İşim bir pasajın içinde haliyle aynı katta ki herkezi tanıyorum.İnsanlar böyle ortamlarda genelde hep sıkıntılı olurlar.İş olmadı,borç var gibisinden…Ben de bizim katın yaşça en ufak, küçük esnafı olduğum için nedense moralim bozuk olsa da,işim olmasa da hep onları eğlendirmek görevini üstlendim.Hiç değilse eğleniyorduk.Kendime bir görev üstlenmiştim.Bu durumdan şikayetçi değildim tabiki.Hani her şeyin üst üste geldiği o kötü anlar vardır ya işte öyle bir gün artık kendimi tutamadım ve ağladım,ağladım ağladım….Ağlayınca da burnum kızarır,gözlerim faltaşı gibi olur.yüzümü yıkadım dükkanın dışında öyle oturuyordum.Yanıma bizimkilerden biri geldi.Ben sandım ki neyin var diye sorucağını ama o bana her zamanki gibi güldü ve grip mi oldun dedi.Ağlayabilme ihtimalim sıfır sanki.Çok bozuldum yaa.Hep gülüyorum diye ağlamam imkansız mı yani?Oysa ben onlar için ne şebeklikler yapıyorum.Onlar için hiç önemim olmadığını anladım.Sadece onları eğlendiren bir insanmışım.