Süresiz zamanların kozasını yırtan benliğim, şimdilerde esir bir yüreğe göz kulak oluyor. Birkaç adım gider gitmez yıkılacağını bildiğim esareti, giriftli çıkmazlarda çetrefile dönen zencefil rengi sevdalarda kapaklanıyor buluyorum; kalakaldığım bir deste gözyaşıyla. Açsa avuçlarını… Kendine kapadığı yüreği gibi açsa biliyor ki dualara esir, süresiz bir esaret daha el ayak olunası bir keşmekeş çanları çalacak. Ya ben! Kendime bile ait olmayan bir göz kulak ve bir el ayaktan mı ibaretim? Sürüklenesi mecburiyetin özgürlüğü, sürdürülesi bir esarete mi esir? Sürüncemede bıraktıklarım bir mevsim gibi… Gün güne, gün güneşe artıyor gecenin koynunda doğan yıldız misali. Ne kadar uzun kaldığının hiçbir önemi yokmuşçasına kalkıyor yine o zencefil rengi sevdalara… Sağır bir özgürlük fısıltısı salınıyor kulaktan kulağa: “Yaşam, es işareti verilmiş bir durak.”Bir beden kendine geliyor. Sarınıyor kendine, kendi kendine…Bu sefer kimin için çalıyor çanlar!23/12/2009
yorumlar
çok edebi imgelemler betimlemeler
ayh daraldım valla
sevde güzel yazıyorsun velakin şu oynak fotoğraflar bütün büyüyü bozuyor
bi zahmet takıver usta
Trigger bu, 40.000 ile 60.000 arası..
🙂 hayta ismail iyi misin kuzum ikidir ses çıkarmayayım diyorum ama ne ifade etmek istiyorsan söylesen diyorum…”yazık” ve “kayış kopmuş” derken ne anlatmaya çalışıyorsun acaba ya da ne anlamalıyım yani…
Sayın Simulten teşekkürler beğeniniz. Resme gelince de o anki duygularım bu resmin uygun olduğunu hissettiriyordu bana ben de ekledim…Son kısımla bağdaşıyor sanki …
naçizane fikrimdir efendim
canım sıkkın
bir beyaz kağıdaher şey yazılabilirsenin dışındagüzelliğine benzetme bulmak zorsen iyisi mi sana benzemeye çalışanher şeydenbir gülden bir ilk bir sonbahardan sorbelki tabiattadır çaresisenin bir çiçeğe bu kadar benzemeninve benimbilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğimanlarım bitkiden filanama anlatamamtoprağın güneşle konuşmasınısana çok benzeyen bir çiçek yoluylasen bana ışık ver yeterbende filiz çokköklerim içimde gizlidirgelen giden açan soran bere budak yokbir şiir istersiniçinde benzetmeler olankusura bakma sevgilimheybemde sana benzeyecek kadargüzel bir şey yoksağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktıraşk sorgusunda şahanemyalnız kelepçeler sanıktırne yazsam olmuyorçünkü bilenler hatırlarhem yapılmış hem yapma çiçek satanlarbahçıvanlar değil tüccarlardırsen öyle gözsen öyle toprak ve güneş ortaklığısen teninde cennet kayganlığı ikensana şiir yazmak ahmaklıktırsana bakmakbir beyaz kağıda bakmaktırher şey olmaya hazırsana bakmaksuya bakmaktırgördüğün suretten utanmaksana bakmakbütün rastlantıları reddedipbir mucizeyi anlamaktırsana bakmak allaha inanmaktırYILMAZ ERDOĞAN
ibadet saatlerimde güneşte gölgeler arayan ben sonsuza cezalandırıldımYILMAZ ERDOĞAN
Sayın Simulten eklentinizi yeni okuyabildim. Valla Yılmaz Erdoğan’ın bu şiiri bir buhteşemdir.Çok Teşekkürler!özellikle de şu mısraları örselenmiş bedenleri ve sevdaları çok güzel anlatır bir tezat ifade ederek.“sen bana ışık ver yeterbende filiz çokköklerim içimde gizlidirgelen giden açan soran bere budak yok”
Ondan şüphem yok da sayın HaytaAzrail:)peki sıkmam canımı:)
Umarım can sıkıntınız geçmiştir kahvekokusu…
sana bakmakbir beyaz kağıda bakmaktırher şey olmaya hazırsana bakmaksuya bakmaktırgördüğün suretten utanmaksana bakmakbütün rastlantıları reddedipbir mucizeyi anlamaktırsana bakmak allaha inanmaktırevet sevde neresinden bakarsan bak güzel bir şiir
KUŞE-İ NİSYAN…Hüznünü kovan kuşlar dolanıyor havada…Sessizlik var kanat çırpışları dışında…Bir sukut dilleniyor çığlıklarında…Kanatlarından düşen umut tüyleri…Salınıyor sessizce yeryüzüne…Hüzün kovuluyor gökyüzünden…Çığlıklar eşliğinde uzaklaştırılıyor…Kanatlarından…Üşütmüş düşlerin var geceye dair…Planların kırmızıya serilmiş…Bir mühür basılmış tenine…İmzasız sevişmeleri…İz bırakmıyor değdiğinde tende…Bakışların boşluğa kinleniyor…Yokluğa karışmak…Faili meçhul şehit gözlerinde buluşma anı…Bir bileyiş kinli bir dişleyiş…Hedef alan sınırı iz bırakırcasına belirleyiş…Gözler de kaybolmak…Kapanış aralığından seyre dalmak…Hayra yormak düşlediğini…Son kez bakmak ölüm soğukluğunda…Hayırsızca teninde…Varlığa karışmak…Maltoferfol…—Nefis olmuş Öbür Yarım…Zencefil Rengi Sevdalara Sal Beni…