bildirgec.org

ağlamak hakkında tüm yazılar

Gülmekle ağlamak kardeştir..

| 10 March 2007 15:12

Bu gün size gülmekle ağlamanın kardeş olduğunu göstereceğim. Ama bir adet samimi arkadaşınıza ihtiyacınız olacak. İlk önce arkadaşınıza soruyorsunuz gülmekle ağlamanın kardeş olduğunu öğrenmek istermisin diye. Arkadaşınız evet derse işte deneyimiz başlıyor. Evet sözünü duyar duymaz arkadaşınızın yanağına bir tokat patlatıyorsunuz. Sonra o size bir tane patlatıyor. Böylece sırayı şaşırmadan giderek tokatların şiddetini arttırıyorsunuz. Gözünüzden yaş gelince de bırakıyorsunuz zaten o hadde hem gülüyor hem ağlıyor olacaksınız.. Teşekkürler.. Bu yazı Platipusları koruma derneğinden izin alarak yazıldı…

AĞLAMAM

saraswathi | 08 March 2007 14:01

İşim bir pasajın içinde haliyle aynı katta ki herkezi tanıyorum.İnsanlar böyle ortamlarda genelde hep sıkıntılı olurlar.İş olmadı,borç var gibisinden…

Ben de bizim katın yaşça en ufak, küçük esnafı olduğum için nedense moralim bozuk olsa da,işim olmasa da hep onları eğlendirmek görevini üstlendim.Hiç değilse eğleniyorduk.Kendime bir görev üstlenmiştim.Bu durumdan şikayetçi değildim tabiki.

Hani her şeyin üst üste geldiği o kötü anlar vardır ya işte öyle bir gün artık kendimi tutamadım ve ağladım,ağladım ağladım….

Sakın ağlama!!!!

secretzone | 07 January 2007 00:55

Küçücük şeylerden mutlu olabilen biz, göremez olduk yüzlerimizi aynalardan.Özlemlerim, sevgilerim yıllar öncesinden kalan.Kokuna hasret gülüşüne karanfiller dağıtan vazgeçtiğim hayata…Sevda yüklü trenler geçerken gözlerimden el sallayacakmışsın gibi şaşkın bakan yüzlerle çakışmak ve her biri senden farklı…Küçücük, minicik bir umuttu benimki…
Hüznü, sevgiyi, dostluğu, fedakarlığı içine alan o yürekteydi ellerim…Düştü kırıldı güzellikler bana kalan acı!Şimdi nefretin yakışmadığı bir çehre arkamda…Sesini duymak için bin bir bahane bulan, senin fark edemediğin, kirlettiğin tertemiz bir kalp avuçlarımda…kan ağlayan bir bebek gördün mü hiç?Annesini arayan , arayan….bulamayan, karalara bürünmüş bi bebek…Ağlayan sevda yüklü bi bulut.Şimdi ben bir bulut göklerde, giden günlerin ağırlığı üzerimde ama yitirmediğim bir sevgi o mavilikte…özlüyorum ve o özlenene ağlıyorum.Kaldır başını bak bir kez.Allah aşkına, göreceksin ıslanacak gözlerin benim için olmasa da benimle..Ama sen ağlama , sakın ağlama….

Shadowy Oyun biter

| 12 December 2006 22:05

Oyun biter şah’ta piyonda aynı kutuya girer…
Sadece yalnızlık biraz daha kalabalıklaşır.Kendi içinde bölündüğün tüm eğrilerle…
Kendinden çekip gitmek için verdiğin savaş biraz daha anlamsızlaşır.Her uyandığında…
Bu yüzden uyanmaktan nefret edersin,uyumaktan da…
Oysa gitmek istersin hep mesela kurgusu eksik kalmış bir ölüm senfonisine…
Cümlelerinin bakireliğini kendi kanınla vaftiz etmek istersin…Tanımadık ten’lerin ter’inde yıkanarak…Güldüğün zaman gözyaşının tadını almak istesen de ağlamayı bile beceremezsin…

YAĞMUR…

lion41 | 17 October 2006 13:59

Çocukluğumdan beri yağmuru seviyorum. Yağmurda yürümeyi, yağmuru izlemeyi, yağmurda yüzmeyi seviyorum, ama en çok sevdiğim yağmurda istiklal caddesinde yürümek.
Hani o bütün insanların koşuşturdukları kaçmaya çalıştıkları yağmurla bütünleşip yavaş yavaş ağır ağır her damlasını hissederek yürüyorum. Seviyorum bilmiyorum çocukken de yağmuru severdim sanki gökyüzünde su damlalarının öyle bir anda kafamın üzerine düşmesi hoşuma gitmiş olacak ki. O günden beri her yağmur yağdığında yürümek isterim öylece caddelerde hiçbir şeyi düşünmeden her ağlamak istediğimde yağmur yağsın isterim akan gözyaşlarımı alıp götürsün beraberinde. Ağladığım belli olmasın bana bakmasınlar utandığımdan değil ama sadece bana daha fazla soru sormalarından çekindiğimden bu isteğim. Her akıttığım gözyaşının birisi tarafından ekilmiş sevgi tohumlarının vücudumdan atılması olarak düşündüğümden, yağmuru bir arınma olarak görürüm o yüzden her ağladığımda yağmur yağmasını her yağmur yağdığında ağlanacak bir anımı ya da yağmursuz ağladığım zamanları anımsarım. Öyle doğaüstü güçlerim olmadığından yağmursuz zamanlarda da ağladım hem de hıçkıra hıçkıra. Hiçbir zaman erkek adam aglamaz tabusunun arkasına sığınmadım o kadarda güçlü bir yüreğim yoktu zaten beni ağlatacak bir şey çoğunlukla çıktı karşıma beklide kaybetmenin bana verdiği hırstı ağlamam. Beklide her kaybedişime bir dua idi ağlamam kaybettiklerimi geri getiremese de ağlamak beni rahatlatıyordu bunu onlar bilse de bilmese de ağlamak güzeldir, yağmur güzeldir yağmurlu havalarda ağlama daha da güzeldir

kamera gören molla

AIC | 13 June 2006 14:47

kaderin cilvesi bu ya, bir dini toplantıda –artık ne olduğunu tam olarak bilemiyorum– kameraman oradaki yapmacıklığı ne güzel de kaydetmiş 🙂

arabesk hayatta babam ve oğlum

escape | 10 February 2006 22:48

Kaç zamandır sersem gibiyim. Üstüne bir de, “artık yaşım kemale erdi nasılsa duygulanmam.” diye düşünerek bu filme gitmiş bulundum.

Babam ve oğlum aslında tam bir arabesk film.. İzleyenin duygularına göndermeler yapılıyor. Hani bir dönem yasemin’in penceresinden programında Yasemin hanım, ünlüleri konuk edip, onların geçmişte yaşadıkları acıları anlatıp ağlatıyordu ya; işte aynı bu programdaki gibi ağlatmaya yönelik sahneler çekilmiş. Eliniz mahkum, ağlayacaksınız! olmadı dolu gözler de kabulumüzdür.

Konu “baba” olunca soğukkanlı yaklaştım olaya.. Küçük yaşta babasını kaybetmiş ve uzun yıllar babası olan çocuklara ölesiye özenmiş bir yetişkin olarak, filmde benim sessiz hıçkırıklarla ağlamam kadar normal bir şey yoktu. Tek sorun filmin amacının da ağlatmak olduğunu bilmemdi. Bunu bile bile avlandım ve ağladım. gece boyunca çocukluğuma, çocukluğumun geçtiği yerlere ve elbette babama dair onlarca rüya gördüm. Sabah uyandığımda da sanki babam henüz vefat etmiş gibi içim acıyla doldu ve yine ağladım. Kısacası bu film bana hiç iyi gelmedi. Benim gibi içinizde derin bir yaranız varsa, kesinlikle bu filmi izlemeyin. Benden söylemesi…

deşifre

mornehir | 04 September 2003 02:29

“ağladım..hayır sık ağlamam.aslında o kadar yalın ve halimi,dengemi,ruhumu yansıtan bir sözcük ki.bugün ağladım.hiç ağlamadığım gibi.sanki yaşadığım her kırgınlığa karşı inat ederek yaşayacağım tüm trajedilere ağlıyordum.vay be,ben de yaşadıklarıma trajedi diyecek hale geldim he..vay be.. Her damla kurşun kadar ağırdı,yok yok civa kadar ağırdı.ağladıkça tuhaf bir hafiflik,tekinsiz bir huzur,arınma,saflık yaşadım. Kısacası bugün bütün çatlakları gözyaşlarımla doldurdum.bana kelepçelenmiş,içimi boğan,beni boğan,yaşama azmime tecavüz eden her şeyi,öldürdüm.”