Grace Stewart, savaşa giden eşi Charles‘tan haber alamamış, şehirden uzak bir kasabada; büyük bir çiftlikte, kızı Anne ve oğlu Nicholas ile birlikte yaşamaktadır.
1940‘lı yılların kasvetli havası hüküm sürerken, güneşe karşı ölümcül alerjisi olan iki çocuğu yüzünden evin perdeleri hep kapalıdır.
Kuralcı bir anne olan Grace için ev ve bahçe işleri ağır gelmeye başlayınca, bahçıvan ve ev işleriyle ilgilenecek yaşlı Bertha ile dilsiz kızdan oluşan aileyi işe alır.

Grace, yaşlı Bertha‘ya evi gezdirip, bütün kuralları anlatır ve dilsiz kızın da bir sorun yaratmayacağından emin olur. Ev işlerini iki kadına teslim eden Grace, yine de sürekli müdahale etmek zorunda kalır.
Hizmetçilerle samimi olmaktan hoşlanmayan Grace, evinde yaşamaya başlayan bu ailenin gizemli tavırlarına karşı dikkat kesilir.

Evin temizliği ve hergün düzenli olarak açılıp, kapanan perdeler gibi işleri yaparak günlerini geçiren Grace, kızı Anne‘in ‘görünmeyen’ kişilerle konuştuğunu farkeder. Bunu ‘psikolojik sorun’ olarak nitelendiren Grace, Bertha‘nın da Anne‘e inandığını görünce aile hakkındaki düşünceleri belirginleşmeye başlar.
Yıllardır kapağı açılmayan piyanodan gelen melodiler, kendi kendine çarpılan kapılar, savaşta öldüğüne inandığı eşinin ani dönüşü ve Grace‘in aynada gördükleri, O’nu ‘psikoloji’sine değil, yaşamla ölüm arasındaki o sıkışık alana götürecektir.

Şilili yönetmen Alejandro Amenábar‘ın yazıp yönettiği 2001 çıkışlı “The Others“, klasik korku / gerilim filmi senaryosuna rağmen Nicole Kidman‘ın başarılı performansıyla türünün en iyi örneklerinden biri olmayı başardı.