bildirgec.org

hikaye hakkında tüm yazılar

YAŞAMAK HERŞEYE RAĞMEN YAŞAMAK

nurozoz1980 | 03 November 2008 09:17

Mesleğe ilk başladığı günlerde henüz daha uzmanların yanında ısınma turları attığı kalabalık nöbet akşamlarından birinde 17-18 yaşlarında iki koluna iki kadın girmiş genç bir delikanlı belirir kapıda öyledirki genç ayakta durmakta bile zorluk çekmektedir. ardından telaşla babası gelir. Oğlumu kurtarın doktor bey ve devam eder oğlum bu akşam ilaç içmiş ve intahar etmek istemiş uzman doktor adama döner ne zaman etmiş bilginiz varmı der babası yanılmıyosam 1 saat önce annesi görür görmez buraya getirdik ne olur oğlumu kurtarın diye yakarmaya devam eder. aldığı ilaçları sorar doktor annesi telaşla elindeki ilaçları gösterir doktor bakar ama yüzünde bi huzursuzluk gerginleşir aileye döner ve üzgünüm yapacak birşey yok der. zorlukla ayakta duran genç biran diklenir ve doktora ben ğişmanım kurtulmak istiyorum kurtarın beni diye yalvarmaya başlar.

2008 kpss

vatanda | 02 November 2008 11:35

Uzandığım koltukta dalmışım annemin dürtüklemesiyle uyandım. Aslında pekte uyandım denilemez hala yaşıyorum sanki. Gözlerimi kapattığımda güzel bir sahil kasabasında buldum kendimi ağzıma hafif tuz tadı gelmekte , esen rüzgar tenimi ürpertmekte. Etrafıma bakıyorum şaşkınlıkla ileride bir baraka üzerine kocaman bir ağ çatı gibi yerleştirilmiş, küçük bir tekne ve iki-üç kişi onlara doğru yürüyorum. Güneş hala gökyüzünde ama ay’da öbür taraftan kendini göstermekte ilerdeki gruba yaklaştıkça içimde garip bir ürperti başlıyor ilk anda neden olduğunu anlamasamda biraz sonra bu ürpertinin nedenini anlıyorum. Benim insan sandığım ilerdeki grup ağzı yüzü garip bir şekil almış insan görüntüsünde ama insandan başka herşeye benzeyen hal ve hareketleriyle çok başka garip yaratıklar çıkıyor. Titremeye başlıyorum hatta geri geri gitmek istediğimi hatırlıyorum ama nedense bacaklarım beni dinlemiyor. Sanki onlara doğru çekiliyorum. Yanlarına yaklaşıyorum. ürkek bakışlarla süzdüğüm bu garip yaratıklar benim geldiğimi yeni fark eder gibi vücutlarından çıkan gözleriyle bana sanki normal birşeymiş gibi bakıyorlardı. Bu beni daha da tedirgin etmişti. O sırada arkadaki yaratık diğerine insan diliyle ” İşte bir tane daha geldi bu akşam kaçıncı bu” diye söylendi. Konuşmalar beni hem korkutmuş hemde sevindirmişti benim gibi başka insanlar da buraya gelmişti demek. Ama burası neresiydi bu yaratıklar da neydi. Bana en yakın olan yaratık “Sen ordaki yaklaş buraya neden, niçin geldin” diye sordu. Vücudum benden ayrı bir nesne gibi onlara yaklaşmaya başladı. Tam yanlarına geldiğimde dilim yine düşüncelerimden başka olarak. ” Puslu bir geceden geliyorum. Güneşi arıyorum, sabahı bekliyorum. Buraların sultanına hizmet için bekliyorum” dedi. Ne söylediğimi anlamamış olmamla birlikte hala neden ve niçinler içinde kaybolmuş bir vaziyetteydim. Hiç bir şeye anlam veremiyordum. Yaratıklar hep bir ağızdan ” Güneşi bulmak elinde, Sultan içerde, hizmet zordur kazanmak ise imkansız.” diyerek ayağa kalktılar. arkada olan biraz daha insanımsı yaratık ileriye bir adım atarak ” Şimdi sende diğerleri gibi hiç bir şey anlamamışsındır. Şu anda gece ve gündüz adasındasın. İçerde güneş sultan durmakta, bizlerse sultanı koruyan cinleriz” diyerek bir anda ele benzettiğim uzantısından bir giysi ve kolye verdi. “Bunları giy, içeri girmen için şart” dedi. Önündeki cin yine aynı şekilde bir kılıç ve kalkan uzattı bana ve ” Bunları kuşan içeride hizmet için gerekli dedi”. En öndeki cin ise kocaman bir kazan çıkartıp içine deniz suyundan doldurdu ve altını yaktı. ” Kazanın içine gir ve temizlen saflık gerekli” dedi. Bütün söylenenleri bedenim harfi harfine uyguluyordu. İlk önce kazana girdim. Çok sıcak olacağını hatta pişeceğimi düşünürken oldukça serin hatta tenimde tatlı bir his uyandıran bir su ile karşılaştım. Bedenimin kontrolünü yeniden kazanmıştım. Hatta artık aklımdakileri bile söyleyebiliyordum. Kazandan çıktığımda bir an için kaçmak istedim. Ve tam o anda öndeki cin “Buradan kaçmak istiyorsun dimi ama kaçış yok. Senin gibi senden önce ve senden sonra gelenler içinde kaçış yok sen ve senin gibiler seçilmişlersiniz. Doğduğunuz gün gece ve gündüz savaşı için seçildiğiniz” diyerek beni diğer cin’e doğru sürükledi. Cin’in verdiği giysileri üzerime giydiğimde sanki hiçbirşey giymemiş gibiydim ama dışardan giysiye dokunduğumda çok kaba çok kalın ve sert bir ses çıkarıyordu. Kolyeyi boynuma taktığımda ise daha önce hiç görmediğim bir ışık hüzmesi gökyüzünde belirdi ve tamda kolyenin ortasına doğru ilerledi. Işığın içinde hayal meyal bir insan silüeti görüyordum ama sadece o kadar birde ses ” Sana güveniyorum” diyordu. Cinler ışığı görür görmez dizlerinin üzerine çöktüler ve hep bir ağızdan ” Işığın prensesi hoş geldin savaşçıyı kutsa ve galibiyet için yol göster” diye bağrıştılar. Işık hüzmesi kolyenin içine girdi ve parlamayı kesti. En son olarak elime bir kılıç ve kalkan verdiler. Kılıç buradaki herşey gibi garipti. Sadece sapı vardı ve elime aldığımda beyaz bir ışık saçıyordu. Benim kılıca böyle baktığımı gören cin ” Bu kılıç ruh kılıcıdır içindeki duyguları gösterir. Az önce içine girdiğin kazandaki su ruhunu temizledi, giydiğin giysiler sana güç verdi. Bu ruh kılıcı ise senin içindeki saflığı temizliği gösteriyor. İçeride daima böyle saf ve beyaz kalmalı. Rengi değişirse neler olur biz bile bilmiyoruz” diye açıklama yaptı. Ruhumun temiz olması beni sevindirmişti ama ruhum temiz değildi yaptığım onca yanlış onca kötü şey onlara neler olmuştu. Yine aynı cin sanki beynimi okurmuşcasına “Daha önce yaptığın kötülükler, yanlışlıklar, bütün hataların az önce suyla birlikte yok oldu. Şu anda en saf en temiz sensin. Geçmişi düşünme sadece hizmet etmeye odaklan ” diyerek o garip uzantısını kalkanın üzerinde gezdirdi. Kalkan bir anda o en normal halinden çıkıp parlamaya başladı ama öyle beyaz değil yeşil parlıyordu kalkan. “Bak” dedi parmağa benzeyen uzantısından bir parçayı garip dişleriyle kesti ve gri akan kanını kalkana sürdü kalkan bir anda büyüdü ve gri rengi yuttu. Resmen cinin kanını yuttu ve yine yeşil yeşil parladı. “bu kalkan yeşil zümrüt kalkanıdır. Senden öncekiler bu kalkanı alamadı senin bir özelliğin olmalı. Zümrüt kalkanının en büyük özelliği bizler gibi varlıkların kanı kalkan tarafından emilir ve sana zarar vermesini engeller. Dahası her türlü saldırıya karşı boyut değiştirir ve seni en iyi şekilde korur. Son olarak şayet içeride başına bir hal gelirse bu kalkan seni yok eder”. Son sözü içimde büyük bir korkuya neden oldu elimde tuttuğum şey beni öldürebilecekti ha. Birden aklıma uykuya daldığım geldi o anda uyanmak için bütün varlığımla çabaladım ama yine arkadaki cin bütün ümidimi böldü. ” Uyduğunu sanıyorsun ama şu anda uyanıksın. Burası gerçek ve şu anki herşey gerçek gözlerini kapattığın yerde değilsin ve buradan kurtulmanın tek yolu. Güneş sultanına hizmet etmektir. Yada gece yolcularına katılmak. “

düşlerimde düşlediğim düş

furkan iren | 02 November 2008 10:18

düşlerimde düşlediğim düştür
yinede varolmak sebebim her vazgeçişimde hayattan
tutunduğum, kopamadığım o son bağ
tek vazgeçmeyiş nedenim yaşamaktan
zerre kadar umut kırıntısı içimdeki
yüreğimi sıkıştıran arka sokaklarda
sessizce kelimelerle, usulca acımasız
sen misin?
yoksa
benim sevdiğim umarsızca

kenarda kayıp bir adam
aynaya baktığımda her sabah gördüğüm
benliğime yabancı o suretin,
düşlerinde düşlediği düşü
gerçekliğinde bir türlü bulamayan
ve o gerçekliğinde bulamadığı
düşe hep olacakmışcasına inanan
kenardaki kayıp adamın
o yitirilmiş yaşantının
yitiş nedeni
yoksa
sen misin?

Yeni kapı ve 4.Murat -3

mehmetbastug94 | 31 October 2008 13:04

4. Murat
4. Murat

Yeni kapı ve 4. Murat

Yeni kapı ve 4. Murat-2
….

-Hünkârım dün gece sadrazam halil paşa hastalandı; o nedenledir ki huzurunuza gelemiyor!

Arz odasının kapısı açıldı ve genç bir oğlan içeri girdi.
-Sadrazamım halil paşa’nın durumu nedir?
-Hünkarım sadrazam halil paşa öldü.

4. Murat, en sevdiği sadrazamlarından biri olan halil paşanın ölüm haberini duyunca çok üzülür.Hemen yanına gider ve defni için talimatlar verir. Eyüp Sultan’ın üstündeki tepeye götürür ve gömerler.

BİRAZ AKIL BİRAZ SABIR SONRASI ÇOK GÜZEL OLUR

nurozoz1980 | 31 October 2008 09:41

Yıllarca çalıştıktan sonra yaşlı adam artık dinlenmesi gerktiğini düşünür ve emekli olur. ilk iş olarakta bir okulun yanında kendine küçük huzur dolu bir ev alır. başta herşey huzur dolu ve güzel gitmektedir. Taakiiiii okullar başlayana kadar okullar başlayınca çocuk sesleri gürültüleri başta hoş gelir ama her akşam evinin önünden geçen bir grup çocuğun çöpleri tekmeleyim gürültü çıkarmaları bu huzuru biraz gölgeler 1 gün 2 gün derken adamcağaz düşünür hem çocukları kırmadan hemde gürültüden kurtulmanın bir yolu olmalı. çook geçmeden aklına parlak bir fikir gelir sonraki gün tam çocuklar geldiğinde çokar karşılarına ve onlara “ah çocuklar ne güzel gürültü yapıyorsunuz bana çocukluğumu hatırlatıyorsunuz neşeme neşe katıyorsunuz bundan sonra hergün burada gürültü yaparsanız size 10YTL vereceğim der” çocuklar neşe içinde kabul ederler ve sonraki günlerdede gürültüye devam ederler birkaç gün geçer ve adam tekrar dikilir karşılarına sizlerden çokk memnunum ama artık size sadece 5YTL verebileceğim der çocuklar biraz mırın kırın ederler ama eh hadi olsunn derler bir sürede 5 ytl ye devam ederler ve aradan bir süre geçmesiyle adam tekrar dikilir çocukların karşısına ınlara üzgünüm çocuklar malumunuz ben emekli bir adamım herşey çok hoşuma gitssede geçim zor artık size sadece 2.5 krş. verebileceğim ama beni yalnız bırakmayacaksınız değilmi der. Çocuklar birbirlerine bakarlar içlerinden biri sıvrılık ve adama: kusura bakma amca hem bu kadar emek sarfet hem o kadar para al bu iş bu paraya yapılmaz. artık gelmeyeceğiz der:)))) ve adamcağız bu şekilde o çekilmez gürültülerden tamamen kurtulur. Buna zekanın dehalığımı yoksa para nelere kadirmi denir bilmiyorum ama galiba her sorunun güzellikle çözülecek bir yolu var. Keşke hepimiz herzaman bu kadar akılcı ve sabırlı olabilsek.

uçurumlar

lecteur | 26 October 2008 17:06

bir an=her an, ölümsüzdür. uyanışlar da… rüyası, tanımadık bir parkta yürüyen ve banklardan birine kıvrılıp yatan biri idi (ne eksik ne fazla) ve uyandığında ölümsüzleştiği anda değildi artık. (onunla, bir daha, ebediyen, görüşemeyecek.) yeni doğmuş güneşle terli teninin içinde etrafına baktı. kötü bir rüya görmüş olmalıydı. yada o öyle düşündü . ve şimdi, iki an, iki uyanış olmalı onun için ; ‘ölüm’süzcesine kendisinde kalmış geçmişinde; bir rüyası, bir de gerçeğe uyanış için. ilk hangisi gelmeli?
.bedeninde uyuşukluğu bu yeni dünyanın renklerini canlılandırıyor, ağır ağır. demir örgü çitlerin ardından tek katlı bir bina görünüyor. bir çekirdekçi çiğ sarı taburesinin üstünde iki kalın kara kaştan ibaret, uyukluyor . ayağa kalktı ama devam etmedi : ” “üşüyorum” ” . parkın bitimindeki dev gross market, beyaz cüsseli bir… kapısız penceresiz . kör, hafızasını yitirmiş bir suçlu gibi . araba park yerlerinde dalları kesilmiş yarı ölü ağaç gövdeleri kökleşmiş . sarı çizgilerle sınırlandırılmış zeminde istisnasız herbirinde (..) işareti. . yüzünün sol yarısına buz gibi bir rüzgar çarpıyor . ” “sabah ayazı” ” . tek yaprak dahi kımıldamadı . markete giden yolun caddeyle buluştuğu yerde betondan yontulmuş birkaç ağaç. viyadüklerde üzerlerindeki tozdan duyulmaz olmuş amazon çığlığı anıtları, ağaçlara raptedilmiş pirinç bir ibare : özrün kabahate itildiği uçurum anıtı. onlar doğduğunda bu şehir oradaydı . ve bir zaman sonra şehir, değişmeyen şehirdi onları değiştiren . çünkü şehir onlara, yaptıklarına, anıtlarla veriyordu cevabını; şehrin içinde boğulmamaktı tek amaçları artık, tek becerebildikleriyse buydu . …boğulmak… .

çatı

nazokiraze | 25 October 2008 19:28

Okuyanlar bilirler.Çatı ve serisi insanı bambaşka dünyalara sürükleyen öykülerdir. Yazarı V.C Andrews‘in ruh hastası olduğundan şüphelendiğim elime aldığım gibi bir solukta bitirmek için çırpındığım kitaplar.

Aslında her romanın aslında bir öncekinin devamı olduğu ama sıralaması farketmeden ayrı ayrı olaylarla insanı sürükleyen bu inanılmaz öyküleri okumayanlara mutlaka tavsiye ederim

Erotik site sahibine hapis cezası

sermen08 | 22 October 2008 23:33

Son zamanlarda çokça rastladığımız mustehcen itiraf siteleri emniyeti harekete geçirdi.

Erotik Site Sahibine Hapis
Erotik Site Sahibine Hapis

İstanbul ve Kocaeli emniyeti şikayetler üzerine detaylı inceleme sonunda biçok erotik itiraf sitesi bulunan bir şahsın evini tespit edip buraya baskın düzenleyerek bu kişiyi gözaltına aldı. Sorgusu tamamlandıktan sonra mahkemeye çıkarılan bu kişi “müstehcen yayın yapmak” suçundan tutuklandı.

bugüne kadar çok sık raslamadığımız bu tarz önlemleri sanıyorum bundan sonra bolca göreceğiz. internet dünyasında denetimin bu denli güç olduğu bi ortamda alışıla gelen site yasaklamanın ötesinde daha somut önlemlerin alınması umut verici.

detaylı bilgi

Bana Bir Masal Anlat

KURTULUSCU | 21 October 2008 21:47

Eskiden türk telekomun üç haneli bir numarayı kullanarak ulaşılabilir durumdaki servisi vardı.Artık üç haneli numaradan olmasada 444 11 16 olarak halen devam etmekte.Ayrıca internet sitesinden de dinlenilebilecek hale de getirmiş Masalları.
Keloğlan,Olağanüstü Masallar,Eski Türk Masalları,Hayvan Masalları,Tekerlemeler,Gerçekci Masallar gibi kategorilerde onlarca masalları dinliyebiliyorsunuz tabi telefondaki tadı vermeyeceğini göz önünde bulundurmalısınız.

Ayrıca bu site de de Aslanın Sarayı,İki Kurbağa,Kendini Beğenmiş gibi birçok masal ve hikayeyi dinleyebilirsiniz. Ve son olarak bu site diğer sitelerde yaptığınız gibi masal dinleyebilmenizin yanında,Külkedisi,Karıncacık gibi hikayeleri anlatanların videosunu izleyebilmenizi ve masal anlattıp kaydettiğiniz videoyu siteye ekleyebilmenizi sağlıyor.

BAŞARILI OLMAYA DAİR…

| 18 October 2008 11:11

Başarılı olmak ve başarı motivasyonunuzu korumak
için dünyaca ünlü devlet adamı,bilim adamı,sanatçı
ve düşünürlerin sözlerinden bir derleme hazırladım
ve söz sahiplerinin de hayat hikayelerine ulaşabilirsiniz.

“Zafer,’Zafer benimdir’ diyebilenindir.Başarı ise,’Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’diyebilenindir.” M.Kemal ATATÜRK

“Engeller beni yenemez. Her engel sarsılmazkararlılık karşısında yıkılır.” Leonardo da VINCI