Sabahın kör 5’i… Açık pencereden içeri giren ezan sesi…uzuyor uzuyor uzuyorrrr… ezanı uzatmak günah değil mi?!Yanımda uyuyan BİRİ…en son İKİMİZ idik, ne zaman BİRİ ola-bildik…ola-bile-mez bu…BİRİ ne dokunmak istiyorum, elimi uzatıyorum, ulaşamıyorum…Aramızda ki mesafe o kadar uzak ki, ta buradan sana kadar yol olur…Ben uyurken BİRİ ne dokunmazsam, korkuyorum…Dokunmak… Dokunak… Doku….Yağmur yağıyor…Çatı da oturdun mu sen hiç?Çatıyı döven yağmuru dinledin mi hiç?Yağmur haklı!- Ne işin var çatıda senin?!- Yan bahçedeki incir ağacının dalları uzanıyordu bizim çatıya,annem işe gidince,ben doğru çatıya…yarıklarından balları akan o büyük,o muhteşem incirlerden yiyecektim ben…cennet meyvesiymiş incir…bu çatı cennet miymiş?-O huysuz yaşlı seni görürse ne yapar biliyor musun?!-Küfür eder,kovalar! görsün hem ne olacak ki? o bizim çatıya çıkamaz ki…-Ben ÇATI KIZIYIM… düşmeden kiremitlerde gezebilirim…-Sıcak kiremitlere yattın mı sen hiç?Ne işin var çatıda senin?!…Bu sabahın kör 5’inde çatı konuştu yine benimle…Çatı dedi; kurtar beni bu yağmurdan !Yağmur dedim; çekil oradan ! sıkıysa gel benim üstüme yağ !Her şey üstüme yağıyor zaten,Dünya üstüme yağıyor….Galaksinin birinde yıldızlar da yağdı üstüme,Bir kara deliğe gireyim dedim,Kütlem sonsuz, hacmim sıfırlanınca tuzla buz oldum….Neyse ki rüya görüyor muşum !Rüya mı gerçek mi onu da bilemiyorum ya,Rüya olduğunu sanıyorum…Sanmak… Sanılmak… Sanı…“Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,Hiçbir dakikamı yaşayamazsın”…. Atilla İlhan‘nın dizelerinde uyukluyorum bazen…Biz uyurken mi uyanıyoruz acaba?!Rüyanız da ağlarken ya da gülerken,gerçekten de ağladığınız ya da güldüğünüz olmadı mı?Tüm gerçekliğiyle hissetmediniz mi acılarınızı, heyecanlarınızı…?!İnsanlar uyurken yarı ölüdür derler ya,Ölmek belki de uyanmaktır ha!Schrodinger’in kedisi gibiyim!Öldüm öldüm dirildim,Hem ölüyüm hem diriyim….Rüyada mıyız biz yoksa?!Rüyaların içinde rüya görürüm ben,İki aynanın ortasında gibiyim…sonsuzluğun ortasında ben….Bu rüyadan uyananı da görmedim ki sorayım,uyandığında ne oldu diye?!Uyanış… Uyanık… Uyan…Bu sabahında kör 5’inde uyandım,Balkona çıktım.Yağmurun sesine karışan çatılarla konuştum,Çok şey anlatılarda yazamadım…çığlık attılar da duyamadım…Duyan yerlerim acıyordu,Acımasın diye duyularım yağmuru kokladım,Toprağı kokladım…Tanrıyı kokladım…Bana can veren toprağa, beni uyan-dır-ma-sın diye yalvardım…
yorumlar
Yazı da güzel olmuş ama thing
Teşekkür ederim.Güzel olan, yorumlarınız olmuş 🙂
aysel git başımdan..yazı güzel, etkileyici, atilla ilhan zaten muhteşem.
kedidir o kedi..
he ya nedir o kedinin çektiği :))çatıya çıkmış intihar edecem deye,dedim dur yapma etme,bu çaban nafile,sen hem ölüsün hem diri,intihar etme olasılığın yok di mi?!belirisizlikten sikılmış huzur arıyor,kedi aklı işte 🙂
efendim size “hayaaaaaat, beni neden yoruyosun” cümlesi ile başlayan güzide eser eşliğinde iki göbek atma, 3 gerdan gıvırma öneriyorum.. kalçaya eşarpta bağlansın, dert tasa kalmasın..
yoruuuumm….yorummmm…. yazı- yoruuuumm.. ama okuyamı-yoruuumm…
ilk altı paragrafı sevdim.
bu önerinizi kabul ediyor, hemen zilleri takıyorum…akabinde de koy .ötüne bu dünyanın diyorum :)))hobaaaaa….
Önerini kabul ediyorum,zilleri taktım geliyorum sedacım :)hobaaaareeyyyy…
çözdün işi sen..
lisedeki ingilizce hocamın bu cümlesi yankılandı beynimde bir anda…”repeat after me please !”ingilizce hocam da mı hafif de yoksa ?!yazı gitmedi sanıp bu iki kere tekrarlananlar can sıkıcı kanımca 🙁
bu yazıya bir şey kaçmış.. yorumları okunmuyor..
kedi kaçmış kedi….yorumlar hem var hem yoklaryohuz biz yoğhuuuzzz:))))