bildirgec.org

alışkanlıklar hakkında tüm yazılar

Acılar ve Alışkanlıklar

gozde94 | 12 July 2012 11:26

Acılardı dudakların çizgi halinde görünmesini sağlayan. Çaresi bulunamayan o acıydı, elleri kirli olan küçük bir çocuğun mutluluk dilemesine muhtaç eden. Yorgunluğun ve yıpranmışlığın verdiği acıydı, bastonlu bir dedenin bastonunu titreten.
Biliyorum ki hayata yeni adım atan bir bebeğin adımlarını sağlamlaştıracak yine o zayıf acılar. Onun mutluluk yağmuru altında ilk adım atışına tanıklık edecektir. Hem ağlatırken hem de güldürecektir aslında. Alınan darbeler güçlü kılacaktır onun can damarlarını.
Fark etmese dahi anlayacaktır; acıların ardında saklanan güneşin ilk ışıklarının yüzüne yansıyacağı zamanı sabırsızlıkla beklediğini.
İşte o zaman, yağmurun ardından çıkan gökkuşağının renklerini görebilmek ve isimlendirebilmek için can atacaktır. Çünkü, o küçük bebek henüz hayatın en başındadır ve hesap edemese dahi kat edeceği yolda öğrenmesi gereken bir şeyler olduğunu ona gösterecek-lerdir. Bu kılavuz eşliğinde ışıldayan gözleriyle neşeli gülücükleri, acıları ört bas edecektir belki de.
Acılar ört bas edilse bile bir gün o bebeğin karşısına yine çıkacaktır elbet farklı bir gün ışığında ve değişen zamanın koşullarında. Hayatın ne anlama geldiğini kavrayan büyümüş olan o bebek, acılarını kalbinin en derin yerlerine gömmek, yeni bir hayata başlamak isteyecektir.
Bunu her ne kadar istese de, zamanla bu acılarıyla yaşamak zorunda kalacağını er geç kabullenecektir. Çünkü; yaşanılan ve yaşatılan acılar, zannedildiği gibi kolay unutulmaz. Sadece, acılar yerini alışkanlıklara terk eder ve alışkanlıklar dümeni devralır, yeni hayatın akışına doğru.

sözün hası makbul

gulsey | 29 April 2009 09:42

Anı yaşamak diye bir söz vardır. Evet şu içinde bulunduğum an, gerçekten beni çok kıran, inciten bir an.

İnsanlar neden bu kadar pervasız ve umursuz bir hale geldi. Ben mi çok fazla büyütüyorum diyorum. Ama benim öğrendiğim verilen sözlerin tutulmasıydı. Sözün ne olursa olsun yerine getirilmesi, karşında olan muhatabına saygını ve sevgini gösterir. Ona değer verdiğini, iki elin kanda bile olsa vaadini tamamlayarak hissettirirsin.

eksenim.mynet.com/eser2608/blogdetay/25001667
eksenim.mynet.com/eser2608/blogdetay/25001667

Birine söz verdiysem şu saatte şurda Allah’ın izniyle olacağım diye orda olurum. Ya da hamur işleri hususunda engin tecrübemle seferber olacağımı belirttiysem, alasını yapar lafımın arkasında dururum. Misaller vermekle bitmez. Hani derler ya bana gelince kazın ayağı malesef öyle olmuyor. Hep bahaneler arka arkaya sıralanıp gidiyor. Yapacaktım, gelecektim, falan da filan. Bence artık insanlar sana köprüyü geçinceye kadar diyorlar. Köprüyü geçince yanında yörende kimsecikler kalmıyor. Malesef bu yapılan gereksiz kıvırmalara yavaş yavai sizde empoze oluyorsunuz. Bana bunu yaptıysa ben de ona aynı şekilde karşılık veririm. Bir daha beni zor bulur… Diyerek sizde ister istemez onlara uyuyorsunuz.

Şu parayı bozabilir misiniz ?

Deniz Kasakolu | 19 April 2009 11:47

Bozuk paranız var mıydı abi yada abla ? bu soru canım Türkiye’mde ne kadar da çok sorulur. Günde binlerce kez , esnaflarımız para bozdurmak isteyen insanlara bu olumsuz cevabı vermişlerdir.

“- Vallahi bozuk paramız kalmamış kardeş.”

Bozuk para delisi.
Bozuk para delisi.

PARA BOZDURMAK AHLAKİ BİR GÖREV MİDİR?

Parasının bozulmasını “rica” eden kişi aslında zorda kalmış mağdur bir insandır. Kendisini mağdur eden bozuk para istediği esnaf değilse de, mağduriyetini giderecek olan kişidir bozuk para sahibi.

Gitmelere Gelmelere Teşneyiz

pilli pati | 11 October 2008 17:01


Alışıyoruz ama kötü bir alışkanlık oluyor, hafif‘ten gidenlerin ardlarında bize bıraktıkları… Mesela kimi zaman gitmeyeni hor görüyoruz ziyadesiyle, çünkü gidenlere hak verip nereye saldıracağımızı bilemiyoruz: Ortamda olmasını istediğimiz şeylerin var olmayışına hayıflanıp sinirleniyoruz veyahut gidenlerin ardından yeni gelenleri kuşku içinde seyreyliyoruz… “Acaba bu yeni gelen, o eski giden midir?” diye çalıveriyor zillerimiz! Mesela sırf bu yüzden, yeni gelmiş olup da, olan bitenden hiç haberi olmayan birinin başına patlayabiliyor bir sürü kabak! Mutsuz başlangıçlar yahut yeni gelindiği halde çekip gitmeler yaşanabiliyor sonra… “Lütfen olaylı gidişler sonrası yeni üyelik almayınız” tabelası mı asmalıyız, dükkanın camına?

Ya da kuşku huşuya günyüzünü dönmez mi hiç? Dönemez herhalde…

Yaz geliyor, dikkat!

makaleci | 09 March 2008 14:28

Bu yıl sıcaklara çok dikkat etmek gerekiyor…

Özellikle akdeniz çanağında yaşayan bir olarak konuya dikkat kesildim, ama görünen o ki sıcaklar sadece akdenizle sınırlı olmayacak, tüm yurtta çok büyük sıkıntı hâsıl olacak.

Konuyla ilgili araştırma burada…

Böyle bir ortamda nelere dikkat edebiliriz, bir bakalım;

Burada hangi mevsimde ne tür gıdalar yiyebileceğiniz ile ilgili tavsiyeler içeren araştırma…

BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ?

Guitarist | 23 July 2007 10:18

Bu basit ama etkili örnek ile size,aslında “göreceliliği” anlatmaya çalıştım.

Bu aslında çok önemli bir kural hayata dair. En basit örneği ile;kullandığınız bilgisayar pentium mmx iken sizin için dünyanın en hızlı bilgisayarıydı taaa ki pentium II ve III serileri çıkana kadar. Bill Gates bile 640 kb belleğin herkese yetecek kadar hızlı olduğunu söylerken tereddüt etmemişti! Sonra ne oldu? Daha iyileri çıktı ve elinde pentium mmx olan bendeniz dahil pek çok insan o pentium III’leri kullanmanın keyfini tadıp elindeki bilgisayarları değiştirmenin yollarını aradı. Sorarım size,o gün tesadüfen arkadaşın bilgisayarını açıp fifa oynamak talihsizliğini yaşamasaydım şimdi hala pentium mmx işlemcili bilgisayarımın dort dakika gibi kısa bir sürede açılmasıyla övünüyor olmayacak mıydım?