bildirgec.org

başlangıç hakkında tüm yazılar

Yılın filmi; Inception (2010)

queennothing | 28 January 2011 12:52

2010 senesinin en konuşulan filmi Inception, Memento, Batman Begins, The Dark Knight, The Prestige gibi çok izlenip çok tartışılan filmlerin yönetmeni Christopher Nolan tarafından çekildi. The Aviator, Titanic, The Departed gibi yapımlarla başarısını kanıtlamış olan ’74’lü aktör Leonardo DiCaprio‘nun ‘Dom Cobb’ karakteriyle başrolünde yer aldığı filmde 500 Days of Summer ile geniş kitlelere adını duyuran aktör Joseph Gordon-Levitt, Kanadalı genç ve başarılı aktris Ellen Page, İngiliz aktör Tom Hardy, 2 Ocak 2011 tarihinde hayatını kaybeden aktör Pete Postlethwaite, La Mome’de Edith Piaf’ı canlandıran Fransız aktris Marion Cotillard, The Last Samurai’nin başoyuncusu Ken Watanabe, Dileep Rao, Amerikan aktör Tom Berenger ve İrlandalı aktör Cillian Murphy gibi isimler de rol alıyor.

Inception (2010)

queennothing | 02 January 2011 17:34

“Batman Begins”, “The Dark Knight”, “Memento”, “The Prestige” gibi yapımlarla tanıdığımız İngiliz yönetmen Christopher Nolan‘ın yazıp, yönettiği 2010 çıkışlı sinema filmi “Inception” (Başlangıç), 160 Milyon Dolarlık bir bütçeyle çekildi. Amerikan aktör Leonardo DiCaprio‘nun başrolünde yer aldığı filmde Joseph Gordon-Levitt, Fransız aktris Marion Cotillard, Ellen Page, Ken Watanabe, Tom Hardy, Tom Berenger, Michael Caine, Cillian Murphy gibi isimler de rol alıyor.
Usta bir hırsız olan Dom Cobb, ekibiyle birlikte kimyasal maddeler sayesinde insan bilincinin en zayıf olduğu anda; uykunun REM devresinde, kişinin en gızlı sırlarını çalarak yaşayan bir suçludur. Dom’un bu yeteneğinin bedeli, sahip olduğu her şeyi kaybetmesi ve uluslararası aranan bir suçlu olması sebebiyle kaçak yaşamak zorunda kalmasıdır. Genç adamın akıllara zarar marifetini duyan kudretli biri, ondan yaptığı işin tam aksini yapmasını; alması değil, vermesini isteyecektir.

Gerçek hayatın aslında bir rüya olabileceği, rüyanın gerçekliğin başlangıcı olabileceği gibi fikirlerle kafa karıştıran filmlerden biri olan “Inception“, 2010 senesinin en konuşulan yapımı oldu. Çıktığı günden bu ayana gişe rekorları kıran film, muhakkak izlenmesi gerekenler arasında yer alırken; Nolan’ın dehası da kanıtlanmış oldu.

Hayatın başlangıcı hava mı yoksa deniz mi?

cavo | 25 November 2010 16:01

Hayatın başlangıcı
Hayatın başlangıcı

Yıllardır en büyük tartışmalardan biri dünyadaki hayatın nerede başladığı… Bugün bilimdamlarınca kesin gözüyle bakılan cevap, hayatın denizlerde başlamış olduğuydu. Astronomi ve biyoloji kitapları bile bunda hemfikir. Ancak son zamanlarda farklı bir teori gündemde. Satürn’ün uydusu olan Titanın atmosfrini inceleyen bazı bilimadamları, simülasyon çalışmları esnasında aminoasitlerin ve nükleotid bazlarının kendiliğinde oluşabileceğine şahit oldular. Bunlar, Aminositler ve proteinlerin, RNA VE DNA’NIN, her iki madde içinde canlıların yapıtaşlarını oluşturur. 179 C olan Titanın yüzey ısısı, Dünya başlangıcı esnasındaki benzerliği ise büyük bir kısmının nitrojen olmasıdır. Dünyanın başangıç esnasındaki atmosferin, Titan atmosferinden daha fazla yaşanır bir yapıda bulunması hayatın hangi noktada başladığı tartışmasını yeniden alevlendirdi. Arizona üniversitesi araştırmacısı Sarah Horst şu açıklamada bulundu. ”Hayatın okyanuslarda başlaması yanjlış bir tabir olmakla birlikte bu bölgede gelişmesi söz konusudur. Yapılan bilimsel araştırmalarımıza göre hayat atmosferde başlamış ve okyanuslara düşmüş, bu noktada evrimini devam ettirmiştir.”42. Amerika astronomi ve gezegen bilimleri kongresinde bu konu tartışılmış, ancak yinede ortak bir karara varılamadan sonuçsuz kalmıştır.
Kaynak

Başlangıçta Açılan Programların Açılışını Geciktiren 3 Program

Atomic Bomb | 24 September 2010 09:26

Bilgisayarınızı açtığınızda, başlangıçta açılması gereken programların açılmasını bekliyoruz. Aslında bu durum bilgisayarlarımızın güvenliği açısından bir problem teşkil ediyor olabilir. Niye diye sorarsanız, başlangıçta bilgisayarınız açıldığında önce açılan programlar doğrudan internete bağlanıyorlar ve daha da firewall veya internet security programınız açılıyor. Bu arada internete bağlanan programlar bizler için güvenlik açığına neden olabilecek nitelikte.

Bu durumu iki şekilde aşarız 1) kayıt kütüğünde (registery) bir düzenleme yaparak 2) bunun için bu tarz programların açılmasını geciktirici bir program yüklemek. Ben ikinci seçeneğin daha kolay olduğunu düşündüğüm için ikinci seçenekle ilgili 3 ücretsiz program tanıtacağım.

Startup Delayer

startup delayer programı ekran görüntüsü
startup delayer programı ekran görüntüsü

Şuradan sitesine ulaşabileceğiniz start up delayer (tr. başlangıçta açılan programları geciktici) 980 kblık küçük bir program. on versiyonu çıkalı bir yıldan fazla olsa da windows 2000/xp/xp64/vista sistemlerde oldukça iyi çalışıyor. Programı açtığınızda karşınıza başlangıçta açılan programların listesi geliyor. Bu programlara çift tıklayıp başlangıç açılış gecikmelerini ayarlayabilirsiniz.

Programın başka bir özelliği de saat çubuğundaki öğeleri sürükle bırak yöntemiyle ayarlayabiliyor olmanız. Ayrıca program sayesinde başlangıçta açılan programları dilerseniz iptal edebilirsiniz.

Launch Later:

startup delayer programı ekran görüntüsü
launch later programı ekran görüntüsü

.NET framework 4 ile desteklenen bu program 1.4 mb büyüklüğünde ve demin tanıttığımız programla aynı işlevi görüyor. Ama işler biraz daha karışık olabiliyor lakin geciktirmek istediğiniz başlangıç programını kendiniz bulmak zorundasınız. (Yani otomatik olarak açmıyor)

Oyun İçinde Oyun, Film İçinde Film…

| 23 September 2010 16:51

Bu aralar böyle filmler artmaya başladı. Umarım ilerleyen yıllarda da Hollywood suyunu çıkarmadan böyle filmler çekmeye devam eder. Zira “film içinde film” oldukça zevkli oluyor. Bunu en son Inception’da gördük. Şimdi de eskilere dönüp bu temayı ele alan filmlere bakmak istedim. Neticede Inception bu konuyu işleyen ne ilk film, ne son film.

*eXistenZ/Varoluş: Bir David Cronenberg filmi. Başrollerde Jude Law ile Jennifer Jason Leigh. “Oyun içinde oyun”u işleyen yapımlardan bir tanesi. Başkarakterlerimiz oyun müptelasıdırlar ve öyle bir teknoloji yaratılır ki artık insanlar oyunun içerisine girebiliyorlar. Oyun padlerini kendilerine bağlamak suretiyle oyunda istedikleri gibi davranabiliyorlar. Tabi bu tür filmlerde olacağı üzere gerçeklikle sanal alem karışıveriyor. Filmin eksikleri çok. İzlerken zevk veriyor ama maalesef “teknoloji/oyun manyaklığı eleştirisinden” öteye gidemiyor. Gerilimi sağlanamamış. Sağlansaydı ve “oyun içinde oyun” iyi bir atmosfere bağlansaydı bir Matrix gibi efsane olabilirdi.

Existenz'tan.
Existenz’tan.

*13th Floor/13.Kat: 1999 yapımı filmin o dönemlerde çok fazla parlamamasının nedeni tabiki Matrix’in sinemaları ve gündemi esir altına almış olmasıydı. Bir bilim-kurgu filmi. Başrollerde “Rounders”tan tanıyabileceğimiz güzel oyuncu Gretchen Mol, Craig Bierko, Armin Muller üstleniyor. Yönetmen ise Josef Rusnak. Film, paralel evrenleri anlatan filmlerden bir tanesi. Ama bunu çok fazla aksiyon aşırılığına kaçmadan, güzel bir bilim-kurgu olarak veriyor. Gene “film içinde film” temamız burada da mevcut ve bunu başarılı bir atmosferle göstermeyi başarmış Rusnak.

13th Floor
13th Floor

sessizce yürüdüm çarmıhına…

kharis | 11 September 2010 15:05

sırrımı çaldın farkında bile değilsin,

susmak değil aslında uzaklaşan ayak sesleri kadar düşlerim,

herakleitos’un tezini çürüten ,

aynı düşleri defalarca yıkayan sessiz sağnağım,

ve kırmamaya çalıştığım bir kalp biteviye mağrur,

aklımda değil ismi sevdiğim oyunun!

çok zaman geçti o gözler artık yok.

belki sen baksan olur hoyratlığı göz-bebeklerinin..

bebeğim,

ne zaman gözlerini görsem gördüğüm şeylerden utanıyorum,

YÜRÜMEK

oyuncuhandan | 06 September 2010 10:06

“Tutki sana güvendim ve yine arkandan geldim. İhanetinin biçim değiştirmediğini nereden bileceğim” Gözleri kararlı, kalbi kırık, aklı öfkeliydi.

“Varlığımın tek sebebi senmişsin meğer. Acı da olsa anladım”
Pişmandı, seviyordu, çaresizdi.

“Anlamak kolay olmuş desene. Kırdıklarına bakmadan dönebildiğine göre, acıların sende kalmamış”
Buruktu, seviyordu, affedemiyordu.

“Canım çok yandı. Affet diye değil, anla diye söylüyorum. Zira anlamadığın sürece affetsen neye yarar?”
Acınacak haldeydi, kirliydi, inkarsızdı.

kırmızı

neceff | 11 August 2010 13:39

yer kırmızı gök kırmızı
her yer kana bulanmış gibiydi
çok korkuyorduk ve asla aşağıya bakmadık
kendi kusmuklarında boğulan bir kalabalığın
çürük kokularını duymaz olmuştuk bir süre sonra

artık, sadece vişne şarabı tadında
esrik mayhoş bir dokunuş var dilimizde
korkuyoruz, hem de delice
titriyoruz
yine de başımız gökyüzünde
indirmiyoruz

kırmızı

neceff | 11 August 2010 12:55

31 katliamı, tecavüz, kürtaj, klonlama, ayrılık
sık el değiştiren hoç çığlıklar
oklar, spiraller, sessiz ve kirli kareler
açlığın soluk morsu. satrancın gri-mor kareleri. uçurumun ve ensestlerin soluk pembesi. olmamanın grisi. ölü gri. masum ve çileci gri. astral gri.

ölüm sanatı hayal kırıklığına uğramış bir meleğin solukluğu.
zavallı ağlamacı
dikilmiş ağız
küçülür konuşurken.

Acıktım
Artık varolmayan kişinin iyeliğiyim ben
hiçbir şeyin taşıyıcısı
artık yapamıyorum
arzulanmayan kişiyim ben
ruhumu geri veriyorum
sonumu başlatıyorum
kendimi kapatıyorum…