Çocuklarımıza (aslında öğretmenlerimize bile) tarihimizi anlatamamış olmanın sıkıntısıdır yaşadığımız herşey. Kendimizi anlayamamış olmamızın çaresizliğidir yabancı ellerde deva arayışımız. En son bir kompozisyonla yeniden patladı bu irin , iyi tımar edilmemiş her hastalık gibi nüksedip duracaktır. Tek çaresi ise okumaktır / okutmaktır. İdealleştirilmiş düşüncelerden sıyrılmanın vakti çoktan geçmiştir. Biz neysek oyuz neslimiz de oydu atamızda şimdimizde. Anlamamaya gayret gösterenlerin, gözlerini yumanların dışında herkese açıktır gerçekler. Dününü araştırmayan eskinin değerlerini elektronik terazide tartan bulduğuyla hüküm kesen ve bunun sonucunda 1299 yılını kötüleyen adamadır bu yazı ve onun gibilerine. Belki bu yazıyı okumayacaklardır (okuyanlar bir yerde kıstırıp anlatsınlar) herşeyin bir hikmeti vardır. Bir dostum yıllardır adını bildiğim ama her nedense alıp okumadığım Kemal Tahir ‘in ”Devlet Ana” romanı okumamı tavsiye etti (Bende size salık veririm) okudukça o kadar büyük bir eser olduğunu anladım ki tarihimize bakış açımızın bu çizgide olması gerektiği fikri hasıl oldu. Tam bu sırada yukarıdaki olay meydana geldi , Osmanlıyı kara bulut olarak gören bir öğretmen. Öğretmene mi kızmalı ? Öğretmenin bu güne kadar osmanlıya karşı şartlandırılmışlığına mı ? Osmanlıyı kötüle pirim yaparsın düşüncelerine mi ? bilemedim. Başlığa dikkat edin , Osmanlıyı kuran bu cümledir ,, osmanlı söğütteki kara bulut değil , zamanın rumu , ermenisi,bizanslısı için sığınılacak bir gölgelikti. Bu sözü söyleyen Kara Vasil in oğlu Mavro dur , söyleten Kemal Tahir. Osmanlıyı devam ettiren cümlede ”köylülerin köleliğine karşı ,Frenk soygununa,zulmüne,ırk düşmanlığına karşı biz hoşgörü, dayanışma,can,ırz,mal güvenliği sağlayacağız” ve aslı osmanlıda şudur ” Batıya yöneleceğiz ! Talan etmeyeceğiz ! Din yaymaya çabalamayacağız. Tersine herkesin inancına saygı göstereceğiz! İnsanlar arasında , din,soy,varlık bakımından hiçbir üstünlük tanımayacağız!”Devleti Alinin temeli bu esaslar üstüne kurulmuştur. Kökü sağlamdır , Hakiki oğuzun , türkün töresi budur , biz bin yıllardır süre gelen bu geleneğin yeni bir sürgünüyüz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak , bir zaman sürgüne iyi bakmak için köke önem vermedik , şimdi çınarımızın bütünüyle ilgilenmek zamanıdır. Ayaklarımız üzerinde duruyoruz artık ! Evlatlarımıza bu çınarı nasıl anlatalım diyecek olursanız orta üçten sonraki tüm neslimize başlanacak bir basamak ”devlet ana” dır. İşin Felsefesini arayanlar şuraya da bakabiliryorumlarınızla yazıyı zenginleştirirseniz memnun olurum.