Dedemi son gördüğüm gün, derenin kenarında oturmuş, akıp gitmekte olan suya bakıyordu. “Geldin mi güzel kızım?” diye bana seslendi.İnsanın içine işleyen sıcacık gözleriyle bana baktı.Nereden bilebilirdim ki onu son görüşüm olduğunu, insanın içine işleyen tatlı sesiyle son kez seslendiğini…”Gel otur yanıma” dedi. “Seninle dede torun konuşalım.” Uzun uzun baktı bana. “Demek gidiyorsun, yuvadan uçma vakti geldi ha!””Öyle söyleme dede, alt tarafı üniversite eğitimi için evden ayrılıyorum. Yakında yine görüşürüz.””Tamam tamam dediğin gibi olsun. Ama benim için ne ifade ettiğini bir bilebilsen, benim için bir ay’ın bir yıl gibi geldigini sana nasıl anlatabilirim ki. Sen de haklısın. Ömür denilen yolun daha başındasın. Henüz önünde yaşanılması gereken yıllar var. Alınması gereken dersler var. İşte bu sürecin sonunda ancak beni anlıyabilirsin.”Usulca dedemin koynuna sokuldum. Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. “Dede seni çok seviyorum.” dedim. Bana gülümsedi. “Ben de seni seviyorum güzel kızım.” dedi.Birlikte dere suyunun akışını izlemeye başladık. “Sana söylemem gereken önemli şeyler var kızım. Beni dinler misin?” diye bana sordu. Yerimden doğrulup ona baktım. “Tabiki seni dinlerim.” dedim. “Sana bir kaç tane öğüt vermek istiyorum kızım. Bunları hayat yolunda yürürken, zorluklar seni yıldırırken uygulayacaksın.” diye söze başladı. “Omuzunda iki gözlü bir heybe olucak. İyileri, güzelleri, seni mutlu eden şeyleri ön tarafına; kötüleri, seni mutsuz eden şeyleri de heybenin arka gözüne koyucaksın. İkincisine gelince; bu bir ata sözüdür. “Zor oyunu bozar.” asla ben yapamam deme. Öyle bir zaman gelir ki, yapamam, edemem dediğimiz şeyleri bir de bakmışız ki yapıvermişiz, yapmak zorunda kalmışız. Bunları unutma kızım.”Dedem sözünü bitirince ona sıkıca sarıldım. “Unutmam dedeciğim. Bu sözlerin hep aklımda olacak.”Otobüse bindikten sonra hemen ailemin bulunduğu taraftaki cama koştum. Camı açıp onlara seslendim. “Hepinizi çok seviyorum. Bir kaç ay sonra yeniden görüşüceğiz.” dedim ve deli gibi el salladım. Dedemin de bana el salladığını ve diğer eliyle de gözlerinden akan yaşları sildiğini gördüm. Ona gülümsüyordum. Oysa bu onu son görüşümmüş.
yorumlar
“Gel otur yanıma” dedi. “Seninle dede torun konuşalım.”Buradaki konusma, tek tirnak isaretinin icinde olabilrdi, onun disinda duygu yuklu bir yazi..
Uyarınız için teşekkür ederim. Bir sonraki yazımda buna dikkat ederim.
PILLIBEBEKKUYUDA DİYOR Kİ, (27 ŞUBAT 2011 15:21)”Gel otur yanıma” dedi. “Seninle dede torun konuşalım.”buradaki tek sıkıntı “dedi” ‘den sonra nokta konulmasıdır.
ya bırakın imla kurallarını bende imla kurallarını beceremiyorum asıl olan anlatılmak istenen ona bakalım “Omuzunda iki gözlü bir heybe olucak. İyileri, güzelleri, seni mutlu eden şeyleri ön tarafına; kötüleri, seni mutsuz eden şeyleri de heybenin arka gözüne koyucaksın. İkincisine gelince; bu bir ata sözüdür. “Zor oyunu bozar.” asla ben yapamam deme. Öyle bir zaman gelir ki, yapamam, edemem dediğimiz şeyleri bir de bakmışız ki yapıvermişiz, yapmak zorunda kalmışız. işte bu eline sağlık nihansage
Konunun can alıcı yerini yakalamışsın zarifçe. Büyüklerimizin öğütleri her zaman bize yol gösterici olmuştur. Bugün bile annanemin öğütleri kulağımda küpedir.
Yazıyı yazı yapan unsurlardan biri imla kurallarıdır! Daha dikkatli ve daha özverili olmak işinize gelmeyince asıl olması gereken şöyle, asıl olması gereken böyle diye, saldım çayıra mevlam kayıra konuşuyorsunuz. Pehhh…
Bu yazıyı yazarken bir elimde kalem bir elimde de yazım kurallarını anlatan kitap vardı. Hatasız yazı yazıyorum diyemem, çünkü istemesem de hata yapabiliyorum. Sizlerin yardımlarıyla ve yorumlarınızla kendimi geliştirmeye çalışıyorum
sevgili nihansage bence pbk nin uyarılarını dikkate almalısın diğer yazar arkadaşlardan bazıları ti’ye alır onlara aldırma
Cok mersi, Zarifce..
Nihansage, benim de aynı başlıklı bir yazım var,DEDEM diye, duygu paylaşımı için aç oku istersen… Yazdıklarının bendeki anlamı büyük oldu, ellerine sağlık…
Yazını okudum il mare. İnsanın sevdiği birini kaybetmesi çok acı bir şey. Ama onları tanıyıpta hatıralarında yaşatması her şeye değer. Ben dedelerimi tanımadım. Her ikisi de ben doğmadan önce ölmüşler. Hatıralarımda sadece babaannemin silik hatıraları ve annanemin canlı hayali var. Çünkü annanem vefat ettiğinde 18 yaşındaydım. Bugun bile nasihatleri yolumu aydınlatır.
sanırım her iki dedemi de tanıma şansım olmadığındandır. dedelere karşı içimde hep sevgi ve özlem vardır.