Kalktığınız andan itibaren yatana kadar her şeyin son derece berbat olduğu bir gün mutlaka geçirmişsinizdir.Şimdi yine böyle bol cinnetli bir gün hayal edelim…
işte ilk cinnet.sular kesik ve yağlı saçlarla ortada kalıvermişsiniz.Neyse her şeyin bir çözümü var diyerek yağınızı kamufle ettiniz.
ikinci cinnet:kendinizi sokağa attınız ve koca bir kalabalığın içinde kaldınız.Gideceğiniz yere yetişmenin mümkün olmadığı bir kalabalık.Toplu taşım araçlarına binmeye çalışırken kavga ettiğiniz amcalar teyzeler de ayrı…Günün artasına geldiğinizde yeter bu kadar terslik diye isyan edip oturursunuz bir yere.soluklanmak için. Böylece bir sonraki cinnetin temelleri atılır.Berbat bir servisle karşılaşıp saatlerce sipariş beklersiniz.on kere sipariş tekrarlamanıza rağmen…Fatura yatırmak gibi bir işiniz de bu güne denk gelirse eğer.Bütün cinnet sebeplerini zaten en baştan bir araya toplamışsınız demektir.Faturanın altında ismi yazmasına rağmen tahsilat yapmayan bankalar ve ukala memurlarına karşı tüm dikenlerinizi çıkarıp yola koyulun!
Yine yorulduk artık. Bu sefer akıllanıp bir yere oturmazsınız.Bir marketten su alıp mütevazi bir soluk alacaksınızdır ama kasada para beğenmeyen bir kasiyer vardır.
O kadar terslikten sonra iki adım yol,taksi tutayım diye düşünürseniz başınıza gelecek iki cinnetlik alternatif var:ya duraktan taksi kaldırırsınız yol boyu o kadarcık yol için taksi kaldırdığınıza dair başınızın eti yenir ya da yoldan taksi çevirdiğiniz için duraktaki taksici ile bindiğiniz kavga eder…Eve geldiğinizde kapıda da kalırsanız her şey tamam olur.ama o kadar da değil sanırım!!
yorumlar
en güzeli markete girdiğinde 10 tane kasadan 2 tanesinin açık olması, sıranın titanik kadar uzun olması, kasiyerin cakkada cakkada sakız çiğneyip geviş getiren inek gibi yavaaaş yavaaaaş çalışması, sıradaki yaşlı ve asabi teyzenin keçileri kaçırması neticesinde ortamın bir anda fener maçında arsenal gollerine tezahürat yapılan deprem görmüş binanın zangır zangır sallanmasına benzer sinir katsayısıyla alevlenmesi, netice itibarıyla gayet sakin aldığın herşeyi olduğu gibi bırakıp az ilerdeki markete gitmek. hiç öle cinnet minnette yok, adam gibi çalışsınlar ya!
bu sabah işe normalden yarım saat erken geldim. yani tam açılış saatinde. elemanlardan ikisi yok. hayatımda delirmediğim kadar delirdim. her geleni ayakta diğeri gelene kadar beklettim. kalfayı ayırıp ölesiye payladım. sonra hiyerarşiye göre hepsini gözümden alev fışkırarak payladım. ellerim titredi sesim çatladı.hepsinin yarı maaşını kestim. bundan sonra işe ilk geç gelecek kişiyi de şanslı seçtim işten çıkaracağım.cinnet ve cinnetle başa çıkma teknikleri konulu yazımız burada sona eriyor.bkz. bi rahat verin be.
geçtiğimiz yaz “susuzluk cinnetini” yurdum insanından yaşamayan kaldı mı acaba?!
sefam olsun, pardon sefa sağolsun. 5 milyar dolarcığa yaptırıp bütün kocaeliyi 85 sene boyunca hazineye borçlandırdığı küçücük baraj ve süpersonik arıtma sistemi sayesinde biz hiç susuzluk yaşamıyoruz. tabii ben merkezde olduğum için böle, ilçeleri, köyleri bilmem.bittabii karayalçın gibi tekrardan belediyeye aday olması pek çok kişi içün cinnet geçirip katliam yapma bahanesi olabilirsede “şark cephesinde yeni bişi yok”.
birisi hemen caner cinneti sonucu bardağı kafasında kırması ve erol büyükburcun saksi değilim en çok bana soracaksınız videolarını koysun.
hemen
başka birşey mi dileseydim yahu demeden edemiyor insan oysa denemeli bence zira herşeyin bir oluru var.
Mansom sen emret yeter. Dilemekte neymis…
estağfurullah.