bildirgec.org

bağımlılık hakkında tüm yazılar

14 bin dolar ver internet ve oyun bağımlılığından kurtul

delizade | 31 August 2009 11:00

internet and game, oyun Addiction bağımlılığı
internet and game, oyun Addiction bağımlılığı

Amerika’da Microsoft binasına yakın bir yerde internet ve oyun bağımlıları için tedavi merkezi kuruldu.

12 kişilik gruplar halinede tedavi yapılıyor, önceden kayıt yaptırarak rezervasyon yapıyorsuuz ve grup tamamlanınca tedavi süreci başlıyor.

ve, Sıkı durun; tedavi bedelinin 14,500 $ olduğu söylenmekte.

Merkezin başlığı şöyle “Internet Addiction Recovery Program” Hizmetler arasında kişinin bir internet ve oyun bağımlısı olup olmadığı testi mevcut. ARdından 45 günlük bir tedavi süreci öneriliyor. Daha önce Internetin bir bağımlılık olduğuna dair haberleri okumuştuk, şimdi artık, resmi bir tedavi merkezi var dünyada -tabii sadece bu başlıkla hizmet veren kurum olarak.

Gölge sevdasının sonu

darjeeling | 15 January 2009 10:19

Önce ‘ona’ aşık olmakla başladı herşey…
Hergün daha çok eridi gözlerinde..
Sonra ‘o’ gitti, gölgesi kaldı, kokusu kaldı..
Olmayanı gerçek sanmak, üstüne üstlük olmayanla konuşmaya çalışmak, konuşamamak, gölgeye küsmek, sırtını dönmek, kadehi tek başına kaldırmak, gözyaşının silinmesini beklemek, ‘EL’ olmak, odada varolmayana ‘el’ olmak, bir olamamak…
Delirdi kız sonunda.
Malum, hastaneye kaldırdılar onu da.
Gölge özgürlüğüne kavuşmuş, terk etmişti kızı.
Kız da mahkumiyetine merhaba demiş, gerçek gölgelerin arasına sonsuz süreliğine hoş gelmişti…
Sonrası, artık ne yaşarsa o olacak..

Refleksiniz nasıl?

hennas | 19 November 2008 22:58

Kaç saattir başından kalkamadığım ,bağımlılık yapan ,bir o kadar da güzel bir flash oyun.Refleksim iyi diyorsanız buyurun..

Taş Devri Ve Uyuşturucu

murti37 | 21 October 2008 15:47

Taş Devri ile ilgili araştırmalar hergeçen gün sürüyor. Bazı bilim adamları Taş Devri’nde de uyuşturucu vardı ve insanlar tarafından kullanılıyordu şeklindeki iddialarını hala devam ettirmekte. Bunu daha sağlam bir temele oturttuklarını ifade eden bilim adamlarının görüşleri hakkında daha fazla detay için lütfen tıklayın.

İlk İnsan ve Uyuşturucu
İlk İnsan ve Uyuşturucu

Çoğumuz Birer Nomofobiğiz

Psikologum | 14 October 2008 09:52

Her geçen teknolojinin biraz daha mı esiri oluyoruz yoksa, biz mi teknolojiyi oyuncak ediyoruz? Sanırım bu sorunun cevabı herkese göre değişmekte. Değişmeyen tek birşey var: O da teknolojiyle beraber artık insanların hastalıklarının bağımlılıklarının da değiştiği…
Eskiden alkol, sigara, uyuşturucu gibi nesnel maddelere bağımlılık toplumların en ciddi sorunlarıydı. Ama artık teknolojinin getirdiği bağımlılıklar bu ciddi sorunları ikinci plana attı. Şimdilerde ise “Nomofobi” kendini gösteriyor.

Nomofobi (No Mobile Phone)

en basit anlamıyla cep telefonsuz kalacağım korkusu olarak tanımlanabilir. Nomofobik bireyler cep telefonundan uzak kalacakları ve dolayısıyla iletişim kuramayacaklarına ilişkin yoğun kaygı (anksiyete) yaşarlar. bir süre sonra telefonlarına herhangi bir zarar geleceği düşüncesi yüzünden kendilerini engellemeye başlarlar. Telefonlarının şarjının bitmesinden korkan bu kişiler yedek birkaç pil taşıyabilir, bozulacağı düşüncesi yüzünden yedek telefon taşımaya kadar abartılı bir hale gelebilir.

Çık Dışarıya Oynayalım!

afs | 12 September 2008 11:25

Eskiden oyunlarımızı, dört-beş çocuk bir daire oluşturup öyle oynardık. Ya da oyuncak bebeklerimizle, arabalarımızla hayal gücümüzü kullanıp gerçek olmayan dünyalarda, gerçek olmayan kişileri canlandırırdık. Ama artık oyunlar bilgisayar başında geçirilen gecelerle, gündüzlerle hayat buluyor. Hele bir de bahsettiğimiz bir internet oyunuysa, durum oyundan öteye geçip ciddiye biniyor.

İnternet oyuncuları zamanlarının inanılmaz derecede büyük bir kısmını bilgisayar başında yarattıkları sanal karakterleri geliştirmekle, onlara seviye atlatmakla veya kurdukları ülkeleri savaştırmakla uğraşıyorlar. Bu tip şeyler, eğer daha önce internet oyunlarıyla hiç karşılaşmamışsanız, size garip gelebilir. Ve hatta şöyle bir soru sorabiliriz buradan hareketle; “Bir insan, olmayan bir şey için neden bu kadar emek harcar?”

İnternet Oyunlarının Tarihi
Bu tip oyunlara “Multi Massive Online Role Playing Game”(MMORPG) yani “Devasa Oyunculu Çevrimiçi Rol Yapma Oyunu” deniliyor. Bu tür, ilk olarak oyuncuların internet üzerinden metin tabanlı oyunlar oynamasıyla başlamış. Fakat daha sonra gelişen grafik imkanları sayesinde bu oyunlar daha gerçekçi ve çekici olmaya başladılar. Temel olarak bu oyun türü, oyuncuların yapay zekalarla değil de birbirleriyle rekabet etmesine dayanıyor. Bu da rekabeti ve oyunun sürekli olmasını sağlıyor. Oyunun kaderinin insanlar tarafından belirlenmesi, en iyi olma savaşı, bu tip oyunlara ayrı bir çekicilik katıyor.

Bu oyunlardaki amaçlar birbirinden farklı olsa da genel olarak oyuncuların amacı bir karakteri ‘en iyi’ yapıp, o sanal dünyada birinci olmaktır. Bunun yapılabilmesi için ise genellikle iki yol izlenir. Birincisi, diğer kullanıcıların karakterleri ile savaşmak ve itibar&seviye kazanmak. Diğeri ise oyun tarafından size verilen görevleri tamamlamak. Tabii bu tip oyunların yarattığı en büyük farklılık gruplaşmadır diyebiliriz. Yani insanlar ittifaklar, klanlar kurup grup halinde savaşabiliyorlar. Bu da kullanıcılara, belki de gerçek dünyada sahip olamadıkları bir yere ait olma duygusunu sağlıyor diyebiliriz.

Tüm gün cepten internet 1ytl / 10kontör

rpc | 03 September 2008 16:50

internetin hergeçen gün daha çok hayatımıza girmesiyle; ona olan ihityacımız da artıyor.

Turkcell; gün boyunca 1 YTL’ye, her an her yerde internete bağlanabilmek için hesaplı bir internet paketi hazırlamış.
Kullanmaya başlamak isterseniz, 1 yazıp 2260‘a gönderebilirsiniz.

Bir duygudan kopamıyorsanız ona bağımlısınız demektir

| 16 July 2008 13:51

Kendini bilen ızdıraplarını yok eder
Kendini bilen ızdıraplarını yok eder

80 yaşına gelmiş babasının, neden hala bir çocuk gibi kıskançlık krizlerine girdiğini anlayamıyordu. Neden hiç ders çıkarmıyordu acaba? Yaşı ve yaşadıkları hala neden buna engel olamıyordu? Can çıkmadan huy çıkmaz sözünü mü kanıtlıyordu babasının bu davranışları?

Bir süredir hafif. Org da bulunan “korku” isimli yazıya takılmıştı. Hayatında, bazı durumlara verdiği tepkiyi yazıyı okuduktan sonra daha iyi anlayabiliyordu. Yaşı 40’a yaklaşmıştı ama yazıda bahsedilen farkındalık mevzusunu hiç anlamamıştı. Acaba… Dedi kendi kendine. Bu anladıklarım farkındalığın bir aşaması mı? Sonra terimlere takılmamayı daha doğru buldu. Farkındalık anlaşılmaz bir şey gibi görünse de, yazarın, kendini tanıma ve bilme, öğrenme ve duygularını kontrol etme gücü diye adlandırdıklarını kendi hayatında irdelemeye başladı.