Bu gün size her zaman anlatmak istediğim ama ukalalık diye yorumlanmasından ürküp (ay ne ürkek, ne cici bi kızdır bu dedirtebildim mi ki acaba) anlatamadığım ama içimde kalmasını istemediğimden hazır ‘’kim ne derse desin canım’’ diyebildiğim bi platformdayken yazmaya karar verdiğim bi konudan bahsedeceğim.
Başlığımda şu;Ben sevgililerini denYO’luktan alıp antonYO yapabilen sonra da Salma Hayek’lere teslim eden bi kızım… Nasıl mı? Şöyle izah edeyim;Oldubitti kendine güvensizlikten midir nedir annemin deyimiyle şöyle ‘’yanıma yakışır’’ bi sevgilim olmamıştır. Zaten çoğunlukla da ben seçmemişimdir onları.(Şimdi düşününce bunun da altında kendinde güvensizlik yattığını anlıyorum)
Hep benden hoşlanan birilerinin yaptığı kurlardan etkilenmiş ve bişii hissetmeye başlamışımdır.(bunu söyledim,söyledim geçenlerde o tarifsiz platoniğe tutuldum da gördüm anamın gününü..)Neyse diyeceğim o ki , sevgililerim her ne kadar bana hoş gelseler de genelde olabildiğince vasat sınıfından olmuşlardır.Evet ‘zeka ilk kriterim’ der dururum ama şimdi geriye baktığımda anlıyorum ki aynı zamanda da son kriterimmiş.Ben başka bişii aramıyormuşum galiba sevgililerimde..
Öyle olmasa üniversitedeki o büyük aşkıma, en azından o gün ‘ok’ demezdim. O beyaz üzerine mavi kocaman yapraklı bermuda shortuyla krem rengi çizgili klasik gömleğini ve ayaklarına da kösele ayakkabısını giyip yurt çıkışına geldiği gün.
Yaklaşık 2 ay peşimden koşmuştu,fakat benim yurttan bi kız ona deli gibi aşıktı ve bu da ‘’bana yakışmaz’’ diyordum ama o gece sabaha kadar , yurdun önünden kahvaltıya gittiğimiz cafeye kadar , elektrik direklerinden duvarlara,yollara,her yere ama her yere koca koca harflerle gerek renkli kartonlardan kesmek ,gerek spreylerle boyamak suretiyle ‘SANA TAPIYORUM ‘lar yazmış,bütün yurt ‘’Allahım kime acaba bu’’ diye çalkalanırken ben içim kıpır kıpır susmak zorunda kalmıştım.Sonra Betül (bizimkine tutuk olan hatun) bu yazılanların , kimden ve daha da kötüsü kim için olduğunu anlayınca artık ‘’ayyuka çıkanla ben de çıkarım’’ demiştim.Fakat sabah o kılıkta görünce önce alışveriş sonra seviş kararı aldığım sevgilim bi kaç ay içinde ‘’kıyafetler damat&tween’’ slogan kapağı oldu çıktı..Daha önce farkına bile varmayan kızların dikkatini çekmeye , okulda adı sanı bilinmeye falan başladı.
(Hatta benden sonra birlikte olduğu kızın, ayrıldıklarından bir süre sonra bana, mayası kaçmış hamur yavşaklığıyla ‘’ ben de sen ne buldun bunda diye merak edip birlikte oldum ama sonra bir gece anladım ‘’ dediğini de söylemeliyim.(Nasıl bir okulmuş ama di mi bizimkisi. Şimdi bu kızcağız şimdi nerde ne yapıyordur ki acaba)
Neyse sadece o da değil evlilikten sekip ebemi s..en ilişkim de aynen böyle bi duyguyla başlamıştı.Meyve sebze halinde ıspanaklar, havuçlar ve kabzımallarla uzun vakit geçirdiğinden lahana gibi giyinmek ve hıyar gibi konuşmakta bi sakınca görmeyen ama kabuğunu soyduğumda eve geldim bin tane şeklinde beni şaşırtan en son sevgilim. Bilirsiniz kabzımallar ; adının meymeneti kaçmış bi meslek grubundan olup , paranın damına çıksalar gelişme gösteremeyen insanlardan oluşur.Kısaca Kabzımala altın avokado verseler,kabzımal yine kabzıMAL ‘dır .Bir çoğu son model arabasıyla gece kondu mahallesindeki , henüz koltuk takımıyla bile tanışmamış,sedirlerle döşeli evine,güllü basmalı karısına gidip ekmek yaptıran ,yemek için masa değil de yer sofrası alışkanlığından ya da yer yatağından vazgeçememiş modellerdir.Mesai arkadaşı olan kerevizden , sadece onca parasını diğer kabzımal arkadaşlarından gördüğü araba ve cep telefonlarına harcamayı akıl edebilecek kadar farkı olan bir meslek grubu..
Neyse anlayacağınız benim yıllardır bunlara maruz kalarak çalışan sarımsak kokulu yarim de ilk beraber olduğumuz dönemde tanıdığı en zeki kız olduğumu söyleyip,giy dediğimi giyip, soy dediğimi soyarken ( ki en hoşuma giden hali de buydu zati) benim mikserden geçince beni beğenmez olmasın mı??
İlişkimizin başında gittiğimiz club larda ‘’ e nerde oturacağız” diyen ve rakı söyleyen adam , benim kafamın kaldırmadığı club ların müdavimi olduktan ve votka-red ile tanıştıktan sonra beni avam bulmaya başlamasın mı?
Bol ve dökümlü , hacı modeli kumaş pantolonlarını, ekose gömleklerini çıkarttıktan, kıskançlığından gittiğim spor klubüne üye olup fitleştikten, kırık ön dişini benim zorumla yaptırıp, başlangıçta anlam veremediği esprilerimi de çaldıktan sonra beni aldatmaya başlamasın mı?Başlasın başlasın tabi.Ben buna kendine giren şemsiyeyi ‘’açın açın’’ diye bağırmak diyorum işte..
Aslında daha çok sayıda örnek olmasına rağmen,gerek herhangi birinin okumasından ürktüğümden ( ay walla pek ürkek bi kızım ben gerçekten de canım!!) gerekse diğer örneklere örnek teşkil edecek kadarını anlattığıma inandığımdan ve şişkinliğim de geçtiğinden bu kadarını yazıyorum.Diğer sevgililerimin de E.Ö ve E.S. sini hayal gücünüze teslim eder bu abuk itirafımla kafanızı şişirdiğim için özür dilerim..Kalın salıncakta….(Ayy ne komiğim di mi? Erkek arkadaşlarına da bu esprileri yapıyor sa ondan bitmiştir bunun ilişkileri dediğinizi de duymadım sanmayın!!!)
yorumlar
kasap bi sevgilin olsun da gör ebenin kukusunu
mutsuz olmaya aday kadındır.
ayrıca o laf ananın günü değil kopanistinin de işaret ettiği gibidir.
teşekkür ederim sayın manson
hmm..hoş bir anlatım tarzı, iyi.
sarmısak kokulu yarden kasıt nedir? bu bir hakaret midir sevgi sözcüğü mü? hakaretse bir sarmısak sever olarak tepkimi koyacağım. açıklamaya göre tavır belirleyeceğim.
Ben E.A. yı bi bulayım biliyom yapcaamı sörsi,
bravo, işte budur..
yavrum 3 tane yakaladı tarayıcım lan, bi tesadüf mü diyosun
kopp varıs gerçek bi pc çöktü dönmeeee
ayvayı yedik lan, bütün sistem gitti, bunu da mı yapcektiniz lan, ahhh salak kafam ahhhh!
sörsi vayrıs yolliiii. bulaşmayın, dokanmayın anam bacım.
tarayıcılar çalışıyo, alıngaçlar açık, hede hödö kalkanları tam kapasite, mister spak ışınlayıcıyı bozmuş, geri döndüremiyoz, kaldı gariban manson’un verandalı göl manzaralı çöp öğütücüsünün içinde
Sapık bu sorsi yaww. Abawww, benim sisteme de yoladı. 69 tane çıktı hemde kop.
sen gene iyisin benimki dabıl 69 oldu, nerdesin mister spak, aloo, uhura gel çabuk buraya kumanda 10 dakklığına sende
şimdi size bi anımı anlatacağım. ben küçüğüm. çok esmerim o zaman. şu an sarışın 180 boyunda mavi gözlü olabilirim ama o zaman çok esmerim işte. yağmur yağıyor ben de apartmanın penceresinden dışarı bakıyorum. aşağıda bir grup ufak çocuk var. ( ilkokul öncesi yaşlarında) beni parmaklarıyla gösterip yağmur yağıyor seller akıyor arap kızı camdan bakıyoru söylediler. o gün bugün çok korkarım ben vayrıstan.
Buradan itiraf ediyorum. O aşağılık ebola virüsünün kaynağı bendim. Önce sorsi’ye, ondan da manson ve kop’a bulaştırdım. Ama benim virüs kop’un bünyedeki diğer virüslerle çiftleşerek acaip yeni virüsler doğurmuş. Dolayısıyla iş çığrından çıktı. Ama The WHO (Yane, Dünya Sağlık Örgütünden) pedofili Peter Dennis Blandford Townshend’in de yardımıynan olayı çözdük.Cümleten geçmiş olsun.
hayvansın ant, senin yüzünden sörsi bana çok fena kızdı, aramız düzelmezse seni orklara yedirecem bundan emin olabilirsin
benim de gözüme kızgın şiş soktu ant. ne olacak şimdi.
Ben sorsiriğin onu “içime bi yılan kaçtı” kıvamında şefkatle besleyeceğini düşünmüştüm. Ne biliyim küvet deliğinden size yollayacağını.
sus ant sus, konuştukça batıyosun bugün çelsinin attıkları sana girsin işallah
Günün bittiği yer.
bütün günlerin bittiği yer.
misafirliğe gittiğiniz de size yapılan çerez ikramına ”neden bunda antep fıstığı yok,doldurmuşsunuz leblebileri” falan dionuzmu siz?bu da öyle bi yalandan yazı işte.Belgesel niteliği yok ki..içimden geldi yazdım,sizin de içinizden gelmiş okumuşsunuz.Ne şikayet ediyonuz anlamadım ki..umduğunuzu değil , bulduğunuzu yiyin bakiimm,ne ayıp şey.!!
evet diyoruz, antep fıstığı olmayan eve gitmem