bildirgec.org

doğa hakkında tüm yazılar

2. manisa tarzanı

nevdalist | 27 July 2007 23:27

Bugünki keşfimiz, yurdumun şirin illerinden Manisa’dan. Manisa’da 2. Manisa Tarzanı olarak adlandırılan bir beyfendi var. Biliyorsunuz 1. Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi’dir. Ahmet Bedevi, ağaç dikmenin kutsal bir iş olduğuna inanıyordu. Cumhuriyet döneminde Irak’tan Manisa’ya gelen Bedevi; Manisa’yı yeşillendirmek için var gücüyle çalışmıştır. Kısa şortları, saçı ve sakalıyla özgün bir portredir. 2. tarzanımızın da ondan aşağı kalır yanı yok. Hafta içi cerrah, hafta sonu ise tarzanlık yapıyor. Biraz uçuk, biraz deli, çevreci, küresel ısınma karşıtı. Hafifçilerin seveceği bir isim, Doktor Fahrettin Er. Fahrettin Er son projesi dolayısıyla keşifte arz-ı endam ediyor. Kendisi meyvelerin çekirdeklerini kurutarak, Spil Dağlarına serpiyor. Sonra meyve çekirdekleri, tropikal ormana doğru yelken açıyorlar. TEMA Vakfı ve Manisa Belediyesi’nin işbirliğiyle yapılan projenin ismi “Her Çekirdek Bir Ağaçtır”
Aksiyon Dergisi’ndeki röportajında şunları söylemiş: Yediğimiz bütün meyvelerin çekirdeklerinde bir ağacın olduğunu belirtmiş. Önerisi son derece basit ve uygulanabilir; çekirdekler belirli yerlerde toplanıyor ve sonra bunlar dağlara atılıyor. Atma işini gönüllüler ve yamaç paraşütçüleri yapıyor. Toprağa rasgele bırakılan her on çekirdekten biri mutlaka tutuyor. Çekirdeklerin tutma süresi 1 yıl. Hesabı da şöyle yapmışlar. Spil Dağı’na 1 milyon çekirdek atarsak, bunların en az 100 bini meyve ağacı olarak geri dönecektir.

Adım

pilli pati | 14 July 2007 02:11

görü
görü

Oysa içinde döndüğümüz aynı dervişhane! Sadece birkaç adım ötende dönen dervişim ben. Kendi hayatının anlamını çözmeye uğraşan biriyim. Var mı aslında bireyliğim? Bir elim göğe dönük, diğer elim toprağa. (Bir)liği düşünüyorum sıkça…

(Hep aynıyız!!!)

Ama yine kendime dönemiyorum ben.

(Yok birbirimizden farkımız!!!)

Günlük telaşlar yüzünden erteliyorum hep kendime dönmeyi, göremiyorum, yeterince, bir tek kendimi, kalp gözüyle…

Pardus’un Yeni Sürümü Caracal Caracal

selcukhoca | 12 July 2007 21:22

Karakulak
Karakulak

Pardus‘un güncellenmiş ara sürümü Pardus 2007.2, Caracal Caracal kod adıyla yayınlandı. Caracal Caracal, Karakulak veya Step Vaşağı adıyla da bilinen Kedigiller familyasından bir yaban kedisi türüymüş. Pardusçuları özgür yazılıma sağladıkları önemli katkıların yanında doğa bilincini gündeme taşımaktaki hassasiyetleri açısından da kutlamak gerekir. Yeni sürüm ile ilgili notlara buradan, indirme bağlantılarına da buradan ulaşabilirsiniz.

ANORMAL YİYECEKLER MÜZESİ

asiti kacmis kola | 10 July 2007 16:21

anormal yiyecekler müzesi gururla sunar
anormal yiyecekler müzesi gururla sunar

aklınıza gelebilecek en çılgın müze ne olurdu?
-2. el kıyafetler müzesi,
-insan atıkları müzesi,
-kullanılmış peçete ve tuvalet kağıdı müzesi,
-ameliyat atıkları müzesi,
-sargı, alçı müzesi
vs.
peki ya muntazaman işleyen doğanın ucube görünümlü yiyeceklerin bir müzede sergileneceği aklınıza gelir miydi? ucube görünümlü yiyecekler derken 2 bacaklı havuç, burun uzantısına sahip domates, ördek görünümlü yer fıstığı, domuz şeklinde patetesten bahsediyorum.
işte yüzünüzü şaşkınlıkla karışık mutluluk mimikleri yerleştirecek ‘anormal yiyecekler müzesi’nin linki;

Tanrının kaybı

| 06 July 2007 12:15

Başkalaşmanın kusursuz bir biçimde gerçekleşmesi ya da değişmeyen idelerin okült bir şekilde kabullenilmesi, bilinen ve bilinmeyenler arasındaki tercihlerin canlılarda derin izler bırakmasının anlaşılmadan kaybolması ve hiçbir çelişkinin benimsenmeden kabul edilmesi gerçeğini kabul etmek acı verici. Bu acının etkisi uzun, süreli ve zamansız olmayacak.

Sorgusuz hayatların manası yüksek ayrıntılarla dolu gözlemlerin sonucu olması ve evrensel gerçeğe yabancı gelişmesi suçlanamaz. Düşünenlenlerin; yaşamın anlamı ne sorusuna verdikleri cevaplar kısaldıkça sorunlar azalacak, sona yaklaşılacak. ve sonun daha fazla bekletilmesinin işe yarayamayacağı göremeyenlerin kendilerine ne kadar da saygılı olmaları gerçeği belirsizleşeçek. Bir tiran gibi başkalarına eziyet etmeleri ve sonucun amaç olması;
kendi özeleştirileriyle karşılaşmalarını engelleyemiyecek.

Oksijenin Fazla Gelmesi Durumu

semazem | 03 July 2007 12:34

Halk arasında “temiz hava yaramadı” olarak da bilinen durumdur.

Söz konusu durum genellikle, büyük şehirde yaşayan kişilerin hafta sonlarında kaçtıkları, mesire yeri tabir edilen oksijeni bol, doğal ortamlarda karşımıza çıkar.

En sık görülen şekli “eeeeehhhheeheheheeeeeyyyyyyyyyyyyyy” şeklinde atılan naralar, “iğyeeeeek” şeklindeki çığlıklar ve “aaaaaeeeeeeooooooo” şeklindeki anlamsız sesli harflerden oluşan yüksek sesli yaklaşımlardır. Bu, sesli tip olarak adlandırılmaktadır.

Şehrin keşmekeşinde yanındakinin konuşmasını bile zorlukla duyan gençlerimiz, açık ve sessiz alanlarda seslerini herkese duyurma fırsatını bulmuşken sıklıkla bu sesli tipi kullanırlar. Bu gençlerimizin söyleyecek ( duyuracak) bir şeyleri olmaması neticesinde de bu tip ilkel sesler çıkartmaları zaten beklenen bir sonuçtur. Yine büyük bir sıklıkla, bu sese mukabil, başka bir yerden bir cevap sesi gelir ki halk arasında bu duruma da “çiftini buldu” denmektedir. Bu durumda en tehlikeli sonuç çiftin üremesidir.