bildirgec.org

dram hakkında tüm yazılar

Owning Mahowny

baykush | 07 May 2008 09:20

mahowny
mahowny

Owning Mahowny kumar bağımlılığı üzerine yapılmış en sürükleyici en başarılı filmlerden biri. Gerçek olaylardan yola çıkan 2003 yapımı filmde Dan Mahowny bir bankanın krediler bölümünde üst düzey yöneticidir. 10000 $ büyüklüğünde bir bahsi kaybetmesi sonucu kendine kredi almasıyla kumar için para bulmanın yeni bir yöntemini keşfeder. Artık müşterileri adına kredi alarak kumar oynamaya başlar ve aldığı kredi büyüdükçe oynadığı miktar inanılmaz rakamlara ulaşır. Artık casino sahiplerinin vazgeçilmez müşterisidir. Casino sahipleri için okadar değerli hale gelir ki kumar oynaması için özel jet ayarlanır geldiğinde odasında rahat etmesi için yanına kadın yollamaya kadar varır iş…

Dan Mahowny’nin gözü bunlardan hiçbirini görmez; onun tek tutkusu kumardır ve bağımlılık boyutları artık klinik psikiyatriye girecek boyuttadır. Hayatında sadece banka kasasında birarada gördüğü miktardaki parayı kazandığı anda bile daha fazlasını istemekte düşünmektedir. Bu hastalık derecesindeki bağımlılık oynadığı casinoyu batmanın eşiğinden 10-15 dakikalık bir süre içerisinde kurtarmıştır…

mahowny2
mahowny2

Filmin daha da ilginç yanı Dan Mahowny karakteri Brian Molony adlı bir kanadalıdan esinlenerek yaratılmıştır. Brian Molony Torontolu bir bahisçidir. Canadian Imperial Bank of Commerce çalışanı olarak müşterilerinden 10 milyon $ sızdırmış, ve 1982’de yakalandığında 12 yaşından yakalandığı güne kadar 72 saatten daha fazla bir süreyi kumar oynamadan geçirmediğini ifade etmiş. Bu skandal ortaya çıktığında 1985 yılında oynatılan paranın kimin parası olduğu sorgulanmamasından dolayı Atlantic City’deki Caesar’s Casino şükran gününden sonraki cumartesi günü kapatılma cezasına çarptırılmış.

Abim Evin Tek Çocuğu – Mio Fratello E Figlio Unico

absynthe | 05 May 2008 09:13

Abim Evin Tek Çocuğu, 60’lı yıllarda geçen bir İtalyan filmi. Accio, önce dindar, sonra faşist olurken, evde komunist olan abisi Manrico’yla sürekli çatışır. Bir de abisinin kız arkadaşına aşık olunca işler iyice karışır. Zaman zaman güleceğiniz, izlerken keyif alacağınız bir film. Ayrıca film İtalyan Oscarları olarak bilinen David di Donatello Film Ödülleri’nde en iyi kurgu, en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu (elio germano) ve en iyi yardımcı kadın oyuncu (angelo finocchiaro) ödüllerine sahip ve imdb’de 7.1 puan almış.

Özel bir kadın: Erin Brockovich

Piknik | 04 May 2008 10:36

Bu özel kadın başka, sevgili sinepil’ciler… 🙂 Julia Roberts’la özdeşleşen “Pretty Woman: Vivian” değil, yine Roberts’ın canlandırdığı gerçek bir kadın -gerçek bir hayat hikayesi-: Erin Brockovich. Hangi kadın O’nun gibi olmak istemez ki?! Altı yıl boyunca üç bebek baktıktan sonra (sayılarla arası pek iyidir, maşallah:) hayat şartlarının dayatmasıyla tekrar iş hayatına atılmak zorunda kalan; son derece zeki, ağzı iyi laf yapan, ikna kabiliyeti yüksek, tuttuğunu koparan, müthiş bir hafızaya sahip, güven veren ama tarzından ödün vermeyen, araştırmacı, mücadeleci, davasına inanan, üstelik güzel mi güzel, sevgi ve şevkat dolu bir anne… İşte filme ismini veren Erin Brockovich (Julia Roberts) tam da böyle bir hatun ama iki eksiği var: diplomasının olmaması ve tutkulu bir işkolik olması.

“Bu kadar meziyete sahipse kim takar diplomayı?” diye düşünmeden edemiyor insan doğrusu.:) O da öyle diyor zaten ve yanında ‘zorla’ işe başladığı deneyimli avukat Ed Masry (Albert Finney) ile birlikte A.B.D’nin hukuk tarihine geçecek bir çevreci davaya girişiyor. Davanın konusu ve Brockovich’in dava sürecinde yarattığı harikaları, filmi henüz izlemeyenlere bırakayım ama bu filmin gerçek bir hikayeye dayandığını bir daha vurgulamadan geçemeyeceğim.

Reservation Road – Kesişen Yollar

Fraise[pilli_silinen_hesap] | 22 April 2008 13:55

Reservation Road - Kesişen Yollar
Reservation Road – Kesişen Yollar

Profesör Ethan Learner (Joaquin Phoenix), eşi Grace (Jennifer Connelly) ve kızları Emma (Elle Fanning); on yaşındaki oğulları Josh’un çello çaldığı resitale katılırlar.
Başka bir baba oğul olan Dwight Arno (Mark Ruffalo) ve Lucas ise basketbol maçından dönmektedirler aynı saatlerde.

Resitalin bitiminde, Reservation Road üzerindeki bir benzinlikte duran Learner ailesinin yolları, yine orada bulunan Arno ailesi ile kesişecek ve yaşanan kaza Josh’un ölümüyle sonuçlanınca ailelerin hayatları değişecektir.

haksızlık bu…

vareste[pilli_silinen_hesap] | 02 December 2007 17:27

Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Uzman’ın yaptığı ilginç bir araştırmanın beni nekadar etkilediğinden bahsederek başlamak istiyorum ilk yazıma…

Hayat bazen insanın istediği yönde ilerlemeyebiliyor.Kimimiz kötü bir çocukluk geçirmiş,incitilmiş olabiliriz.Bize öğretilen kimseyi hor görmemek,insanları anlamaya,onların yaralarını sarmaya çalışmak değil miydi? Öyleyse neden etrafımızda eğitimli olsun,cahil olsun insanları kırmaya,eleştirmeye hatta yargılamaya çalışanlar var?

Hitachi’den SSD (solid-state-disk) kavramına yeni bir yaklaşım

sparhawkisme | 29 September 2007 08:48

Diske yazılan verilerin yazılma frekansını yani yazılma sıklığını belirleyen ve frekansı yüksek olan verileri flash diske yazmayıp, DRAM bellek üzerinde tutan bir teknoloji geliştirmiş Hitachi‘deki akıllı amcalar. Böylece bu gruptaki benzer ürünlere göre 100 kat daha fazla üzerine-yazma (over-write) yapılabiliyormuş. Hitachi önümüzdeki ay ürünün ilk örneklerini göndermeye başlayacakmış ancak ticari olarak ne zaman pazara çıkacağı henüz belli değil. Detaylar burada.

Küskün ev halkının intikamı..

darjeeling | 28 May 2007 23:55

Eve geldiği nadir gecelerden biriydi..
Mumları yakıp loş bir hava verdiği o daracık ve soğuk diye nitelendirdiği odası daha da beter görünüyordu ona şimdi. Daha kolay uyuyabileceğini düşünmüştü halbuki ama nafile. Birden hiç beklemediği bir şey oldu. Ev halkı ona sıkıntılarını anlatmaya karar vermişti. Onu karşılarına aldılar ve anlatmaya başladılar.

Duvarcıklar o yokken astığı resimlere bakarak hep ağladıklarını söylediler.. Sandalyecikler masanın etrafında öylece yapayalnız hiç mutlu olmadıklarını, onun ayak sesini bile özlediklerini söylediler. Televizyon kumandası oradan oraya fırlatılmayı, içinden pillerinin fırlamasını özler olmuştu. Telefonun tuşları özlem dolu hiç bir arayışa ev sahipliği yapmıyordu ve çok sıkılıyordu. Ama en çok yastıkçık kızgındı ona.. O değilmiydi en sıkıntılı olduğu günlerde üzerini gözyaşıyla doldurduğu ama gıkını bile çıkarmayan eşyası. Sarılıp yatışı, bazen tekmeleyip uzaklaştırışı… Her halini seviyordu sahibinin..

Pan’ın Labirenti

woofwoof | 09 May 2007 09:33

Film afişi
Film afişi

9. Uluslararası Eskişehir Film Festivali Pan’ın Labirenti‘ni gündeme getirdi. Bu peri masalında 20. yüzyılın acımasız geçmişi gözler önüne seriliyor. Türkçe altyazı ile İspanyolca yayınlanan film “En İyi Yabancı Film” de dahil 6 Oscar‘ı evine götürmüş idi. Ayrıca “En İyi Yönetmen” Oscar’ını da hakettiğini söyleyenler az değil. Bu dalda hiç Oscar alamayan Martin Scorsese‘e kıyak yapıldığı bir gerçek.

Pan ve Ofelia
Pan ve Ofelia

Filmi anlatmak istersek işe Ofelia‘dan başlamalıyız. Öksüz İspanyol kızın annesi Francisco Franco‘nun ordusunda görevli bir yüzbaşıyla evlenmiştir. 1944’te Yüzbaşı Vidal‘in isyancılarla mücadelenin yürütüldüğü kampına doğru yola çıkarlar. Ofelia kampa vardıklarında, yol boyunca kendilerini takip eden bir böceğin peşi sıra ormanın içinde bulunan taş sütunlara gider. İşte büyülü ve ölümcül derecede ciddi olayların başladığı yer burasıdır.

Irak… bale…

hamilikart | 24 June 2004 16:12

BBCden ilginc bir foto-haber. Irak’ta bir bale ogretmeninin bir gunluk yasami… uzucu ve bir parca da turkiye icin dusundurucu. biz nereye gidiyoruz gibisinden sordurucu gibi.

Leni

kaptanhayal | 17 December 2002 08:30


Onun ismiyle ve yüzüyle ilk kez geçen hafta karşılaştım. Hitler nutkunu söylüyor, o da eğilmiş bir yandan o ünlü (Ve sonra 20. yüzyılın tabuları arasına girecek) filmini yönetiyor bir yandan da objektife bakıyor. Orta Almanya dolaylarından, sabah akşam eğilip eğilip ormandan meşe palamudu ve mantar toplarken türkü çığıran ortalama bir Alman kadını denilebilir, öylesine bi bakıldığında.

Ama değil. 20. yüzyılın en büyük sinemacılarından ve fotoğrafçılarından biri olduğu, sinema yapmasına yasak konulduktan, sergileri protesto edildikten yıllar sonra, 1990’ların ancak ikinci yarısında kabul edilen bir kadın, orada buz gibi gözleriyle bakan. Hitler’i Hitler yapan ekibin yegane kadın üyesi. Leni Riefenstahl.

İLK YARI: BÜYÜK SANATÇI