provakasyon, bazen çağdaşçılar kadar narsist olmak demektir, bazen biz kaç kişiyizciler kadar diktatör olmak demektir, bazende ibne köşeci gibi ihtilalci manyak olma demektir.zürriyetse boktan bi paçavra demektir.
ne doguluyuz ne batili, hem doguluyuz hem batili.Bedri Rahmi`nin dedigi gibi;oglum mernuş,sen ne tarih ne cografyane şu ne busunsen otobusu kacirmis bir milletin cocugusun.
provakasyon, bazen oligarşik statükocuların kan içmek istemeleri ölüm çığlıkları atmaları demektir, bazen çağdaşçıların başvekil astırma huylarının gıpraşması dimektir, bazen sanatçı bozuntularının “yenildik, gidiyom bu memleketten, para verirseniz başka ama!” demesi demektir, bazende masonik dümbüklerin yalan manşet attırmaları demektir.zilliyetse boktan bi paçavra demektir.
şerrefsizler hızlı başladılar provakasyonlara. dün bizim burda bi caminin kadınlar kısmını yaktılar, mersinde 2 tane kızın bacaklarına kezap püskürtmüşler. istanbuldaki alışveriş merkezlerinden birindede ortalık yerde namaza durmuş dingilin biri. hızlı başladılar şerrefsizler, başlarına patlar inşallah.
bi siktir ol git çay demle silikon beyinli maymunumsu, dinci fundolar çindeki bütün budistlerle birlikte, sana girmek için geliceklermiş. başka kapıya hade, naş hade naş.
hic bir zaman seviyesi yoktu ki simdi olsun.gerceklerle yuzlesemeyince en ilkel savunma modu olan kufretmeye geciyor; zira kendisi tartismayi bilmeyen bir olusumdur. beyni cevizden de kucuk bu mutantin anne karninda gecirdigi travma ve asiri ezici aile baskisi yuzunden hayati ogrenme, mukayese ve muhakeme yetenekleri yok edildiginden, yapabilecegi tek sey takilmis plak gibi dogmatik fasist propaganda yayini yapmak (o da kendi dusunceleri asla degil, bir yerlerden ellerine hazir metin veriliyor) ve karsi goruslu insanlara diz refleksi ilkelligiyle saldirmaktir.
@sahlanankoc Amiral gemisi namlı mekanın son haftalardaki yazılarına bir göz at. Bir de ertuu’nun köşe yazılarını takip et. Önce Aydın Doğan’a , tüpraş, hilton arazisi vs’ye oradan Veli guççük’e, yolun daha da açıksa 1. numaraya kadar uzanırsın. Yolun açık olsun.
Şu anda haberleri izliyorum ve Hürriyet adlı gaste kağıdında okuduğum kısa etek giydiği için bacağına asit atılan kızın kendi röportajını dinledim. Kız diyor ki: “Benim eteğim o kadar kısa değildi. Zaten bu tarz şeyleri tek bana değil uzun etekli kızlara da yaptılar. Gazetelerde yazanların gerçekle alakası yok, bazı sapıklar kızları taciz ediyo burada.”Sanırım o sapıklar kızların ve kadınların sadece başörtülerinden değil eteklerinden de rahatsız.
aydınım doğanım, erke dönergecini taktırdın bunlara, maliyet 0 enerji sonsuz ama mazot yakıyolar be aslanım, çok pis gürültü ve koku var, bi el atsan diyom. sonna 70ini devirmişin, bu yaştan sonna şah olsan ne yazar padişah olsan kim takar, vazgeç bu iktidar manyaklığından güzelim, kalan ömrünün gıymatını bil. yoksam sende gözünü sadece toprakla doyuranlardanmı olacan?ertu cum, o kadar çok baarıyosunki bu kadarda aleni üçkaatçılık yapılırmı sorusu hemmen “akıl akıl gel takıl bana, hayatında görmediğin taklayı attırayım sana” tadında yapış yapış yapışıyo yane. boşuna psikolocik savaş, laiklik, irtica, şeriat, mahalle baskısı, poaş, tekel, süperlig ayaklarına yatma ertu cum, koktu bu ayaklar. seni bi tatile gönderelim be güzelim, şu kadar senedir çöreklendin o koltuğa, kıçın yapışçak nirdeyse. kalk bi dünyayı gez güzelim, ferahlarsın, bilvesile bizde kafamızı dinleriz.arka sayfa güzeli seçme işine kendin bakmaya devam ediyon herhal, sen hürinterinet köyünün muhtarlığına beni getir ertu cum, çekirge gene ebeveyn filtrelerine yakalanmaya başlamış. porno site kıvamına döndürecek nerdeyse.
ertu cum, önüne gelen habere balıklama atlama, sülfirik asitli şırınga sana batar sonra.anladık, rahatını, mevkini, şöhretini kaybetmek istemiyosun da yapacaan işleri birazcık akıllıca yapsana yaw! sonunda böle kıçında şemsiye açılmış gibi olmakta var. sana diil, seni okuyanlara acıyom valla.mehmet özcuhacioglu 15/02/2008 – 0:31Bu cesareti malesef bu Hükümet verdi, Ve bundan sonrasi yasanacaklardanda bu Hükümet sorumludur.atacans asdasd 15/02/2008 – 0:27iran gibi aynı hatta.. ordada insanları kapanmaları için kezzaplıyolardı burdada yakında öyle olur.kemal özlü 15/02/2008 – 15:34Acaba sayın başbakanımız bu olaydan sonra bacaklarına kezzap atılan kızımıza telefon açıp ben senin arkandayım demiş midir? Ne dersiniz?kenan yücel 15/02/2008 – 15:34Bunlar daha iyi günlerimiz,kadrolaşma tamamıyla bitince göreceksiniz asıl olacakları.Sokağa bile çıkamayacak bayanlar.herifler zati heyheyli, seni okuyunca iyice zıvanadan çıkıyolar, gel gdelim ziganaya diyolar. madem yicektin bu mokokoyu, çölajanını niye kovdun, hakikisi varken sahtesine kim bakar be ertu cum?
Okuzlerin kagnisi, Japon Basbakani Fukuda 71 yasindadir. Kafan dunyada yas degil tecrubenin onemli oldugunu algilayamiyor ne yazik ki. Dogru ya sen kafani naylonla sikanlardansin ki, kan gitmiyor beynine.
silikon beyinli maymunumsu, bi siktir ol git o çayı tekrar demle. çinliler yetmedi heralde, caponlarda sıraya girmiş, zevkten uçurucaklarmış seni. kıllı kemik torbası, git başka kapıya havla, naş hade naş.
gerceklerle yuzlesemeyince en ilkel savunma modu olan kufretmeye geciyorsun.kendini savunamayacak kadar aciz, tartisma yurutemeyecek kadar yeteneksiz, sorgulamayi beceremeyecek kadar cesaretsizsin.
bre kıllı kemik torbası, seni ciddiye alan biri varsa o seninle konuşsun. senin fikir dediğin o hezeyanların içine köpekler sıçsın. al o içine köpek sıçasıca saçmalamalarınıda ikile, yada yürrüüüü ense traşını görelim. naş hade naş.
ertu cum gene dönmüşsün 180 derece. bi türlü tutturamadınız şu provakasyon yemeğinin kıvamını, tikkat etde altını yakmayasınız. böle yağ yakmaya devam edersen korkarım aydınım doğanım sana tekmeyi basacak, yerine yeni birisini bulacak. hade güzelim, son düzlüğe ulaştın, son bi gayret daha.
ertu cum, sen yaşlandın artıkın, beceremiyosun bu provakasyon şiş kebaplarını. bi tanıdık var, hamili kart yakinimdir deyu seni ziyarete gelicek, ilgileniver.kendisi kafadan çatlak olup çok güzel provakasyon yemekleri yapar, senin gibi altınıda yakmaz. tek kusuru haddinden fazla konuşup yağ yakmasıdır, o sebepten kimse ciddiye almaz ama o kadarcık kusur bilim karılarında bilem olur, takma kafana.provakatörler kıraliçası -çariçasıda diyebilirsin, zira biraz manyamış- yarın sana gelicek, evropada purofüsürfüsürlerle akşam yemek yediydim diye hava basmaya çalışırsa söndür havasını gitsin, sallıyodur büyük ihtimal!
İçerden mırıldanmalarGözlemlediğim odur ki, korkutan tülbent değil, türban. Niye, çünkü, derin belleğimizdeki hayırhah kadının uzantısı tülbent. Döner yara sarar, döner kırık kol bağlar, döner sancılı başı sıkar… hastanın terini siler, yavukluya armağan olur, hasreti iyileştirir. Nurani yüzleri çevrelerken anılır…Türban öyle değil. Çünkü, türban, İslâmi tesettüre ilişkin en katı (dilerseniz, en erkeksi) yorumun benimsendiğinin ilânı hüviyetindedir; ve dolayısıyla, kadına ilişkin tüm diğer yorum ve kuralların da kabullenildiğini ima eder. Bunların arasında kötülük, fitne ve uğursuzluk kaynağı olmamızdan başka, dinen ve aklen dûn (eksik) yaratıldığımız, namazı bozan köpekler ve eşeklerle bir tutulduğumuz şeklinde…haysiyetimizi rencide eden yorumlar vardır. Türban, bu yorumların zımnen kabulü olarak görüldüğü için korkutur.Kadın/ana koşulsuz sevginin simgesidir…Hiç bir ideolojinin yada toplumsal kurgunun ya da inancın selâmeti anayı çocuklarını feda etmeye iknaya yetmezken, kadın, pederşahi kuralların inşa ettiği dünyanın iflâh olmaz muhalifi olarak tebarüz eder. Bu iflâh olmaz muhalif, yeri geldiğinde tüm kuralları çiğneyecek, oğlan ya da kız, suçları ne olursa olsun, doğurduklarının esenliğini sağlamaya çalışacaktır. “Ağlarsa ana ağlar gerisi yalan ağlar” olgusu, kadın unsurunun beşere sunduğu eşsiz sığınağı minnetle ulularken; kadının kendisi yeryüzünde gözlenen tüm karışıklıkların (fitnenin) müsebbibi olarak takdim edilir, dünya kurulalı beri.Hint’in kutsal metinlerinde, “doğuştan düşüncesiz ve hilekârdır” kadın… Buda, öğretisini sulandıracakları için kadınların rahibe olmalarına karşıdır. Ortodoks Yahudi erkeklerinin sabah dualarından biri, “Beni bir kadın olarak yaratmayan Kâinatın Yaratıcısı Efendimize hamdolsun.”… Hıristiyan geleneğinin başat bileşeni, kadının kötülük, ayartma ve günahla özdeşleştirilmesidir… Hayrın ve şerrin, cinslerdeki karşılıkları erkek ve kadın olarak belirlenirken, yeryüzüne kötülük bulaştırdıkları gerekçesiyle kadınlardan topluca tövbe edip, günahlarını affettirmeleri talep edilir… İslam’da, “Ümmetim için kadın fitnesinden daha büyük bir fitne kaldığını bilmiyorum” mealindeki cümlenin Hazreti Muhammed’e ait olduğu bildirilir. “Allahım bizi kadınların şerrinden, fitnesinden ve onlarla imtihan olup kaybetmekten koru” mealindeki duanın(3) varlığı, semavi dinlerin ortak tutumlarının yansıması olarak belirir…Öte yandan, 1900’lü yılların başlarına kadar medeni dünyanın hemen her ülkesinde bir eş, kocasının gölgesi, uzantısı, parçası olan kadın, dünyayı saran değişimden nasibini alacaktır. “Yeni kadın” erkeğin bir refleksinden ibaret olmayı kabullenmeyen, yardımcı oyuncu rolünü reddeden, kendisine ait bir içdünyasına sahip, coşkulu, bağımsız, özgüven sahibi, yaşamını bir başına sürdürmeyi göze alabilen kadındır.Yeni kadın, erkeğin ne gönlüne ne de aklına hitap eder. Erkek cinsinin en duyarlı zümresi iken şairler, yeni kadını ne görürler, ne duyarlar, ne anlarlar, ne de ayırt ederler… Edebiyat, ihanete uğramış, terk edilmiş, acı çeken kadınlar, intikamcı zevceler, büyüleyici aşifteler ya da iradesiz, renksiz, sade, şirin kızlar üretmeyi sürdürür…Yaşı ne olursa olsun, erkeğin kanatlarının altında olmayan kadın, ana muamelesi görür. Özetle, kadının ne olup olmadığı erkekler tarafından kadınlar üzerinden tartışılan bir süreç olmaya devam eder; günümüzde türban meselesinde gördüğümüz gibi…Yeni kadının tecrübesi, yeryüzündeki yaşamın somutta ispatlanan aşkla ayakta kaldığı şeklindedir, yasalarla değil… Gerektiğinde baş örten, gerektiğinde yara saran tülbent, kadınlara mahsus bilginin kadim nakil aracı olarak görülür. Bu bağlamda, türban, kadınlık bilgisinin bastırılması, diğer bir deyişle, kadının kadına ihanetinin dışavurumu olarak algılanabildiği için korkutur.Türk toplumun eriştiği tarihinin bu noktasında, yargıç kürsüsündeki yerini dişiyle tırnağıyla elde etmiş yeni kadın, tanık mahallindeki hemcinsinin şahitliğini irade ve akıl bakımından erkeklerden daha zayıf olduğu gerekçesiyle reddetmeyi aklından bile geçirmezken, dünya ve kâinat görüşünü türbanı aracılığıyla ilân eden kadın yargıcın vereceği hüküm, erkek cinsi lehine cinsiyet ayırımı yapacağının peşinen kabulü demek olacağı için korkutur. Benzeri korkular tıptan sahne sanatlarına, öğretmenlikten turizme kadar hemen her uğraş dalında nüksedebilecek; yalnız seyahat edememekten yönetici kadrolarından uzak durmaya varıncaya kadar çok sayıda olası yasaklar gündemde kalmaya ve ürkütmeye devam edeceklerdir.Bana sorarsanız, türban sorunu işbu “kadının kadına ihaneti” olarak ifade ettiğim açmazda düğümlenmektedir. Bir kısmımız türbanı egemen erkeklerle kadınlar aleyhine yapılan bir ittifak olarak değerlendirirken, diğer bir kısmımız yasakçılarla birlikte hareket etmek suretiyle kendilerine tekâmül yollarını kapayan hemcinslerinin ihaneti olarak görebilmektedirler. Her halûkârda, konu üzerinde tartışacak, uzlaşma zemini arayacak, meseleyi çözüme ulaştırmaya çalışacak olan kadınlardır; kadınlar üzerinden ahkâm kesen muhalif ya da muvafık erkekler değil.Alev Alatli
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
provakasyon, bazen çağdaşçılar kadar narsist olmak demektir, bazen biz kaç kişiyizciler kadar diktatör olmak demektir, bazende ibne köşeci gibi ihtilalci manyak olma demektir.zürriyetse boktan bi paçavra demektir.
çok haklısın aynen katılıyorum
aslan kemalistler mu`minleri kana bogacaklar🙂
Aptallar icin basortusu kilavuzu
güzeller için başörtüsü modelleri
Hanfendi,sophie Loran kadar musluman ucuncu sinif bir model kadar cekici…
hem müslüman, hem 1 sınıf çekici model olsun istiyosun yane…
ne doguluyuz ne batili, hem doguluyuz hem batili.Bedri Rahmi`nin dedigi gibi;oglum mernuş,sen ne tarih ne cografyane şu ne busunsen otobusu kacirmis bir milletin cocugusun.
provakasyon, bazen oligarşik statükocuların kan içmek istemeleri ölüm çığlıkları atmaları demektir, bazen çağdaşçıların başvekil astırma huylarının gıpraşması dimektir, bazen sanatçı bozuntularının “yenildik, gidiyom bu memleketten, para verirseniz başka ama!” demesi demektir, bazende masonik dümbüklerin yalan manşet attırmaları demektir.zilliyetse boktan bi paçavra demektir.
şerrefsizler hızlı başladılar provakasyonlara. dün bizim burda bi caminin kadınlar kısmını yaktılar, mersinde 2 tane kızın bacaklarına kezap püskürtmüşler. istanbuldaki alışveriş merkezlerinden birindede ortalık yerde namaza durmuş dingilin biri. hızlı başladılar şerrefsizler, başlarına patlar inşallah.
iş bu haberlerin linklerini de atar mısın lütfen oguzkagan35.. bu hadiseler ile ilgili bir çalışmamız var kaynak lazım..
namaz , kezzap, cami yakma
eyvallah.. sağolasın..
caponlar bu işlerede dadandıysa işimiz var yane!
Dinci Fundolar kadinlara saldiriyorlar bu UBERSALAK da cikmis “statukocu cagdasic oligarsik diktator hede hodo” diye soylev veriyor.Ilkokul cocuklarina kriminal DINCI Fasistler KIZLARIN ETEGI KISA diye asit siringalamislar.
bi siktir ol git çay demle silikon beyinli maymunumsu, dinci fundolar çindeki bütün budistlerle birlikte, sana girmek için geliceklermiş. başka kapıya hade, naş hade naş.
seviyeli ortamı bozma müdür, ayıp oluye…
eyi, öle ossun bakem.
hic bir zaman seviyesi yoktu ki simdi olsun.gerceklerle yuzlesemeyince en ilkel savunma modu olan kufretmeye geciyor; zira kendisi tartismayi bilmeyen bir olusumdur. beyni cevizden de kucuk bu mutantin anne karninda gecirdigi travma ve asiri ezici aile baskisi yuzunden hayati ogrenme, mukayese ve muhakeme yetenekleri yok edildiginden, yapabilecegi tek sey takilmis plak gibi dogmatik fasist propaganda yayini yapmak (o da kendi dusunceleri asla degil, bir yerlerden ellerine hazir metin veriliyor) ve karsi goruslu insanlara diz refleksi ilkelligiyle saldirmaktir.
@sahlanankoc Amiral gemisi namlı mekanın son haftalardaki yazılarına bir göz at. Bir de ertuu’nun köşe yazılarını takip et. Önce Aydın Doğan’a , tüpraş, hilton arazisi vs’ye oradan Veli guççük’e, yolun daha da açıksa 1. numaraya kadar uzanırsın. Yolun açık olsun.
Şu anda haberleri izliyorum ve Hürriyet adlı gaste kağıdında okuduğum kısa etek giydiği için bacağına asit atılan kızın kendi röportajını dinledim. Kız diyor ki: “Benim eteğim o kadar kısa değildi. Zaten bu tarz şeyleri tek bana değil uzun etekli kızlara da yaptılar. Gazetelerde yazanların gerçekle alakası yok, bazı sapıklar kızları taciz ediyo burada.”Sanırım o sapıklar kızların ve kadınların sadece başörtülerinden değil eteklerinden de rahatsız.
OKU
aydınım doğanım, erke dönergecini taktırdın bunlara, maliyet 0 enerji sonsuz ama mazot yakıyolar be aslanım, çok pis gürültü ve koku var, bi el atsan diyom. sonna 70ini devirmişin, bu yaştan sonna şah olsan ne yazar padişah olsan kim takar, vazgeç bu iktidar manyaklığından güzelim, kalan ömrünün gıymatını bil. yoksam sende gözünü sadece toprakla doyuranlardanmı olacan?ertu cum, o kadar çok baarıyosunki bu kadarda aleni üçkaatçılık yapılırmı sorusu hemmen “akıl akıl gel takıl bana, hayatında görmediğin taklayı attırayım sana” tadında yapış yapış yapışıyo yane. boşuna psikolocik savaş, laiklik, irtica, şeriat, mahalle baskısı, poaş, tekel, süperlig ayaklarına yatma ertu cum, koktu bu ayaklar. seni bi tatile gönderelim be güzelim, şu kadar senedir çöreklendin o koltuğa, kıçın yapışçak nirdeyse. kalk bi dünyayı gez güzelim, ferahlarsın, bilvesile bizde kafamızı dinleriz.arka sayfa güzeli seçme işine kendin bakmaya devam ediyon herhal, sen hürinterinet köyünün muhtarlığına beni getir ertu cum, çekirge gene ebeveyn filtrelerine yakalanmaya başlamış. porno site kıvamına döndürecek nerdeyse.
ertu cum, önüne gelen habere balıklama atlama, sülfirik asitli şırınga sana batar sonra.anladık, rahatını, mevkini, şöhretini kaybetmek istemiyosun da yapacaan işleri birazcık akıllıca yapsana yaw! sonunda böle kıçında şemsiye açılmış gibi olmakta var. sana diil, seni okuyanlara acıyom valla.mehmet özcuhacioglu 15/02/2008 – 0:31Bu cesareti malesef bu Hükümet verdi, Ve bundan sonrasi yasanacaklardanda bu Hükümet sorumludur.atacans asdasd 15/02/2008 – 0:27iran gibi aynı hatta.. ordada insanları kapanmaları için kezzaplıyolardı burdada yakında öyle olur.kemal özlü 15/02/2008 – 15:34Acaba sayın başbakanımız bu olaydan sonra bacaklarına kezzap atılan kızımıza telefon açıp ben senin arkandayım demiş midir? Ne dersiniz?kenan yücel 15/02/2008 – 15:34Bunlar daha iyi günlerimiz,kadrolaşma tamamıyla bitince göreceksiniz asıl olacakları.Sokağa bile çıkamayacak bayanlar.herifler zati heyheyli, seni okuyunca iyice zıvanadan çıkıyolar, gel gdelim ziganaya diyolar. madem yicektin bu mokokoyu, çölajanını niye kovdun, hakikisi varken sahtesine kim bakar be ertu cum?
Okuzlerin kagnisi, Japon Basbakani Fukuda 71 yasindadir. Kafan dunyada yas degil tecrubenin onemli oldugunu algilayamiyor ne yazik ki. Dogru ya sen kafani naylonla sikanlardansin ki, kan gitmiyor beynine.
silikon beyinli maymunumsu, bi siktir ol git o çayı tekrar demle. çinliler yetmedi heralde, caponlarda sıraya girmiş, zevkten uçurucaklarmış seni. kıllı kemik torbası, git başka kapıya havla, naş hade naş.
gerceklerle yuzlesemeyince en ilkel savunma modu olan kufretmeye geciyorsun.kendini savunamayacak kadar aciz, tartisma yurutemeyecek kadar yeteneksiz, sorgulamayi beceremeyecek kadar cesaretsizsin.
bre kıllı kemik torbası, seni ciddiye alan biri varsa o seninle konuşsun. senin fikir dediğin o hezeyanların içine köpekler sıçsın. al o içine köpek sıçasıca saçmalamalarınıda ikile, yada yürrüüüü ense traşını görelim. naş hade naş.
ertu cum gene dönmüşsün 180 derece. bi türlü tutturamadınız şu provakasyon yemeğinin kıvamını, tikkat etde altını yakmayasınız. böle yağ yakmaya devam edersen korkarım aydınım doğanım sana tekmeyi basacak, yerine yeni birisini bulacak. hade güzelim, son düzlüğe ulaştın, son bi gayret daha.
Ertuğrul’un, Özkök’ün anlaması gereken birşey var: Türkiye artık ellerinde kukla değil. Geçti o günler… [Bunu Clicia gibiler de anlasa iyi olacak.]
NEyi annayacakmisim Muhalif Safsatokrat, neyi?Zorbaliginiz, dayatmaciliginiz ve kufurbazliginizdan baska hi cbir sey anlasilmadi.Bkz yukaridaki embesilin sizofren monologlari.
-Ba-ba-baciani mi amor…-no! no! no! i vostri puzzi della bocca!
ertu cum, sen yaşlandın artıkın, beceremiyosun bu provakasyon şiş kebaplarını. bi tanıdık var, hamili kart yakinimdir deyu seni ziyarete gelicek, ilgileniver.kendisi kafadan çatlak olup çok güzel provakasyon yemekleri yapar, senin gibi altınıda yakmaz. tek kusuru haddinden fazla konuşup yağ yakmasıdır, o sebepten kimse ciddiye almaz ama o kadarcık kusur bilim karılarında bilem olur, takma kafana.provakatörler kıraliçası -çariçasıda diyebilirsin, zira biraz manyamış- yarın sana gelicek, evropada purofüsürfüsürlerle akşam yemek yediydim diye hava basmaya çalışırsa söndür havasını gitsin, sallıyodur büyük ihtimal!
İçerden mırıldanmalarGözlemlediğim odur ki, korkutan tülbent değil, türban. Niye, çünkü, derin belleğimizdeki hayırhah kadının uzantısı tülbent. Döner yara sarar, döner kırık kol bağlar, döner sancılı başı sıkar… hastanın terini siler, yavukluya armağan olur, hasreti iyileştirir. Nurani yüzleri çevrelerken anılır…Türban öyle değil. Çünkü, türban, İslâmi tesettüre ilişkin en katı (dilerseniz, en erkeksi) yorumun benimsendiğinin ilânı hüviyetindedir; ve dolayısıyla, kadına ilişkin tüm diğer yorum ve kuralların da kabullenildiğini ima eder. Bunların arasında kötülük, fitne ve uğursuzluk kaynağı olmamızdan başka, dinen ve aklen dûn (eksik) yaratıldığımız, namazı bozan köpekler ve eşeklerle bir tutulduğumuz şeklinde…haysiyetimizi rencide eden yorumlar vardır. Türban, bu yorumların zımnen kabulü olarak görüldüğü için korkutur.Kadın/ana koşulsuz sevginin simgesidir…Hiç bir ideolojinin yada toplumsal kurgunun ya da inancın selâmeti anayı çocuklarını feda etmeye iknaya yetmezken, kadın, pederşahi kuralların inşa ettiği dünyanın iflâh olmaz muhalifi olarak tebarüz eder. Bu iflâh olmaz muhalif, yeri geldiğinde tüm kuralları çiğneyecek, oğlan ya da kız, suçları ne olursa olsun, doğurduklarının esenliğini sağlamaya çalışacaktır. “Ağlarsa ana ağlar gerisi yalan ağlar” olgusu, kadın unsurunun beşere sunduğu eşsiz sığınağı minnetle ulularken; kadının kendisi yeryüzünde gözlenen tüm karışıklıkların (fitnenin) müsebbibi olarak takdim edilir, dünya kurulalı beri.Hint’in kutsal metinlerinde, “doğuştan düşüncesiz ve hilekârdır” kadın… Buda, öğretisini sulandıracakları için kadınların rahibe olmalarına karşıdır. Ortodoks Yahudi erkeklerinin sabah dualarından biri, “Beni bir kadın olarak yaratmayan Kâinatın Yaratıcısı Efendimize hamdolsun.”… Hıristiyan geleneğinin başat bileşeni, kadının kötülük, ayartma ve günahla özdeşleştirilmesidir… Hayrın ve şerrin, cinslerdeki karşılıkları erkek ve kadın olarak belirlenirken, yeryüzüne kötülük bulaştırdıkları gerekçesiyle kadınlardan topluca tövbe edip, günahlarını affettirmeleri talep edilir… İslam’da, “Ümmetim için kadın fitnesinden daha büyük bir fitne kaldığını bilmiyorum” mealindeki cümlenin Hazreti Muhammed’e ait olduğu bildirilir. “Allahım bizi kadınların şerrinden, fitnesinden ve onlarla imtihan olup kaybetmekten koru” mealindeki duanın(3) varlığı, semavi dinlerin ortak tutumlarının yansıması olarak belirir…Öte yandan, 1900’lü yılların başlarına kadar medeni dünyanın hemen her ülkesinde bir eş, kocasının gölgesi, uzantısı, parçası olan kadın, dünyayı saran değişimden nasibini alacaktır. “Yeni kadın” erkeğin bir refleksinden ibaret olmayı kabullenmeyen, yardımcı oyuncu rolünü reddeden, kendisine ait bir içdünyasına sahip, coşkulu, bağımsız, özgüven sahibi, yaşamını bir başına sürdürmeyi göze alabilen kadındır.Yeni kadın, erkeğin ne gönlüne ne de aklına hitap eder. Erkek cinsinin en duyarlı zümresi iken şairler, yeni kadını ne görürler, ne duyarlar, ne anlarlar, ne de ayırt ederler… Edebiyat, ihanete uğramış, terk edilmiş, acı çeken kadınlar, intikamcı zevceler, büyüleyici aşifteler ya da iradesiz, renksiz, sade, şirin kızlar üretmeyi sürdürür…Yaşı ne olursa olsun, erkeğin kanatlarının altında olmayan kadın, ana muamelesi görür. Özetle, kadının ne olup olmadığı erkekler tarafından kadınlar üzerinden tartışılan bir süreç olmaya devam eder; günümüzde türban meselesinde gördüğümüz gibi…Yeni kadının tecrübesi, yeryüzündeki yaşamın somutta ispatlanan aşkla ayakta kaldığı şeklindedir, yasalarla değil… Gerektiğinde baş örten, gerektiğinde yara saran tülbent, kadınlara mahsus bilginin kadim nakil aracı olarak görülür. Bu bağlamda, türban, kadınlık bilgisinin bastırılması, diğer bir deyişle, kadının kadına ihanetinin dışavurumu olarak algılanabildiği için korkutur.Türk toplumun eriştiği tarihinin bu noktasında, yargıç kürsüsündeki yerini dişiyle tırnağıyla elde etmiş yeni kadın, tanık mahallindeki hemcinsinin şahitliğini irade ve akıl bakımından erkeklerden daha zayıf olduğu gerekçesiyle reddetmeyi aklından bile geçirmezken, dünya ve kâinat görüşünü türbanı aracılığıyla ilân eden kadın yargıcın vereceği hüküm, erkek cinsi lehine cinsiyet ayırımı yapacağının peşinen kabulü demek olacağı için korkutur. Benzeri korkular tıptan sahne sanatlarına, öğretmenlikten turizme kadar hemen her uğraş dalında nüksedebilecek; yalnız seyahat edememekten yönetici kadrolarından uzak durmaya varıncaya kadar çok sayıda olası yasaklar gündemde kalmaya ve ürkütmeye devam edeceklerdir.Bana sorarsanız, türban sorunu işbu “kadının kadına ihaneti” olarak ifade ettiğim açmazda düğümlenmektedir. Bir kısmımız türbanı egemen erkeklerle kadınlar aleyhine yapılan bir ittifak olarak değerlendirirken, diğer bir kısmımız yasakçılarla birlikte hareket etmek suretiyle kendilerine tekâmül yollarını kapayan hemcinslerinin ihaneti olarak görebilmektedirler. Her halûkârda, konu üzerinde tartışacak, uzlaşma zemini arayacak, meseleyi çözüme ulaştırmaya çalışacak olan kadınlardır; kadınlar üzerinden ahkâm kesen muhalif ya da muvafık erkekler değil.Alev Alatli