tabanı erimiş kösele bir ayakkayı andırıyordu yüzü.hayatın, çivili kırbacını sırtından eksik etmediği öksüz bir kabilenin ürkek üyesiydi.elleri bir kaplumbağanın kabuğundan farksızdı.ıssız bir gölgesi vardı yüzünün.boynunu büküp kuytu bir köşesine sığınmaya çalıştığı kaldırımlarda, o hep hasretini çektiği ama hiç tadamadığı,sabah mahmurluğunun vücuda sinen aromasıyla ailece yenen sabah kahvaltılarının sade ihtişamınınnasıl bir hayat kaynağı olduğunu düşünmemeye çalışarak morarmış gözlerini sımsıkı kapatmayauğraşırdı içindeki keskin titremeyi hissetmemeyi kim bilir kaçıncı kez denerken…
yorumlar
Gerçekler etrafınızı sardığında tek sığınağınız hayal gücünüzdür, sözü geldi aklına nerde duyduğunu hatırlamaya çalıştı, hatırlayamadı.. Sımsıkı yumdu gözlerini sıcak bir oda düşledi, böyle başlardı düşleri genelde tek tek yerleştirirdi herşeyi, çatırdayan odunların sesinin duyulduğu bir soba vardı odada, sobaya yaklaştı, sıcaklık yüzüne vurdu, gözlerini daha sıkı kapadı, sobanın üstünde bir dilim ekmek hayal etti, bir tarafı kızarmış, elini uzattı, ısınan ekmeği çevirmeye çalıştı…
etiketleri de yazıları kadar anlamlı olan değerli olan Mefkud,seni okumak, anlamak zevk veriyor…
gözleri huşu ile kapalıydı.. hafifçe mekanizmayı çekti.. şarjörden çıkan merminin etkisiyle namludaki mermi fırladı birden.. sırıttı belli belirsiz.. “zaten ağzındaymış” diye mırıldandı.. şarjördeki merminin yatağa oturuşunu hissetti ve garip bir haz duydu bundan.. yavaşça ve tuhaf bir saygıyla yerine oturması için serbest bıraktı mekanizmayı.. yerde duran sahipsiz mermiyi masanın üzerine koydu.. hiç konuşmadan tekrar kapadı gözlerini.. namluyu ağzına soktu.. gözlerinin önünde hiç bir resim hiçbir anı yoktu.. ne bir hüzün ne de mutluluk.. acı yada keder yoktu.. namlunun metalik tadı dilini burdu.. daha önce tattığı bir şey miydi bu..? hatırlayamadı.. sonra birden o boşluğun içinden çocukken dokuz voltluk pillerin artı eksi ucu arasına dilini soktuğunda hissettiği tad geldi aklına.. gülümsedi.. geçmişe dair tek anı buydu.. tek hatıra onu gülümseten.. yavaşça ezdi tetiği..
la oğlum sana o kadar laf attım, bi karşıma çıkamadın. bu korkaklık, ürkeklik ne? bu kız tavırları, çekip gidecem hüüü, hüüü, ağlarım. ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar cikcikleri. bencileyin sızlanmalar. hep bana hep bana demeler.tamamladım anam.
tam am oolum! tam am taam eyle ey binbir suretsiz, meymenetsiz kubur uru!bok kâtibi! çük orgazmgenerali! h’amcık kötürüm!siklioğlu tekkesi abazan abonesi!senin hamhalat, şizoid sanal şahsiyetine ne vakit bir tomar çomak soktuğumu hatırlamıyorum…bu “karşıma çık” sakilliğini, hödüklüğünü ka’le alamayacağım.kişilik parçalanmaları, ruh arsızlıkları hususunda tedavi edici kelimeler serpemiyorum çalakalem çizilmiş ruhlara…işine bak, işine git, çişini tut!o kadar!
şöyle kendin ol oğlum, sal kendini. ortalarda kasıntı kasıntı dolaşma.
yarın da sen ol bunu yazan ne farkeder önemli olan yazan,anlatan söyleyen ve de söylettiren.ellerine sağlık üstad çok şey öğreniyoruz senden bilesın ama bu densiz ardışık laflar sana yakışmıyor bilesın.
ne kadar sütübozuk, ipsiz sapsız, silik, isilik ruh kaçkını embesil varsa silme burada gezip tozuyor anlaşılan…tam am, tam am am ca.. salarım ben ortalara kendimi…sen yeter ki büzme anüs kaslarını… rahat rahat sıçabilir,sıçrayabilir, sıçratabilirsin…”kasıntı kasıntı” dolaşmak nasıl oluyor ortalarda “fiziken” görünmeden, bunu da çok absürd buldum aklını fezada kovalayan “kendi gibi” olan bay mahlukat…senin seveceğin şekilde yazayım mı am ca?”şöyle” de, “kendin” de, “ol” da, “oğlum” da, “sal” da,”kendini” de, “ortalarda” da, “kasıntı” da, diğer “kasıntı” da,”dolaşma” da ta dibine kadar…taaa! a-aaa!nasıl zevk aldın mı? gevşedin mi? şakaklarındaki damarlaryumuşadı mı?sana çok kısa süreliğine de olsa “adam yerine konulma” hissiverdim.bununla idare et, bir daha cevap alamayacaksın çünkü!
la oğlum, mefkud. ne kasıntı şeysin? şakalarda kakalarda kasıntı, hayatın böyle geçiyor (mu). bunu anlamam için senin boyuna posuna ihtiyaç yok. yazdıklarından, buralardan soğudum gidecem diyişinden, kendini beğenişinden ap açık ortada.bencileyin, bir başkasına beğeni ifadeni hiç yazmıyosun. kendi yazdıkların dışında başka bir yere yorum yapmıyosun.başka yazıları tutmuyosun.iltifat duydukça kıçınla beraber başında gevşer.tam am la dım, an am
ben itliğimi, amaçlarımı en başından kabul ettim.sizi deşmeye dev am.
aaa aa bu yine gelmis
o arada yoldan geçen bir arabanın üzerine sıçrattığı su ile kendine döndü..nasıl yanı o orda geziyor ben burada ..döndü ellerini çevirip çevirip baktı…tüh anasını bu eller ne halt edecek şimdi neye yarareskıden olsa tuttuğunu koparırken şu haline bak..bembeyaz yüzüne ışık vurdu birden,gözleri pırıl pırıl dı ..bulmuştu işte ne yapacağını ve bu ellerin neye yarayacağını…önce malzeme bulmalıyım amma nasıl dedı o kara elleri ile başını kaşırken düşünüyordu kendı heba olmuş hayatını nasıl başkaları için kullanarak mutlu olur dıye….
lavların içinde sevişen iki alev parçasından biri ben miydimhafif üyesi, mefkud’u takip edesi arkadaşlarım?sordum.kabahat mi işledim?