Kısa bir zaman önce Can Dündar‘a da koruma verildi. Emniyet, Dündar’a, Çakıcı’nın “akıllı olması”nı rica etmesi üzerine yakın koruma tahsis etti. Prof. Dr. Baskın Oran, Hırant Dink cinayetinden sonra sıklaştırdığı koruma taleplerinde, tehditçileriyle uzlaşmayı kabul etmeyince, biraz bağıra çağıra da olsa koruma alabildi. Prof. Dr. Atilla Yayla, yaşadığı “medyatik linç” ve hedef gösterilmenin ardından, yakın koruma tahsis edilen diğer bir aydın.Acı bir durum; aydınlarımızı “koruyamadık”, artık korumalarla gezmek zorundalar. Tam bir cinnet hali, fikrini açıklayan, aykırı konuşan, yaptığı işi şerefiyle yapan insanların hayatı tehlikeye giriyor.Orhan Pamuk Nobel aldı. Güya adı ödül; her ne şekilde olursa olsun dünyanın en prestijli ödülünü aldığı için şimdi hayatı tehlikede. Hırant Dink’in katilinin akıldanesi de Pamuk’a “akıllı olması” telkininde bulundu. Orhan Pamuk’a koruma verildi. Pamuk ülkeyi adeta kaçarcasına terk etti, bir daha gelir mi bilinmez. İşe bakın ki, kaçana “neden kaçtın” diyemiyoruz, kaçmayana “aklından zorun mu var, neden kaçmıyorsun” diye telkinde bulunmak gerekiyor. Orhan Pamuk gitti, Hırant Dink de gitmemişti, gitmedi de ne oldu?Lafın kısası şu: Aydınlarımızı koruyamadığımız için şimdi hepsi korumalarla geziniyor. Birileri “akıllı olun”ması için habire telkinlerde bulunuyor, birileri “ölmeye ve öldürmeye”, “Türk anadan Türk babadan” gelmeyenleri yok etmeye yemin ediyor. Annem de babam da Türk ama ben de tedirginim, bu yeminci çete bana hiç güven vermiyor. İşler iyice sarpa sarıyor, her 10 yılda bir “darbe”ye alışmış bünyelerimiz bir “de ja vu” hissi yaşıyor. Sanki bu sahneleri daha önce de görmüştük!Akıllı olmamız lazım, akıllı!..