Çocukluğumdan beri yağmuru seviyorum. Yağmurda yürümeyi, yağmuru izlemeyi, yağmurda yüzmeyi seviyorum, ama en çok sevdiğim yağmurda istiklal caddesinde yürümek.Hani o bütün insanların koşuşturdukları kaçmaya çalıştıkları yağmurla bütünleşip yavaş yavaş ağır ağır her damlasını hissederek yürüyorum. Seviyorum bilmiyorum çocukken de yağmuru severdim sanki gökyüzünde su damlalarının öyle bir anda kafamın üzerine düşmesi hoşuma gitmiş olacak ki. O günden beri her yağmur yağdığında yürümek isterim öylece caddelerde hiçbir şeyi düşünmeden her ağlamak istediğimde yağmur yağsın isterim akan gözyaşlarımı alıp götürsün beraberinde. Ağladığım belli olmasın bana bakmasınlar utandığımdan değil ama sadece bana daha fazla soru sormalarından çekindiğimden bu isteğim. Her akıttığım gözyaşının birisi tarafından ekilmiş sevgi tohumlarının vücudumdan atılması olarak düşündüğümden, yağmuru bir arınma olarak görürüm o yüzden her ağladığımda yağmur yağmasını her yağmur yağdığında ağlanacak bir anımı ya da yağmursuz ağladığım zamanları anımsarım. Öyle doğaüstü güçlerim olmadığından yağmursuz zamanlarda da ağladım hem de hıçkıra hıçkıra. Hiçbir zaman erkek adam aglamaz tabusunun arkasına sığınmadım o kadarda güçlü bir yüreğim yoktu zaten beni ağlatacak bir şey çoğunlukla çıktı karşıma beklide kaybetmenin bana verdiği hırstı ağlamam. Beklide her kaybedişime bir dua idi ağlamam kaybettiklerimi geri getiremese de ağlamak beni rahatlatıyordu bunu onlar bilse de bilmese de ağlamak güzeldir, yağmur güzeldir yağmurlu havalarda ağlama daha da güzeldirŞimdi müsaadenizle dışarıda çok güzel yağan bir yağmur gözyaşlarım ve beni bekliyor