Sürekli tekrarlanan bir mantra gibi, “Tanrım beni şeytanın zulmünden koru”…Neye yaradı peki bu kutsallık, tadına bakılan ısırıkta bize dikte edilerek?Hatırlayalım, olayın geçtiği yer cennet bahçesi ve şeytanın fısıltısında damaklara akışkan bir lezzet veren, rengi ile büyüleyen ve suyunda dilimizi ıslatan obje, ELMA ile başlar.Torunu olan insanoğlu tarafından dile getirilir. İlk Adem yaratılır(çamurdan) Daha sonra Havva yaratılır (Adem’in kaburga kemiğinden). Havva, yılan kılığına girmiş Şeytan tarafından kandırılarak iyilik ve kötülük bilgisi ağacının yasak meyvesini (elma)yer ve Adem’i baştan çıkararak meyveyi ona da tattırır. Bu meyveyi tadar tatmaz çıplaklıklarının farkına varır ve mahrem yerlerini kapatırlar (incir yaprakları). Yaptıkları bu büyük hata yüzünden yaratıcıları tarafından cezalandırılır ve dünyaya gönderilirler.Hikaye oldukça basit görünmekle beraber ima ettikleri o kadar basit değil. Baştan çıkarma, günaha teşvik, itaatsizlik, cezalandırma, suç ve utanç gibi unsurlara değinerek buraya neden ve nasıl geldiğimiz anlatılıyor. Bununla birlikte, her karakterin bakış açısından okursak, Havva’nın Adem’e kıyasla daha az ayrıcalıklı olup adeta ilişme gibi ikincil olarak yaratılmış olduğu ortaya çıkar. Şeytan tarafından ilk kandırılan ve bu da yetmezmiş gibi Adem’i ilk günaha işlemeye sürükleyen de odur.Mitler değişken ve narindir. Kırılmaz bir yapıları var gibi görünse de dil,renk,şekil ve dokusu ile farklı kültürlerde apayrı bir desene bürünebilirler. Resmi olarak bilinen bu hikaye otorite ve sarsılmaz olarak kalsa da beklenmedik şekillerde yorumlanmaktadır. Bu nedenle sizi bu hikayeden alıp bambaşka, baş aşağı düşecek bir hikayeye davet ediyorum.17. yy başlarında yapılmış bir minyatürde tasvir edildiği şekliyle “kendi hikayesini” fısıldayabilmesi için Havva’ya ses vereceğim. Bu minyatür, 1603-1617 yılında hüküm sürmüş I. Ahmed’in başveziri Kalender Paşa tarafından derlenmiş falname’de yer alıyor. Falname islami mitlerin toplandığı bir kitap; Kuran’da adı geçen Peygamber ve karakterlerin hayatları ile mitolojik karakterler, varlıklar veya onlara dair mucizevi olaylardan bahsediyor.
Kutsal çifti bu minyatürde bulmak zor değil. Kabaca çizilmiş resimde ayrı cinsten iki insan var. Bu şekiller görüntünün çoğunu kapsamakla beraber, çevresine bakıldığında “evrensel” miti destekleyecek yeterli ipcu var.

falname adlı kitapta yer alan
falname adlı kitapta yer alan “Adem ile Havva’nın cennetten kovuluşu”nu simgeleyen minyatür

Çiftin mahrem yerlerini kapatan yapraklar, başlarının üstünde dalgalanan alevler ve arkalarında saklanan yılan hikayenin ilk kısmını anlatıyor. Minyatürün en sağ köşesinde insana benzeyen fakat üzerindeki abartılı giysiler ve renkli kanatlardan dolayı Adem ve Havva’dan farklı olarak tanımlayabileceğimiz Cebrail? var. Karşımızdakilerin Adem ve Havva olduğunu biliyor ve ağaç yapraklarından, ezeli günahı da işlemiş oldukları sonucunu çıkarabiliyoruz.Ve nihayet, bu tasvirde iki olayın farklı cereyan edip yorumlandığını iddia edebiliriz. Bu minyatürdeki şekliyle tanıdığımız kutsallığı veya miti değiştirecek unsur ise, önümüzde serilen görsel detaylar sayesinde Havva’nın değişik bir versiyonuna da rastlıyor olmamız. Adem ve Havva el ele tutuşmuş, daha da doğrusu, Adem’in eli açıkta olan Havva’nın elini sıkıca kavramış. Bu hareket iki şekilde yorumlanabilir: Ya Adem’in elini kavradığı Havva’nın da karşılığında onun eli etrafına parmaklarını sarmadan hemen önceki anı ya da Havva’nın o ele cevap vermeyeceği ihtimalini düşündürüyor. Havva’nın Adem’in eline cevap vermek üzere olduğu anı düşünmemiz halinde, aşık bir çifti görürüz. Elleriyle birleşen kutsal bedenler birbirlerine duydukları aşk yüzünden dünyevi bir çift haline gelmişler. Bu da bize “aynı davanın yoldaşı” oldukları düşüncesi vererek Adem’in aceleciliği yanında Havva’yı kendisini izlemeye davet ediyor. Havva ise açılmış kolu ve sol ayak üzerindeki parmakları onun hareket edeceğini göstermekte. Belki de bize anlatıldığı gibi suçluluk ve utanç duymuyorlar.Diğer bir detay ise, Adem’deki belirgin göbek deliğinin Havva’da görülmeyişi. Buna sebep belki de Adem’in cinsel organını örten yaprak demetinin daha aşağıya konmasıdır. Ama ressamın amacı ne olursa olsun, Adem’in kalın çizgilerle belirtilen göbek deliğindeki farklılık anlamlı!Neden mi? Çünkü, göbek deliği kadın-erkek hepimizi işaretleyen annemizin izidir. Bir zamanlar başka bir vücudu bağlı olduğumuzu hatırlatır. Adem de bir istisna değildi. O halde çok belirli göbek deliği onun bir zamanlar annesinin rahmine bağlanmış bir insanoğlu olduğunu gösteriyor. Havva da böyle bir deliğin olmaması, bu onun doğal yolla doğmadığı düşüncesini akla getiriyor. Böylesine bir yorum, Havva’yı sadece tüm insanların anası yapmakla kalmıyor ayrıca ilk yaratılan Havva olup Adem’in de annesi yapıyor.(Tüm bu yazılanlar bir iddia dan öte değildir veya bir inanca söylenen küfürde değildir. Sadece evrensel olan şeyin bazı düşünürler tarafından dikte edilerek özneyi bilmelerine rağmen gizli öznelerin arayışı içinde sürüklenmeleridir).