bildirgec.org

heykel hakkında tüm yazılar

hello deneyi

azurenus | 26 July 2007 19:02

boş vakti çok yaratıcılar kabilesi yeni bir deney ile karşımızda. lionel richie‘nin 1984 yılında piyasaya çıkan “helloşarkısının klibinden esinlenerek yaratılmış. klipte öğretmen olan lionel, görme engelli ama akıllı mı akıllı, yetenekli mi yetenekli bir öğrencisine aşıktır. aşkını dillendiremezken kız kör haliyle lionel’ın portre heykelini bir çırpıda yapıverir. deneye katılanlar da hello müziği eşliğinde gözleri bağlı olarak lionel richie portresi yapmaya çalışırlar. bakın ortaya neler çıkar:

Kumdan masallar sergisi

pre | 23 July 2007 21:55

Kumdan Masallar 2007
Kumdan Masallar 2007

Şimdilerde Carrefour İçerenköy alışveriş merkezine gidenler otoparkın hemen girişindeki platformu farketmiştir. Ancak farketmeyenler için bildiri görevini üstlenelim.

Bu sergi nedir diyecek olursanız Türkiye ile ilgili figürlerin, olayların kumlarla yeniden canlandırılması diyebiliriz. Padişahlardan tutun da İstanbul’un fethine kadar pek çok unsur kumlar üzerinde hayat bulmuş.

Sergi 30 Eylül 2007 tarihine kadar gezilebilir. Giriş ücreti yetişkinler için 5 ytl, 12 yaşından küçük çocuklar için ise 2.5 ytl olarak belirlenmiş.

Venedikli Marangozdan inanılmaz ağaç tasarımlar

NLPMaster | 19 July 2007 18:02

Venedikli Marangozun yaptıklarına inanamayacaksınız! Bu otomobil ağaçtan yapılmış!
Venedikli Marangozun yaptıklarına inanamayacaksınız! Bu otomobil ağaçtan yapılmış!


Bir marangoz düşünün sadece ağaç biçen, bir marangoz düşünün ağaçtan ceket yapan…

İnanılmaz gelebilir ama Venedikli Marangozun yaptıkları karşısında hayranlığınızı gizleyemeyaceksiniz.

Tasarım harikası ceetler, ağaçtan arabalar, ağaçtan heykeller, daha neler neler….

Azmin başarısını, düşüncenin gücünü ve hayalin gerçeğe dönüşmesini izleyebieleceğiniz bu çalışmaların video görüntüsünü bu adreste izleyebilirsiniz.

Her yolun sonu bir simitçi ve bir heykele çıkan şehir

semazem | 03 July 2007 12:18

Yıllar önce, Ankara’da yaşamaya başlamadan önce, bir şekilde 1 aylığına Ankara’da kalmam gerekmişti. Bilmediğim bir şehirde kaldığım zaman hep yaptığım şeyi, o zaman da yaptım : Kaldığım yeri merkez olarak alarak, yürüyerek, bulabildiğim tüm sokaklara girip çıktım.

Süre uzun ve mekan da Ankara olunca bu “kaldığım yeri merkez alma” durumu giderek genişledi, edinilen bir Ankara haritasıyla, gece geç ve sakin saatlerde arabayla bile bir sürü yeri dolandım. Gündüz muhabbetlerinden adını duyduğum yerleri keşfettim, Sakarya’da “selam ağabey, aynısından mı ? ” diye müdavim kabul edildiğim bir barım bile oldu hatta 🙂