bildirgec.org

aydın hakkında tüm yazılar

Anne – Baba ve Çocuklar

suphi | 28 September 2007 10:08

“Yeni nesillere akılcı bir terbiye verme meselesi” departmanından.

Kabahat gençlerde değil, sizdedir. Siz gençleri nasıl terbiye ederseniz, onlar da öyle yetişir.Gençlere verdiğiniz terbiye nedir? Sadece hiç!!!

Anneler ev işler ve yemek yapmakla; babalar da memuriyet, ticaret, dükkan veya fabrika işleriyle meşgul olurlar.Geceleri de geç vakitlere kadar zamanlarını kahvehanelerde oturarak ve iskambil oynayarak geçirirler. Ama çocuklarıyla asla meşgul olmazlar.Çünkü bunun için vakitleri yoktur. Hem sonra çocuklarla meşgul olmak insanı yoran ve usandıran bir iştir.

Yunan Cumhurbaşkanı neler demiş? Yoksa ben paranoyak mıyım?

INTERNET CAFEE | 02 July 2007 09:55

Milli Mücadele Kahramanı Zeybek
Milli Mücadele Kahramanı Zeybek

Geçen hafta kuzenimin düğününe katılmak için Aydın’a gittim. Damadın ve arkadaşlarının aynı folklor ekibinde Zeybek oynadıklarını nişan, kına gecesi ve bilumum bir araya gelişlerimizde gözümüze soka soka Aydın Zeybeği gösterisi yapmalarından biliyordum, hatta o kadar çok izlemiştik ki içimiz bunalmıştı ki. Neyse bu düğün artık son, bir daha izlemeyeceğiz diye kendime moral veriyordum ki; yuh be dedirtecek bir olay oldu. Bu günlük hayatında bile zeybek oynar gibi yaylanarak yürüyen mağrur efelerin, düğündeki batı müziği orkestrasının Rumca bir şarkı söylemesiyle neşe içinde toplanarak Sirtaki oynadıklarını ve Rumca şarkının sözlerini ezbere söylemeye başladıklarını görünce yüreğim kavruldu.

Gençlerin Dedesi
Gençlerin Dedesi

Zira gençlerin gerçekten efe olan dedeleri Aydın’ın işgalinde dağa çıkıp, direnmiş, içlerinden Yörük Ali Efe gibi milli mücadele kahramanı çıkarmamışlar mıydı? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyordum. Oysa hem Kuvvacıolan efe dedeme, hem de subay olan öteki dedeme ait

İstiklal Madalyası
İstiklal Madalyası

istiklal madalyaları ülkemi işgal eden zalim Yunan Ordusunuİzmir’den denize döktükleri Kurtuluş Savaşı’nda gösterdikleri kahramanlıklar için verilmemiş miydi? Belki de çocuklukta dinlediğim hatıraları birbirine karıştırmışımdır. Kim bilir?

Yunanistan Cumhurbaşkanı muhterem Papulyas adlı zat biliyorsunuz Ermenistan’ı ziyaret edip sözde Ermeni soykırımı hakkında inciler dizdi. Bu zatın cumhurbaşkanı olduğu ülke, İngiliz emperyalizminin av köpeği olup, 15 Mayıs 1919 günü benim güzel şehrimi işgal etmiş miydi yoksa ben mi yanlış hatırlıyordum? Yine aynı yere döndük. Hay Allah. Beni bu kadar yanıltan hafızam mı yoksa ruh halim mi? Deliriyorum sanırım. İşte bu zatın temsil ettiği devletin işgal ordusu 88 yıl önce camilere doldurup yaktığı Türkler’e soykırımın kralını yapmaya çalışmış olamaz değil mi? Yok yok öyle olsaydı konuşur muydu bu adam böyle? Hiç sanmam. Çünkü Yunanlılar bizim kardeşimiz, hatta Başbakanları Karamanlı Kostak, bizim başbakanımızın dostu, aftosu olamaz değil mi? Zaten Yunanistan’ın 1980’li yıllarda Terör Örgütü PKK’nın evi olan Bekaa Vadisi’ne komando subayları göndererek silahlı eğitim verdikleri de ancak Nur Batur gibi güvenilmez, faşist bir gazetecinin iftiralarıdır kesin. Zaten başlığında Türkiye Türklerindir yazan Hürriyet Gazetesinde çalışıyor. Ha bir de delirmeye yüz tutmuş beynimin kıvrımlarında “Ulan bu PKK Bekaa Vadisi’ne nasıl yerleşmişti?” diye bir soru vızıldayıp duruyor. Yok yok soykırıma uğramış zavallı Ermeni Halkının kurtuluşu, yok pardon intikamı için mücadele edip hak, hukuk, adalet yönünden çok gelişmiş Avrupa Ülkelerinde görevli Diplomatlarımızın katili terörist Asala’dan boşalmış kamplara yerleşmiş olduğunu düşünmek olsa olsa benim paranoyak aklımın ürünüdür. Hatta 1980’lerin başında Türk Silahlı Kuvvetlerinin dağda öldürdüğü PKK teröristlerinden bazılarının sünnetsiz Ermeniler olması kesin bir tesadüf. En olmaz şeylerden biri de, Lice’li rahmetli işadamımız Behçet Cantürk’ün annesinin Ermeni olması münasebetiyle Suriye’de tanıştığı Muhaberatta görevli dayı oğulları ile birlikte PKK aracılığıyla silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ise külliyen bir iftiradan başka bir şey olamaz. İyice saçmaladım. Bu ilaçlarla içki içmemek gerekiyor sanırım. Çünkü aklıma delice düşünceler üşüşüyor. Bu zavallı gariban, Türk Milletine hiçbir zararı dokunmamış sempatik Ermenilerin, Rus silahları ile Azerileri katletmiş

Hocalı Katliamı
Hocalı Katliamı

olabilecekleri düşüncesi gerçekliğin yakınından bile geçemez. Bu hastalıklı zihnim, okuduklarımı birbirine karıştırarak bana oyunlar oynuyor. Ülkemin dört bir yanındaki düşmanlarımızın birbiri ile işbirliği saplantısı yarattı. Şimdi bilgisayarın kapatıp hemen doktora gideceğim. Milliyetçilik sandığım paranoyadan kurtulmak için bir şeyler yapmam lazım. Geceleri bir uyuyabilsem bütün sıkıntım biter… Hamidiye Alaylarındaki Kürtler Ermenileri öldürdüğü halde, bugün Ermeniler PKK’ya destek veriyor. Doktor bana yardım et!

Azıcık da esnaf vergi borçlarını silseniz!

nebilim | 11 May 2007 17:33

Petrol Ofisi’nin vergi borcunun % 50’si siliniyor hem de gecikmeler falan değil asıl borçtan.Ne kadar güzel değil mi? İktidarın para babalarına gösterdiği şu hassasiyeti birazcık da olsa esnafa göstermesini ne kadar da arzu ederdik.
Ama ne mümkün! Esnafın elinde iktidarı al aşağı edebilecek bir dördüncü güç bulunmuyor ki ne yapsın gariban esnaf? Artık odalar birliği falan yalamalık yapacak ki iktidara, ancak o zaman belki ufak da olsa bir öteleme imkanı doğar.
Yok, yok hiç mümkünatı yok. Oranızı buranızı yırtmayın mümkün değil. Bunlardan kurtulmanın en iyi yolu sandık.
Aklınızı başınıza alın, üşenmeyin ey gençlik seçimlerde sandıkları başı boş bırakmayın!

aydınlarımızı korumaya aldık…

beypazarli pinokyo | 07 March 2007 14:21

Kısa bir zaman önce Can Dündar‘a da koruma verildi. Emniyet, Dündar’a, Çakıcı’nın “akıllı olması”nı rica etmesi üzerine yakın koruma tahsis etti. Prof. Dr. Baskın Oran, Hırant Dink cinayetinden sonra sıklaştırdığı koruma taleplerinde, tehditçileriyle uzlaşmayı kabul etmeyince, biraz bağıra çağıra da olsa koruma alabildi. Prof. Dr. Atilla Yayla, yaşadığı “medyatik linç” ve hedef gösterilmenin ardından, yakın koruma tahsis edilen diğer bir aydın.

Hepimiz Bush’ uz!

buddhala | 26 January 2007 01:52

Pek ti’ ye alınmayacak konu. Amacım, Hepimiz Hrant Dink’ iz diyenleri ya da yazanları eleştirmek değil. Tahminimce, Bush Türkiye’ de yaptığı bir gezide öldürülse, ardından kimse Hepimiz Bush’ uz da yazmaz veya söylemez.
Bush’ un dünya görüşü gün gibi ortada zaten. Fahrenheit 9/11 de bunu iyice sağlamlaştırdılar. Öncesinde Suudi ortakların Amerika’ daki bir şirkette hisselerinin varlığı. Sonra bu şirkette Bush adının geçmesi ve günümüz Amerika’ sında Suudi Kralların ekonomideki payının 860 milyar dolar oluşu. (Bu pastanın azımsanmayacak bir kısmı. Düşünsenize bir gecede bu paranın çekildiğini…) Usame bin Ladin’ in ailesinin veya akrabalarının 11 eylül saldırılarının olduğu gece özel bir uçakla gönderilmesi. Bunu güvenlik olsun diye yapmışlar(!) Ama sorarım size, ailenizden birini, biri katletse, sorguya katledenin ailesinin bireylerinden bilgi almakla başlamaz mısınız?