bildirgec.org

cinnet hakkında tüm yazılar

The Shining (Cinnet) 1980

baykush | 25 July 2008 16:14

dvd
dvd

Sinema tarihinde her yaptığı filmin bir türün en başarılı örnekleri arasına girdiği yönetmen Stanley Kubrick‘in korku-gerilim türünde yarattığı şaheserdir.

Film Jack isimli bir yazar (Jack Nicholson), Wendy isimli karısı (Shelley Duvall) ve Danny isimli (Danny Lloyd) çocuğundan oluşan Torrance ailesinin yazarın romanını yazabilmesi için ıssız bir otelde inzivaya çekilmeleriyle başlar. Çocuğun telepatik güçleri onun otelin geçmişindeki rahatsız edici görüntüleri görmesine neden olur. Yazar baba da aynı şekilde otelin hayaletleriyle diyaloğa geçmesiyle birlikte yavaş yavaş çıldırma noktasına gelir.

Filmin devamı ile ilgili daha detaylı bilgi vererek izlememiş olanları bu keyiften mahrum etmek istemediğimden konu kısmını bu kadarla sınırlı tutuyorum.

Filmle ilgili detaylar da en az filmin kendisi kadar efsaneleşmiştir. Filmin geneli özellikle de Jack Nicholson’ın sahnelerinin çoğu doğaçlama çekilmiştir. İddia edilir ki Shelley Duvall tekrarların sayısı yüzünden sonunda çok az konuşmayla pasif bir oyuna dönmüştür -ki bunun filmdeki karaktere tam uyum sağladığını belirtmek gerekir. Yine filmde inanılmaz bir performans sergileyen çocuk Danny Lloyd’un filmin korku filmi olduğundan haberi olmadan film tamamlanmış ve bu kadar iyi performans göstermesine rağmen biyoloji öğretmenliği yaparak hayatına devam etmiştir (Bu çocuk Stanley Kubrick tarafından 5000 -beşbin- çocuk arasından seçilmiştir). Filmin afişinde de kullanılan kapı kırma sahnesi ilk çekimde kolay kırılması için ince çürük tahtalardan yapılmış ama Jack abimizin bu kapıyı tek vuruşta tuzla buz etmesi sonucu filmde orjinal kapının kırılma sahneleri kullanılmıştır. Stanley Kubrick bu filmin çekimine 1.3 milyon feet film harcamış – tekrar çekim sayısını siz düşünün…

MASKE

| 28 January 2008 20:15

-Doktor Brutz’u sevmiyorum!
-Ama gitmeliyiz Lou, tüm senatoryum orada olacak, sene boyunca herkes bu olayı bekledi unuttun mu?
-O, o çok ciddi bakıyor bana!
-O herkese ciddi bakıyor Lou, hem ben de sana eşlik edeğim. Korkacak bir şey yok. Bu sene mutlaka seçilenler arasında biz de olacağız. Ama geç kalmamamalıyız, acele et lütfen.

Elemenin yapılacağı yer hastanenin taşlık arka avlusuydu ve tüm hastalar gösteri için orada toplaştıkları için mekan çok kalabalıktı. İnsanlar Doktor Brutz’un oturduğu tahta masa etrafını yukarıdan bakıldığında girintili çıkıntılı bir çember oluşturacak şekilde çevirmişlerdi. Kısıtlı imkanlarına rağmen içlerinde elemelerde sergileyecekleri role uygun bir şekilde kıyafet bulup gelenler dahi olmuştu. Kıyafetin tedariki, görevlilerle içli dışlı olmanın derecesine ve sigara, taze çikolata veya tereyağı üzerinden ödenecek rüşvetlere bakıyordu.

4’10”

donakisot | 05 December 2007 08:16

İçimden dozerler geçiyor, rutin dozunu aşmış
Ve bir hilti, bir tilki kurnazlığında, beynimin loblarında
Biliyorum – aslında, rahme daha yeni düşmüş bir ‘bilmek istiyorum’-
Bu sadece bir şarkı
4’10’’
9/8’lik ritmden uzak
Biraz telliler, veryansın distortion; yakıcı, yıkıcı, yırtıcı
Biraz manik tuşlular, tuş edici depresyon
Biraz hüzünkâr yaylılar, yaylımcı

**********

Kuşatma altında sıkıntılar köşe kapmaca oynuyor içimde
İçimde binlerce çocuk sesi, çocuk parkı, ivedi yağlanmalı bir tahterevalli
Pudra uçuculuğunda saklambaç kokusu
Ebe kim?
Gümeci

Felsefe konusunu kendisine dert edinen siteleri ziyaret etmek isteyenler için:

biSGen | 02 December 2007 18:30

Gerçek Kesit

| 19 March 2007 09:33

Gerçek Kesit Efsanesini keşfedin. Flash TV’nin bu ülkeye ve bu insanlara ne katkısı olmuştur diye bir soru sorulursa kuşkusuz bu soruya verilecek tek bir cevabımız vardır: Gerçek Kesit. Bursa’da yerel bir televizyon kanalında ortaya çıkan, 1992’den beri de Flash TV’de gösterilen Gerçek Kesit, ciddi ve gayrıciddi hayran kitlesiyle Türk televizyon tarihinde bir kült olmuştur. “Hadi oradan” demeyin, inanmazsanız dizi hakkında duygu ve düşüncelerini dile getiren internet topluluklarına bakın: ekşi, sosyomat, itüsözlük, zamanesözlük, sinema fanatik. Basında çıkan şu iki yazıyı okuyun.

Bir bütün olarak değerlendirirsek “Çirkindir” bu program. Bu çirkinliğin detaylarına sonra değineceğim. Varmak istediğim nokta şu: bu programa olan bu ilginin nedeni, güzelliğin ölü kargada ve havada uçuşan torbada arandığı American Beauty filmindeki gibi, çirkinliği “güzel” olarak değerlendiren mazoşist yaklaşımdır. Peki nedir bu yerli Dogville’in “Çirkinliği”, onu irdeleyelim:

aydınlarımızı korumaya aldık…

beypazarli pinokyo | 07 March 2007 14:21

Kısa bir zaman önce Can Dündar‘a da koruma verildi. Emniyet, Dündar’a, Çakıcı’nın “akıllı olması”nı rica etmesi üzerine yakın koruma tahsis etti. Prof. Dr. Baskın Oran, Hırant Dink cinayetinden sonra sıklaştırdığı koruma taleplerinde, tehditçileriyle uzlaşmayı kabul etmeyince, biraz bağıra çağıra da olsa koruma alabildi. Prof. Dr. Atilla Yayla, yaşadığı “medyatik linç” ve hedef gösterilmenin ardından, yakın koruma tahsis edilen diğer bir aydın.

aydınlarımızı korumaya aldık…

beypazarli pinokyo | 06 March 2007 13:42

Kısa bir süre önce, Can Dündar’a, Çakıcı’nın “akıllı olması” ricası(!) üzerine, emniyet tarafından “yakın koruma” tahsis edildi. Prof. Dr. Baskın Oran, Hrant Dink cinayetinden sonra, kendisini tehdit edenler ile uzlaşması için ikna edilemeyince, artık bağıra çağıra kendisine koruma tahsis edilmesini güç bela sağlayabildi. Prof. Dr. Atilla Yayla’ya, yaşanan “medyatik linç”ten sonra koruma tahsis edildi. Aydınlarımızı toptan korumaya aldık!

Acı bir tablo: Fikrini açıklayan, aykırı konuşan, yaptığı işi şerefiyle yapan, suya sabuna dokunan aydınımıza koruma veriyor emniyet; tam bir cinnet hali… Acı olan koruma tahsis edilmesi değil, karanlığa karşı söz söyleyenlerin hayatının tehlikeye sokacak bir ortamın varoluşu.