bildirgec.org

gece hakkında tüm yazılar

Düşler yaşandıkça, yaşam aydınlanır

srkncntrk | 09 September 2008 10:17

Saman alevi gibiydi, düşlerim.
Biri yanar, biri sönerdi.
Gecemi gündüz.
Gündüzümü gece yapardı.
Kimi zaman umutlu
Kimi zaman umutsuz bakardı hayata
Kah güzeldi, kah hüzünlü
Ama her zaman tazeydi, yeniydi.
Hiçbir zaman birbirini tekrarlamadı
Hep yenilendi, aynı olmadı hiçbir zaman
Gelecek bu ya aydınlık, ya karanlık
Seçmek elimizde, yada değil
Bu bir muamma hayatta
Kimi zaman boşvermişiz
Kimi zaman peşinden gitmişiz.
Varacağımız yeri bilmeden
Belkide sonsuzluk özlemi
Bize düş kurduran,
Yenilenme arzusunu yaşatan
Bedenimiz bile hergün yenilenmekte
Ama sonsuz değil,
Hayatta hergün değişmekte,
Ama baki değil
Baki olan bir allah
Bir de ruhlarımız.
Ama onunda sonu belli değil
Belki acı cekecek, belki sevinecek
Ama birgün mutlaka hesap verecek.
Düşler sona erdiğinde herşey ona yüklenecek.
Aydınlık veya Karanlık birini seçecek.

Londra ve Gece

crstalite | 01 September 2008 15:20

Londra M25 otobanı
Londra M25 otobanı

2008 Beijing olimpiyatlarındansonra gözler 2012 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak Londraya çevrildi. Burada bulunan sitede dediğine göre 2012 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak Londra için tanıtım telaşına düşülmüş bile. Londralı hava fotoğrafçısı Jason HAWKES ‘in gece çekimlerinin bulunduğu fotoğraflar gerçekten etkileyici.

Emirates Stadyumu (Arsenal)

Emirates Stadyumu (Arsenal)”

Fotoğrafçı röportajında çekimlerini helikopter üzerinden gerçekleştirdiğini ve çekimlerde zorluklar yaşadığıdan ve bu gece çekimleri için son teknoloji kamerakar kullandığından bahsetmiş.
Jason HAWKES‘in kişisel web sayfası da görülmeye değer.
Diğer fotoğraflar burada..

İyi düşün, hayatın iyi olsun.

srkncntrk | 27 August 2008 16:16

Yine bir gece vakti
Uzandım koltuğa düşündüm geçmişi
Daldım sonsuzluğa, anladım muhtacız yalnızlığa
Yalnız gelmiştik dünyaya
Nasıl da avaz avaz ağlamıştık
Neydi bu yakarış neden ağlamıştık
Dünya idi ağlatan bizi
Anne karnının huzur içindeki sessizliğinden
Bilmediğimiz gürültülü bir ortama çıkmıştık
Artık bir cenin değil, insandık
Sorumluluk başlamış
Hayata ağlayarak merhaba demiştik
Derken büyüdük, öğrendik gülmeyi
Kimi zaman unuttuk neden geldiğimizi
Böbürlendik, hiddetlendik, isyan ettik.
Oysa ne kadar yanlıştı.
Şükretmedik, aksine oflar çektik.
Her of deyiş birşeyler aldı bizden
Yaşamın güzelliğini farkedemedik
Ben, sen kavgasına girip biz olamadık
Bizlik duygusuydu huzura kavuşturan.
Egoist düşüncelerdi ruhumuzu bozan
Para, Mal, mülk sevdasına kapıldık
Kimde çoksa ona el, etek açtık.
Bize hayat vereni unutuverdik.
Ama o bizi hiçbir zaman unutmadı
Hatta devamlı bizi izlemekte
Bunu bile bile nasıl günah işliyoruz
Zaten ne kaldı ki ecele
İyiliği düşün, kötülüğü men et.
Aldığın her nefeste.

Ol…

GRAFTONCUN | 17 August 2008 17:00

Gecenin gölgeli matemli
Yasını tutmaya gelmiş yıldızlar
Yakaladım tekini
Sordum
Neden bu kadar parlaksın diye
Beni fark etmen için diye
Fısıldadı kulağıma
Gitme hemen
Biraz daha kal soracaklarım var dedim
Hemen sor
Başkaları da beni fark etmeli dedi
Niye o kadar uzaktasın
Dokunmak istediğimde
Uzanamıyorum
Biraz yaklaşsan
Biraz da sen gelsen
Olmaz dedi
Olmaz
Olma
Ol…

Benim ağladığımı da kimse bilmesin…

GRAFTONCUN | 17 August 2008 11:03

Yalnızsın işte sen de benim gibi
Gözünden yeni düşmüş düş
Gözlerini uyku bürümüş
Direniyorsun uykuya teslim olmamak
Mahşer karanlığında boğulmamak için
Sen de benim gibisin…
Elleri kekik koksun istiyorsun
Avuçlarına yumularak
O kokuya doymak istiyorsun
Yüze sürüp tavaf etmek lazım
Bu kokunun hakkını vermek lazım
Sen de benim gibisin…

mekan arama motoru

homo sapiens sapiens | 12 August 2008 19:00

Artık her ilgi alanına göre bulunan sosyal platformlardan olan bu site benim gibi dışarı çıkmak isteyip nereye gideceğine karar verememiş veya yeniliklere açık birçok kişinin işine yarayacak sanırım.

Sosyal yaşamın paylaşım platformu

mottosu ile varlığını sürdüren site kısaca daha önceden gitmiş, görmüş insanların adres, resim, video ve yorum ile bir mekanı katagorileştirilmesinden ibaret.şuana kadar istanbul çoğunlukta olmakla birlikten neredeyse tüm türkiye’den mekanlar eklenmiş durumda.Google maps destekli site mekan adresleri bulmakta da çok büyük kolaylık sağlıyor.Site en son CNBC-E High Tech programında tanıtıldı(video).
Hemen bakayım derseniz burayahakkında çıkan yorumları ve haberleri okumak için burayaalayım.

Loreena McKennitt hala çok güzelsin değil mi?

| 06 August 2008 14:00

Okul çıkışı, yorgunluk tabanlarımdan beynime vuruyor. Sonbaharın esintisi de olmasa yığılıvereceğim orada. Telefonu kapatmalıyım kimse beni aramasın,hatta arasınlar ulaşamasınlar.Bu çoğu zaman hoşuma gidiyor.Ben aradıklarıma istediğim zaman ulaşamıyorum.Onlarda ulaşmasınlar bir şeycik olmaz derken tel çalar.

-Hocam
-Efendim abi
-Nerdesin ?
-Fizan ’ da
-Ne yapıyorsun
-Hey Allah’ım ! abi buyur
-Bağlaman yanında mı?
-Evet abi, gittiğim her yere götürürüm cebime sığıyor.
-Dalga geçme benle.
-Tamam abi geçmiyorum. Evde.
-İyi alıp gelir misin?
-Gelemem abi, hatta telefonumda kapalıydı,seninle uyduya bakarak konuşuyorum.Güzel oluyor böyle serin serin.
-Çocuk, Loreena McKennitt yanımda,bağlama dinlemek istiyor.
-Abi sana fazla yazdı,sen kapat ben seni ararım.

Zerâfet İstanbul’du…

GRAFTONCUN | 05 August 2008 09:54

• Güzel bir o kadar alımlı, pozitif elektriği ile girdiği ortamda tüm nazarları üzerine çeken mağrur ve kırılgan, utangaç bakışları ile başka bakışlarla çarpışmamak için gözünü yerden nadiren kaldırıyor. Kariyeri ve âdab-ı muâşeret paralelindeki tavırları ile kendini çoktan ispatlamış..
• Uzun zaman olmuştu, kalabalık bir ortama girmeyeli. Yakın arkadaşının ısrarlarına duyarsız kalamadı. Birlikte dışarı çıkacak ve hava alacaklardı. Zûl geliyordu, kabuğunda sıyrılmak, insanlarla bir arada olmak. ”O” odasında yalnız ağlamayı seviyordu. Gözyaşları mahremiydi, el sürdürmezdi. Gururu icâzet vermedi. Ağlamak zayıflık diye öğretilmişti, hiç zayıflık yapmadı öğretileni iyi öğrenmiş ama bedellerini de ödemişti. Zayıf değilsen ya da kendini zayıf hissettiğin anlarını paylaşmazsan gözyaşlarını kuru bir mendille silmeye mahkûmsundur. İşte bu yüzden sırf bu yüzden “O”’nun gözyaşını silen hiç olmadı…
• Vakit gelmişti, zûl geldiğini hissettirmeden güzel bir gece yaşamak istiyordu. Ortama girdiklerinde nazarlar ona dokunmuştu, süzüyordu inceden inceye…

Coleman Exponent Kamp Lambası

zabun | 01 August 2008 22:35

Coleman’ın Exponent serisi kamp lambaları akılcı tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Kamp lambalarındaki şeffaf kırılgan kısımlar, korunabilen bir şekilde kapanabiliyor. Dört ve üç köşeli iki ayrı kamp lambası, 95 ve 100 lumenlik Cree XLamp® XR-E LED içermekte. İç kısımda kullanılan yansıtıcı yüzey, beyaz LED ışığını çevresel şekilde yansıtmakta. Tek kontrol düğmesi, kapatma / loş / parlak / acil durum kiplerinin hepsini yönetebiliyor. Loş kipte 12 saat, parlak kipte 5 saat ışık verebilen lambalara karabina takılabiliyor. Pilleriyle beraber 227 g gelen dört köşeli versiyon, 4 AA Alkalin pil ile çalışıyor ve kapalı iken 8 x 6,75 x 4,75 cm boyutlarına ulaşıyor. Pilleriyle beraber 137 g gelen üç köşeli versiyon, 3 CR123A lityum pil ile çalışıyor ve çevresi darbelere dayanıklı olması için kauçuk malzemeyle kaplanmış.

Gürültü Yapmayın Yıldızlar Bu Gece Acımı Tenhada Yaşayacağım…

GRAFTONCUN | 01 August 2008 09:49

Son gecemizdi, bitiyorduk oysa nasıl da seviyorduk birbirimizi. Gururuma yedirip “gitme kal” diyememiştim. Diyemediklerim için kendimden nefret ettim.Yitirişti bu… Damarlarımdan akıp gider gibi… Umarsız gibi görünmeye çalışıyordum, tek umursadığım “o” olmasına rağmen nasıl da oynadım rolümü…Kapıyı çekti ve gitti… Gitmesini ben söyledim… Dilime küsüm şimdi… Gözlerine dalarak ne şiirler yazdım ben sana…Şimdi kimler yazacak şiirlerini…Artık sana “şiir gözlüm” diyen olur mu ki ?…Ya bana “şiir sözlüm” diyen …Gözlerim ardına, kapının suratına bakakalmıştı. Pişmanlığım çoktan başımı sarmıştı ama gururum pişmanlığımdan daha büyüktü. Bedenimi aşmıştı.Taşıyamıyordum artık…Sehpada çakmağını unutmuşsun. Fark edince aldım elime sineme bastım sana sarılıyor gibi… Kokladım… Az önce yanımdaydın, benimdin. Kapanan kapı ile el oldun, ele gittin, ben hala çakmağı kokluyorum…Oysa artık benim değilsin…Gitmeden önce son oturduğun berjer’e dokundum. Oturduğun yeri kokladım… Bu koku nasıl benden gitti diye çok ağladım.“O”da giderken ağladı, buna kalıbımı basarım…Evimde içtiğin son içkinin, arta kalan kadehine dokundum… Dudak izini aradım, dudağımı sürdüm.“O”nun dudağına sürüyor gibi…Karşılık versene “kadeh-can” can ver, kırıklıklarımı ört… Vefasız çıktın işte… Bu gece bu kadehi gözyaşı ile dolduracağım…Kadehe can vermek için çakmağını koydum içine… Şerefine sevdiğim şerefine…İçer gibi yaptım seni su niyetine…Birlikte yaşlanıp,beraber akacaktık hani ?…Beni kimlere bırakıp gittin ki…

Canım cam kırıkları ile doldu bu gece
Sensizliği koynuma sardım da uzandım
Üşüdüm çok üşüdüm
Sensizlik sarmadı beni
Yataktaki kokun sürmelendi
Yumdukça gözlerimi
Gözlerin gözlerime mühürlendi
Namussuz gece yine
Ciğerime çöreklendi
Sevmiyorum geceyi
Seni sevdiğim kadar
Sen gittin…
Arsız geceyi
Bana miras bırakarak…

Gürültü yapmayın yıldızlar bu gece acımı tenhada yaşayacağım…