bildirgec.org

adem hakkında tüm yazılar

Aşk Saçmalığı

meflug | 07 January 2011 17:30

Aşk mı o da ne? İnsan neden sever ki birini? Neden bağlanmak ister ki? Deli midir? Saçmalık!Rahat rahat yaşarken, istediğin yerde oturup kalkarken, istediğine sarılır istediğini öperken, istediğin kişinin evinde kalıp, istediğin zaman istediğin yerde olurken bir anda neden birinin gözetimi altına girsin ki bu insanoğlu?


Neden bile bile hesap vermek istesin ve bundan zevk almadığı halde yapsın ki? Lütfen kimse bana gelip de sevmek güzel bir şey demesin.

Ebu Cafer Taberi, İslam Mitolojisi ve Dünya Tarihi

bionik amele | 29 September 2010 15:45

Dünya tarihi kendi içinde, dünya tarihini tek kitapta toplamaya çalışmış tarihçileri bulundurur. Onlardan biri de Ebu Cafer Taberi‘dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-Taberi. Taberi ve onun benzeri olmayan tarih kitabı Taberi Tarihi yazımızın konusunu oluşturuyor.

Tarih-i Taberi Tercemesi
Tarih-i Taberi Tercemesi

Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi‘dir.

Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.

Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği oldukça geniş olan bu kitaptan daha ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında birkaç önemli noktaya değinelim.

Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür. Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz; “Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım. Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “

Soluyorum Seni Yeşerdiğim Yerden

kahvekokusu | 19 November 2009 14:38

 www.blogcu.com/etiket/kartanesi
www.blogcu.com/etiket/kartanesi

Kendimi kaybettiğim anda buluyorum seni,
Seni kaybettiğim anda ben oluyorum..

Can veren bir yüklemin ağzında soluyorum yine. Kilidi mühürlü zamanları açma telaşı içinde kanamalı yaralarım. Sorgularımı sorguluyorum müebbet sevdalarda. Darağacına asılı vebalimi bir yarasa ağzı somuruyor. Zamanın dişi deliyor vicdanıma asılan hesaplarımı…Düşlerime gebe düşkünlüğümden bir kez daha düşüyorum sancıyarak…Faside hesaplarımı bir kez daha geçiriyorum pusulamdan…

LOĞUSA HUMMASI

morkadln | 20 October 2009 15:16

LİLİTH
LİLİTH

Efsaneye göre Adem’in ilk eşi Havva değildi. İk eşinin adı Lillith
Lilith, Adem ile birlikte topraktan yaratılır, cennete yerleştirir. Ancak sanıldığının aksine Lilith ve Adem için cennet huzurlu bir yer değildir. Adem ilişkide söz sahibi olmak ister, Lilith ikisinin de topraktan yaratıldığını ve eşit olduklarını söyler. Lilith, birlikte yaşamalrının zor olacağına karar verip onların intihar şekli olan Tanrı’nın söylenmemesi gereken adını anarak cennete veda eder. Lilith’in yeni yeri cennete hiç benzememektedir. İsteyerek tanrı tarafından dışlanmışların arasındadır artık. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.
Cennette yalnız kalan Adem, Tanrı’ya Lilith’ı göndermesi için yalvarır. Tanrı Lilith’ı getirmesi için 3 melek gönderir ve gelmezse her gün 3 çocuğun öldürüleceğini söyler ama Lilith kesinlikle dönmez.
Tehdidin yerine getirildiğini gören Lilith, duyduğu acı ile bundan sonra, bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder.
Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır.

Falname’den çıkan İlk Âşk öyküsü

kumsacli | 02 June 2009 10:27

Sürekli tekrarlanan bir mantra gibi, “Tanrım beni şeytanın zulmünden koru”…
Neye yaradı peki bu kutsallık, tadına bakılan ısırıkta bize dikte edilerek?
Hatırlayalım, olayın geçtiği yer cennet bahçesi ve şeytanın fısıltısında damaklara akışkan bir lezzet veren, rengi ile büyüleyen ve suyunda dilimizi ıslatan obje, ELMA ile başlar.
Torunu olan insanoğlu tarafından dile getirilir. İlk Adem yaratılır(çamurdan) Daha sonra Havva yaratılır (Adem’in kaburga kemiğinden). Havva, yılan kılığına girmiş Şeytan tarafından kandırılarak iyilik ve kötülük bilgisi ağacının yasak meyvesini (elma)yer ve Adem’i baştan çıkararak meyveyi ona da tattırır. Bu meyveyi tadar tatmaz çıplaklıklarının farkına varır ve mahrem yerlerini kapatırlar (incir yaprakları). Yaptıkları bu büyük hata yüzünden yaratıcıları tarafından cezalandırılır ve dünyaya gönderilirler.

gayet gereksiz bir yazı

admin | 04 March 2009 10:54

Geçen dönem tv de bilmem hangi kanalda bir dizi reklamı dönüyordu Kalpsiz Adam diye, akabinde ses getiren, başrol oyuncusunun bu filmden sonra saçlarının bir daha düzene girmedigini düşündüğüm Issız Adam filmi vizyona girdi. Aman dedim onsuz adam bunsuz adam adamlardan başka işlenecek konu kalmadı galiba dedim.(Issız Adam olmak bir kişilik bozukluğu)

Eh etrafa biraz göz attım baktım neleri var, ıssız adam haline şükretsin, bunun çüksüzü var kılsızı var, kızsızı var, evsizi, köysüzü, soysuzu,hırsızı,çöpsüzü,tüysüzü var babam var.Çaysızı, ipsizi bile var.Bu devirde parasız, pulsuzu makbul değilken, en güzeli eşsiz adamdır herhalde.(oniki dev adam gibi olmakta da bir sakınca yoktur)

The Fountain (2006) – Kaynak

| 06 February 2009 17:12

Ve bu yüzden Tanrı, Adem’le Havva’yı Cennet Bahçesi’nden kovdu. Ve Hayat Ağacı’nı koruması için oraya ateşten bir kılıç yerleştirdi.
Yaratılış 3-24

Hırslı salınan bir kalemin sesi ile başlar film ve kararan ekran aydınlanıp ayan olunca bizlere karanlık ardındaki, yukarıdaki ayetin yazıldığı görülür sararmış bir kağıda. Kağıt solar, Orta Amerika’da 800 yıl önce varolmuş bir çadırda açar gözlerini seyirci. Ancak durmuş mudur bize ayeti görünür kılan kalem, yoksa salınmaya devam mı etmektedir kağıt üzerinde suskunluğu zırh eyleyip. Neden sonra anlar seyirci kalemin valsine devam ettiğini ve Kraliçe Isabel’in Adem’i olmaya aht etmiş Kumandan Tomas’ın öyküsünü serdiğini gözler önüne.
-Bitirmeme izin ver.
diyerek eli ve zihni çün derman istemektedir tanrıdan Kaynak (Fountain)’ı bitirebilmek için.

Kumandan, son bir çırpınışla saldırır Maya piramidine doğru. İki askerini kaybeder ancak yılmaz. Piramidin tepesinde, uğruna denizler, ormanlar, ölümler geçtiği hayat ağacını koruyan son Maya Rahibi ile karşılaşır. Rahip, hançerini adama saplar ve ateşten kılıcını adamın kafasına doğru savururken sesi piramidin yosunlu duvarlarında yankılanır;
Ölüm huzura giden yoldur…

Şiirsel atmosferini bir kenara bırakacak olursak, ölümsüzlüğü kendisine dert edinmiş bir film Fountain. Filmi izlememiz ertesinde zihnimizde hasıl olan gizemli büyüden ötürü nete koşmuş, hakkında neler denilmiş diye sinepile uğramış ve filme ilişkin bir yazı yazılmadığını görerek sevindiğimizi itiraf etmeliyiz.

Toprakkıran

zoey | 07 January 2009 15:54

Olmakla olmamak arasında
Grinin alanında
Oluverdi
Grilik dumanını sundu ona her çektiği nefeste
ve alınan nefesle verilen nefes her zamanki gibi değişkenliğinde muhafaza ediyordu mevcudiyetini
Ve sen ey adem!
Sana sunulanların dahilinde yaşıyorsan hayatı bence sunduklarını da düşünmelisin…Eşitleme ya da doğru orantı denen bilimsel denklemlerin etiketlemesine mani ol hayatını ve bırak uçurum sunsun sana eşitsizliğin hazzını…
Kanlar dökülmüş çocuklarından bu yana ey adem…
ve diğer çocukların dökmeye devam edecek…Eğer fıtratı buysa bünyelerimizin yazık ki soykırımını yapamadık ademin…