bildirgec.org

ayna hakkında tüm yazılar

YÜZLEŞME

lavinya76 | 08 April 2010 12:58

-Suçlu aramanın anlamı yok, hayat böyle bazen yalnızca tek seçim bırakıyor insana…

-Tek seçim mi? yapma, sen de biliyorsun ki istemediğin hiçbir şeyi hiç kimse yaptıramaz sana!

-İstemiyordum böyle olmasını diyorum, neden anlamıyorsun?

-Peki, sen kendine yalan söylemekten ne zaman vazgeçeceksin?

-Yalan değil, bu sonu ben hazırlamadım. Ya da tek sorumlu ben değilim. O da üstüne düşen hiçbir şeyi yapmadı kurtarmak için bu evliliği. O sadece talep eden taraftı, bense onun isteklerini yerine getirmeye çalışan bir memur…

KARŞIDAN BAKMAK

mavilikler | 08 March 2010 17:40

Aynada gözlerine bakarken, yeni birşey farketti onlarda. O’nu tanıyan herhangi birinin göremeyeceği, ancak kendisinin yakalayabileceği kadar minicik, varla yok arası bir duygu kırıntısı…

Peki neden dün ya da iki hafta önce değil de tam şu anda gözleri, çoktandır unutmak istediği, hatta unuttuğunu düşündüğü o duyguyu böylesine acımasızca bir şekilde ortaya döküyordu?!

Yıllar geçer, olaylar yaşanır ve onlarla ilgili acı-tatlı sayısız duygu hissedilirdi. Sonra yeni olaylar ve yeni duygular… Böyle sürer giderdi bu döngü. Bir an gelir, duygulardan biri silinirdi kişisel tarihten. Bu iş nasıl olurdu, bilemezdin. Ama sonuçta olurdu… Ve eğer sözkonusu olan, acı verici bir duyguysa, yıllardır olmasına uğraştığın ve bir gün uğraşmaktan vazgeçecek kadar gerçekleşmesinden umudunu kestiğin o sonuca vardığın için garip bir suçluluk duyardın.

SURET-İ AYİNE

sevde837 | 26 February 2010 11:33

Suret-i Ayine
Suret-i Ayine

güneşe düştüğünde yansıman,
aynanın yönüne dön ruhunu.
belki bir üçlemedir sandığın, üç ışık süzmesinde alkışlanan
korkma…
gördüğün suret bir köre emanetken,
kandır kandırabildiğin tüm görmezden gelinenleri.
adını her ne koyarsan koy,
bir Yaratan’dan ibarettir yaratılış!
amma kör amma topal.
hepi topu bir nefes, tutulan aynaya buğu bırakmazken
son buluverir anda.

26/02/2010

rahat

admin | 09 February 2010 13:19

Rahat. Hep kendi içinde gittiğin bir yol aslında bu, daha ötesinin olmadığı, ötesi dediğinin kendinden öte bir şey olmadığı…

http://img362.imageshack.us/i/a2on2.jpg/
http://img362.imageshack.us/i/a2on2.jpg/

Hep varoluşların da yok oluşların da sen biter ve tekrar sende başlar; yeşerir. ‘Kırlangıçlar göç etmeyi bilmedikleri gibi çok uzaklardan iz taşımayı da bilmezler; hatta haberdar da değillerdir’ diyeceksin. Hiç de öyle değil.

Söylesene bana, ‘Bu güne değin, ‘Hiç de öyle değil.’ dediğin kaç konu elinde patladı, sende bitti, yeniden var oldu?’

kapatanlardan

admin | 08 February 2010 11:54

Kimi zaman kendini görmemeye çalışıyordu adeta.

Bu kendinden kaçtığı anlara da tekamül ediyor. İç sızılarında kendini bulduğu her anda daha bir kaçası geliyordu kendinden. Sokakta korkmuş bir kedinin arabadan kaçtığı ve duran bir arabanın altına saklanıverdiği gibi gene kendine sığınıyordu en sonunda. Kendinden kaçıyor ve kendine sığınıyordu kadın.

Bu konulardan konuşmayı ise hiç mi hiç sevmeyenlerdendi. Ağlamalarıysa hep içten içeydi, hep gizli. Yokmuş gibi. Yara gibi. Sanki kendi de bir yaraymış gibi. Bunu kendinden dahi saklamak istermiş gibi. En çok da onu ağlarken biri görecekse şayet korlardı.

CAMLAR TEMİZ OLMALI VE TÜM HAYATLAR UCUZ

il mare | 21 January 2010 09:21

Yedinci kat,karlı ve soğuk hava, koca bir cam boyunca, bir temizlikçinin kolları uzanmakta…

Temizlikçi…Hayattaki tek ödevi buymuş gibi…Birileri hep kirlettiği için,birşeyleri temizleyici…
Başka hayatların,başka ağızların yaşayan nefeslerinin camlardaki intiharları, ve bıraktıkları buğulu lekeler… Temizlenmeli…

Koca bir cam,o nefesler sanki hiç alınmamış gibi,pırıl pırıl olmalı,yeniden yeniden doğmalı,yaşanmışlıkların kattığı lekeler düzenli olarak arındırılmalı… Yeni doğmuş bir bebeğin gözünden bakmalı dünyaya büyük evlerin büyük camları…Hiçbirşey yaşanmamış gibi,dünyada pislik yokmuş gibi…

jod he vau he

astral | 07 January 2010 17:30

Ölçümün telafisi: jod he vau he, aşkın sahtesi, ızdırabın kalıcı bedeni; kimsin? Aynaya sen son ne zaman baktın, yaralı ruhunu sarana tokat patlatmaktan başka işe yarar mı o ruhun? Neandertaldan ileri olduğumuz düşüncesini yıktıran adam!

Yazık ne mazi, seni severdim, hüznüm koynumda; hem uyanık hem uykumda. Sana rağmen yine severdim. Sen hisli korkak savaşçı. Ben her savaş meydanında seni severdim. Akmayan gözyaşımda seni severdim.

Negatif hataya doğru kayma eğiliminde olan hangi acının kara yankısıdır; son buluşun mu şehvetle açıkladığın sahtelik pazarında son büyülü oyun mu, şaheserlerin arasında?

img99.imageshack.us/i/yalan2ml1.jpg/
img99.imageshack.us/i/yalan2ml1.jpg/

Anneciğim,aynayla dans edebilirmiyim?

| 03 January 2010 14:44

Yeni yılda anneciğime bir itiraf,

yeni yıla girerken bol bol dans yaptım… Dans, yaşamı kucaklayan bir mutluluktur derler, hareketlerin estetiği duyguların bir ifade biçimidir… Romantizme giden en kestirme yollardan biridir dans… Bir senfonik müziğin akışına bırakarak kendini, yapayalnız sadece aynada kendini görerek yapılan dansı, sağlıksız olarak görenler hatta ruh sağlığının bozukluğuna bağlayanlar bile vardır… Ben böyle suçlanıyorum Annem ve babam tarafından… Çatışmalarımız hep benim onlara uygun gelmeyen tarzım yüzünden çıkıyor… Ben böyleyim diyorum onlara, beni huzura kavuşturan şey sizi neden huzursuz ediyor diye soruyorum. Yanıtları çok komik; Dans insana huzur vermeliymiş, huzursuzluk deyil!…
Anlaşamıyorum, anlatamıyorum kendimi ya da anlamamakta direnen insanlara boş gözlerle bakmaktan ziyade elimden birşey gelemiyor…
Ben seslerin ve ritmlerin ahengini vucut diline aktarmaya çalışıyorum bu da beni mutlu ediyor… Bunu yapmasam deliriyorum evet paramparça oluyorum, buda bir sağlıklı yol bulma çabası deyilmidir?
Aşıksan git normal kızlar gibi aşkını yaşa diyen anneme “ben normalim” desemde boşa çabalıyorum…
Düşünüyorum; Yaşıtlarım benim gibimi? Hayır..
O zaman bizimkiler haklı gibi geliyor, ya da herkes haklı bilemiyorum…
Zor olan bana kolay geliyor, aşkında zor olanını seçtim…kayaya çarptım adeta…Dersimi çok kötü aldım ve bunu kabullendim… Bana “maskaralık” etme dendi çocukluk etme dendi…
Tıpkı annemin babamın izahatları gibi…
Ben kolay olanı hiç seçmedim ki üstadım:)
Altı yaşında kemanı boynuma dayadılar, onu sevdim ona köle oldum, ağladım sızladım tepindim ama şimdi onunla bir bütünüm…
Anneciğim, bırak beni bak gene zırlıyorum,olmadık şeyler istiyorum bırak ne istersem yaşayim…
sonuçta olabilecek en kötü şey aynayla dans etmem olacaktır, bırakın bari bu özgürlüğümü yaşayayımm…

Sende Dünyadaki Diğerleri Gibi Bu 20 Soruya Takmış Durumda Mısın…?

| 05 November 2009 16:33

Soru 1. Solakların saglaklara göre daha mı zeki olduğu…?

Soru 2. Kaşınmanın nasıl olduğu ve tam olarak ne anlama geldiği…?

Soru 3. 44,5 ateşle yatarken neden üşüdüğümüzü…?

Soru 4. Soğanın neden olduğu o sinir bozucu göz yanmasının sebebini…?

Soru 5. Deniz,havuz,banyo sonrasında oluşan büzüşme,buruşmanın sebebini…?

Soru 6. Arkada oturmanın ezikliği dışında bir de araba tutma saçmalığının nedenini…?

Soru 7. Deniz havası,Boğaz havası alma anındaki havanın gerçekten temiz olup olmadığı…?

Yeni Nesil Aynalar

nexef | 23 September 2009 13:03

Bu özel tasarım aynalar bir başka. Artık içinizi sıkan evinizin duvarlarını süslemek, yepyeni bir hava katmak, ya da “acaba ne assam?” diye düşünürken bir sürü poster ve resimlerle karman çorman hale gelen duvarlarınız için yazıdaki zamazingoları bulabileceğiniz yer burası.

Mirror Fabbrica‘daki dekoratif aynalarla evinize gelen misafirlerinize “vay be!” dedirtmek ve sonra da nereden aldığınızı sorduklarında söylememek gibi davranışlarda bulunmak da hoşunuza gidebilir tabii.