bildirgec.org

harf hakkında tüm yazılar

Etkileyici ve Ücretsiz Fontlar

maxhoper | 03 February 2009 20:00

Malumunuz fontlar tasarımlarda oldukça büyük bir öneme sahip. Tasarımların daha başarılı olması için etkileyici fontlar kullanmak bu tasarımları daha değerli kılabilir.

Etkileyici ve Ücretsiz fontlar serisine 6 seçkin ve ücretsiz fontla başlıyoruz :

Bleeding Cowboys

Bleeding Cowboys
Bleeding Cowboys

Bleeding Cowboys true type font sınıfında. windows macos ve linux tabanlarında çalışabiliyor.
gösterişli ve kullanışlı olmasıyla popülerlik kazanıyor.

Freebooter Script

Freebooter Script
Freebooter Script

Freebooter Script el yazısını andıran bir font. yapımcısı yüzüklerin efendisi üçlemesinde yüzüğün üzerinde kullanılan fonttan etkilenmişe benziyor. Logoların altlarında siteyi tanımlayan küçük sloganlar için kullanılabilir. Çok küçük puntolarda okunması zor olabiliyor.

Rapidshare’dan herkese bedava premium download

empi4 | 10 July 2008 23:58

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde rapidshare yeni bir yönteme geçti ve captcha uygulamasını kaldırdı. yani artık harf girmeden, sadece sürenin bitmesini bekleyerek dosya indirebiliyoruz. işte bunu fırsat bilen yazılımcılar hemen bir program piyasaya sürdüler.

cryptload isimli bu program sayesine rapidshare.com sitesindeki dosyaları hiç beklemeden, premium hesabınız varmış gibi download edebilirsiniz. gelin şimdi programın nasıl çalıştığını öğrenelim…

Kaybolan harf

MerakliKedi | 28 April 2008 14:10

Matematiği hobi olarak benimsemiş bir kitap kurdunun okumalarında çok geniş bir spektrum oluyor. Romanlar, düşünsel konular, makaleler derken bazen pat diye o kitaplığa ve beyne matematik içerikli kitaplar düşüveriyor. Bu kitabı alırken aslında ilgimi çekmesinin böyle bir nedeni olabileceğini de düşünmemiştim…
Alfabenin en çok kullanılan harflerinden biri kayboluverirse, bu kayboluşu aşabilir misiniz? Fransızcada en çok kullanılan seslilerden olan “e” kayboluverince George Perec de içinde hiç “e” geçmeyen bir roman yazmayı düşünmüş. Olay tamamen matematik aslında; aynı şeyi ifade eden ve içinde e olmayan kelimeler cümleler kurmak… Ve anlam bütünlüğünü bozmamak… Bunu yazmak tek başına büyük bir olayken, Cemal Yardımcı aynı düşünceden yola çıkarak Türkçeye çevirmiş… Adeta mucize…
Bu kadar şekil odaklı olunca insan ister istemez içerikten şüphe ediyor. Ama kurgu ve anlatı açısından en az Dan Brown kadar başarılı (Dan Brown’u başarılı bulduğumdan değil, isminin çok kişi için birşey ifade edebilecek popülerlikte olmasından ve tarz benzerliğinden onu örnek veriyorum). Ve bütün bunlar 1969’da yaşanıyor…. Bu arada bir ironiye dikkat, yazarın kendi adındaki en fazla sesli harf e. Yani aslında yazar kendi kayboluşunu anlatıyor.
İyi de matematikle alakası ne diyeceksiniz. Perec, edebiyatta matematik oyunlarını kullanan bir yazar… Ve kim bilir belki de bana enteresan gelme nedeni de o…

ismini didikle !

nikopol | 04 April 2008 11:22

ismididikle.com adlı bu siteye isminizi yazıyorsunuz ve isminizle ilgili gerekli gereksiz ilginç bilgilere ulaşabiliyorsunuz. bu bilgilerden bazıları şunlar:

isminizin;

  • en çok kullanılan kaçıncı isim olduğu
  • harflerinin aritmetik ortalaması
  • mors alfabesinde nasıl yazıldığı
  • görme özürlüler alfabesinde nasıl yazıldığı
  • benzer olduğu diğer isimler
  • başharfiniz ve son harfinizle uyumlu isimler

Kelebeğin kanatlarından alfabe

mturkmen | 20 January 2008 21:19

Her biri bir kelebeğin kanadından çekilerek toplanmış alfabenin bütün harfleri ve birden dokuza kadar sayıların resimleri bu sitede listelenmiş. Fotoğrafçı Kjell Sandved hayatını bu konuda bir koleksiyon oluşturmaya adamışa benziyor.

Flickr Fotoğraflarıyla Yazı Yazın

CNKT | 11 November 2007 15:00

Flickr‘daki OneLetter grubu alfabedeki tüm harflerden oluşan bir fotoğraf havuzuna sahip. Kent Brewster ise bu havuzu kullanan bir yazılım geliştirmiş ve istediğiniz sözcüğü bu fotoğraflarla yazmanızı sağlıyor.

Siteye buradanulaşabilir, Bildirgeç için yazdığımız metni aşağıda görebilirsiniz.

Yazmaya Dair

siirimsi | 30 October 2007 16:58

Belki de yaşamdan beklediğin her şey, burada, bu kelimeler arasındadır, kimbilir?...
Belki de yaşamdan beklediğin her şey, burada, bu kelimeler arasındadır, kimbilir?…

Yazmaya Dair,

İlk başlarken kendim için, diyordum, yeniden yazmanın, başlamanın mutluluğu yeterli, bu huzuru, bu ince köprüyü kurmak hayatıma bir anlam katacak, başarmanın yüceltilme duygusu bana yeterli diyordum… Her zaman kanaatkar bir insan olmama rağmen yazmakta bunu başaramadım sanırım… Başladım, devam ettikçe duygular başka yönlere kaydı sanki… Yazdıkça yenileniyor, her konuda, her cümlede yazacak bir yön keşfetmeye çalışıyor buluyorsunuz kendinizi… Hele de bir konuya, düşünceye odaklandıysan bir hayalet gibi beyninde kurtlar dolana dolana sarıyor sayfalarını, günlerini, düşüncelerini, beynini kemirir oluyor yazacakların, ister istemez… Nasıl yazsam, ne yazsam, çok güzel olmalı, çok okunmalı, beğenilmeli, beğenildikçe büyümeliyim düşüncesi, yazdıkça büyümenin hırsı ve arzusu kelimelerinin arasında hapsediyor yazılarını… Kendim için_leri aşan, özgürce yazmayı sınırlayan bir şey bu… Belki de ben yazmaya başlayınca dünya sallanacak, yazılarımla bir depremi yaşatacağım duygusu ve bencilce düşünceleri kapladı mütevazi düşüncelerimi… Halbuki ne yer sallanıyor, ne de gökte bir kıpırdanma var… Bu, insana has bir duygu da olsa, herkesin başına gelebilir, her insan ister bunu, deseniz de bu konumdan memnun olmadığımı söylemeliyim… Çünkü yazmak öyle bir şey ki, olağan, sıradanlığı yaşatan bir eylem olmalı, bir akıntıya atmalısın kendini, ama kurtarılmayı beklememelisin. Yazdıkça kendini yenileyen ve akıntıdan kendi çırpınışlarınla bir dala tutanabileceğin bir sel bu… Her yağmurda yıkanan, arınan bir saflık duygusu olmalı… Yoksa sahteciliği kelimelerin arasından kurtaramazsın… Yazmak bencilliği sevmiyor çünkü, hapsi sevmiyor, dünyada en çok özgürlüğü seven olgu bu yazma eylemi… Kelimelerin hapsi müebbet bir susuşa, arada bir de görüşe çıksan da, güneşe uzaktan bakmaya itiyor gitgide. Ne yazarsan yaz, istediğini aktaramıyorsun elinde olmadan, doğallığı kaybediyorsun çünkü… Saflığını kaybettikten sonra da yazdıklarının bir anlam taşıması mümkün değil… Tıpkı yaşamdan saydığın her an gibi, gerçekten hissetmedikçe yaşamış sayılmazsın çünkü… Yazmanın tutkusu ise ne aşka benziyor, ne evliliğe, ne sadakate, ne de kendine ihanete… Nasıl etmeli, ne yapmalı da bu hapsi özgürlüğe çevirmeli bilmiyorum ama, bunu da aşabileceğimden eminim… Hangi geçilmez köprüleri geçmedim ben, hangi ferkul’ u yenmedim ki… Bunu da başarabilirim, eminim…