bildirgec.org

deniz hakkında tüm yazılar

Arabanızla denize uçtuğunuzda dikkat edeceğiniz hususlar…

kopanisti | 26 May 2008 13:02

Arabanız ile denize yada göle uçtuğunuzda şu hususlara dikkat eder ve soğukkanlılıla uygularsanız hayatta kalmanız ve sağ kurtulmanız işten bile değildir.

Öncelikle kapıyı açmaya çalışmayın, enerjinizi boşa harcarsınız, zira basınç farkından dolayı kapı açılmaz, siz yorulduğunuzla kalırsınız, panik daha fazla oksiijen tüketmenizi sağlar ve durum kötü olur.

Arabanın içine su giriyorsa panik yapmadan sakin sakin bekleyin, heyecanlanmadan tamamının su dolmasını bekleyin en son derin bi nefes alın ve kapıyı işte şimdi açın. Artık arabanın içi de tamamen suyla dolduğundan basınç dengelenmiş olacak ve kapıyı açabilmeniz mümkün olacaktır.

Kim Katletti Katreyi?

xmetisx | 05 May 2008 10:26

Ne zaman görsem;
gözlerimle görmediğim katliamları,
gözleri boş bakan, bedeni yıpranmış kadınlarını
Bu soğuk, bu ıssız,
bu acısını kalbine gömmüş kentlerin,
Ne zaman duysam;
bebeklerinin gözleriyle haykırdığını özgürlük mavisini,
martıların kan gölünün dibindekilere ağladığını,
ve
“Denizin her damlasındaki tuz
biraz da anaların gözyaşıdır”
diye düşünüverse içsesimin huzursuzluğu
İki güvercin salınır pıhtılı saçlarından bir ananın
biri yavrucağının yüreciğine,
biri başka baharlarda yeni yavruların doğma ihtimaline…

2 Hafta 2 Öğün

nzright | 02 May 2008 09:50

Yaz mevsimine yavaş yavaş giriyoruz. Kışlıkları kaldırıp yazlıkları indirdiğimiz bugünlerde; hepimizde hafif bir incelme telaşı var : ) Kimden ne duysak; “uygulasam işe yarar mı acaba” diye düşünmeden edemiyoruz.

Ülker Kellogs ürünü için bir websitesi hazırlamış. 2Hafta 2Öğün isimli sitede; başarı hikayelerini okuyabilir; Kellogs ürününün tv reklamlarını izleyebilir; beslenme planı, hareket önerileri, egzersiz programı ve püf noktaları hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca sitede çok eğlenceli bir de Yaz Oyunu var. Hem eğlenmek; hem de 2Hafta2Öğün2Kase programı hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz siteyi ziyaret edebilirsiniz.

Yarışta…

kopanisti | 01 May 2008 11:15

Motora tam yol verip tekneyi hızlandırıyoruz ve stop ediyoruz. Hızlanan teknenin, pervanesinin dönmesi durunca katlanacak ve yelken seyri yaparken hızımızı kesmeyecek.

Ana yelkeni basıyoruz, rüzgar iyice hafifledi, start hattından uzaklaşmamız iyi bir start için gerekli bu havada. İyi bir start eğer büyük hatalar yapılmaz ise yarışı kazandıran en önemli andır.

işaret bayrakları
işaret bayrakları

10:25 korna ile sınıf bayrakları toka ediliyor, diğer tekneler ile pozisyonumuzu kontrol ediyoruz, hata yaparak ceza dönüşü almak bu hafif havada fazlaca zaman kaybettirir. 10:29 bir korna ile hazırlık bayrağı arya ediliyor starta 1 dakka var, direk dibi elemanı balon mandarıelinde hazır, vinççiler hazır, dümenci çok dikkatli start hattına doğru ilerliyoruz, hemen balon bas komutu geliyor, balon basılıyor, rüzgâr doldurmaya başlıyor, start hattına yaklaşık 20-30 metre kaldı, diğer tekneler ile çapariz durumumuz yok önümüz açık. 10:30 korna ile sınıf bayrakları arya ediliyor, start hattından 20-30 saniye kadar geç geçiyoruz. Balonumun dolu, rüzgâr 120 dereceden esiyor. Bizde önce 3 tekne hattı geçerek start aldı, arkamızda 3 tekne bıraktık, önümüzdeki tekneler hızlı ve donanımlı yarış tekneleri,
pozisyonumuz gayet normal.
Açıklarda denizde bir koyuluk seçiliyor, bu orada rüzgâr olduğunun ve sağnakların işareti. O bölgeye girip ordaki rüzgârı kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki tekneler de oraya yöneliyorlar. Arkadaki tekneler ile fark açılıyor, öndeki tekneler bizimle arayı açıyorlar. Karaburun iskelesi arakamızda bıraıyoruz.

Karaburun’da…

kopanisti | 30 April 2008 13:55

Evet nerde kalmıştık. Hah tamam tekneyi Saipaltı barınağında emniyete aldıktan sonra Karaburun’a iniyoruz. Belediye Başkanı minübüs ile ring seferi organize etmiş, hazır olanları İskele’deki pansiyonlara transfer ediyor. Sıcak su ile duş almak iyi geliyor, temiz kıyafetler giyip kokular sıkarak dışarıya atıyoruz kendimizi, iskelede biraz yürüyüp dağları yeşilliği seyrediyoruz. Karaburun birkaç özel şeyle çok meşhurdur.

Enginar, belki de Türkiye’nin en güzel enginarı burada yetişir. İlk ürünü İstanbul’dan gelip tarladan kaldırır götürür konserveciler, ikinci hasat da taze taze satılır, bir kısmını köylüler yol kenarında kurdukları tezgâhlarda ve merkezde haftada 2 gün kurulan pazar yerinde satarlar. Enginarın en lezzetli zamanı kafasının bir hanım yumruğu büyüklüğüne ulaştığı zamandır, 2o dakkada pişer, çok leziz olur, bunun yanında bakla da yetiştirilir tarlalarda. Tamamen organik mis gibidir.

4 adet enginar alırsınız saplarını keser dış yapraklarını beyazlar gözükene kadar koparırsınız bu arada limonla ovmayı unutmazsanız enginar kararmaz, bıcakla uç kısımlarını keser atarsınız, içini bir kaşık yardımıyla oyar tüylerinden ve sert iç yapraklarından arındırır suda biraz bekletirsiniz, ister bütün ister 4 parça ister ikiye bölerek. Yarım kilo da bakla ayıklarsınız onları da suya atarsınız ki kararmasın. Onlar suyun içinde banyolarını yaparken 2-3 tane taze soğanı beyaz ve yeşil kısımlarını birlikte ince ince kıyarsınız, dereotunu ayıklayıp onu da ince ince kıyarsınız. Çelik tencereye enginarları, üstüne baklaları, üstüne kıyılmış taze soğanları koyarsınız miktarını isteğinize göre ayarlayıp şeker ve tuz ilave edersiniz, yarım su bardağı su ekleyip kısık ateşte 20 dakika pişirirsiniz, mis gibi olur. Bunu bir servis tabağına alırsınız ki tencerede sıcakta kalıp pişmeye devam etmesin, soğumaya dursun. Soğuyunca üstüne Karaburun’dan aldığınız zeytinyağını salataya döker gibi bocalarsınız, en üstüne de kıyılmış dere otunu serpiştirirsiniz.
Tırnak içinde söylemeliyiz, yemeğe bilerek, pişerken zeytinyağı eklemiyoruz, çünkü 80 dereceyi geçen sıcaklıkta zeytinyağı özelliğini, sağlığını, aromasını kaybediyor ve artık zararlı madde üretmeye başlıyor.

Denizde…

kopanisti | 29 April 2008 11:09

Sabah Dalyanköy’deyiz. Teknede buluşuyoruz. Hava serince ve bulutlu, deniz dalgalı ve rüzgarlı. Hazırlıklar tamam, eşyalar yerleşti, yelkenler hazır. Sıcak gevrekler, tulum peyniri, sıcak çay ile güzel bir İzmir kahvaltısı yapıyoruz. Yola çıkma vakti, toparlanıyoruz. Limadan ayrılıyoruz. Hava sert 1 camadan ile anayelken basıldı, sert hava cenoası açıldı, bu şekilde dalgalardan dolayı yalpalamadan motor-yelken ikilisi ile rahat bir yolculuk yapabiliriz. İstikamet Karaburun, mesafe 32 deniz mili ancak tramolalar ile gideceğimizden bu mesafe 40 mile kadar uzayabilir.

Ildır Körfezindeyiz adaların arasından Ege’ye açılacağız. Adaların kuytularında çipura ve levrek üretim havuzları daha açıklarında orkinos çiflikleri. Eşek Adası önünden geçiyoruz. Ada’da eşekler yaşadığından bu isim verilmiş. Belediye onlara yiyecek ve su getiriyor, eşekler hayatlarından memnun, adanın tek ve büyük bir kumsallı koyu var. Yazın tur tekneleri cıstak cıstak müzik eşliğinde bu kumsalda yüzme molası verir. Tur fiyatına yemek dahil, ızgara köfte makarna ve salata, içecekler ekstra. Bikinili kızlar güvertede göbek atar ve terleyince cup denize atlarlar. Eşekler insanlara alışkın sahile kadar inerler.