bildirgec.org

durmak hakkında tüm yazılar

saniye, okyanus, kadın

astral | 06 January 2010 17:07

Karşımda yeni aldığım Atatürk’lü bir saat. Saniyesi duruyor, tüm saat duruyor. Kalkıp saniyesini gevşetiyorum tekrar çalışıyor, sanırım ilgimi istiyor; erkekçe bir kapris olmalı. Saniyeler küçük ve önemsizdir. Lakin saniye durunca saat duruyor. Zamanı sorgulamak duruyor. Zaman duvarda asılı kalıyor, geriye kalan saniyeden öte sadece bir iki çubuk oluyor. Artık ne akrebin önemi ne yelkovanın adı kalıyor. Kalkıp ya ilgi göstermek gerekiyor ya da duvardaki saatin sadece asılı duran bir objeye dönüşmesini yadırgamamak.

Saniyeler önemsizdir, küçüktür; paylaşımsız olacak kadar küçük ve mütevazidir kimi zaman ama saniye dediğiniz o ince çubuk durursa akrep çalışmıyor; zamanın durması akrebe değil saniyeye bağlı, o küçük paylaşımlarda/ o küçük zaman aralıklarında/ önemsenmeyecek kadar küçük zaman aralıklarında/ çoğu zaman hiç de önemsemediğimiz zaman aralıklarında.

Stop !!!

pillibebekkuyuda | 19 March 2009 11:58

Kadın koşar adımlarla, adamın yanından uzaklaştı, 9-8-7-6-5-4-3-2-1-0, başardı..Şiddetli yağan yağmur, elbisesinden içeri girip teriyle karışmış, sırılsıklam olmuştu..

Merdivenlerden indi, sokak çok dar ve karanlıktı..İlk bulduğu duvara yaslanıp derin bir nefes aldı..Kocasını aldatmamıştı..

21 yıl önce en temiz duygularla birlikte olduğu adamla yediği akşam yemeğinden sonra onunla sevişmemek için kendini zor tuttu..

2012 internetin durma tarihi

ufopilotu | 27 September 2008 12:03

internet gibi gerçek hayattan nispeten daha özgür bir platform için gelecek biraz karanlık gibi görünüyor. en azından şimdilik. çok çeşitli fikirlerin paylaşıldığı, artık alışverişlerin internet üzerinden yapıldığı, eğlenceden eğitime kadar her alanda internetin kullanıldığı düşünülürse bu ciddi bir kaos.

çeşitli kaynaklarda bahsedildiği üzere 2012 yılında internetin çöküşü kaçınılmaz olacak.

bu sefer sebepler ciddi ve bu sebepler arasında teknik problemlerin ön plana çıkması korkutucu.

LAZER TEKNOLOJİSİ DURMAK BİLMİYOR

annestek | 21 January 2008 17:40

Lazer ışınları yazabiliyor, okuyabiliyor, ölçebiliyor, kesebiliyor, hatta tedavi edebiliyor. Harika ışın, hem otomobil sacına hem de hassas insan damarlarına aynı mükemmellikte kaynak yapabiliyor. En sert elmaslara hassas delikler açabiliyor; kimliklere, kredi kartlarına üç boyutlu (hologramlar) görüntüler, gökyüzüne de renkli resimler çizebiliyor.Bukadar yeteneğin yanısıra araştırmacılar boş durmuyor, lazer teknolojisinden ucuz enerji ve üç boyutlu fotokop imakinalarında kullanılacak lazerler ile bir nesnenin kopyasını üretmeyi amaçlıyorlar.Lazer hakkında bilmedikleriniz ve ayrıntılar için buyrun.

Kahverengiye dönüsmüsüzdür çünkü…

| 05 November 2007 09:31

Dogdugumuz zaman yuvarlak ,keskin,saf bir yüzümüz vardir.icimizdeki evren bilincimizin kirmizi atesi yanar durur.Ama yavas yavas ….
bizi
ana babalar yer,
okullar yutar,
sosyal kuruluslar emer,
kötü aliskanliklar kemirir,
yas ise tüketir.
Sindirildigimiz zaman;tipki ineklerdeki gibi alti mideden gectigimiz zaman,pis bir kahverengi tonunda cikariz.

CinneT….

| 21 July 2007 15:42

Yaşamı ve içindekileri sorgulamadan, kendime ufaltılmış bir hayat kurup, öz dünyanın dışında olup bitenleri siktiretmeyi öğrenemeden, huzuru bulup onu içime sabitlemeyi öğrenemeyeceğim. Keşke bu çağda gelmeseydim dünyaya. İnsanların bu denli kendilerinden uzak bir yaşam sürdükleri, gökyüzünden, bilinmeyen yıldızlar ülkesinden bi haber yaşadıkları bir zaman diliminde, bu anası kahpe insan topluluğunda yaşamak bana hiçbir zaman yetmeyecek. Düşünsene ne „akşam-gece“ olduğunda bulunduğumuz toprak parçasının güneşle arasına dünyanın diğer yarısının girmiş olduğunu anlayamadan, onu hissedemeden yaşıyoruz. Bir yıldızın kaymasındaki o muhteşem anı en son ne zaman görebildik? Toplasan toplasan bir insanın ömründe kaç tane yıldız kayar? Dolunayın aydınlattığı büyülü bir ormanda sırlı bir aynanın telaşsız hüznüne dolan denizin kıyısında ateş yakıp etrafımızı ateşin rengiyle boyamayalı kimbilir ne kadar oldu?… ya da gecenin ortasında şaşkın bir yengecin çakmak çakmak gözlerine denk gelmeyeli?…

Koca bir meşe ağacının gövdesine sarılmayalı?…