Ve bir gün aşk kapıyı yeniden çaldı.Uzun süren tüm yaşamdan ve hatun milletinden tecrit edilmiş bir durgunluk döneminden sonra insanın hayatında bir hayli düşüncler yumağı birikmiş oluyor.Yaşamın hızlı akışı içerisinde göz ardı edilebilecek ufak defek ayrıntılar böyle dönemlerde daha bir gözüne batar ve kırmızı çizgilerini daha da bir kalınlaştırır insanoğlu.İşte böyle uzun süren ve hatta daha da süreceği düşünülen bir dönem geçirmekte idi. İş yaşantısının getirdiği sıkıntılı bir dönemeci geride bırakmaya çalışırken artık unuttuğunu zannettiği aşkın çok yakınlarında sinsice gezinmeye başladığının farkına bile varamamıştı.Oysa ne kadar da severdi aşkı , aşka aşık olmak deyimi onun için söylenmişti adeta. Günü birlik ilişkiler tamamen cinselliğe dayalı hayvansal dürtüleri tatmin etmek den öte gitmeyen anlık tutku fırtınaları ve sadece kendisine uzatılan sevgi dalına karşılık olsun diye ilişki yaşamaktan yorulmuştu artık. Kendisinden ne istenirse onu veriyordu.Abi diyene kardeş , dost diyene yoldaş, sohbet isteyene bülbül olmayı seviyordu elinden geldiğince .Peki ya AŞK?…Uzun zaman olmuştu tutku dolu bu yaşam arkadaşından ayrılalı. Sanki bir daha gelmemek üzere terk etmişti aşk duygusu onu.Aslında bu durumda kendisininde suçu yokmuydu ?O kadar isterken aşk ile yaşamayı ve hatta aşık iken aşka beceremiyordu aşık olmayı ve onunla yaşamayı.Aşkı paylaştığı kişi öyle bir mengeneye giriyordu ki artık canı sıkmak üzere çırpınan minik bir serçeye dönüşüveriyordu aşk ve kıskançlık yumağı içerisinde.Aşkı yirmidört saat yanına olmalıydı bir kere. Ve nefes almamalıyı onsuz bir an bile. Onun olmalıydı tüm yüreğiyle ve dokunmamalıydı hiç kimse tenine duymamalıyı hiç kimse sesini okşamamalıydı saclarını annesi bile bakmamalıydı gözlerinin içine ademoğlundan bir beşer ve adını anmamalıydı yalanlarla kirlenmiş hiç bir dil . Geçmemeliydi onun ismi herhangi bir isimle aynı ortak cümle içerisinde.Belki de bunların ve daha da manyaklık düzeyine ulaşan duygu fırtınalarının aşka ve aşığına verdiği zararların farkında olarak uzaklaşmıştı aşk ondan oda aşktan.Bir dünya kırmızı çizgi koymuştu aşk ile arasına . Sözde beyni devreye giriyor ve bu kırmızı çizgileri sorgulamaya başlıyor ve bu şekilde yaklaşmakta olan aşk tehlikeleri bertaraf edilerek mazbut hayata devam ediliyordu.Koca bir duvar örmüştü kendisine en azından o öyle zannediyordu.Ta ki gerçek aşk yeniden kapıyı çalıncaya dek. Üstelik bütün kırmızı çizgilere aykırı bütün duvarları yıkarak.