Sebebi ziyaretlerinin ne olduğunu bilmediğimiz hatta ziyaretlerinin de kesinlik kazanmadığı uzaylı diye hitap edilen şeylere taş atmayalım, attırmayalım, atan varsa söyle atmasın . Bu gün ona yarın sana , yazık yahu acıdım valla…Herkes sözleşmiş gibi aynı şeyi söylüyor ‘ Abi orada bir ışık belirdi, aniden kayboldu. Yanıp sönüyor, Süleymanların evinin üzerinde bak tam şurası’ diye devam eder gider bu tip halüsilasyon vakaları. Hatta resmini çekmeye çalışanlarda vardır ama hala somut bir sonuca ulaşılmamıştır. Gecenin dar vakti kafayı çektiysen, burnunun ucunu göremeyecek hale geldiysen , görebileceğin tek şey var o da uzay gemisi ve saz arkadaşları…Milletin kafasında çizdiği uzaylı şekli hep aynıdır.1) Rengi yeşil olacak.2)Gözleri tekte olabilir, çiftte ama büyük olmalı3) Boyları kısa4) Kulakları uzun (Mr.Spak baz alınarak, ‘kulağı uzundur herhalde’ deniliyor.)5) Ellerinde teknolojik silahlar ,altlarında Ferrari , şey yok yok uzay gemisi (!)….Falan, filan . Bu tarif insanlara öyle bir yerleşmiş ki artık bu tarife uymayan gerçek bir uzaylı gelip ‘ben uzaylıyım’ dese bizimkiler ‘hadi lan ordan’ der. ‘Kimi kandırıyorsun hey yavrum hey , senin bir kere rengin yeşil değil’ diye akıl bile verirler. Bu ağız dalaşı teknolojik silahın uçurduğu kelleyle son bulursa, ölen adamın yanındakiler durumu ancak uyanır. ‘Yok abi baksana gerçek uzaylı bu, biz yanlış biliyormuşuz demek ki, tüh Selim abinin kellede gitti… ’ diye söylenirler.Uzaylının varlığına hala inananlar mevcut ve bu kişiler uzaylı görmek için can atıyorlar. Ama gördüklerini düşündükleri anda da taşlıyorlar.Burada bir çelişki yok mu sizce? Hem görmek istiyorsun ve ‘Gelsene delikanlıysan’ diye hava atıyorsun ; hemde geldiğini sandığında korkup,taş atıp ‘Abi ben ettim, sen etme’ diyorsun.