bildirgec.org

dondurma hakkında tüm yazılar

yemeyip te yanında yatılacaklar

nazokiraze | 23 October 2009 16:34

Herkesin sevdiği veya sevmediği yiyecekler farklıdır, kimi sebze yemez, kimisi limon görmeye dayanamaz veya soğanın kokusundan bile midesi bulanır, damak bu kişiye göre zevki de değişir elbet. Ancak bazı yiyecekler var ki, insanı gerçekten yoldan çıkarıyor, diyet bozduruyor, sağlık durumuna zararlı olsa bile bir parçadan birşey olmaz diye ille tadılıyor. Birbirinden farklı damak zevlerine sahip kişilerin bile sevdiği yiyeceklerden bahsetmek istedim.(14 `süper yiyecek`)

Çikolata mesela (benim gibi istisnalar dışında) genellikle konu açılırken çoğu kişi tarafından dayanılmaz bir yiyecek olarak açıklanır.(özellikle kadınlar tarafından)Çikolata dünyanın en sevilen yiyeceklerinden biri olarak bilinir , tarih boyu verdigi mutluluk kabul görmüştür, hatta Aztekler zamanında kadınlara afrodizyak etki yaptıgı için yasakladıgı bile oldu.İçerdigi maddeler (phenethylamine, kafein ,polyphenol) sinir sistemini olumlu yönde etkilediği , serotonin seviyesini arttırdıgı için mutluluk verir ve bu yüzden dayanılmazdır. Ben çikolata yerken yüzünde kendinden geçercesine mutluluk ifadesi olan pek çok insan gördüm.(o mutluluga bir ben erişemedim ya neyse)

Geçmişten Gelen Tatlı Rüya:DONDURMA

| 11 August 2009 22:51

Yaz günlerinin en tatlı ve serin dostu, çocukluğumuzun belki en tatlı kaçamağı dondurma.

Binlerce çeşidi olan dondurmanın adı ilk olarak Büyük İskenderin sofrasında ‘buzlu nektar’ olarak geçer.

Ülkemizde dondurma denilenince akla MARAŞ dondurması gelir. Ama Maraş dondurması da bir tesadüf üzere bulunmuştur. Maraşlı Osman Ağa yabani orkide yani salebi uzun süre muhafaza etmek için kara gömmüş. Daha sonra salepte bir takıp değişiklilerin olduğunu ve Süt ve şeker ile yoğunluk kazandığını görmüş ve böylece Maraş dondurmasının temelleri atılmıştır.

Yabani Orkide (salep)
Yabani Orkide (salep)

Aydın’ının Karsambacı,Adana’nın Bici bicisi ile kışın yağan karı bir yere saklayarak veya yüksek dağlara çıkarak elde edilen kara; pekmez, meyve suyu veya süt katılarak elde edilen karışımlar binlerce yıldır bütün insanları sıcak yaz günlerinde serinletmektedir

Carte d’Or ile Kazanmak Tatlı Şeydir!

inbox | 02 July 2009 11:08

Carte d’Or’un yeni kampanyası Kazanmak Tatlı Şeydir…

Kampanyada Carte d’Or kapağının altındaki şifreyi 3222’ye gönderenler ya da buradan girenler hediye kazanma şansı yakalıyor..

Her hafta Volvo S40 ve 50 TL’lik kart kazanmak için şüphesiz tatlı bir fırsat…

1 Roko = 1 TL

annie | 26 May 2009 16:53

Ülker’in en popüler dondurmalarından Roko için yaptığı site açıldı. Site, “1 Roko = 1 TL” mottosu üzerinden dönüyor ve lira yerine Roko ifadesi kullanılıyor. Hayallerinizin ve isminizin kaç Roko ettiğini hesaplayabileceğiniz minik uygulamalar mevcut.

Roko çubuklarından çıkan kodları girip biriktirmenizi, en sonunda da en çok kod girenin ödül kazanmasını sağlayan bir de kampanya mevcut sitee. Bu haftanın ödülü Nintendo Wii.

Roko’yu ısırma klavuzu, ısırırken çıkan sesler, 5 saniyede Roko’nun ne kadarını ısırabilirsiniz gibi eğlenceli oyuncaklarla da sitenin oyuncaklılığı artmış, şirin şeker olmuş bence.

Cömertlik Tatlı Şeydir

nzright | 18 May 2009 09:59

Eskiden sadece yazın tüketilen bir besin olan dondurma; artık Algida tarafından üretilen Carte d’or ile yaz kış sofralarımızda. Carte d’or çeşitlerinin tanıtılması amacıyla yeni bir site hazırlanmış. Tv reklamlarında da tanıtımı yapılan Cömertlik Tatlı Şeydir sitesinde; Carte d’or’dan kutu kutu süprizler de sizleri bekliyor. hergün fotoğraf yükleyen 10.kişi hem kendi kapaklı kutu tasarımını hem de süpriz bir hediye kazanıyor. Ayrıca sitede; haftalık kültür ve sanat etkiinlikleri hakkında bilgilere de yer verilmiş.

samatya meydanı ve kağıt helva

nazokiraze | 11 May 2009 01:05

Taşınmama az zaman kala İstanbul’un tadını çıkarmaya devam ediyorum, her ne kadar yine İstanbul’da oturacak olsak ta gidecegim yer şimdiki oturdugum yer kadar İstanbul’u hissettirmez biliyorum, istedigim an sevdigim yerlere çabucak gelemem.

Dün çocugu parka götürmek amaçlı evden çıkışımız, onun istedigi birşeyi almak için az daha biraz daha bakınalım diye diye Samatya Meydanı, sahil ,Yedikule demeden fırıldak gibi dolanmaya dönüştü, park mark hak getire bizim gezmemizden çocugun parkı unutuldu.

Magnum Evi

mediamonster | 04 May 2009 09:21

Magnum için 2008 yılında hazırlanan web sitesi “sadecemagnum” yenilenmiş ve yeni kampanyasına ev sahipliği yapıyor. “Magnum Evi: The Hause of Pleasure” Eva Mendes’in tasarımıyla hazırlanmış. 11 Mayıs’ta başlayacak oyunda Eva Mendes’e reklam müziği yapımcısı ve bir komşu eşlik edecek. Fragmanını izleyerek fikir sahibi olmak mümkün. Ancak tam anlamıyla açıklanmamış, süprizlere pay bırakılmış.

Algida ile Aş Kendini Gel Aşka

pilli pati | 21 April 2009 15:50

algida
algida
cornetto
cornetto

Algida, Cornetto ürünü için Aş Kendini Gel Aşka sloganı üzerinden bir site hazırlamış. Aşkını dile getiremeyenlerin, ayakları geri geri gidenlerin, kendini aşmaya çalışanların Cornetto ile cesaretlendirildiği bir site bu… Melodi indirebiliyor, Emre Yazıyor kısmından Algida Cornetto haberleri alabiliyorsunuz. Ayrıca sitede daha başka sürprizler de bizi bekliyor olacakmış. Fakat pek yakında!

Okulun önündeki satıcılar

FEYZAN | 21 April 2009 10:59

Ben evimize yakın bir İlkokula giderdim. Bütün arkadaşlarım da öyleydi, kimse okula servisle gidip gelmezdi. Bu yüzden de okul çıkışı, okulun önünde istediğimiz kadar oyalanır, arkadaşlarla takılır ve tabi ki okulun önünde satılan çeşitli abur cuburdan alıp, daha sonra da çantamızı savura savura eve dönebilirdik. Okulumuzun çevresinde demir parmaklıklar vardı, daha son ders teneffüsünde satıcılar gelmeye başlardı da, bazı arkadaşlar o demir parmaklıklardan para uzatıp, okuldan çıkmayı beklemeden, bir şeyler alırlardı.
Neler neler satalardı bu satıcılar. Alıç diye bir meyve vardı, kışın başında çıkardı. Sarı malta eriğine benzerdi, çekirdekliydi, buruk bir tadı vardı, ama satıcı bunu kolye gibi bir ipe dizerdi herhalde o ilginç gelirdi onu alırdık. Bahar gelince, çağla satıcısı gelirdi minik minik kese kağıdında çağla satardı.
Turşucu gelirdi. Böyle cam bardaklara turşu doldurur, üzerine de kepçe ile turşu suyu koyardı bir de çatal verirdi. Plastik değil, normal çatal herkese yeterli çatalı olur muydu! Yoksa turşu suyu mikropları öldür müydü! bilmem. Minik plastik kaplarda tuhaf pembe renkli bir tatlı satarlardı, sanki pelteye benzerdi onu hiç yemedim ama, çok meraklısı vardı. Kabın içinden bir hediye filan da çıkardı sanki. Sonra tabi simitçiler vardı. Şimdiki gibi kapalı arabaları yoktu tabla da, açıkta dururdu simitler. Tablayı da kafalarının üstünde taşırlardı.Lahmacuncu gelirdi, koluna taktığı beyaz bir sepeti vardı .2 ayrı kapağı vardı sepetin. Herhalde kapalı kaldığı için yumuşardı o lahmacun. Lahmacunu rulo yapıp, kağıda sarar öyle verirdi çocukların eline. Kapalı sepette çıtırlığını kaybettiği için dik durmaz, çocukların ellerinin üstüne düşerdi lahmacun. Bir tatlıcı vardı . 8 e ( ya da yan durduğu için sonsuzluk işaretine) benzer bir şekli olan şerbetli bir tatlıydı, hala görürüm o tatlıları zamam zaman sokakta.Yine mevsimine göre kestaneci, mısırcı, dondurmacı da okulun önünde yerlerini alırdı.

Aslanmax

simetra | 25 February 2009 10:22

Dondurma denince akla gelen ilk firma Algida‘ya ait olan www.aslanmax.com sitesi, hareketli ve zengin içeriğiyle oldukça dikkat çekiyor.
Flash tabanlı sitede zaman geçirmek için çocuk olmaya da pek gerek yok gibi. Her ay, ünlülerle yapılan röportajlar yayınlanıyor, her hafta sinema bölümü güncelleniyor, sitedeki oyunları oynayanlar ve anketleri dolduranlar çeşitli hediyeler kazanıyor.
İçindeki çocuk ruhunu kaybetmeyenler ve çocuğunu Aslanmax ile beraber MAX adasında eğlenceli bir geziye çıkarmak isteyenlerişöyle alalım.