bildirgec.org

2001 hakkında tüm yazılar

Le Fate Ignoranti (2001)

queennothing | 18 January 2010 16:18

Usta yönetmen Ferzan Özpetek‘ten mükemmel bir hayat deneyimi. 2001 çıkışlı “Le Fate Ignoranti” (Cahil Periler) adlı yapımda Margherita Buy, Serra Yılmaz, Stefano Accorsi, Gabriel Garko, Filippo Nigro, Erika Blanc, Andrea Renzi, Luca Calvani, Lucrezia Valia, Maurizio Romoli, Koray Candemir gibi isimler yer almakta.
Orta yaşlı bir kadın olan Antonia’nın seneler süren mutlu evliliği, kocasını bir trafik kazasında kaybetmesiyle son bulur. Bunalıma giren Antonia, gündelik işlerle uğraşırken kocasına hediye edilen bir tablonun arkasına yazılmış not dikkatini çeker.
Notu okuyan kadın, hayatında hiç hissetmediği kadar derin bir hayalkırıklığına uğrayacaktır. Samimi bir dille yazılan bu notta 7 senelik bir ilişkiden söz edilmektedir. Ölen kocasının 7 senedir kendisini aldattığını öğrenen Antonia, faturadaki adresten notun sahibini bulur. Ancak, apartmandan Serra adında bir Türk kadınıyla konuşabilen Antonia, aradığı kişinin uzaklara gittiği ve bir daha da dönmeyeceği söylenir.

I Am Sam (2001)

queennothing | 17 January 2010 11:06

Jessie Nelson‘un yönetmenliğini yaptığı 2001 çıkışlı sinema filmi “I Am Sam“, 20 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. İki Oscarlı Amerikan aktör Sean Penn, üç defa Oscar’a aday gösterilen aktris Michelle Pfeiffer, iki Oscarlı aktris Dianne Wiest, Dakota Fanning, Loretta Devine, Richard Schiff ve Laura Dern‘in rol aldığı yapım ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu. Eğer “Forrest Gump“dan hoşlandıysanız, bu filmi de tavsiye ederim.

Tenenbaum Ailesi

marjiburcu | 15 December 2009 12:57

Orjinal ismi The Royal Tenenbaums olan bu film tam bir ünlülüler karnavalıdır. Filmin yönetmen koltuğundaki Wes Anderson aynı zamanda Owen Wilson ile bareber senaristliğini de yapmıştır.Film ülkemizde 2002 yılında gösterime girmis bir ABD yapımıdır. Dram ve komedi olması da türsel özelliğidir pek tabii ki. Filmin künyesel bilgilerinden sonra gelgelelim filmi izleyiciyle buluşturucak en önemli kıstasına. Oyuncu kadrosuna.Klasik bir söylemle başlayalım o zaman ”kimler yoktur ki oyuncu kadrosunda?”Gene Hackman,Angelica Huston,Gwyneth Paltrow, Bill Murray, Luke Wilson, Ben Stiller, Owen Wilson, Danny Glover, Alec Baldwin…Ailenin babası Royal Tenenbaum (Gene Hackman) ve karısı Etheline Tenenbaum ayrılığın eşiğindeki bir çifttir. Pek tabii sahip oldukları üç çocuk da bu sorunlar içinde kendi paylarına düşeni almışlardır.

Sweet November (2001)

queennothing | 05 December 2009 10:28

Robert Ellis Miller‘in yönetmenliğini yaptığı 1968 çıkışlı romantik/komedi filmi “Sweet November“den uyarlanan 2001 çıkışlı “Sweet November” (Kasımda Aşk Başkadır), Pat O’Connor tarafından yönetildi. Lübnanlı aktör Keanu Reeves ve Oscar Ödüllü aktris Charlize Theron‘un başrollerini paylaştıkları filmde Greg Germann, Jason Isaacs, Frank Langella, Robert Joy, Lauren Graham ve Michael Rosenbaum gibi isimler yer alıyor.

Nelson, büyük bir reklamcılık şirketinde iyi bir pozisyonda çalışan, tekdüze bir hayata sahip ve sahip olduğu zenginliklere düz mantıkla yaklaşan genç bir adamdır. Rastlantıların tuhaf bir şekilde sıralanmasıyla, kendi dünyasına tam anlamıyla zıt bir bakış açısına sahip Sara ile tanışan Nelson, genç kadının kendisi için yaptığı fedakarlık yüzünden hayatını değiştirmek zorunda kalacaktır.

The Man Who Wasn’t There (2001)

queennothing | 02 November 2009 14:04

Joel Coen‘in, kardeşi Ethan‘ın yardımıyla çektiği, birlikte yazdıkları 2001 yapımı “The Man Who Wasn’t There“, Coen tarzı bir traji-komik/ drama filmi. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Billy Bob Thornton‘un başrolünde yer aldığı yapımda Scarlett Johansson, Frances McDormand, Michael Badalucco, James Gandolfini, Jon Polito, Tony Shalhoub, Richard Jenkins gibi isimler de rol almakta.

Ed Crane, bir berberdir. Saç kesen, düzelten, çok konuşan bir ortağa sahip olan bir berber ve sıradan bir adamdır. Karısı Doris ile ilginç bir ilişkiye sahip olan Ed’in aşırı sakin ve içine kapanık/ dışa dönük enteresan bir kişiliği/ hali vardır.

La pianiste (the piano teacher) (2001)

nonige | 03 September 2009 11:58

la pianiste 2001
la pianiste 2001

Sevgisiz hayat bir insanı ne kadar ileri gitmeye zorlayabilir? Hissedebilmek için ne kadar vahşileşebilir veya gerçekte ne kadar vahşidir? Anneler kızları doğurur, peki anne ile kızları arasındaki ilişki neler doğurur? En az sorduğu sorular kadar çarpıcı bir film La pianiste. Dahi olarak nitelendirilen bir piano hocasının tekdüze ve ağır bir anne baskısı altında eriyen yaşamının ortaya yerine çekici bir öğrencisinin bir ok gibi fırlamasıyla başlar. Sevemediği hayatını muhafaza etmeye çabalasa da kayıtsız kalamaz ve kendini aşka kaptırır piano hocası. Ama büyük bir sorunu vardır sevmeyi bilmemektedir. Her şey çoktan karışmıştır: sevgi, aşk, cinsellik, saygı, mutluluk, acı, zevk, sehvet ..Ne varsa sanki yer değişmiştir. Piano hocası kaybolmuştur. Rahatsızlık veren filmlerdendir. Bunu özellikle istediğini açıkça belli etmektedir. Sorgulanması gerekenler var demektedir sakin bir çığlıkla. Piano hocasını canlandıran Isabelle Huppert oyunculuk dersi vermekle eş değer bir performans sergilemiştir. Ve 2009 yılında cannes film festivalinde jüri başkanlığı yapmıştır. Michael Haneke yönetmenliğin hakkını vermiştir. İzlenmesi gereken sayılı avrupa filmlerindendir.

Sıradanlaşan Sıradışılık ve Normalin Anakronizmi: Visitor Q

Kuduz maymun | 03 August 2009 14:27

Visitor-Q (Bijitâ Q)
Visitor-Q (Bijitâ Q)

Japon toplum ve aile yapısında oluşan çöküntülerin konu edinildiği filmde ünlü Japon yönetmen Takashi Miike, kurgu esnasında sıradanlaşan ahlaki sıradışılığı etkili bir biçimde aktarmıştır.
Filmde konu edinilen aileye bir gün bir misafir gelir. (visitor Q). Bu misafiri evde kimse tanımaz ama varlığı da yadsınmaz. Adam evde kalmaya başlar. Konu edinilen ailenin annesi, oğlundan sürekli dayak yemekte, gündüzleri de sıradan bir iş yapar gibi evde ev işlerini, yemeği yapıp fahişelik yapmak için dışarı çıkmaktadır.
Evin lise çağlarındaki kızı zaten evden ayrılmış, fahişelik yapmaktadır. Baba, bir basın- yayın işinde çalışmaktadır. İşi gereği bir gün Japon gençleri ile röportaja çıktığında kızının fahişelik yapmakta olduğu civarda bir otelde kızın da teşviki ile öz kızı ile yatmıştır. Fakat parası yetişmemiş, ücretin kalan kısmını evde annesine vereceğini vaadetmiştir. Yine sokakta oğlunun diğer öğrenci gençler tarafından sürekli bir şiddete maruz kaldığını görmüş, işi gereği kullandığı kamera ile bunu kaydetmiştir.

Shaolin Soccer – Shaolin Futbolu – 2001

yunus93 | 29 July 2009 14:34

Hikayemizin baş karakteri Sing’tir. Sing Shaolin’den gelmiş Kung-Fu dövüşçüsüdür. Sing, herkese Kung-Fu öğretmeyi amaç edinmiştir. Hikayenin diğer önemli kahramanlarından biri de Funk’tur. Funk eski futbolcu efsanelerinden biridir. Ama rakibi Hunk ona çok sert bir faul yapmış ve ayağının sakatlanmasına sebep olmuştur. Funk, Hunk’un yanında temizlikçi olarak çalışmaktadır. Hunk Sing’i görünce ona hayran kalır ve onun bu Kung-Fu yeteneğini futbolda kullanmasını ister. Böylece Sing ve Funk takım oluşturmak için işe koyulurlar. Oluşturulacak takım Sing’in Shaolindeki Kung-Fu arkadaşlarıdır. Sing arkadaşlarına güveni tekrar getirir. Ve bu tatlı ve komik macera başlar…

Filmin Sinemalar.com’daki bilgisine buradan, İmdb bilgisine ise buradan ulaşabilirsiniz.

BAD GUY / AŞK; BEŞİNCİ ELEMENT

sahaf1976 | 09 July 2009 15:01

BAD GUY
BAD GUY

Maddenin üç halini bilen ve bu üç hali bilmekten ötürü benzersiz bir tatmin yaşayan bizler aşkın kaç halini biliriz? Sevgi şüphesiz ki öğrenilebilen ve kesinlikle bireyin içinde bulunduğu çağdan çağa küçük farklılıklar gösterebilen bir edimdir. Yıllarca dinlediğimiz masallardan, şarkılardan, hikâyelerden, okuduğumuz roman ve haberlerden, izlediğimiz diziler, oyunlar ve filmlerden, tanık olduğumuz ilişkilerden ve büyüklerimizin nasihatlerinden biriktire biriktire oluşan aşkı bir gün aniden geliverene kadına ya da adama koşulsuz veririz. Başka şansımız da yoktur hani…
Peki, ne kadar doğrudur bu aşk, ne kadar uygundur insan doğasına? Yoksa toplumun genel sağlığı ve doğruları uğruna kurban mı edilmiştir? İğdişlenmiş, sakatlamış olması ihtimali yok mudur? Bilmediğimiz bir hali var mıdır aşkın, bilmeye hazır mıyızdır acaba?

BAD GUY
BAD GUY

İşte bu cesur soruları sorabilen ve cevaplarıyla karşılaşmaktan korkmayacak izleyiciler için benzersiz bir film Bad Guy.
2001 yapımı bu film de yine Kim Ki Duk imzasıyla öne çıkıyor. Farklı sınıfları temsil eden bir pezevenk (Jae-hyeon Jo) ile bir genç kızın (Won Seo) arasındaki aşk ilişkisine oldukça rahatsız edici bir yaklaşımı var yönetmenin. Aşk ancak eşitler arasında yaşanabilecekse buyurun durumu eşitliyorum diyen Kim Ki Duk. Aşkın ve maddenin bilmediğimiz sularında yüzdürüyor bizi.

ADDRESS UNKNOWN /

sahaf1976 | 09 July 2009 09:54

Toprak Yaratıldığında Üzerinde Sınır Çizgileri Yoktu, Onu Bölmek İnsanlara Düşmez. *
*Hin-mah-too-yah-lat-keht Yüksek Dağlarda Gezen Gökgürültüsü

Adress Unknown
Adress Unknown

2001 yapımı bu film belki de politik yanı en belirgin olan filmi Kim Ki Duk’un. Bilinmeyen Adres filmi ismini Amerikan askerlerinin üs kurduğu bir Kore kasabasında ABD’li bir askerle yasadışı bir ilişki yaşayan ve bu ilişkiden doğan melez oğluyla kasabanın tüm aşağılamasına katlanarak yaşamak zorunda kalan bir kadının çocuğunun babası olan askere gönderdiği ama asla adresine ulaşamayan mektuplardan alıyor adını.
Koskoca ülkelerin savaşları ve anlaşmaları altında yok olup giden hayatlara bir ABD ve Kore eleştirisi üzerinden bakabilen yönetmen Kore halkının Amerikan kültürüne duyduğu hayranlığa da hayli sağlam eleştiriler getiriyor. Filmin müziklerinde, Ho-jun Park imzası bulunurken, 1959 2008 arası tam 129 filmde adı bulunan Jeong-min Seo filmin görüntü yönetmeni…