Nil Karaibrahimgil’in Seviyorum Sevmiyorum şarkısını dinlerken kızım anne Kötü Kedi Şerafettinkim ki deyincik, bugün kedili anılarım geldi ,dolayısıyla yazım da geldi.
İlkokuldaki kedi ameliyat etme hikayemi bilenler bilir yazmıştım, sonrasında zaten kedilere onları ameliyatla iyileştirmeyecek kadar daha az sevgi besledim, Alex adlı alacalı bulacalı yavruyu sokakta tirtir titrerken eve getirirken annemin asla ve asla onu eve sokmayacagını gerekirse evi terkedecegini bile bile şansımı denemek istedim.Kızkardeşime hamile olmanın verdigi ve bizce çok tuhaf olan bir anlayışlılık örnegiyle razı geldi annem Alex’e ama asla evden içeri girmeyecek, giriş katında oturdugumuz Cihangir semtindeki evin bahçe kısmında ona yatak,döşek,kap,kacak ayarlayacaktık.(Cihangir insanları kedilere çok düşkündür belki annem komşulara yaranmak için kabul etmişti)
Bu sıska mıymıntı Alex annemin sevgisini kısa zamanda kazandı çünkü o da benim gibi ufak tefek ve iştahsızdı ama eve asla giremedi, kış gelince annem yurtdışına gittiginde her zamanki kalış yerimiz olan teyzeme yollanırken mutluydum çünkü kuzende aynı yaşlarda bir kedi bulmuş bir aydır bakıyordu.
Benim kedi ne kadar narin, kibar ve iştahsızsa kuzenin kedisi Meraklı o kadar arsız, hareketli ve oburdu ,melun şey kuzenin paraya kıyıp almadıgı mamaları bilmez ne versen yerdi, biz oraya göçünce zavallı kedimin rızkını mideye indirip dururdu.