bildirgec.org

gözyaşı hakkında tüm yazılar

TEMİZLİK(!)

il mare | 04 May 2010 16:16

süprüntüler de süslenir
süprüntüler de süslenir

İki odalı bir evde temizlik var ; küçük hacimli çok sayıdaki halı, kamburlaşmış ve henüz yeni göğsünden ameliyat olmuş bir kadın tarafından balkonun kenarlarına seriliyor teker teker, annesine yardım olsun diye. Bir başka annesinin kuzusu, eski model,çok sesli bir elektrik süpürgesini çalıştırmış, aynı zamanda yüksek yaşına rağmen bir şeylerin ucundan tutmak isteyen annesinin ağır işiten kulaklarına yüksek desibeller yollayarak,süpürgenin sesiyle başıbozuk bir ahenk içerisinde azarlarını savuruyordu, elindeki boyundan çok kısa sopa zımbırtısı ile.

Dününde Yitik Adam…

admin | 04 February 2010 10:59

Nasıl başlar insan dünden kalan özlemini anlatmaya? Dile gem vurmaz mı yüreğin bu sessiz çığlığı? İçten içe ağlamak değil mi bu? Çaresizlik değil mi? Geleceğe doymuş ama düne aç bir velet bedenimin taşıdığı. Düşüncelerimde var olan nefret kime bilmiyorum hiç. Geri gelmek istiyor ayaklarım. Sanki bu yol değil de zaman patikası üzerinde yürüdüğüm. Küçük bir veledim işte, geleceği tümden yaşamış da dünü unutamamış. Çaresizlik değil mi bu? İçten içe ağlamak değil mi?
Ölüm yok olmak değil her zaman. Ya da yok olmak ölmek… Mutluluğum budur benim. Dünün kulağıma bıraktığı o ince ses de yitebilmek. Gözyaşım aksın gitsin ne olur? O da dün olacak nasılsa. Özlemim o olacak. Vicdanıma döndüğümde yüzümü gün be gün, her ne ziyansa yüreğimde bileceğim ki tekrar özlemim olacak. Ölmek istemez ya insan, geleceğe özleminden hep. Bense geleceğe doymuşum madem, öyleyse ölüm yok olmak değil bedenimdeki bu koca velede. Geçmişte yok olmuş silik bir gözyaşıyım ne de olsa.

CAMLAR TEMİZ OLMALI VE TÜM HAYATLAR UCUZ

il mare | 21 January 2010 09:21

Yedinci kat,karlı ve soğuk hava, koca bir cam boyunca, bir temizlikçinin kolları uzanmakta…

Temizlikçi…Hayattaki tek ödevi buymuş gibi…Birileri hep kirlettiği için,birşeyleri temizleyici…
Başka hayatların,başka ağızların yaşayan nefeslerinin camlardaki intiharları, ve bıraktıkları buğulu lekeler… Temizlenmeli…

Koca bir cam,o nefesler sanki hiç alınmamış gibi,pırıl pırıl olmalı,yeniden yeniden doğmalı,yaşanmışlıkların kattığı lekeler düzenli olarak arındırılmalı… Yeni doğmuş bir bebeğin gözünden bakmalı dünyaya büyük evlerin büyük camları…Hiçbirşey yaşanmamış gibi,dünyada pislik yokmuş gibi…

GÖZYAŞLARIMIN TANIĞI

mavilikler | 04 January 2010 13:36

Benim hiç ablam olmadı. Bu yüzden ablası olanları hep kıskandım.
Odama çekilip çaresizce ağlarken, kapımı aralayıp usulca içeri süzülen, neden ağladığımı soran bir ablam olsaydı…
O zaman gözyaşlarıma tanıklık eden biri olduğunu bilir ve odamdan çıktığımda, o ağlayan ben değilmişim gibi davranmazdım. Gözyaşlarının yerini çaresizliğin verdiği öfke doldurmazdı.
Ablam yanıma oturur ve elimi tutardı. Titreyen, tüm işlevini kaybetmiş elimi… Ona yeniden hayat verir, bir el olduğunu hatırlatırdı. Sonra da bana yapardı aynı şeyi. Sorular sorar, hıçkırıklarımın arasında ağzımdan dökülen bölükpörçük cümleleri dinler ve onlardan anlamlı, eksiksiz bir bütün yaratırdı. Sonra bu bütünü gözlerimin önüne sererdi.
Bense, onun bana gösterdiği şeyle anlattıklarım arasında bir bağlantı kuramazdım önce. Ablamın sevecen yüzüne bakar, bana olan sevgisinden, gerçeği göremediğini düşünürdüm. Ama o, konuşmasını sürdürüp ayrıntılara indikçe, canımı yakan şeyler artık acıtmaz olurdu. Çünkü resmi görmeye başlardım artık… Ve onun içinde de kendimi görürdüm. Ne olduğumu, kim olduğumu hatırlardım yeniden.

Soluyorum Seni Yeşerdiğim Yerden

kahvekokusu | 19 November 2009 14:38

 www.blogcu.com/etiket/kartanesi
www.blogcu.com/etiket/kartanesi

Kendimi kaybettiğim anda buluyorum seni,
Seni kaybettiğim anda ben oluyorum..

Can veren bir yüklemin ağzında soluyorum yine. Kilidi mühürlü zamanları açma telaşı içinde kanamalı yaralarım. Sorgularımı sorguluyorum müebbet sevdalarda. Darağacına asılı vebalimi bir yarasa ağzı somuruyor. Zamanın dişi deliyor vicdanıma asılan hesaplarımı…Düşlerime gebe düşkünlüğümden bir kez daha düşüyorum sancıyarak…Faside hesaplarımı bir kez daha geçiriyorum pusulamdan…

Melek

Colpadan | 28 October 2009 15:28

Şansın varsa bu dünyada
Bir melek girer, milyonda bir de olsa hayatına
Kusursuz güzelliği,
Sonsuz sevgi dolu yüreğinin ortasında,
Masum sesinde, ışıltılı bakışlarında,
Hayat veren aşkının gücünde,
Sımsıcak kucaklayan kollarında

Eğer şansın varsa bu dünyada
Doğanın dengeleyici gücü ile,
Elbet gelir arkasından bir talihsizlik unutma
Bir rüzgar, bir fırtına, kuvvetli bir kasırga
Alır götürür o meleği sonunda
Tekrar geri gelmeyecek günlerin
Akıp gider avuçlarının arasından,
Uğurlarsın eşsiz güzelliği, sonsuz sevgiyi,
Yüklü gözyaşlarıyla…

anne bugün gitme…

kahvekokusu | 27 October 2009 11:00

Kocaman kahverengi gözlerini gözlerime dikip, delici nazarlarla bakarken, dudaklarının arasından dökülüveriyor o kırgın cümleler:

-Anne bugün işe gitmee…

Lepiska saçları darmadağın… Pembe ayıcıklı pijamasıyla sandalyede öylece oturuyor. Üşümesin diye üstüne giydirdiğim yelek bir kolundan düşmüş… Süt bardağı kahvaltı masasında hala dolu duruyor…Bir cevap bekleyen bakışlar tam gözbebeklerime oturmuş hesap soruyor:
-Anne bugün işe gitme!

YOKEDİP ŞUURUNU,APTAL ET RUHUNU

il mare | 22 September 2009 10:54

Dün,Cnn Türk’ün Ankara temsilcisinin bir röportajını okudum internetten.İnsan yazma işini bir meslek olarak görmemeli diyordu,gördüğü taktirde işin içine maddiyat girer,mazallah bu derde düşmesi,onu gün gelir yazma zevkinden de mahrum edebilir diyordu.Doğru da söylüyordu bence,maddiyatın mutlak bir tatmin ile ilişiği olduğunu düşünürsek,ve yazmak ile de maddiyat ilişiğini varsayarsak;maddiyatta beliriverebilecek olan herhangi bir tatminsizliğin haliyle ilişiğini,yani yazma eylemini de etkileyebilmesi an meselesi.Bu yüzden,üzerinden trilyonlar da kazanılsa,yazmak işi kesinlikle bir gönül işidir,öyle olmalı,bunu vurguluyordu sayın temsilci.

kaybedenlere

arthuroba | 01 September 2009 12:33

yanıbaşımdaki senaryosuyla
gün yirmi dört saat
insan avında orada
birden”kaybedenler” sardı etrafımı
çözemedim ne olduğunu
çünkü
gözyaşlarıyla anlaşırdı insanlar
böyle durumlarda
ve yine böyle durumlarda sığınılırdı tanrıya
terkedildiği gibi…