bildirgec.org

acı hakkında tüm yazılar

“ÖLÜM” Yaşanılması Beklenen Tek Gerçek

ferplexfol | 18 December 2008 16:56

Ölüm yaşanılması beklenen tek gerçek!Gerçekler neden bu kadar acı veriyor…
16/12/2008 Antalya’da yaşanmış bir trafik kazası.Bilanço bir ölü ve bir yaralı.Kaybedilen bir can.Eşini yalnız bırakmış bir beden.Gün ışığını görmediği halde,çaresiz,savunmasız bir bebek trafik kazası geçirdi.Anne yoğun bakımda ve ikisi için hiçbir şey yapılamıyor Bu çaresizliğe nasıl dayanacak bu beden.Bebeğini kaybetme duygusu,eşinin yokluğu…
Uykusunu eşinin sesi bozuyor.
-Ben öldüm.
Ne acı bir duygu.Nasıl dayanır?
Rabbim kullarına dayanamayacağı yük yüklemezmiş.
Ama bu acıya dayanılabilir mi ?Kaç yıl alır ki yaşadıklarını unutması.Ölen ölüyor…Peki geride kalanlar ;hamile bir eş,ailesini evde bekleyen bir çocuk nasıl dayansın bu acıya,nasıl anlatsın, nasıl paylaşsın acısını.Kız veya erkek olması ne fark eder ki, o şimdi babasız bekli de annesiz kalacak. Yalnızlığı,babasızlığı,hayatın yükünü nasıl göğüsleyecek.Etrafındakiler babanın yerini tutar mı hiç. Peki anne eşinin yokluğuna alışabilecek mi?Henüz doğmamış belki de hiç doğmayacak ismi ve cinsiyetini belli olmayan bir nefes nasıl ve ne zaman öğrenecek ki babasız kaldığını?
Ben bunu kabullenemiyorum,mantığım işliyor biliyorum cevap:KADER.Canımı acıtıyor cevabı bilmek.Bilmemeyi ne çok isterdim.Bunu isteyeceğimi hiç düşünmemiştim.
Ölüm kurtuluş da,bu kurtuluşun sırası olsa ne güzel olurdu demek geliyor içimden.Biliyorum herkesin bir ölme zamanı var…

SALAK

darjeeling | 05 December 2008 13:12

Bugün içindeki tüm kini kusmak istiyor. Yüzüne ,gözüne hatta ayrıca kusmak istiyor onun. HAYAT bu, ne zaman kimi ne kadar üzeceği belli olmaz diyor (kendi kendine)
Kindar, acımasız, intikam manyağı olduğu ve hiçbir şeye tek bir gözyaşı dök(E)mediği için nefret ediyor ondan. Ona hayran olduğunu hissettiği anların artık azaldığını hissediyor. Neden peki? 3 kuruşluk insanlar 1 kuruş bile etmeyecek davranışlarda bulunup, onların işlerine burunlarına sokuyorlar. Tamam soktular, peki esas oğlanın tepkisi ne çevresine? Hiçbirşey…
Anca en iyi savunma saldırıdır diyor herifçioğlu, kıza çullanıyor vaktinde yaptığı hatalar için. Bitti ulan bitti, geride kaldı o hatalar. Unutmayı öğren. Adam ol. Büyü. Koy millete lafı gerekirse.
Sevgisinin değerini bil kızın. Gittimi geri gelmeyecek çünkü bir daha geri. (gitmişliği var, inan bakmaz ardına..)
Diyor kız (kendi kendine), dertli kız. …tir et kızım.
(Adına fidan diktirmişsin geçen gün, adamında umrundaydı……….) SALAK..

Deformasyon..

pillibebekkuyuda | 03 December 2008 14:52

Frida Kahlo
Frida Kahlo

Her insan bir bedenden çıkar ama bazıları çıkıp dünyaya çakılırlar..
Kızgın bir demir, isabet alıp, tam kadınlığına saplanmışken,
Bir kutuya sabitlenip, üzerine alçıdan beton dökülmüşken,
Kangren, tek ayağını koparıp, götürmüşken,
Tuval inde yaptığın makyajlar mıydı, seni güzelleştiren ?
Onda bulamadığın aşkı, kendine benzeyen bir bedende, aramak mıydı, acını hafifleten ?
Yoksa, ”Acı emrediyor, resim yapmalıyım” deyip onun esiri mi olmuştun ?
Ya da tek acın, Rivera mıydı ?

Acı anlatılır ama kimse onun gibi anlatamaz..

KATI

redorack | 01 December 2008 11:24

Bir orta boy hediye paketi yapıp, kurdelesini takıp yollayabilirim şimdi sana acımı.

Veya çocuklar onunla futbol oynayıp sevgisiz bir ihtiyarın camlarını indirebilirler…

Mesela, ancak bir elmas ustası kesebilir; kesmeye yanaşsaydı ve yeterince değerli olsaydı…

Ya da kapının ardına ağırlık diye koyabilirim cereyana mahal vermesin diye…

İleride taşınırken yanıma almayabilirim ağırlık olur diye. Onun için hamal tutmayabilirim; taşımaktan yorulduğumdan…

…ve ancak böyle anlatabilirim, göğsümdekini sana. Başka türlü değil…

Boşver………

| 13 November 2008 17:25

Dizeler de herşey çok güzel.
Sevgi, aşk, tutku, çoşku…
Mutluluk, hüzün vs…
Yaşantıdan acı gerçekler,
Boşver yaşa…

Düşünceler de herşey çok kolay.
Gülmek yada gülmemek,
Başarmak yada başaramamak,
Sevmek, sevilmek yada aldanmak,
Boşver yaşa…

Hayaller de herşey çok daha güzel.
İstek, arzu ve düşler.
Kavuşmak yada kavuşamamak,
Aşmak yada aşamamak,
Boşver yaşa…

Gerçekler de herşey çok daha ağır.
Yaşamak yada yaşamış gibi yapmak,
Görmek yada görmemezlikten gelmek,
Ölmek yada ölmemek,
Boşver boşver yaşa…

tarhana iyi ki de varsın

nazokiraze | 12 November 2008 18:07

Bazen iyi ki varmış dediğimiz şeyler vardır hayatımızda.Ama manevi degerlerden bahsetmiyorum zaten onları sürekli düşünürüz.(iyiki saglıklıyız, iyi ki Allah var, iyi ki Atatürk var vs.)

Mesela ben kola için iyiki var diye çok düşünürüm, annem çamaşır makinesi için kızım bilgisayar için söyler aynı cümleyi. Herkesin düşüncesi kişiye göre değişir. Cep telefonuna, televizyona hatta lost dizisine bile bu cümle sık sık kurulur.

Ben her zevkçe uyuşmayan kişiler tarafından bile sevilen ulan iyiki varsın denilen ( istisnalar kaideyi bozmaz) bir şey daha biliyorum. Tarhana çorbası. Damak tadı çok uçuk olan kişiler tarafından bile sevilmez mi bu çorba şöyle sıcak sıcak.

Gidiyorum

pilli pati | 10 November 2008 16:33

Dark Heart
Dark Heart


Ben böyle bir yaşamak hiç bilmezdim çocukken. Berhudar oldum belki çok şükür, baka baka elime, saçıma, ayağıma… Büyürken yutkundum, kiminin elindeki bir parça ekmekte gözüm kalanda… Gün oldu seçti gözüm karanlığı, gün oldu döndüm aydınlığa, misal günebakan hızında… “Artık yeter!” deyu, arşınladığım topraklarda izi kaldı gözyaşımın, kendi ki filize karıştı, o yediğin ekmeğe karıştı, döndü tekrar yağmura karıştı, aktı da 7 cihanda, bir türlü durulmadı.

Karıncaya verdim bir kez yürek yükümü, “Ne yaptı?” bilmem, belki tüketememiştir bile. Şimdiye mevsim çoktan döndü, bak, yine de yakın gibi durur o günkü güneş. Şu hafıza denen şey çok garip bir illet be! Ne iyi bir dost ne de esaslı bir kalleş!

Bavulların Kapının Kenarında

nurozoz1980 | 08 November 2008 23:52

Gidiyorsun diye kızamıyorum sana
Çünkü seni ben dahil ettim hayatıma
Gitmek istediğinin farkındaydım aslında
Hep bir umut belki seversin diye
Bencillik miydi benimki?
Bilmiyorum ama kızmıyorum sana
Aslında hep hazırdı bavulların
Sen hep hazırdın gitmeye
Seni ben dahil ettim hayatıma

ALDATMA ALDATILIRSIN

nurozoz1980 | 08 November 2008 23:10

Aldatılmak herkes için kabus olsa gerek. Düşünsenize, bir anda fırtına alabora. Aslında sinyalleri alırız zaman içerisinde de, çok inanmak istemeyiz, hatta küçük yalanlarla kandırırız kendimizi.

Mesela aldatan bir erkekse öncelikle ilgisi yavaş yavaş azalır. Muhabbetler kısa ve öz hale gelir. Günde 5 kere arıyorsa bu zamanla 3,2,1 diye azalır. Hafta içi çalışma saatleri ve işleri artar. Hafta sonu mutlaka yapılması gereken önemli işler olur. Telefon akşamları ya tamamen kapanır ya da ortadan kaybolur. Derken siz sinyalleri almaya başlarsınız. Sorduğunuzda ısrarla yalanlanır. Bu küçük belirtilerden aldatıldığınızı anlamak çok kolaydır ama kabullenmek oldukça sancılı ve zor bir dönem. Bu dönemde birçok kadın karşı atağa geçip aldatıyor. Bu içten içe intikam gibi. Hatta bunu en çok internet üzerinden yapıyor. Ne gerek var ki bir yastıkta kocamak varken bu kadar entrika ve maceraya.

KALBİ KIRILMIŞLARA, AŞK ACISI ÇEKENLERE İŞ İZNİ

keremx | 31 October 2008 11:10

KALBİ KIRILMIŞLARA İŞ İZNİ

Bu yazıyı patronsanız özellikle okuyun. Patron değilseniz, okuduktan sonra patronunuzun okuyabileceği bir yere bırakın. Çünkü bu haberde, patronluğu bağırıp çağırmaktan ve işçinin haklarını yemekten ibaret görenlere büyük bir ders var. Tabi alıcıları hala açıksa!

Haber şöyle:

Japonya’da bir pazarlama şirketi, eş, dost ve sevgili tarafından terk edilmiş, kalbi kırık çalışanlarına “ayrılık izni” veriyormuş.