Onlarla her sabah Göztepe tren istasyonunda karşılaşırım…Büyük çoğunluğu evlere temizliğe giden genç kadınlar…Bildiğimiz gündelikçi kadınlar…Trende, banklarda uzun geliş gidişlerin yorgunluğunu, dertleşerek azaltmaya çalışıyorlar…Yoksulluğun kol gezdiği varoşlardan, dalga dalga gelip, çevredeki evlere dağılıp, hanımlarına hizmet ediyorlar…Köylerinde edindikleri becerilerin deneyimlerin değer yargılarının ,alışkanlıkların yeni ortamlarında işe yaramadığının farkındalar…Kent yaşamının baş döndürücü değişimlerine ve değer yargılarına uyum sağlamaya çalışıyorlar…Geçenlerde bunlardan ikisinin konuşmalarına kulak misafiri oldum…Genç kadın arkadaşına, utanarak moraran omuzunu gösterip, kocasından yediği dayağı anlatıyor…’’Bu da birşey mi , sen Pazar günü görecektin, kaynım gil gelmeseydi her tarafım hışır olacaktı… ‘’ Arkadaşı ona duyamadığım bir şeyler söylüyor…Aklımda kalan şey, kadının sabır gösterdiği ve zamanı gelince ,kocasına’’ gününü’’ göstereceği şeklinde ki sözleri oldu…Kadınlar, bu ‘’ gününü göstermek ‘’ konusun da gerçekten kararlı ve sabırlıdırlar…Erkeğin tüm hoyratlığına,saldırganlığına , belki de aldatmalarına ‘’ günü ‘’ gelinceye kadar beklemek de ustadırlar ve’’günü’’ geldiğin de darbeyi erkeğin en savunmasız anında öyle bir indirirler ki , erkek o saatten sonra protezli bir adam durumuna girer sanki…Peru’lu sosyoloğ, Liz Mendez ‘’ Dört duvar arasındaki mahremiyet, kadınlar için potansiyel tehlikedir ‘’ diyor… ve ekliyor ‘’ Basın, kadınlara karşı yapılan saldırıları ve öldürme olaylarını ‘’ Aşk cinayeti ‘’ olarak niteliyor…Bu yanlıştır ve haksız bir tanımlamadır..Çünkü bu olaylar tamamen kadına yönelik şiddet ve yok etme girişimidir.. ‘’ Bu yüzden de Latin Amerika da , kıskançlık ya da ilişkinin sona ermesiyle meydana gelen cinayetlere artık ‘’ Aşk cinayeti’’ yerine ‘’ Femicide’’ kadın cinayetleri deniyor…İşte tam da burada Liz Melendez erkekleri uyarıyor…’’ Kadınlar sizden fazla bir şey istemiyor…Sadece şiddetten uzak durun yeter !…Aksi halde onların sinsice ve sabırla bekleyip, sizleri darmadağın edecekleri günü beklemekten başka şansınız yok…’’ diyor…
yorumlar
Bir bayana el kaldırmak nasıl bir hayvanlıktır bilmiyorum ama bu ülkemizde çok sık yaşanan bir sorun gördüğüm kadarı ile. Gündelik hayatlarında çok efendi görünen insanlar akşam eve gittiklerinde bir canavara dönüşmekte. Bunun nedeninin sırf cahillik olduğuna inanmıyorum aslında, başka nedenleri de var…Şiddete maruz kalan bayanların ileride eşlerinden intikam alacağı süphesiz bir gerçek, fakat neden zamanında sorunu çözmek yerine ilerisini bekliyorlar onu pek anlıyamıyorum. Ortada küçük çocuklar bile olsa ben olsam zamanında müdahele eder ve ayrılırım hatta savcılığa da bildiririm durumu.Bazı evlerin kapılarına +13 veya Violence işaretleri konulmalı bence :)))
başlığı baeğenmedim
sindirilen tüm canlılar ”sinsi”dir.Bunda yadırganacak bir şey yok…
başlık konuyu anlatmıyor bence
Ben tuttum yazıyı, başlığın edebi değerinde falan da değilim. “la femme fatale” de olabilirdi benim için…
la femme fatale’in özü kötüdür. kötü olmaya zorlanmamıştır.
tamam cahilim ben ama öğrenmek istiyorum. nedir bu “la femme fatale” ?
buyrun :sozluk vikipedi
haa….bir çeşit karadul yani. teşekkürler @whyhionewhy
al bana yeni bir konu, araştırmam lazım bunu. bilimsel bir veri gibi sunulan bu bilgi, ne kadar doğrudur, katimidir ya da ne kadar esneknektir, değişkenleri nelerdir. ilgi çekici, teşekkürler koza68, üzerine düşüneceğim, okuyacağım ve gözlemleyeceğim yeni bir mevzu.
başlık ‘kadınların sinsi yanı’ olsa daha makul olurmuş.nacizane..
”kadınların sinsi yanı” = tüm kadınlarda sinsilik vardır”sinsi kadınlar” = sindirilen kadınlarda sinsilik vardırolarak algılıyorum.
oooofff üzerime sinsilik sindi…
yazıya yorum:kadın affetmez… örümcek sabırlı olanlar vardır içimizde… he he he… mesela ben! keh keh keh… sinsilik değil bunun adı… örümcek sabrı… düşünün hele örümcek sabrı nasıl olur? ya… evet işte aynen öyle…
sokar öldürürüm diyosun yani.
tatlı tatlı yapacaksın abicim… neyse kapayalım bu bahsi reca ederim 🙂