yumuğun yünlüsüyle ilgilenmekte ve onu derli toplu hale getirmekteydi. Vicey’in ise bu duruma amin demekten başka şansı yoktu.
Aman Şeytan kulağına kurşun.