bildirgec.org

felaket hakkında tüm yazılar

Deprem felaketi

akbelen79 | 21 March 2011 21:29

Deprem öldürmez ama yanlış yapılaşma öldürür insan’ı Son günlerde basın bültenlerine konu olan flaş haber deprem gerçeği. Niye mi ? düne kadar konuşulmayan bu konun birdenbire Japonya’da oluşan felaketle hatırlandı sonunda. Evet bizim de gerçek olayımız bu olmalı ama şuan ki devlet otoritesi çok zayıf olduğu için deprem hakkında bu kadar bilim adamımızın verdiği değerli bilgiler ortada olmasına rağmen , hiç bir çalışmanın başlamamış olması çok korkutmalı ve endişe vermeli bizlere. Peki ne yaparak deprem feleketinden en az zararla kurtuluruz ? * İlk önce Deprem’in değil çürük yapılan binanın öldürdüğü gerçeğini insanımıza anlatmalıyız. * Zaten bu gerçeği anladık mı sorun kalmayacaktır. Mütahitlerimiz , mühendislerimiz, belediyeler düzenli ve yasal çalışsa sağlamlık olur, * İnsanımız kendine yapar gibi düşünmeli ve o derece birinci sınıf yapmalı yapıları, * Yapı yapılacak yerin zemin etüdünün sağlam yapılmış olması, * Herşeyini düşünmeli ve akıllı bina sistemine geçilmeli , örnek: Japonya. * akıllı bina sistemi faydalı olabilir belki ama çevre düzenlemesi ile birlikte düşünülmelidir. * Önce insanın eğilimleri tespit edilmeli ve standartlar konulmalı , ona göre plan ve proje çizilmeli , * Bu şekilde yapmayanlar çok ağır cezalar ile cezalandırılmalı, * Ve unutulmamalı; deprem öldürmez ama yanlış yapılaşma öldürür insanı.

JAPONYA’DAN TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜ

admin | 19 March 2011 09:17

Telefon kuyruğunda bekleyen felaketzede Japonlar
Telefon kuyruğunda bekleyen felaketzede Japonlar

Günlerdir felaketin etkilerinin sürdüğü Japonya çok ağır badireler yaşıyor. Azimli, gayretli, çalışkan bir millet dünyanın gözleri önünde yavaş yavaş kaosa sürükleniyor. Kaos kelimesi şuan için erken bir tabir, hattı zatında mevcut durum, feci bir deprem ve ardından gelen tsunamiyle yaşanılamaz hale gelen yerleşim yerlerinden kaçan insanlar düzeni bozmadan yaşamaya devam ediyorlar. Bir bakıyorsunuz benzin kıtlığından dolayı benzilikte 10 lt benzin alabilmek için kuyruğa giren insanlar düzene saygılı. Bir yanda telefon yetersizliğinden mevcut 3-5 telefonu kullanıp yakınlarıyla iletişime geçmek zorunda olanların telefon kuyruğundaki sabır ve metanetleri inanılmaz.

Japonya Depreminin ve Tsunamisinin Bize Hatırlattıkları

admin | 12 March 2011 14:35

Tsunami felaketi
Tsunami felaketi

Bugün itibariyle Japonya’nın kuzeyinde meydana gelen yaklaşık 9 şiddetindeki deprem ve ardından gelen tsunami neticesinde 400’den fazla kişinin öldüğü belirtildi. Birçok yerleşim yeri sular altında kalırken, bunun yanında sanayi bölgeleri, ekili tarlalar, limanlar, havaalanları vs. felaketin boyutunu gözler önüne seriyordu. Sular içinde yüzen arabalar, evler, devrilmiş gemiler tam bir küçük kıyameti andırıyordu.

Aynı felaket acaba Türkiye’de olsaydı, deprem bölgemiz Marmara bölgesinde meydana gelseydi acaba durum ne olurdu? Ölü sayısı 3 haneli değil belki 5 belki 6’lı hanelerle ifade edilecekti. O Japonlar tarihlerinin en büyük felaketlerinden birini yaşadılar. Bu kadar büyüğünü beklemiyorlardı doğrusu, onların tabiriyle onlar bile korkmuştu. Ama hepimizin tanıdığı meşhur Türkiye’deki Japon sunucu ve oyuncu Ayumi Takano şunları söyledi bir TV kanalında: “Bizler küçüklükten beri depreme duyarlı ve bilinçli yetiştirildik. Her yıl 1 Nisan’da okullarda deprem için eğitim yapılır, deprem çantaları hazırlanır, eksikler tamamlanır. Mühim olan deprem anında soğukkanlılığı korumaktır. Deprem sonrasında yönetimin direktiflerini uygulamak gerekir. Herkes kendi kafasına göre hareket edip karışıklığa neden olmaz.” bağlamında sözler sarf etti. Bu sözler bizim için çok büyük anlam ifade ediyor. Hele ki deprem sırasında yerlerinden kıpırdamayan, bulundukları bina ve yapıların sağlamlığına 0 güvenen bu insanların yerinde bizim vatandaşımız söz konusu olduğunda tepki tam tersi oluyor.

2012 Son Yıl mı?

cilo6 | 23 January 2011 14:17

Şunun şurasında 1 yıl kaldı, Maya takvimine göre dünyanın sonu olduğu söyleniyor.Bunu neye dayanarak söylüyorlar belli değil, felaket tellalları çıkmış piyasaya küçük bir duyum alırlar sonra basarlar yaygarayı.
Bilimsel verilere göre Güneşin yakıtını bitirip tamamen tükenmesi için milyonlarca yıl daha var, bir göktaşının ( devasa boyutlu olması gerekir) dünyaya çarpması olasılığı uzak görünüyor.Bizim sistemimizde tehlikeli sayılabilecek bir göktaşı henüz tesbit edilmemiş.Çok büyük tektonik hareketler, depremler diye düşünülüyorsa,dünya üzerinde dünyayı sarsacak büyüklükte deprem mümkün değil. Sel felaketlerinden kaynaklanan tufan olabilir mi? Kutuplardaki tüm buzullar küresel ısınma sonucu erimiş olsa belki birçok yerleşim alanı su altında kalabilir ama yine de dünyanın sonunu getirebilir mi? Kur’an da dünyanın yok oluşunun uzaydan geleceği, gökten geleceği belirtilmektedir. O halde uzaydan gelebilecek bir felaketin ne zaman olacağını veya en azından yüzyıllar içerisinde olmayacağı bilimsel verilere göre belirli değil.Bize en yakın yıldızın tüm enerjisini yitirip patlaması söz konusuysa bu patlama sonucu bize ulaşabilecek elektromanyetik ışıma ve diğer zararlı etkiler binlerce ışık yılı uzaktan bize ulaşması binlerce yıl alır. Ama bilinmeyen veya tesbit edilemeyen bir olgu varsa bunun için söylenecek birşey yok. Şunu unutmamak gerekir ki dünyanın manyetik kutupları birkaç bin yılda bir değişiyor, bu değişim esnasında Güneşin zararlı ışınları canlılara büyük zarar verebilir. Her ne şekilde olursa olsun 2012 Maya takvimi başlangıç olarak hangi tarihi seçmiştir, bizim gibi 2011 sene öncesi başlangıç olarak seçilmişse o zaman düşünmek gerekir.Bana göre Mayalar İsa Peygamberin doğumundan haberleri bile yoktur ve onların tarih başlangıcı bizdeki gibi değildir. Tüm dünyaya uzun ömürlü yaşamlar dilerim.

Vaveylacılar sizi..

zarifce | 14 December 2010 07:59

Neden her yer bembeyaz olunca “kara kış geldi” denir? Neden kar yağınca bazı tv ler felaket tellalığı yapar? Aman, yandık, öldük, bittik diye feryadı figan edenler acaba yağan karın ne anlama geldiğini biliyorlar mı yoksa göbekten mi atıyorlar ya da bir amaçlarımı var? Bilmeyecek kadar zekalı olamazlar. Herhalde bir amaçları vardır ya da doğa ile bir alıp veremedikleri var. Bırakın kardeşim velveleyi feryadı kar da yağsın yağmurda esas bunlar olmazsa felaket gelir dua edin de sizin gibiler yüzünden başımıza taş yağmasın. İki gün önce haberleri izliyorum kar yağdı denince şükrettim ama haberin devamında sunan spikere ve tv kanalına beddua edecektim, vazgeçtim. Öyle bir kar haberi veriyorlar ki duyan kıyamet kopmuş sanacak. Hepi topu yağan karın kalınlığı 20 cm yi geçmez, şehirlerde ana alterler açık ara sokaklarda çok çok 1-2 saate açılır ne var bunda niye vaveyla ediyorsunuz? Yağmur yağar felaket, kar yağar felaket, güneş ısıtır. Felaket yapmayın esas sizin gibi insanların yaptığı felakettir. Doğaya kafa tutmayı bırakın vatandaş da kimin ne olduğunu iyi biliyor. Diyeceksiniz ki başka tv yi seyredin; o zaman iyi de hiç mi zaplamayalım? Teşekkürler.

Dost , Kardeş Pakistan Yaralarını Sarmaya Çalışıyor…

firatocal | 23 August 2010 14:06

” Pakistan , Pakistan cive Pakistan ” ” Cive , cive , cive Pakistan ” …

benim gibi 30 lu yaşlarında olan olgun delikanlılar , TRT’ nin bundan 15-20 sene kadar önce canı sıkıldıkça çaldığı sempatik şarkıyı mütebessüm bir ifadeyele hemen hatırlayacaklardır… Dost , kardeş Pakistan ‘ ın gülen samimi yüzünün melodisidir bu şarkı , 20 yıldır benim için…

Şu sıralar tarihinin en büyük felaketini yaşayan Pakisan ‘ ın içler acısı hali ile her karşılaş mamda aklıma bu şarkı geliyor va canım çok acıyor… Sanki geçmişimin güler yüzlü hatıralarının paramparça edildiğini ve ruhumda ölümün veya cehennem yalnızlığının kol gezdiğini hissediyorum…

Pakili felaketzedeler perişan haldeler… Ülkede alt yapı çökmüş , tarım alanları tamamiyle zarar görmüş , açlık ve susuzluk baş göstermiş ve 600 bin insanın ne halde olduğu meçhul durumda… Resmi rakamlar ölü sayısını 1500 olarak verse de ülkemizde yaşadığımız felaketlerden tecrübeli olduğum için bu resmi (!) rakamların hiç de gerçekleri yansıtmadığını düşünüyorum… Hadi diyelim doğru… sadece bununla kalmayacak malesef… Salgın hastalıklarla ikinci bir ölüm dalgası daha bekleniyor… Haiti ‘ de yaşanan insanlık daramı benzeri bir tehlike kapıda…

Birleşmiş Milletler ‘den gelen yetkililer yaşanan felaketin , 2004 Hint Okyanusu Tsunamisi , 2005 Keşmir Depremi ve 2010 Haiti Depremi fellaketlerinin toplamından çok daha fazla trajik ve derin yaralar açan bir etkisi olduğunu vurguluyorlar… Uluslararası toplum da felakete çok duyarsız kalınca , katlanarak artan acı , ülkenin felaket bataklığına giderek daha derinlemesine saplanmasına sebep oluyor… Dikkatimi çeken nokta , felaketin Ramazan ayına denk gelmesine rağmen müslüman ülkelerin Pakistana olan kayıtsızlıkları… Dünya genelinde tüm müslüman ülkeler içinde onlara en çok yardım elini uzatan ülke yaklaşık 11 milyon dolar ile Türkiye…

Birleşmiş Milletler ilk etapta acilen 460 milyon dolaralık yardıma ihtiyaç duyulduğunu söylese de , şu ana kadar bu yardımların ancak üçte biri sağlanabilmiş durumda… İşin en kötü olan tarafı da , gelen yardımların köpeğin önüne atar gibi verilmesi… Eğer bu yardımların arkası gelmez ve Pakistan uluslararası arenada yalnız bırakılırsa , kısa bir süre içerisinde 3 buçuk milyon çocuğun ölümüne engel olunamayacak… Ülkenin yeniden inşası için 10 milyar dolar gibi akla hayale sığmayacak bir meblaya ihtiyaç var… Devletin bu yapılanmayı tek başına sağlaması ise pek mümkün görünmüyor…

FELAKETEN REZALET

il mare | 16 March 2010 11:34

Böyle rezillik olmaz…
Toplum zaten psikopatlaşıyor,normal insan sayısı aklı bozuk ve bozulmaya müsait insan sayısının önünde yüzü kızarık,diz çökmeye hazırlanıyor; ama bir televizyon programında, ağızdan ağıza arsızca dolanan bir sakızın yalandan baloncuğunun içine sığdırıldığı sözde bir 70 milyonu geçtim, en önemlisi,en yakınları tarafından izleniyor olan bir adamın katıldığı bir televizyon programında, bu adamın gördüğü muamele ,çirkinlik, programın kendisinin ve amacının basitliğinin de önüne geçen ya da tamam , belki de tam tamına örtüşen yaklaşım tarzları içler acısı gerçekten… Sonra gel de psikopat olma,cinnet getirme… Bu kadar da cahil olunmaz ki…